|  | Obua Ailesi-üflemeli çalgı |  | 
|  09-21-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Obua Ailesi-üflemeli çalgıObua Ailesi-üflemeli çalgı Obua, ortaçağda Avrupa'da kullanılan shawm adlı boğuk sesli bir tür zurnadan geliştirilmiş, konik borulu, çift kamışlı, üflemeli bir çalgıdır  İlk olarak 17  yüzyıl sonlarında Fransa'da kullanılmıştır  Obua adı, Fransızca'da "yüksek" anlamına gelen haut ve "tahta", "ağaç" anlamına  gelen bois sözcüklerinden türetilmiştir   Üzerinde değişik notalara ayarlanmış bir anahtar düzeneği bulunan gövde, uç bölümde dar bir kalakla son bulur  Modern obuanın 10 anahtarı vardır  Obuanın klarnet ve flütten daha keskin olan sesi iki oktav genişliğindedir  Oldukça geniş bir solo repertuarı vardır  Çaykovski'nin Kuğu Gölü balesinin ikinci perdesindeki soloda olduğu gibi hüzünlü ve romantik ya da yerine göre tam tersi, canlı ve şen bir etki yaratabilir  Obua genellikle gül ağacından yapılır  Ses, konik borunun dar ucundaki iki kamış parçanın üflenmesiyle elde edilir  Bu kamışlar bambuyu andıran Arundo donax bitkisinden yapılır  Birkaç değişik obua çeşidi  vardır  Bunlardan korangle'nin (cor anglais) sesi zengin ve ağır  tonludur  Johann Sebastian Bach'ın yapıtlarında çok sık yer verdiği obua  d'amore ise yumuşak tonludur  Antonin Dvofâk'ın Yenidünya'dan olarak  bilinen Dokuzuncu Senfonisinde korangle kullanılmıştır  Kimi zaman da  derin sesli bas obua kullanılır  Buna heckelphone denir ve ilk olarak  Richard Strauss'un Salome operasında yer almıştır  Yaklaşık 2,5 metrelik kıvrılmış bir borudan oluşan fagot ve kontrfagot, bas obua türleridir  Canlı ve neşeli ritimler soprano obua, ağır ve dramatik besteler bas obua ile seslendirilir  İgor Stravinski'nin Bahar Ayini balesinin girişinde kısa bir fagot solosu yer alır  İlk kez 17  yüzyılda kullanılmaya başlayan kontrfagot, obua ailesinin kontrbası sayılır ve sesi normal fagottan bir oktav daha peştir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Obua Ailesi-üflemeli çalgı |  | 
|  09-21-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Obua Ailesi-üflemeli çalgıOBUA      Üflemeli tahta müzik aletleri ailesindendir  Alt kısmı geniş, üst tarafa doğru daralan tahta bir boru olup, üç kısımda incelenir;      1  Birinci kısıma huni adı verilir  Bu bölüm Obuanın en geniş kısmıdır  Orta kısma girebilecek bir şekilde son bulur  Böylece ikinci ve üçüncü kısımlar birbirine eklenmiş olur  Obuanın en pes (kalın) sesleri bu bölümde bulunurlar       2  ikinci kısım obuanın en hassas olan kısmıdır  Mekanizmanın en ayrıntılı aksamı bu bölümde yer almıştır  Ajiliteye (sürate) en uygun olan ve zorluk göstermeyen, en entonasyon hatası bakımından en güvenilir olan kısmıdır  Aynı zamanda Obuanın en tatlı seslerini içerir  Kulak üzerindeki etkisini (unutulmayan izlerini) bu orta kısımda buluruz  Doğal seslerin ağırlık merkezi bu bölümdür        3  üçüncü kısım ise obuanın en dar yeridir  İkinci kısımla birleştikten sonra Alet tamamlanmış olur  Bu kısım, sesleri oktavlamaya yarar  Tabii sesler bu kısımda yerini, yavaş yavaş tahrik edici seslere bırakır  Tiz (ince) sesler, dudak ve parmak hünerleriyle elde edilen ilave sesler (gün geçtikçe bu ilave sesler tiz ses olarak tabiileşmektedir) bu kısımda yer alır  İncecik bir sesin feryadına bu bölümde rastlarız       Bu son parçanın diğer bir karakteristik bir vasfı da, Obuada ses sağlayan kamışın aynı kısımda yer almış olmasıdır  Son parça sayılan kamışla Obua en dar ve uç noktasına kavuşmuş olur  Kamış çift taraflı olup madenden yapılmış yuvarlak bir tüple, ince ve mumlanmış bir iple bağlanır  Tüp üstüvani bir mantara yerleştirilmiştir       İncelmiş olan uç tarafın büyük bir dikkatle korunması lazımdır  Herhangi sert bir cisme dokundurulduğu veya sürtüldüğü taktirde hemen kırılır veya bozulur  Böyle bir duruma düşmüş olan kamıştan hiçbir zaman istenilen kalitede ses kabul edilmez  Bu hassas araç dudaklar arasına yerleştirilip üflendiği zaman, nefesi Obuaya nak-lederken, aynı zamanda ihtizas eder  Obuaya giden nefes (hava dalgacıkları) parmaklar vasıtası ile yönetilen mekanizmadan dışarı çıkarken, istenilen ses de elde edilmiş olur ve bu parmak hareketleri-nin sonucunda Obuanın icrası meydana gelir       Mekanizma altısı yandan olmak üzere on perdeden oluşur  Her perdenin bir veya iki, alttan ve üstten itici yayı vardır  Perdeler birbirine miller vasıtasıyla bağlanmıştır  Yaylar çelikten miller madenden yapılmıştır  Yaylar levha ve yuvarlak olmak üzere iki şekilde tespit edilmiştir mekanizmanın diğer kısımları ise gümüş veya nikeldir  Ağaç kısmı ise şimşirden, fil dişinden fazla olarak da abanoz veya sedirden imal edilir  Obuanın teorik uzunluğu 69  6 cm dir  (la) diyapozonuna göre do olarak imal olunur ve partisi transpoze edil-meksizin okunur  Notası ikinci çizgi sol anahtarı ile yazılır ve olduğu gibi okunur        İki oktav ile bir dörtlüden oluşan tam bir kromatik diziyi ihtiva eden ses genişliği, portenin altında birinci ilave çizgisindeki si bemolden, portenin ikinci aralığındaki o diyeze kadar tabii sesler ondan sonrakilerde oktavlama suretiyle elde edilen sekizlilerdir  OBUANIN ÇEŞİTLERİ      Aynı aileden Koranglenin, alto Obuanın bilinen obuadan farkı yoktur denilebilir  Teknik yapılış aynıdır  Sadece boyu daha uzun, ses genişliği Obuanın bir beşli pesinden olmak üzere, gene iki oktav ve bir dörtlüden teşekkül eder  Sesinin rengi obuaya göre daha kapalı tok ve içlidir  Obuadan ayrılan tek özelliği kamışın doğrudan doğruya üçüncü kısma yerleştirilmeyip es denilen deveboynu şeklindeki bir maden boruya takılmasıdır        Konrangle partisini notaya alış biçimi ise zaman zaman değişmiştir  19  Yüzyılın ortasına kadar Fransada gerçek sesler halinde ve ikinci çizgi do anahtarı ile yazılıyordu; aynı devirde İtalyadaki hakiki tonla yazılmış, fakat alt oktav göz önünde bulunmuştur  Zamanımızda ise ikinci çizgi sol anahtarında yazılıyor; buda partisyonun okunuşunda zihnen bir beşli aşağıdan trans-pozisyonla okumayı gerektirmektedir        Gene bu aileden Obua dAmour (Aşk Obuası) ile Obua Da Caccia (Av veya orman Obuası) denilen bir başka Obua, Bach zamanında kullanılmış olan Obualardır  Obua dAmour, Bach kantatlarının bazılarında yer almıştır  Bilinen Obuanın bir küçük üçlü alt tarafından çalınıyordu ve Obua ile korangle arasında ortada bir yer tutuyordu  Bunun bazı örnekleri son zamanlarda yapılarak Bachın eserlerini çalmakta kullanılmıştır        Kompozisyon alanında Obua bu güne kadar ailenin hemen hemen en ileri gelen aletlerinden olmuştur  En büyüğünden en küçüğüne kadar bütün kompozitörler, Obuanın rakik, zarif ve hafif ses renginden mümkün olduğu kadar yararlanmışlardır  Obuanın en beğenilen tarafı Staccatoları yani dilleridir  Bu çalışma ancak teknik pasajlar içindir  İkinci imkan Bach�dır  Zıt pozisyonlar kullanmamak şartıyla bütün rejistr boyunca bu imkan mevcuttur  Dil ve bağ ortak kullanıldığı zaman renk ve ifade olanca kuvvetiyle belirir  Ritimde sürat bakımından flüt ve klârinetten sağlanan yarar, Obuâda imkansızdır  Bunun için ritim hususunda mümkün olduğu kadar dikkatli olmalıdır  Sürat klârinetin düzeyine çıkarılmamalıdır       Obuaının en dakik işleyebilen ses genişliği portenin birinci çizgisindeki mi den portenin üstündeki ikinci ek çizgisine yazılan re ye kadardır  Kromatik olarak ve hemen hemen pozisyon durumu düşünülmeksizin bütün rejistr boyunca, istenildiği gibi hareket edilmektedir  Böyle bir anlayışın ne kadar doğru olduğunu ve ne zamana kadar yaşayacağını zaman gösterecektir       Obua, bize şu imkanları verebilir: iyi bir crescendo ve diminuendo, vasat bir piano, orta derecede forte yapabilmek, ön planda mümkün olan unsurlardır  Bunların dışında kalan nüans durumları ise vasattır  Bir orkestra şefi titizlik göstererek olduğundan fazla piano veya forte istememelidir  Aksi takdirde ses kalitesi düşecek ve ses dahi çıkmayacaktır  Obua solo vaziyette iken akompanye daima piano olmalıdır  Bu duruma riayet edilmediği takdirde, nüans bakımından çok zayıf bir müzik elde edilmiş olur   Obua ailesi: (Yukardan aşağıya) Tenor obua, Korangle, Obua d�amore, Obua OBUANIN TARİHÇESİ       Yapılışına göre eski bir geçmişi olan bir müzik aletidir  Bu tipteki aletlerin ilkel şekilleri Mısır anıtları üzerinde resmedilmiş ve bütün doğu kavimleri arasında kullanılmış olup, zamanla bu tipten muhtelif müzik aleti aileleri türemiştir       Avrupada korunarak varlığından doğan iki aileyi Virdung ayırd etmiş ve Preatorius bunların tariflerini yapmıştır  Bu iki aileden bir tanesi, muhletif boylarda iki kanatlı kamışı olan ve üstüvani borulu Cromorhe�ler ailesi, öteli de (tiz) şalmey, (alto) pommer ve fagotun ataları olan üç büyük Pommer çeşitidir  XVI  Ve XVII  Yüzyıllarda tiz şalmey ailesinden olup Duçen veya Diskant nevinden olanı, bugün kullanılan soprano Obua halini almıştır  Halk dansına eşlik etmekte kullanılıyordu   Thoinot Arbeau bu aletle trompet arasında bir dereceye kadar yakınlık bularak birbirleriyle oktav aralıkta çalan büyük ve küçük Obuaların birleşik olarak çalmalarını tavsiye etmiş ve büyük bir velvele çıkarmağa gayet elverişli olan bu çiftlerin, kasaba şenliklerinde ve büyük toplantılarda işe yarıyacağını da söylemiştir  Mersenne Obuanın aynı işte kullanılmaktaki yararından bahsederken, trompet hariç tutulacak olursa bütün müzik aletlerinin en kuvvetli ve en şiddetli seslisi nin Obua olduğunu söyleniştir  Bu nedenlerden dolayı Obua, Louis XVI  zamanında kurulan ilk askeri mızıka takımlarına alındı        Bir nevi Fransız gaydası olan Müzet çalanlarla Obua çalanlar Ecurie mızıkasında karışık bir halde yer alıyorlardı; bunların çalış tarzında De Pure kusuru havayı (nefesi) sürekli vermek hususundaki güçlükten ileri gelmiş sayıyordu, yani eşit uzunlukta ses çıkarılamadığını söylemek istemişti        Böylece Obuanın sesi ve tınlayışı erkenden beğenilmiş olmasına rağmen, müzik aletleri takımların bir işe yaramaz sayılmıştı        Opera, oratoryo ve kantatlarında Steffani, Keiser, Haendel ve Bach, daima çokça sayıda Obua kullanarak keman partilerini duble etmişlerdir  Orijinal orkestrasyonuna nazaran Haendelin Messiesi 1910da Pariste Raugel tarafından idare edilirken, bu yolda fazla Obua kullanılmak suretiyle icra edilmiş ve kuvvet bakımından fevkalade sonuçlar alınmıştır  Obua çalışta büyük virtüözler tarafından sağlanan ilerlemeler sayesinde bu aleti solist olarak orkestrada kullanmak göreneği doğmuş ve XVIII  Yüzyılın ikinci yarısında Besozzi kardeşlerin gösterdiği maharet bu hususta çok işe yaramıştır  O devirde Obuanın henüz üç perdesi vardır  Bunlardan ikisini 1727de Alman Gerhand Hoffmann katmıştı  Paris konservatuarının müzesinde Sallantin�in kullandığı dört perdeli Obua korunmaktadı  Perdelerin sayısını Delusse (1780), Buffet (1884), Brod (1846) ve Triebert (1813-1878) arttırmışlardır  Bach, eserlerinde Obua�ya büyük şair solist rolünü gördürmüştür  Bu rol sonradan dikkati çekecek kadar güzel olan sesi sayesinde korangle�ye geçmiş ve bir zamanlar soprano Obua için ün sağlamış olan bazı kompozitörlerin eserlerindeki hakiki şairane rolü kendisine emanet ettirmiştir        Tınlayşlarının şairane karakteri nüanslı tesirler yaratmaktaki meziyetleri, seslerin cazibesi sayesindedir  Modern kompozitörler elinde her iki alet birinci planda yer almışlardır        Oda müziği alanında Obua oldukça önemli rol oynamıştır  Schumann�dan modernlere gelinceye kadar kompozitörler Obua üstün seviyesiyle kullanmışlardır  Berlioz Obuayı överken der ki: geçmişe ait duyguları uyandırmak suretiyle bu alet, bütün aletlere üstün gelir      XX  yüzyılın malı olabilmiş ve bu arada Leon Goussens gibi şöhret yapmış Oboistler yetişmiştir  Bu virtüözlerin sayesinde Obuanın edebiyatı her gün zenginleşmektedir  Aranjmanların sayısı ise çok kalabalıktır   BİZDE OBUA      Obuanın memleketimize girişi hakkında bir şey söylenemiyor ancak tahminlerle aydınlanabilmekteyiz: Türkiyedeki ilk Avrupai müzik kurumu II  Mahmutun Yeniçeri teşkilatını kaldırıp Nizam-ı Cediti tesis ettiği zaman kurulmuştur  Müzikai Hümayun adını alan bu kurum, Harbiyei Şahane, Tıbbıye Şahane, Mühendishanei Berrii Hümayun gibi Avrupai teşekküllerle bir arada meydana getirilmiştir   Bu olay 1827 yılına rastlamaktadır  İlk idareci olarak İtalyan Giuseppe Donizetti tayin edilmiştir  Donizetti işe, İtalya�dan getirttiği iki uzmanla başlamıştır: Biri tahta nefesli müzik aletleri için getirilen klârnetist Candelli, diğeri bakır üflemeliler için getirilen trompetçi Rossidir   Fakat Obua fagot ve saksafonun ancak Aranda Paşa zamanında girdiği tahmin edilmektedir  İkinci ihtimal ise Obuanın bize flütist Saffet beyle geldiğidir  Paris dönüşünde saray mızıkasını düzenlemeye memur edilmiştir ve bu düzenleme sırasında Obuanın bandoya katıldığı rivayet edilir  Üçüncü bir söylenti, eski Tophane mızıkacılarından merhum Mustafa Rahmi Beyin Mahmut Ragıp Gazimihale anlattılarıdır  Korangle ve Obua önce tophane mızıkasında yer almış üç beş sene sonra da, saray bandosuna ithal olunmuş         Son iki söylenti pek doğru sayılmaz  Çünkü Donizetti zamanında opera temsillerinde saray orkestrası da zaman zaman yer alıyordu  Obuasız bir opera orkestrası düşünmek yersizdir  OBUANIN BİZDE İLK ÇALICISI KİMDİR?      Araştırmalar tanınan ve ilk anılmaya değer bir çalıcı olarak sayılabilen Merhum Yusuf Ziya Beye kadar anılmaktadır  Bu Oboist Eftal Günşiray�ı yetiştirmiştir       Yerli müzik aletlerimiz içinde Obuaya en yakınlık gösteren alet zurnadır  Obuanın ecdadından olduğu kanısı da ayrıca düşündürücü ve araştırmaya değerdir  Yapılış itibari ile Obuanın pirimitifi olarak sayılabilir  Sesinin benzerliği ve tınlayışı arasında çok az bir fark vardır        İkinci alet Meydir  Meyin benzerliği ise sadece kamıştadır  Obua kamışının daha enlisi ve uzunudur  Fakat ses rengi bakımından klarinet�e olan yakınlığı, yapılışını fazlasıyla değerlendirilmesine engel olmaktadır   | 
|   | 
|  | 
|  |