Ruhun Yüksek Lezzetleri Varken,Neden.... |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ruhun Yüksek Lezzetleri Varken,Neden....Ruhun Yüksek Lezzetleri Varken,Neden ![]() ![]() ![]() ![]() Hakkında Ruhun Yüksek Lezzetleri Varken,Neden ![]() ![]() ![]() ![]() Ruhun yüksek lezzetleri varken, neden yeme içme cinsellik gibi cismani lezzetler için cismani hasir gerekecek? Madem Ruhun Ali Lazaizi Var Ona Kafidir Lezaiz-i Cismaniye Için Bir Hasri Cismani Neden Icabediyor? Cennet'e dair, Cennet'ten daha güzel, hurilerinden daha latif, selsebilinden daha tatli olan beyanat-i âyât-i Kur'aniye kimseye söz birakmamistir ki, fazla birsey söylensin Fakat o parlak, ezelî ve ebedî, yüksek ve güzel âyetleri fehme takrib için bazi basamaklari, hem o cennet-i Kur'aniyeden nümune için bazi çiçeklerin nümunesi nev'inden bazi nükteleri söyleyecegiz Bes rumuzlu sual ve cevabla isaret edecegiz Evet, Cennet bütün lezaiz-i maneviyeye medar oldugu gibi, bütün lezaiz-i cismaniyeye de medardir![]() Sual: Kusurlu, noksaniyetli, mütegayyir, kararsiz, elemli cismaniyetin ebediyetle ve Cennet'le ne alâkasi var? Madem ruhun âlî lezaizi vardir; ona kâfidir Lezaiz-i cismaniye için, bir hasr-i cismanî neden îcabediyor?Elcevab: Çünki nasil toprak suya, havaya, ziyaya nisbeten kesafetli, karanliklidir; fakat masnuat-i Ilahiyenin bütün enva'ina mense' ve medar oldugundan bütün anasir-i sairenin manen fevkine çiktigi gibi ![]() hem kesafetli olan nefs-i insaniye; sirr-i câmiiyet itibariyle, tezekki etmek sartiyla bütün letaif-i insaniyenin fevkine çiktigi gibi![]() öyle de, cismaniyet; en câmi', en muhit, en zengin bir âyine-i tecelliyat-i esma-i Ilahiyedir Bütün hazain-i rahmetin müddeharatini tartacak ve mizana çekecek âletler, cismaniyettedir Meselâ: Dildeki kuvve-i zaika, rizk zevkinde enva'-i mat'umat adedince mizanlara mense' olmasaydi; herbirini ayri ayri hissedip tanimazdi, tadip tartamazdi Hem ekser esma-i Ilahiyenin tecelliyatini hissedip bilmek, zevkedip tanimak cihazati, yine cismaniyettedir Hem gayet mütenevvi ve nihayet derecede ayri ayri lezzetleri hissedecek istidadlar, yine cismaniyettedir Madem su kâinatin Sânii, su kâinatla bütün hazain-i rahmetini tanittirmak ve bütün tecelliyat-i esmasini bildirmek ve bütün enva'-i ihsanatini tattirmak istedigini; kâinatin gidisatindan ve insanin câmiiyetinden, -Onbirinci Söz'de isbat edildigi gibi- kat'î anlasiliyor Elbette su seyl-i kâinatin bir havz-i ekberi ve bu kâinat tezgâhinin isledigi mahsulâtin bir mesher-i a'zami ve su mezraa-i dünyanin bir mahzen-i ebedîsi olan dâr-i saadet, su kâinata bir derece benzeyecektir Hem cismanî, hem ruhanî bütün esasatini muhafaza edecektir Ve o Sâni'-i Hakîm ve o Âdil-i Rahîm; elbette cismanî âletlerin vezaifine ücret olarak ve hidematina mükâfat olarak ve ibadat-i mahsusalarina sevab olarak, onlara lâyik lezaizi verecektir Yoksa hikmet ve adalet ve rahmetine zid bir halet olur ki, hiç bir cihetle onun cemal-i rahmetine ve kemal-i adaletine uygun degildir, kabil-i tevfik olamaz |
|
|
|