Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Sorularla İslamiyet

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ruhu, secdenin

Secdenin Ruhu Nedir?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Secdenin Ruhu Nedir?




Secdenin Ruhu Nedir?
Hakkında Secdenin Ruhu Nedir?




Secdeye kapanılır Secde boyun bükmüş, teslim olmuş, her kapıyı kapatıp, bir kapıya müracaat etmiş olanların ilticasıdır Secdenin gıdası tevbe, takva, iltica ve gözyaşıdır
Secde; aşk ve yakınlık makamı, makamların en yücesi… Secde, kişinin en şerefli ve duyularının hepsinin bir arada bulunduğu uzvu olan yüzünü Yüce Allah’ın huzurunda toprağa sürmesidir En güzel namaz, alt şuur seviyesinden en üst şuur seviyesine kişiyi taşıyan namazdır Bu noktada Allah’a duyulan saygı ve sevginin bedenen ifade edilişinde esas olan, boyun eğip teslim olunarak saygı gösterilenin huzurunda kıyam, rükû ve secde şeklinde birbirini takip eden yakınlık mertebelerini aşmaktır Bu duruma göre kıyam duruşu, Allah’a saygı ve sevgi gösterilişinin ilk aşaması, rükû ikinci aşaması, secde ise Allah’a sevgi ve saygı hislerinin gösterilişinin en ileri aşamasıdır
Secde, kişinin ruhsal, zihinsel ve duygusal anlamda Allah’a en çok yaklaştığı, kalbinin yüce mertebelere ulaştığı andır Bu durum Kur’ân’da “Secde et ve Allah’a yaklaş” ayetinde ifadesini bulmuştur
İnsan namazda kıyamda iken dikey, rükûda yatay bir halde bulunur Secdede ise başı yerdedir Secde halinde iken insan, Allah’a azamî derecede yaklaşır Secde vaziyeti insanın Rabb’ine en yakın olduğu haldir İnsan Allah karşısında maddî olarak ne kadar eğilir ve küçülürse, manen o nispette büyür ve yücelir

Secde kalbin tevazuu, ruhun yücelişidir…
Rükû ve secde her ne kadar vücudun tevazu göstermesi görünümünde ise de, asıl gaye kalbin tevazuudur Namaz kılan insan, secdeye gitmekle organların en kıymetlisi olan yüzünü, toprağa koyduğunu bilir ve kendisinin topraktan yaratıldığını, tekrar toprağa döneceğini anlarsa kibri, gururu ve şirke götüren her türlü olumsuz karakter özelliklerini ortadan kaldırmayı sağlayacak idrak derecesine yükselecektir
Secde, gerçek boyun eğişi, mutlak itaati, Allah’a tam teslimiyeti ve yakınlaşmayı, O’nu Rab bilmeyi, tesbihi, tenzihi ve kulluğun bütün görüntülerini bünyesinde toplayan önemli bir eylemdir Aynı zamanda secde insanın şükrünün, itaatinin, saygısının, İlahî sevgisinin en yüksek makamıdır Namaz kılan mümin, secde vasıtasıyla kibir ve gurur yerine sonsuz bir teslimiyet ve bağlılık duygularını canlandırır

Rükû ve secde, ahiret âleminde bir cennettir
Mevlânâ, rükû ve secdenin Hak kapısına vücudun halkasını vurma anlamı taşıdığını vurgulayarak; rükû ve secdenin ahiret âleminde bir cennet olduğunu ifade etmiştir Bu nedenle Mevlânâ, insanın o yüksek yolda ilerlemek ümidiyle, mihrap önündeki bir mum gibi ayakta durarak daima namaz kılmasının önemine işaret etmektedir
Mevlana’ya göre ancak rükû ve secde Hakk’ı yüceltmek anlamını taşır Rükû ve secdenin gerçek anlamını hissetmek, kişinin varlığını Rabb’i için yok ederek kendi nefsini O’nun sevgi ve saygısını kazanma ümidiyle feda etmesi vasıtasıyla mümkün olmaktadır
Mihrap önündeki mum, nasıl titrek ışığıyla etrafı aydınlatarak eriyorsa; kıyamda Allah’a hesabını veremeyen kul, pişmanlık içerisinde rükua eğilmelidir Rükûda Rabb’inin huzurunda eğilip titreyerek; pişmanlık ve sevgiyi harmanlayarak bütün kâinatı ve insanlığı aydınlatmalıdır
Yunus Emre, mihrap önündeki bir mum gibi Rabb’in huzurunda eğilen kulun Allah’a olan saf sevgisini şöyle ifade eder:

“Zinhar gözünü aça gör, nefis tuzağını seçe gör /
Dost menziline geçegör O’ndan yiğrek (daha iyi) durak nedir?”
“Sen Hakk’a âşık isen Hak sana kapı açar
Kov seni beğenmeyi varlık evini bir yık

Namaz yumurtasından civcivini çıkar
Mevlânâ, “Namaz yumurtasından civcivini çıkar Namazını usulüyle eda eyle!” demiştir
Sanki Mevlânâ, “Kendini tanıma, hatalarını fark etme ve onları düzeltme süresince sendeki İlâhî ahlâkı yeşertme namına İlâhî isimler ve sıfatlar deryasından kendi esmanı ve sıfatını keşfet ve onu ahlâkında ortaya çıkar’ İlahi isimler ve sıfatlar deryasından bir ayna, bir katre de sen ol!” demek istemiştir
Rükûda karşılıklı övgü ve saygı iletişimi vasıtasıyla birey, hem kendi özüne, benliğine saygı duyabilecek hem de bütün yaratılmışlara ve insanlara saygı duymayı öğrenebilecektir

Suç ancak göynür özüm kan yaş ile dolar gözüm
Yarın Hak katında yüz kar’ olursa nideyin ben
Fesad dolu içim, hey Koca bağışla suçum
Ki cehennem benim için yer olursa nideyin ben

Hatalarından pişmanlık duyma ve hatalarını düzeltme isteği, Yunus Emre ve Mevlânâ’da öylesine zirveye ulaşmıştır ki; onlar her namazlarında Allah’ın huzurunda hesap verecekleri ânı düşünmüşler; bir mumun eriyişi gibi hatalarını eritmişlerdir Böylece kıyam duruşunda hata ve eksiklerini fark eden Mevlânâ ve Yunus Emre, rükû eğilişinde ise Allah’ın, hata ve günahlarına rağmen kendilerine duyduğu saygı ve sevgiye layık olamamadan kaynaklanan eziklik ve tevazu duygusunu Allah aşkıyla birleştirmişlerdir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.