![]() |
Mehmed Âkif’ten Nükteler |
![]() |
![]() |
#1 |
GöKKuŞaĞı
![]() |
![]() Mehmed Âkif’ten NüktelerMehmed Âkif’ten Nükteler(1) Büyük şair ve ediplerimiz gibi İstiklâl Marşı şairimiz M ![]() ![]() ![]() O, söz ustası olarak zamanında ve yerinde yapılan bir nüktenin uzun yazı ve konuşmalardan daha etkili olduğunu bilirdi ![]() ![]() O ciddî bir konuya başlamadan önce birkaç latîfe ile konuya dikkat çekmeye çalışır, okuyucunun ilgisini çeker, sonra aralarda da yeni denemeler yapardı ![]() ![]() ![]() Âkif’in nüktelerinin birçoğu dil, kültür, vatan, inanç ilh ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TREN ALMAK Üstat Âkif, Halkalı Ziraat Mektebine gitmek için Sirkeci’den ikindi vakti bindiği trende gençler arasında şöyle bir konuşmaya şahit oldu ![]() “–Azizim sen bu sabah kaç trenini aldın?” “–Filân treni aldım ![]() “–Ben de filân treni aldım ![]() «Tren almak» kullanımına sinirlenen Âkif hiç tanımadığı gençlere şöyle dedi: “–Çocuklar o treni daha hükûmetiniz alamadı ![]() Çoğu zaman hiç dikkatimizi çekmeyen bu tür yanlış kullanımlardan birine Âkif şahit olmuş ve gençlik psikolojisini de dikkate alarak oldukça anlamlı, kibar bir müdahalede bulunmuştur ![]() ![]() ŞEYHÜ’L-LÜGA Âkif eski İstanbul Hükûmeti zamanında Maârif Nezâreti’nin lügat komisyonu âzâlığına tayin olunmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün hoca bir kelime hakkında ayağını diredi: “–Ben üç yüz bu kadar senelik bir lügat kitabında gördüm, kelime söylediğim gibidir!” dedi ![]() Âkif şöyle cevap verdi: “–Ben de bin senelik «Şeyhü’l-lüga»da bu kelimeyi şu dediğim şekilde buldum ![]() ![]() Bir sonraki toplantıda sıra Ferid KAM Bey’e geldi ![]() ![]() ![]() “–Âkif, bu sefer amelimizi (işimizi) hocanın ağzına uyduralım ![]() Reis bu hâdiselerden sonra bir daha ağzını açmadı ![]() Bu hâdise Âkif’in, karşısındakinin âmiri de olsa doğru bildiğinden vazgeçmediğini göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() MEMÛRÎN - MEMÛREYN Âkif 1921’lerde Burdur milletvekili olarak meclise girmiştir ![]() “Memûreyne iyi bakmanız lâzım!” dedi ![]() “Dediğiniz gibi memûreyn olsaydı biz onları kuş sütü ile beslerdik ![]() Esasen ilim erbabının tenkidi herhâlde böyle olmalıdır ![]() ![]() ![]() Âkif ile ilgili yukarıda anlatılan kıssalar onun ileri seviyede Arapça bildiğini ve dil hususunda titiz olduğunu da göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bir lisan ki bir kelimesi, bir sîgası hep birden hem zat, hem zaman, hem mekân ifade eder; bunun başka bir lisana tercümesi nasıl kabil olur?” diyordu ![]() “Tercüme bitti ama tashihi bitmedi; bakalım o mu benden evvel bitecek, ben mi ondan evvel ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bunlar Âkif’in kelimeler üzerinde nasıl titizlikle durduğunu göstermektedir ![]() ![]() Kahire’de Mısır Üniversitesinde ders vermeye başladığı sırada bir dostu sormuştu: “–Nasıl! Araplara ders anlatmakta zorluk çekiyor musunuz?” Âkif’in cevabı şöyle olmuştu: “–Ben onlarla şöyle pazarlık yaptım, siz benim Arapçama gülmeyin, ben de sizin Türkçenize gülmeyeyim ![]() _______________ Mehmed Âkif’ten Nükteler(2) 1 Âlim GÜR, «Mehmed Âkif’ten Nükteler», Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı 5, Konya 1999, s ![]() ![]() 2 Balıkesirli Hasan Basri ÇANTAY, Âkifnâme (Mehmed Âkif), İstanbul 1966, s ![]() ![]() 3 Balıkesirli Hasan Basri ÇANTAY, a ![]() ![]() ![]() ![]() 4 Âlim GÜR, «Mehmed Âkif’ten Nükteler», s ![]() ![]() 5 Âlim GÜR, a ![]() ![]() ![]() ![]() **** Mehmet Akif görevli olarak Berlin'e gitmişti ![]() - Affedersiniz, sizin şair olduğunuzu duydum ![]() ![]() ![]() Mehmet Akif şu cevabı verir: - Yalanınız yok yanlışınız var madam ![]() ![]() Âkif döneminde Avrupa’ya gitmek aydınlar arasında âdeta moda olmuştu ![]() ![]() ![]() –Berlin’de ne var ne yok üstat? Âkif şöyle cevap verdi: –Ne olsun ![]() ![]() Âkif, gözlemci olarak Avrupalıların yaşayışı ve bizim yaşayışımız arasında ilişki kurup dersler çıkarmıştır ![]() ![]() ![]() “Siz insanlara eskiden Fatih minaresinden bakardınız, şimdi Eyfel Kulesi’nden mi bakıyorsunuz?”2 Bu tür Avrupa yobazlarının bazıları işi daha da ileri götürerek Fransızca kelimelerle konuşmayı moda gibi görüyorlardı ![]() ![]() –Ayağmı ezdin adam ![]() ![]() ![]() –Vurursam ağzına! ![]() ![]() –Yâhû! Gürültünüz ne? Durun! –Yavaş be! –Çüş be! Gözün kör mü? –Pardon –İllâllah! –Nasıl ki çıktı şu «pardon» eşeklik oldu mubah!3 Bugün de, yaptığı kabalığı «pardon» diyerek geçiştirmeye çalışanlara, halkın; «Pardon çıkalı eşekler çoğaldı!» şeklinde verdiği cevabın kaynağı herhâlde merhum Âkif’in yukarıdaki nükteli mısraları olmalıdır ![]() Âkif, Avrupa’ya gidenlerin çoğu gibi orada şaşkın ve aylak aylak dolaşmak yerine, bir zamanlar korkuyla karışık hayranlıkla Türk’ün gelenek ve medeniyetini öğrenmeye çalışanların hangi sebeplerle Avrupa medeniyetini kurduklarını araştırmış ve bu amaçla onların eserlerini titizlikle okumuştu ![]() ![]() “Durun ben size Avrupa âyetleri okuyayım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() CAHİLLİK Mehmed Âkif, gördüğü bir yanlışlığı güzel bir üslûpla, mümkünse muhatabı kırmadan düzeltmeye çalışırdı ![]() ![]() Bir gün mevlid dinliyordu ![]() ![]() ![]() “–Bazı değişiklikler yaptın, bu değişikliklerle vezin dahî bozulur ![]() ![]() Mevlidhan; “–Sen ne bilirsin! Onu bana hocam öyle öğretti ![]() “–Öyleyse hocan da sen de az cahil değilmişsiniz!” dedi ![]() ÂKİF’İN BÜLBÜLÜ KANATSIZ, KUYRUKSUZ OLMUŞ Gerçekten mevlid okumak bir sanattır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bî-hurûf u lâfz u savt O Pâdişâh Mustafâ’ya söyledi bî-iştibâh6 beytinin okunuşundan dert yanmış, bu beytin; “O padişah harfsiz, sözsüz ve sessiz olarak Mustafâ’ya şüphesiz hitap etti ![]() ![]() Âkif de, benzer bir hususa dikkat çekmiştir ![]() ![]() ![]() “Bu bülbül bizim Bülbül’e benziyordu ama ne kanadı kaldı ne kuyruğu!”7 DİŞİNİ GÖSTERMEMİŞ Âkif’in nüktelerinin temeli söze, dolayısıyla kelimelere dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “–Aman üstad, dişlerin ne kadar da beyazmış!? ![]() ![]() Âkif derhâl şu cevabı verir: “–Ben sana bu zamana kadar dişlerimi hiç göstermedim ![]() «Dişini göstermek» deyiminin bu kadar anlamlı kullanılışına şahit olmak zor ![]() MEKTUP YAZMAK İÇİN NE LÂZIM? Yukarıdaki kıssadan da anlaşılacağı üzere Ferid KAM, Mehmed Âkif’in yakın dostudur ![]() ![]() ![]() ![]() “Yahu, senden ses-sadâ çıkması için, bizim evden cenaze çıkması mı lâzım?”8 _____ 1 Ethem ÇALIK, Şair ve Yazarlarımızdan Nükteler, İstanbul 1993, s ![]() ![]() 2 Ethem ÇALIK, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 Aslı için bkz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 Hasan Basri ÇANTAY, Âkifnâme (Mehmed Âkif), İstanbul 1966, s ![]() ![]() 5 Âlim GÜR, «Mehmed Âkif’ten Nükteler», Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı 5, Konya 1999, s ![]() ![]() 6 Süleyman Çelebi, Mevlid, Sûfî Yay ![]() ![]() ![]() ![]() 7 Âlim GÜR, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8 Âlim GÜR, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yazar Prof
![]() ![]()
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar ![]() Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK ![]() GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
![]() |
![]() |
|