|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
atatürke, bilge, devlet, kağandan, kemal, kurucuları, mustafa, olarak, türk |
![]() |
Türk Devlet Kurucuları Olarak, Bilge Kağan'dan Mustafa Kemal Atatürk'e |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Devlet Kurucuları Olarak, Bilge Kağan'dan Mustafa Kemal Atatürk'e“… ikisinde de eşsiz birer vatan ve millet sevgisi, her ikisinde de o eşsiz kaynaktan aldıkları birer güç vardır ![]() 1989 yılı, Altaistik ve özellikle Türkoloji açısından çok özel bir yıldır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yazıtları metin olarak ilk defa bilim dünyasına sunan W ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yazıda konumuzu “Devlet Kurucuları Olarak Bilge Kağan’dan Mustafa Kemal Atatürk’e” diye adlandırmamıza gelince: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk tarihinin ve Türk dilinin çeşitli yerli ve yabancı kaynakları yanında, özellikle Orhun Abidelerini N ![]() ![]() ![]() Ayrıca Bilge Kağan’ın ağzından dile getirilen ve “Türk“ adını taşıyan ilk Türk devletinin yeniden kuruluşunu hazırlayan kurtuluş mücadelesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu hazırlayan İstiklâl Savaşı arasında, tarihî şartlardan ve Türk milletinin kendi kültürel özelliklerinden kaynaklanan benzerlikler yer almış bulunmaktadır ![]() ![]() Bu tespitler, bize, Türk devlet geleneğindeki devamlılığın 1250 yıl öncesinden kaynaklanarak, nasıl bir zincir halinde bugüne kadar uzana geldiğini gösterdi ![]() ![]() Bilindiği gibi, tarihî akışın siyasal ve kültürel bir varlık olarak şekillenip devam etmesinde türlü faktörler yer alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilge Kağan da Mustafa Kemal Atatürk de yıkılmış ve istiklâllerini kaybetmiş olan birer devleti, istiklâl savaşı safhasından geçirerek yeniden kurma ve teşkilâtlandırma gibi çok ağır birer görevle karşı karşıya kalmış olan önderlerdir ![]() Her ikisi de kendi toplumlarını millet iradesi, özgürlük kavramı ve demokrasi anlayışı içinde bilinçlendirme ve yönlendirme gücüne sahip birer komutan, yüksek düzeyde birer devlet adamıdır ![]() Her ikisi de toplumlarının geleceğini karartabilecek tehlikeleri görerek, onların yollarına ışık tutabilecek uzak görüşe sahip devlet başkanlarıdır ![]() ![]() M ![]() ![]() 1 ![]() Her iki tarihî dev eserin başta gelen ortak Özelliği, bunların birer ana tarihî belge, birer kaynak eser olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Her ikisinde de devleti yıkılmaya, milleti esarete mahkûm eden sebepler veciz bir dille hikâye edilmiştir ![]() Köl-Tigin ve Bilge Kağan Yazıtları’nda, devletin kuruluşu, düşmanların zararsız hale getirilişi, güçlü kağanlar ve yüksek seviyedeki yöneticiler elinde sınırlarının genişletilmesi ve güçlenmesi hikâye edildikten sonra, gittikçe yeteneksiz, bilgisiz, güçsüz kağanların ve devlet adamlarının başa geçmesi yüzünden, daha aradan bir asır bile geçmeden bu güçlü devletin nasıl parçalanıp Çin boyunduruğuna düştüğü anlatılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Yurdumuzun parçalanıp işgal edildiği günlerden başlayarak Türk tarihinde bir dönüm noktası oluşturan İstiklâl Savaşanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve inkılâpların yapılışını anlatan Nutuk’ta ise, Atatürk’ün Millî Mücadele’ye başlamak üzere 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a a çıktığı gün, ülkenin genel durumu şöyle tasvir ediliyor : “Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harb-i Umumi’de mağlup olmuş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şeraiti ağır bir mütarekename imzalanmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta… İtilâf Devletleri, mütareke ahkâmına riayete lüzum görmüyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan başka, memleketin her tarafında anasır-ı Hristiyaniye hafi, celi, hususî emel ve maksatlarının temin-i istihsaline, devletin bir an evvel çökmesine sarfı mesaî ediyorlar ![]() ![]() İşte Köktürk Devleti’nin yıkılışını ve Çin boyunduruğu altına düşüşünü tasvir eden tablo ile Osmanlı Devleti’nin nasıl parçalanıp taksim ve işgal edilmiş olduğunu tasvir eden bu hazin tablo arasındaki benzerlik, milleti yönlendirenlerin yetersizlikleri dolayısıyla, ülkedeki siyasî ve sosyal dengenin bozulmasından ve millî şuurun felce uğramasından kaynaklanan bir benzerliktir ![]() 3 ![]() Bundan sonraki devrede, her iki Türk devletinde de İstiklâl mücadelesine geçiş safhaları ile karşılaşıyoruz ![]() Ne var ki, Çin hakimiyetindeki Türk halkının yavaş yavaş kendi benliğini duyar olması ve bu boyunduruğa karşı şuurlu bir tepki göstermesi, onun kurtuluşunu hazırlayan önemli bir faktör olmuştur ![]() Son cümleden anlaşılacağı üzere bu şuurlu uyanış ve Türk halkının yabancı boyunduruğuna karşı gösterdiği tepki, ne yazık ki, kurtuluşu hemen gerçekleştirememiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yazıtlarda 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda Köktürk Devleti’nin ilk yıkılışını özetleyen paragrafta belirtilmeğe çalışıldığı gibi, Köktürk Kağanlığı’nın yıkılışım hazırlayan sebepler ile Osmanlı İmparatorluğu’nun I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda belirtilen bu iki tablo arasındaki yakınlık ve benzer şartlar altında girişilen büyük mücadelelerin uzandığı başarılı sonuçlar, bir yandan yurt ve millet sevgisi ile beslenen üstün yetenek belirtileri, bir yandan da millî ruhun, bu üstün yetenekli kişilerde sembolleşen görüntüleridir ![]() ![]() ![]() ![]() gibi ifadelere rastlanır ![]() ![]() sözleri de bu anlayışla açıklanabilir ![]() Atatürk’ün şahsiyetinde ve Nutuk’ta ise, artık devlet anlayışı tanı bir olgunluk devresine ulaşmış, hâkimiyet ve güç kaynağı olarak “millet” unsuru esas alınmıştır ![]() ![]() ![]() DİPNOTLAR [1] Gerçi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [2] Kül-Tigin Yazıtı, Doğu Cephesi, st ![]() ![]() “Ondan sonra küçük kardeşi kağan olmuş elbette ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [3] Nutuk, C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zeynep Korkmaz Atatürk’ün Doğumunun 100 ![]() ![]() ![]() ![]() [4] Kül-Tigin Yazıtı, Doğu Cephesi, st ![]() ![]() [5] Kül-Tigin Yazıtı, Doğu Cephesi, st ![]() ![]() [6] Kül Tigin Yazıtı, Doğu Cephesi, st ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanrı lütfettiği için iliiyi ilsizletmiş, kağanlıyı kağansızlaştırmış, düşmanı tabî kılmış, dizliye diz çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş ![]() ![]() [7] Nutuk, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü yayınları, İstanbul 1960, C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [8] Bk ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Devlet Kurucuları Olarak, Bilge Kağan'dan Mustafa Kemal Atatürk'e |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Devlet Kurucuları Olarak, Bilge Kağan'dan Mustafa Kemal Atatürk'e4- Toplumdaki Bilinçlenme ve Ortak Ruh Karşılaştırmasını Yaptığımız Her iki devirde de Türk devlet anlayışındaki geleneksel ortak özelliklerden biri olarak, milletin var olma ve yükselme azim ve iradesinin ifadesi olan “millî şuurun” güçlendiğine şahit oluyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte böyle dönemlerde, bu şuuru canlı tutma gücü bakımından, millete önderlik etme vazifesini yüklenmiş olan şahsiyetlere büyük görevler düşer ![]() ![]() ![]() ![]() Öteki kitaplarda olduğu gibi, yazıtların Necip Asım tarafından yayımlanan metninde de Atatürk tarafından değer verilen bazı ifadelerin altları çizilmiş veya sayfa kenarlarına özel işaretlerle notlar düşülmüştür, Bu kitabın 72 ![]() ![]() ![]() ![]() “Ben milletimin vicdanında ve istikbalinde ihtisas ettiğim büyük tekâmül istidadını bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak, peyderpey bütün heyet-i içtimaiyemize tatbik ettirmek mecburiyetinde idim”10 derken, bu “toplum şuuru”nu kastediyordu ![]() Topyekûn “Millî Mücadele” diye adlandırdığımız İstiklâl Savaşı’nın kazanılmasında; askerî siyasî, diplomatik vb ![]() ![]() ![]() Atatürk’e göre “Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir ![]() Temel ilke “kayıtsız şartsız millî hâkimiyete dayanan yeni bir Türk devleti kurmaktır ![]() ![]() ![]() Bu inancını büyük Nutuk’ta, Millî Mücadele’ye başlamak üzere, en büyük gayretlerle elde ettiği rütbe ve nişanları söküp atarak resmî sıfat ve yetkilerinden sıyrılırken, “Yalnız milletin sevgi ve fedakârlığına güvenerek, onun tükenmez feyiz ve kudret kaynağından ilham ve güç alarak vicdanî görevine devam ettiğini” 12 bildirirken ve daha sonraki yıllarda “Ben 1919 senesi Mayısı içinde Samsunca çıktığım gün elimde hiçbir kuvvet yoktu ![]() ![]() derken, hep toplumdaki bu ortak güce işaret etmek istemiştir ![]() Mustafa Kemal, milletten aldığı bu güçle, bir çoban yıldızı 14 veya etrafına ışık saçan deniz fenerleri gibi 15 gidilecek yolu aydınlatmaya, milleti yeni bir devlet kurma ideali etrafında bütünleştirmeye çalışmıştır ![]() Bu itibarla Millî Mücadele, toplumdaki bilinçlenmeyi “vatan” ve “millet” sevgisine ve “millî irade” kavramına dönüştürerek, Türk toplumuna millet olma şuurunu kazandıran bir mücadeledir ![]() ![]() ![]() Görülüyor ki, Atatürk’ün Millî Mücadele’yi başarma yolundaki bütün hazırlıklarında ve memleketin uyarılması yolundaki bütün gayretlerinde, aynı zamanda toplum şuurunun harekete geçirilmesi fikri hâkimdir ![]() ![]() “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir ![]() sözleri de bu durumun açık bir delilidir ![]() “Biz esasen millî mevcudiyetin temelini millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz ![]() “Bir heyet-i içtimaiyenin beka ve saadeti ancak emelde ve istihsal-i âmâl-de iştirak-ı tam halinde bulunmasına mütevakkıftır” 17 sözleriyle gereken açıklığa da kavuşturmuştur ![]() “muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözlerindeki “kudret” kelimesiyle de, bizce, millî ruhun ifadesi olan toplum şuurunun gücüne işaret edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() 5- Olağanüstü Cesaret: Bir milletin felâketli dönemlerinde ona önderlik edebilecek güçteki şahsiyetlerde kendini gösteren olağanüstü cesaret unsuru da toplum gücünün müstesna şahsiyetlerde somutlaşan bir tezahürü olmalıdır ![]() ![]() ![]() 19 Sözleriyle kağanın askerinin kurda, düşman askerinin koyuna benzetilmiş olması da bu millî ruha tercüman olan cesaretle ilgilidir ![]() Olağanüstü yetenekleri ile dehanın en iyi örneğini vermiş olan Atatürk’ün de, bütün rütbe ve nişanlarından sıyrıldıktan sonra, milletin tek bir ferdi olarak mücadeleye atılma cesaretini gösterebilmesi ve bir milletin maddî, manevî bütün güçlerini harekete geçiren “Kuva’yı Milliye” ruhu ile, bir yandan dış düşmanlara karşı koyarken, bir yandan da içerideki ihanet çetelerine, iç politikası iflas etmiş ve düşmana boyun eyme politikasının temsilcisi durumuna gelmiş İstanbul Hükûmeti’ne ve saraya karşı mücadele verebilmiş olması, işte yine millî gücün üstün şahsiyetlerde sembolleşmiş ve kristalleşmiş olması ile açıklanabilir ![]() Köktürk Yazıtları’nda, İlteriş ve Bilge Kağan’ın kendilerini Türk milletine adayarak Ölesiye hizmet etme yolundaki başarılarının daha başka Örneklerini de bulmak mümkündür ![]() ![]() ![]() Nutuk’ta da Millî Mücadele, bütün teferruatı ve askerî safhaları ile birlikte ve veciz bir dille anlatılmıştır ![]() ![]() 6- Millete Hitap: Bilge Kağan ve Atatürk’ün eserlerinde, özellikle belirtilmesi gereken bir hususa işaret etmek istiyoruz ![]() ![]() Köl-Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında, Bilge Kağan’ın ağzından dile getirilen Köktürk tarihi, açık, anlamlı, kısa ve veciz bir dille hikâye edildikten sonra, yer yer Bilge Kağan’ın milletine seslendiği, ona yol gösterici öğütler verdiği oluyor ![]() ![]() Bilge Kağan, bu duygulu seslenişlerden sonra, milleti için son uyarıcı sözleri şu cümlelerde toplamıştır: Görülüyor ki, tarihî geçmişi bir âbide halinde ve bir ibret levhası olarak milletinin gözü önüne sermiş olan Bilge Kağan, işte yolunuzu buna bakarak çizin demekle, ta tarihin derinliklerinden ve bir bengü taş üzerinden yalnız o günün Türk milletine seslenmemiş; bugünün ve geleceğin nesillerine de seslenmiştir ![]() ![]() Bu olaydan tanı on iki yüzyıl sonra, Türk milletinin bağrından bir Mustafa Kemal çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Türk milletinin içinde bulunduğu kötü şartlar, onu yeni ve ağır görevlere doğru itmiştir ![]() ![]() Böylece, sağlam ilkelere dayalı modern bir Türk devleti kurabilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu itibarla, Nutuk, tarihin akışını değiştirme gücüne sahip bir önderin, varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milleti, temelleri çökmüş, ömrü tamamlanmış olan bir imparatorluğun yıkıntıları arasından çekip çıkararak nasıl çağdaş ve millî bir devlet haline getirebildiğinin belgelere dayanan hikâyesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk de Nutuk’ta, tarihten edinilen tecrübelerin millete mal edilme si geleneğine uyarak, ulaşılan başarının asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın sonucu ve bu aziz vatanın her köşesinin sulayan kanların bedeli olduğuna işaret etmiştir ![]() “Muhterem Efendiler, Sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı beyanatım, en nihayet mazi olmuş bir devrin hikâyesidir ![]() ![]() Efendiler, bu beyanatımla millî hayatı hitam bulmuş farz edilen büyük bir milletin istiklâlini nasıl kazandığını ve ilim ve fennin en son esaslarına müstenit millî ve asrî bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım ![]() Bugün vasıl olduğumuz netice asırlardan beri çekilen millî musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir” 24 diyerek bu neticeyi her türlü ahval ve şerait içinde bile “vazifen, Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır ![]() diye hitap ettiği Türk gençliğine emanet etmiştir ![]() Görülüyor ki, İlteriş ve Bilge kağanlarla başlayan toplum bilinçlenmesi, tarihin doruk noktalarından geçe geçe Atatürk’te zirvesine ulaşmış ve Nutuk’ta en veciz ifadesini bulmuştur ![]() ![]() ![]() Ayrıca, devlet varlığının sonsuza kadar devam edebilmesinin yalnız liderler ile değil, devleti ayakta tutacak değer Ölçülerinin gelenek halinde hep canlı tutulması ile mümkün olabileceği, Atatürk tarafından bir kez daha vurgulanmıştır ![]() “Benim nâçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ![]() ![]() şeklindeki sözleri de bu devlet anlayışının veciz bir ifadesidir ![]() Prof ![]() ![]() DİPNOTLAR: [8] Bk ![]() [9] Gürbüz D ![]() ![]() ![]() [10] Nutuk, C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [11] Nutuk Zeynep Korkmaz Çev ![]() ![]() ![]() [12] Nutuk, Zeynep Korkmaz Çev ![]() ![]() ![]() [13] Cumhuriyet Gazetesi, 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [14] Hamdullah Suphi, Dağ Yolu, 2 ![]() ![]() ![]() [15] Adıvar, Halide Edip, Türkün Ateşle İmtihanı, İstanbul 1962, s ![]() ![]() ![]() ![]() [16] Sadri Maksudi Arsal, Türk Dili için İstanbul 1930, Kapak sayfası ![]() ![]() ![]() [17] Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [18] Mehmet Kaplan, Millî Mücadele Devri Yazarlarının Kalemiyle Mustafa Kemal Atatürk, C ![]() ![]() ![]() ![]() [19] Köl-Tigin, yazıtı Güney Cephesi, st ![]() ![]() ![]() [20] Köl-Tigin Yazıtı Güney Cephesi st ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [22] Köl Tiğin Yazıtı, Güney Cephesi, st ![]() ![]() [23] Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [24] Nutuk, Cç 2 ![]() ![]() [25] Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C ![]() ![]() ![]() ALINTI: Yenidenergenekon ![]() |
![]() |
![]() |
|