Dil Bilimi Türk Yazı Dilinin Gelişmesi Ve Tarihi Dönemleri |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dil Bilimi Türk Yazı Dilinin Gelişmesi Ve Tarihi DönemleriDil Bilimi Türk Yazı Dilinin Gelişmesi ve Tarihi Dönemleri DİL BİLİMİ TÜRK YAZI DİLİNİN GELİŞMESİ VE TARİHİ DÖNEMLERİ Eski Türkçe: Türkçe''nin ilk dönemidir Başlangıçtan, 12-13 asra kadar olan zamanı içine alır Türkçe''nin ele geçmiş ilk büyük eserleri, 8 asrın ilk yarısında yazılmış olan Orhun Abideleridir Fakat, bu abideler, çok işlenmiş bir dille yazılmıştır Bundan, Türk yazı dilinin başlangıcının birkaç asır daha önceye çıktığını anlıyoruz![]() Orhun Abideleri''nin dilini, Danimarkalı bilgin Thomsen çözmüştür Bu abidelerdeki metinlerin büyük bir kısmı, Prof Dr Muharrem Ergin tarafından Türkiye Türkçesi''ne aktarılmıştır![]() Türk yazı dilinin ilk dönemi, Eski Türkçe''dir Bundan daha önceki dönem ise, Türkçe''nin karanlık dönemidir O dönem, artık Eski Türkçe''nin, Çuvaşça ve Yakutça ile bunlardan daha ileride, diğerAltay dilleri ile birleştikleri dönemdir ![]() Orta Türkçe: Kuzey-Doğu Türkçesi: Orta Asya''da ve Hazar Denizi''nin kuzeyinden yayılan Türklük kolunun gittiği ülkelerde, Eski Türkçe''den sonra kullanılan yazı dilidir Eski Türkçe''nin devamı niteliğindedir![]() Eski Türkçe''nin, Orta Asya''da ve kuzeydeki yeni yazı dillerine bir geçiş safhası durumundadır Bu yazı dili, 13 ve 14 asırlarda kullanılmıştır 15 asırda; içindeki iki kol iyice farklılaşarak, bu yazı dili, Kuzey Türkçesi ve Doğu Türkçesi olarak ikiye ayrılmıştır![]() Kuzey Türkçesi: 15 asırdan zamanımıza kadar gelen ve Kuzey Türklerinin kullandığı yazı dilidir Bu yazı dili, Kıpçak şivesine dayanır Bu sebeple, Kuzey Türkçesine, Kıpçak Türkçesi ve Tatar Türkçesi de denmektedir![]() Doğu Türkçesi : 15 asırdan zamanımıza kadar gelen ve Orta Asya Türklerinin kullandığı yazı dilidir Çağatay Türkçesi ismiyle de anılır Bugün, yerini modern Özbekçe''ye bırakmıştır Doğu Türkçesi, Doğu ve Batı Türkistan şivesine dayanır![]() Batı Türkçesi: Eski Türkçe döneminden sonra ortaya çıkan, iki yeni yazı dilinden biridir Hazar Denizi''nin güneyinden, batıya yayılan Batı Türklerinin kullandığı yazı dilidir 13 asırdan günümüze kadar devam etmektedir![]() Batı Türkçesi, Oğuz şivesine dayanır Bu sebeple, Oğuzca ismiyle de anılır Türklüğün, en büyük ve en verimli yazı dilidir![]() Azerî Türkçesi-Osmanlı Türkçesi: Oğuz Türklerinin vatanı; Hazar Denizi''nden, Orta Avrupa''ya ve Kırım''dan, Afrika''ya kadar çok geniş bir sahaya yayıldığı için; zamanla Oğuzca içinde, Doğu ve Batı Oğuzca olarak iki saha belirmeye başlamıştır Doğu Oğuzcası, Azerî Türkçesi; Batı Oğuzcası ise Osmanlı Türkçesi''dir Aradaki fark; Azerî Türkçesine, bilhassa Kuzey ve Doğu Türkçelerinden, bazıtesirlerin daha fazla gelmiş olmasından doğmuştur Fakat; Azerî ve Osmanlı Türkçeleri arasındaki bu olmamış ve hepsi de yazıya geçmemiştir Onun için, Azerî ve Osmanlı Türkçeleri, Batı Türkçesi olarak tek bir yazı dili teşkil ederler![]() Doğu Oğuzcası, yani Azerî Türkçesi; Azerbaycan, Kafkasya, Doğu Anadolu ve Kuzey Irak sahalarında; Osmanlı Türkçesi ise; Orta ve Batı Anadolu, Kıbrıs ve Rumeli ile Balkanlarda konuşulur ![]() Batı Türkçesinin Gelişmesi: Batı Türkçesi, kendi içinde üç döneme ayrılır ![]() 1 Eski Anadolu Türkçesi: Batı Türkçesi?nin ilk dönemidir 13-15 asırları içine alır Eski Türkçe''nin izlerini taşır Bu bakımdan, Batı Türkçesine bir geçiş dönemidir Dolayısıyla, batıdaki Orta Türkçe dönemidir Arapça ve Farsça unsurlar, henüz fazla değildir Fakat, yabancı terkipler kullanılmaktadır Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve ilk Osmanlıların yazı dilidir Azerî ve Osmanlı saha farkları, henüz belirgin değildir![]() 2 Osmanlı Türkçesi: Batı Türkçesi?nin ikinci dönemidir 16 asırdan, 20 asrın başına kadar devam eder Eski Türkçe''nin izleri artık kaybolmuş, yeni gramer şekilleri yerleşmiştir Arapça ve Farsça unsurlar, kelime ve terkipler, pek çok artmış ve terkipler katmerlenmiştir Öyle ki, Türk yazı dili âdeta; Türkçe, Arapça ve Farsça''dan kurulu üçüzlü bir dil hâline gelmiştir Bu karışık dil; İstanbul''un fethinden, Osmanlı İmparatorluğu''nun sonuna kadar, imparatorluğun yazı dili olarak, beş asra yakın bir ömür sürmüştür![]() 3 Türkiye Türkçesi: Batı Türkçesi?nin üçüncü dönemidir 1908 meşrutiyetiyle başlar Bugün, bu dönemin içinde bulunuyoruz Türkçe, gramer yapısı bakımından Osmanlı Türkçesinden farksızdır, yeni gramer şekillerini taşır Yabancı unsurlar bakımından da, terkipsiz Türkçe dönemidir Arapça ve Farsça terkipler atılmıştır Arapça ve Farsça kelimeler de, gittikçe azalmaktadır![]() DİL BİLİMİ(LEHÇE TASNİFLERİ) Eski ve özellikle yeni Türk lehçelerinde gördüğümüz fonetik ve gıramer farklarını göz önüne alan uzmanlar, en eski çağlardan başlayarak bu lehçeleri tasnife çalışmışlardır Bu yolda yapılan ilk deneme olarak Kaşkarlı Mahmud''un yaptğı tasnif gösterilebilir Divanü Lügati''t Türk yazarı 11 yüzyılda yaşayan Türk boylarını coğrafi durumuna göre sıralamakla kalmamış, dillerinin ses ve gıramer özellikleri üzerine de bir takım bilgiler vermiştir Kaşgarlı Mahmud''un bu gözlemleri daha sonra yetişen Türkologların çalışmalarında da sağlam bir dayanak olarak değerlendirilmiştir![]() Türk boylarının coğrafi durumlarını göz önünde tutan Kaşgarlı Mahmud , Kırgız, Yabaku, Kay, Basmıl, Yağma, Çigil, Uygur, Çomul, Çaruk, Başkurt, Kıpçak, Oğuz, Yimek, Suvar, Bulgar ve Peçenek gibi bir takım boyların adlarını saymıştır ![]() Kaşgarlı Mahmud, çağdaş Türklerin dilleri üzerine birçok bilgiler vermişse de Suvar ve Bulgarların dili üzerine topladığı veriler çok azdır Divanü Lügati''t Türk yazarı Hazarlar?ın dili üzerine de bilgi vermemiştir![]() Wilhelm Radloff''un Tasnifi Türkolojinin kurucularından W Radloff, Phonetik Der Nördlichen Türksprachen (Leipzig 1882 ) adlı eserinin V Bölümünde çağdaş Türk lehçelerini dört gurupta toplamıştır 1 Doğu diyalektleri; 2 Batı diyalektleri; 3 Orta Asya diyalektleri; 4 Güney diyalektleri![]() I Doğu diyalektleri![]() 1 Asıl Altay diyalektleri2 Baraba diyalekti3 Kuzey Altay diyalektleri4 Abakan diyalektleri5 Küerik diyalekti6 Soyan diyalekti7 Karagas diyalekti8 Uygur diyalektiII Batı diyalektleri![]() 1 Kırgız diyalekti2 Irtış diyalektleri3 Başkurt diyalektleri4 Volga veya Doğu Rusya diyalektleriIII Orta Asya diyalektleri![]() 1 Tarançi diyalekti2 Hami diyalekti3 Aksu diyalekti4 Kaşgar diyalekti5 Yarkent diyalekti6 Çagatay diyalektiIV Güney diyalektleri![]() 1 Türkmen diyalekti2 Azerbaycan diyalekti3 Kafkas diyalektleri4 Anadolu diyalektleri5 Kırım diyalekti6 Osmanlı diyalektiDİL BİLİMİ(TÜRKÇEYE BENZEYEN BAŞKA DİLLERDEN GELMİŞ SÖZCÜKLER) 1- metelik: Sondaki -lik eki, Türkçe sözcük çağrışımı yapıyor; "yemeklik yağ"daki gibi ![]() ![]() Aslı ise batı dillerinden geliyor: İngilizce''de, metallic; yani metal para![]() ![]() Biz kullanırken baştaki bölümü de bir Türk ismiyle (mete) değiştirip kullanagelmişiz![]() 2- isterik: Biliyorum ki birçok kişi bu hatalı biçimiyle kullanmıyordur bu sözcüğü "Histeri" nöbetlerine tutulan kişinin aldığı sıfattır ve İngilizce?de "histerical" denir Başarısızlığa ve bir şeyi elde edememeye dayanamama ve aşırı sinirlenme gibi (ruhbilimci değilim) etkileri olan bir ruh hastalığı olan kişi "histerik" olarak anılır Oysa Türkçe''de "isteme" ile bağ kurulması ve "bir şeyi çok isteyen" anlamında kullanılması da çok yaygındır Hatta bazen, "isterik kadın" lafı oldukça aşağılayıcı bir mantıkla kullanılır![]() 3- bendeniz: Bu sözcüğün ne "ben" adılıyla, ne de "deniz"le bir ilgisi yoktur; ancak sondaki "-niz" eki Türkçe''dir "Bende", Farsça''da, "kul, tutsak" demektir Yani kişi kendini sunarken - eski dönemlerin aşırı nezaketiyle -, "Ben kulunuz X kişi," diye sunar ya; bu da öyle konuşmalarla geçmişten günümüze gelmiş Bu açıklama gösteriyor ki, "Ben bendeniz X kişi," demek doğru olur ve yalnız kendimizi değil başkalarını da, "Bu da naçizane bendeniz Y," diye sunabiliriz (tabii Y''nin affına sığınarak) Neyse, bu sözcüğe bu kadar açıklama fazla bile![]() ![]() ![]() 4- kaldırım: Bunun "kaldırmak" ile bir ilgisi var gibi görünse de (otoyolun yükseğinde olması açısından), asıl kökeni Rumca''dır Rumca''da "kali", "iyi" anlamındadır (kalimera: günaydın, iyi günler) "Dromos" (sondaki "s" genelde okunmaz) ise "yol" anlamını taşır Yani kali-dromos: iyi-yol; yani yürümeye elverişli, taşsız, tozsuz, çamursuz yol![]() ![]() ![]() 5- sütyen: Genelde ilişki kurulmasa da, bu sözcük "süt-meme" ilişkisini çağrıştıracak bir yapıda kullanılmaktadır İtiraf etmeliyim ki ben küçükken bu iç çamaşırının - isminden dolayı - sütün dış giysiye sızmasını engellemeye yaradığını sanıyordum Asıl kökeni Fransızca''daki "sous tien"dir ("aşağıdan tutan" anlamında) Okunuşu: sutien![]() 6- lahmacun: Bu sözcüğün "macun"la ilgisi dolaylıdır Arapça''da "acin" yoğrulmuş (macun o kökten gelir), "lahm" ise "et" demektir Lahm-i acin: yoğrulmuş et![]() ![]() ![]() 7- boğa yılanı: Bu yılan, avını boğarak öldürmesi ve belki de boğa gibi iri ve güçlü olmasından dolayı, ismi Türkçe sanılmaya oldukça yatkın olan ilginç bir örnektir Oysa aslı, şimdi kesinlikle hatırlayamayacağım bir Afrika dilinden geliyor: boa![]() ![]() Sondaki "yılanı" sözcüğü gereksiz![]() ![]() Kobra, piton der gibi, boa!![]() ![]() 8- vapur: İngilizce "vapour" (buhar) sözcüğünden geliyor Önceleri buharlı gemilere verilen ingilizce isimden![]() ![]() Aslında, dilimizde batı dillerinden uyarladığımız sözcüklerin genelde fransızca okunuşunu kullandığımızdan bunu da "vapor"dan uyarlamışız![]() 9- anahtar: Bu sözcüğün kökü, yunanca "anihto" (açmak) eylemidir "Anihtiri" ise "açmaya yarayan" anlamındadır; yani "anahtar"![]() ![]() Yunanca kökenli sözcükler aslında dilimize Anadolu''da konuşulan ("konuşulmuş olan," demek daha doğru olur sanırım) Rumca''dan geçmiştir Gerçekte iki dil biririne çok benzese de, Rumca''daki birçok sözcük Yunanlar''ca bilinmez Bu yüzden bu sayfalardaki birçok grekçe sözcüğe "Yunanca kökenli" demek yerine "Rumca kökenli" demeyi yeğleyeceğim Bu durumda ise "Anadolu Rumları''nın dili" anlaşılmalıdır![]() 10 - kilit: Yine Rumca''daki "kleo" (kapatmak) eyleminden türeyen "kleidi" ("klidi" diye okunur; "kapamaya, kilitlemeye yarayan" anlamında ![]() ![]() ) sözcüğünden gelmektedir![]() |
|
|
|