Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
güzel, sanatı, yazma, yazı, üzerine

Güzel Yazı Yazma Sanatı Üzerine

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güzel Yazı Yazma Sanatı Üzerine



GÜZEL YAZI YAZMA SANATI ÜZERİNE
Günlük hayatımızda karşılaştığımız herhangi bir olay üzerine “Bu konunun kitabını yazabilirim” cümlesini hepimiz duymuşuzdur Heyecanlı olaylar, dramatik ve kritik tecrübeler, komik hatıralar, fanatazi dolu hikayeler, yaşadığımız herhangi bir anı veya güzel bir izlenim yazımıza konu olabilir Konular genellikle hayatın içinden seçilir Eğer yazar olarak iyi bir izleme gücüne sahipseniz, her konuda bir kitap yazabilirsiniz

Her insan hayatı boyunca yüzlerce, binlerce olaya tanık olur Bu olayları kağıda dökmeden önce Ispanyol Kültür Filosofu Ortega y Gasset´in dediği gibi “Dünyadaki herşey mükemmel ve şaheserdir, güzel görmeyi bilen açık iki çift gözünüz var ise” cümlesini hatırlamakta yarar var

Yazmaya başlamadan önce kendi kendine sormak gerekir, ne üzerine yazmak istediğini tesbit etmek gerekir Amacınız tanımadığınız okuyucuyu memnun etmek olmamalıdır Çünkü okuyucuyu tanımak hemen hemen mümkün değildir Kimi okuyucu heyecan yaşamak ister, kimisi eğlendirilmek, bir diğeri ise aydınlatılmak O yüzden kimse okuyucusunu gerçekten tanıyamaz Bazı okuyucular uzak ülkelere geziye çıkarılmak ister, bazıları ruhun derinliklerine inmek ister, bazıları da kitabın kahramanı gibi yiğit olmak ister Kimileri de herşeyi bir anda isterler, veya bambaşka bir şey beklerler Kim bilir?

Eğer yazdıklarınıza kendiniz büyük bir ilgi duyarsanız, gerçekten yaratıcı kabiliyetiniz ortaya çıkar Birkaç örnek vermek gerekirse: Thomas Mann Buddenbroocks kitabını yazarken, ilk eseri ile Dünya Edebiyat tarihine geçeceğini bilmiyordu Kitabında aile fertlerini ve o zamanın ileri gelen kişiliklerini konu almıştı Aynı şekilde bir başka yazar, Walter Kempowski orta şeker bir aile tablosu sergilemişti, alaylı ve mükkemmel bir sohbet şeklinde kendi ailesini canlandırmıştı

Robert Schneider kitabına kendi biografisinden elementler işlemiş ve kısa sürede 24 dile tercüme edilmişti Erich Maria Remarque ise savaş hatıralarını gerçekçi bir şekilde sergileyip, ‘Batıda bir yenilik yok’ kitabıyla meşhur olmuştu

Tüm bu saydığımız yazarların kitaplarına can katan şey, yazarların fantazilerini etkileyen kendi iç dünyalarıdır

Bildiğiniz konuları işlemelisiniz Kendi çocukluğunuzdan, aile yaşantınızdan, seyahatlerinizden, arkadaş ve sosyal çevrenizden faydalanabilirsiniz Yaşadıklarınız kimi ilgilendirir ki, diye düşünmemelisiniz Hiçbir şey günlük yaşantı kadar ilginç değildir Yazı yazarken yepyeni bir ülke keşfetmek gerekmiyor, aksine bilinen birşeyleri kendi gözleriyle görmek ve göstermek gerekiyor

Theodor Fontane ‘Effi Briest’ adlı eserinde tekredilmiş bir yerde yaşayan sıkıcı bir aile yaşantısını dile getirmiş Normalde hiçkimsenin ilgisini çekmeyecek bir yaşantıyı Ancak Fontane o kitabı yazarken, günlük yaşantının içinde yegane bir şey keşfetmiştir: İnsan yüreğinin gizemli sırlarını dile getirmiştir

Yazar kendi iç dünyasında seyahata çıkmalıdır İlk önce kendi çevresini ve kendi dünyasını tanımalıdır Gördüğü ve hissettiği şeyleri kağıda dökebilmesi ve bunu başarı ile noktalaması onun azmine ve hayatı seyretme gücüne bağlıdır

Konuları seçerken de en büyük hazine insanın kendi benliğinde kayıtlıdır O yüzden en çok yararlanılması gereken kaynak insanın kendi hayat hikayesidir Dotojewski ‘Genç adam’ kitabında bunu en güzel şekilde sergilemiş ve kitabına şu şekil başlamış:

“Şu an hayatımın sahnelerine attığım ilk serbest adımlarımı dile getirmek için oturmuş bulunuyorum Kendime yenik düşmüş olsam bile, aslında yazmasam da olur, diye düşünüyorum Ancak bildiğim bir şey var ise, yüz yaşıma bile gelsem, bütün hayatımı yazmak için bir daha asla oturmayacağımdır

Yazı yazmak için oturup, ilham gelmesini beklemek en yanlış yöntemdir Çervenizdeki olayları doyumsuz bir merakla takip ederseniz, herşeyi bir sünger gibi içinize çekerseniz, hikayeler kendiliğinden doğarlar Hayatın her alanında dikkatli bir gözlemci olursanız sadece masa başında değil, dışarıda gezerken, duş alırken, ev işi yaparken, araba sürerken, duygular ve düşünceler size kendiliğinden akarlar Yeter ki tüm duyu organlarınız uyanık olsunlar

Georgos Simenon ‘Herkes gibi bir insan’ kitabında şöyle diyor:

“Ben de kendi kendime geziyordum Düşünüyorum da yetmiş yaşıma geldikten sonra nerede olursam olayım, hayatım boyunca hep gezmişim Bu benim için galiba bir ihtiyaçtı Dışarı çıkmak, gezmek, burnunu rüzgara tutmak, kokuları içine çekmek, sesleri dinlemek, konuşma kırıntıları kapmak ve gözlerimi resimlerle doldurmak

“Komiser Maigret´in babası toplam 200 tane roman yazmış Eğer masa başında ilham gelmesini bekleseydi, herhalde 200 tane romanı yazamazdı

Yazarlar hayatın sunduğu motivleri avlarlar, tıpkı Ressamlar ve Fotoğrafçılar gibi O yüzden bütün duyu organlarının heryerde uyanık olması gerekmektedirYazmak istediğiniz hikayeler, düşünceler her zaman burnunuzun dibindedir Hikayeler üzerinde yürüdüğünüz sokakların arnavut taşlarının üzerindedir aslında Onları görüp, algılamak da kendi elinizdedir

Guy de Maupasant bir gün bir arkadaşına en basit konuda bir roman yazabileceğini iddia eder Arkadaşı sokakta bir ip bulur ve eğilip, onu yerden kaldırır Maupassant oracıkta “İPLİK“ isimli şaheser Romanının konusunu keşfeder

Kitabı özetle şunları içerir:

Tedarikli bir köylü sokakta bir ip bulur ve eğilip, ipi yerden alır, belki bir gün bir işe yarar, diye düşünür Tam o sırada adamın biri cüzdanını kaybeder Olayı takip eden bir gözlemci adamın yere eğildiğini görür ve şahit olarak köylünün cüzdanı çaldığını söyler Adam her ne kadar suçsuz olduğunu savunursa da, kimse ona inanmaz Cüzdan bulunup, sahibine verildikten sonra bile köylü bu şüpheyi üzerinden bir türlü atamaz Zavallı adam dünyası kararmış bir şekilde ölüm döşeğinde bile suçsuz olduğunu söyler durur Son sözü: “Bir küçük iplik parçasıydı” olur

Fikirler ve konular heryerde karşınızdadır Duyarlılığınızı ve gözlemciliğinizi bileyip, bakarsanız, duyarsınız, görürsünüz

Kitap yazarken sabırla bütün enformasyonları biraraya getirmek gerekir Uzun bir ön hazırlık yapmak şarttır

Eğer kaleminiz mizaçtan anlıyorsa, o kabiliyetinizi de yazdıklarınıza yansıtmayı unutmayınız Ağır konuları hemen hemen herkes yazıyor Hafif şeyleri kağıda dökmek çoğu zaman daha zordur Bu konuda birçok insan yeteneksiz kalmıştır Eğer espiri alanında yeteneğiniz var ise, hiç durmayın, çünkü okuyucularınıza zevkli saatler bağışlayabilirsiniz

Yazarken özeleştirinin dozunu fazla kaçırmayınız Bu konuda Michael Ende bakın neler söylüyor:

"Kendi kendini eleştirmek elbette güzel bir fazilettir, fakat yazı yazarken dikkat edilmezse, büyük bir engel teşkil eder O yüzden bu fazileti dikkatli ve yerinde kullanmak gerekir Yani her türlü yaratıcı sanat dalında yapılan iş sırasında hemen hemen hiç kullanmamak daha yerinde olur Çünkü bu bir kendi kendini sınırlama kabiliyetidir, onu herkesin öğrenmesi şarttır

Ben bir yazar tanıdım, adam her yazdığı cümleyi silip, yeniden yazardı Bana her dakika frene ve gaza basan bir araba sürücüsünü hatırlatırdı Elbette arabanın motoru fazla dayanmadı, adam şimdi sigortacılık yapıyor, yazarlığı çoktan bıraktı“

Her kim ki, her fikri, her düşünceyi daha oluşmadan eleştirici gözle yazarsa, hiçbir zaman başarılı bir şekilde çalışmalarını tamamlayamaz Yazarken kendini duyguların akışına bırakmak gerekir Sağa sola bakmadan ilk önce herşeyi akıcı bir dille yazmalı Daha sonra dilediğiniz kadar yazdığınızı düzeltmeye çalışabilirsiniz, öyle ki, sanki yazdıklarınız Size ait değil de, bir meslektaşınıza aitmiş gibi Amacınızı çok yüksek tutarsanız, hiçbir yere varamazsınız O yüzden özeleştiriye karşı en iyi aracın “YETİNMEYİ BİLMEK” olduğunu unutmayınız

Özet:

- Bildiğiniz konuları işleyiniz
- Konular sokaktaki arnavut taşlarının üzerindedir
- Kendi hayatınız Size bolca konu sunmaktadır
- İnsancıl konular hep aynıdır
- Enformasyon kaynakları: Hatıra defterleri, Sözlükler, Mektuplar, Gazeteler, Notlar, İnternet ve Kitaplar
- Çevrenizi seyredin, not alın
- Duyu organlarınızı bileyin, her küçük ayrıntıyı görmeye çalışın- Yazılarınızı itina ile hazırlayın
- Bütün detayları biraraya toplayın
- Espiri kabiliyetinizi kullanmasını bilin!Ve herşeyden önemlisi karşınızdaki dağı bir hamlede geçmeye çalışmayın Sabırla başlayın ve sabırla bitirin yazmak istediğiniz konuyu

NURAY LALE, Eğitim ve Sağlık Bilimcisi Bielefeld - 10092003

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.