![]() |
Uzay Realitesine Hazır Mıyız? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Uzay Realitesine Hazır Mıyız?Henüz kurban zihniyetli insanlık, rekabet temelli ekonomi ile birbirini bile dinleyemezken ve oturup “gezegensel temelli” geçmişimiz-geleceğimiz ve şimdimiz üzerine oydaşılmış anlayışlara bile varamazken, dünya gezegeninin “Uzay Realitesi” hangi erdemler üzerine ve nasıl bir “İnsanı” temelde şekillendirilecek ![]() ![]() İnsanoğlu yalnız mıdır, yoksa galaksinin çok boyutluluğunda yabani ve kendinden başka bir insan görmemiş Afrika köyü gibi midir? Bilinmez ![]() İçinde yaşadığımız yüzyıla gelene kadar, belki de bu soru çok da önemli değildi ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyamız, sokağımız mahallemiz ve eğer keşfedebildiysek şehrimizden sınırlarında “zorlanmadan” var olabiliyorduk Sanayinin gelişmesi ve ardından iletişim araçlarındaki hızlı gelişim insanların devasa bir dünyada yaşadıklarını ve büyük bütün bir dünyanın bileşeni olduklarını fark etmelerinin diğer doğal sonuçlarını da birlikte getirdi ![]() Her farkındalığın beraberinde idraki ve idrakin de “değişimi” devreye alması gibi, insan da kendini devasa bir değişimin başlangıcında buldu ![]() Ezoterik literatüre göre yedi bedende yaşayan, Evrenin harikası “uyuyan” dev gibi henüz kendi gerçeğine uyanamamış insanı her bedeninde ayrı bir kaos ve değişim beklemekteydi ![]() ![]() Nasıl ki internete girdiğimizde sınırsız bir sanal dünyaya pencere açıyor ve bu pencereden dilediğimiz yere sörf yapabiliyorsak, fiziksel dünyamızı algılayışımızın değişmesi genişlemesi ve yüksek gerçeklerle bağlantıların kurulması da, diğer içrek bedenlerimizin büyümesine ve eskiden akıl almaz olarak tanımlayabileceğimiz bazı dünya dışı fenomenlerin “kabulüne” olanak sağlayabilir ![]() Ayrıca çağın uzay çağı olmasından kaynaklanan hızlı teknolojik – bilimsel gelişmeler, uzayda insanoğlunun yaptığı yeni keşifler, duygusal zihinsel ve ruhsal olarak gerçeklikle ilişkimizi sorgulamamızı ve büyümemiz gerektiğini hissettiriyor ![]() İçrek realitelerde, anlayış ve idrakle ne kadar derinleşirsek, dışarıda ki (!) realitemizde o kadar genişleyebiliriz ![]() ![]() ![]() Belki de kısaca “zamanın ruhundan” bahsetmemiz ve zamanın ruhunun ne olup olmadığının üzerine söylemlerimizi oturtmamız daha anlaşılır olacaktır ![]() Mesela dünya toplumlarının “kabul” ile farkındalığına alması ve dikkatle izlemesi gereken Birleşmiş Milletler’in uzaylılarla (!) ilgili karşılaşma planları yapıyor olması ve bir takım stratejiler geliştirmeye çalışırken, Bilim insanlarının da “İnsanlığın uzaylılarla yakın bir karşılaşmaya hazır olmaları” konusunda uyarılar yapmakta olduğudur ![]() Afrika’nın hiç medeniyet görmemiş kendi köylüsünden başka bir dünyalı kardeşi ile rastlaşmamış yabanı dünya vatandaşının durumu ne ise, henüz dünya insanı tarafından “adı” konmamış bir Uzay Realitesi ile burun buruna gelmek üzere olan “Biz” dünyalıların da durumu aynı gibi ![]() ![]() Dünyada ne savaşlar yapıldı duygu bedenlerimizin ifadesi olan inançlarımız uğruna… Zihnimizin kölesi olarak bizlere belletilmiş bir dünyada yaşarken, henüz “ne olduğumuzun” bile kabulü içinde değilken… Henüz “kurban zihniyetli insanlık, rekabet temelli ekonomi ile birbirini bile dinleyemezken ve birbiri ile henüz oturup “gezegensel temelli” geçmişimiz-geleceğimiz ve şimdimiz üzerine oydaşılmış anlayışlara bile varamazken, dünya gezegeninin “Uzay Realitesi” hangi erdemler üzerine ve nasıl bir “İNSANI” temelde şekillendirilecek ![]() Ki insanlar kendi ve dünya kaoslarında kaybolurken ve kurban bilinçleri iyice realitelerine sabitlenirken, gökyüzünden gelenler kurtarıcılar mı olacak? Eğer ki bilgeliğin kaynağı olan Heraklitos’un dediğ gibi “aşağıdaki nasılsa yukarıdaki de öyleyse, farkındalıklı olmak ve -uzaylı kurtarıcılar- veya beklentilerinden vazgeçmek hayrımıza olacaktır ![]() ![]() Nevşehir’in bir köyündeki köylü kardeşimiz gibi Uzaylıları (!) ne taşlayacak zihniyette olmalıyız ne de bir Hollywood filmindeki gibi dünyadan kopuk kafamız sürekli gökyüzünde uzaylı kurtarıcıları bekleyerek ve dünyada bizler tarafından yaratılmış tüm kirlilik-savaş-insanlık sorunlarına ve hastalıklara çözüm bulacaklarını düşünerek dünya günlerimizi heba etmeliyiz ![]() Her zaman olduğu gibi önemli olan, tüm dünya insanlarının ortak ve en yüksek hayrı gözetilerek ve uzun vadeli bir gelecek öngörüsü altında Birleşmiş Milletlerin “Dünya Uzay Realitesi” ile ilgili stratejilerini geliştirmeleridir ![]() ![]() Kim bilir belki de, uzaylıların emperyal veya kurtarıcı olarak bizlere belletildiği filimler, dünya emperyal güçlerinin bize biçmeye çalıştıkları bir uzay realitesinin “ön” tanıtımıdır ![]() ![]() Evet, ne düşlersek onu yarattığımızı, kişisel gelişim kitaplarından hem de tasavvufun “aynalar evreni” anlatımından bildiğimize göre, insanlık olarak hepimizin hayrına olanı istememiz ve düşlememizden doğal ne var ki…? Muhteşem Evreninin sadece insan için ve insanla yaratılmadığı nasıl ki gerçek ise, insanın da Evrenden bağımsız yaratılmadığı bir gerçek ![]() ![]() ![]() Ayrıca, batını öğretilerde bizlere aktarılan Evrensel prensipler ve yasallıkların, çok yakında içinde olacağımız Uzay Realitesine ilişkilenmemizin ve ardından da iletişime geçmemizin temel şablonu oluşturacağını unutmamalıyız ![]() Evrensel prensiplerden en önemlisi, “her varlığın ancak kendisini kurtaracağı”, “her zaman için ne ekersek onu biçeceğimiz” ve “özgür iradeye saygının evrende temel yasa” olduğudur ![]() Ezoterik öğretilerden ve dünyanın bir çok kadim medeniyetinin mitolojilerinden bizlere aktarılan insanlığın “kadim tarihindeki” bilgilerin ışığında diyebiliriz ki, dünya insanlarının ne dünyalı kahramanlara ne de uzaylı kahramanlara ihtiyacı vardır ![]() ![]() Ki nasıl dünya, insan, hayvan ve bitkiler birbirine bağdaşık bir yapı içinde canlılığı oluşturuyorsa, Evrende bir dünya olarak içinde olan tüm kainatlar ve alemlerle, güneş sistemleri ve gezegenlerle ve üzerinde yaşamı oluşturanlarla bağdaşık durumdadır ![]() Gezegenimiz ve Biz, Evren denen devasa bir matematiksel tablonun çarpım tablosu gibiyiz ![]() |
![]() |
![]() |
|