Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
afganistan, devleti

Afganistan Devleti

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Afganistan Devleti



Afganistan Devleti, Afganların bölgedeki diğer topluluklar üzerinde üstünlük kazanmaları ile 18 asırda kurulmuştur Dil ve ırk birliği bulunmayan bu ülkede, siyasi birlikte yoktur Bugün yaklaşık 25 milyon insanın yaşadığı Afganistanın toprak büyüklüğü, 657500 km2lik bir yüzölçüme sahiptir Afganistan; kuzeyinde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan ile; doğusunda Çin Türkistanı (Doğu Türkistan), Keşmir ve Pakistan ile; güneyinde Pakistan ve batısında ise, İran ile komşudur

Afganistanın coğrafi yapısı; genellikle üzerinde sıra dağların bulunduğu yaylalardan ve yer yer de ovalardan oluşmaktadır Bir ziraat ve tarım ülkesi olan Afganistanda kuraklığın yaygın olması ve elverişsiz tabii şartlardan ötürü toprakların ancak onda biri kullanılabilmektedir Coğrafi şartları çerçevesinde idari olarak da Afganistan, bazı bölümlere ayrılmıştır Bunlar; Kabil, Kandehar, Herat, Hezaristan, Nuristan, Vehan, Bedahşan ve Türkistandan oluşmaktadır

Çok karışık bir etnik özellik gösteren Afganistan; esas itibari ile Afgan, Tacik ve Türklerden meydana gelmektedir Ülkedeki ikinci büyük etnik grubu oluşturan Türklerin nüfusu, 5-6 milyon dolayındadır Özbekler, Türk grupları içinde en çok nüfusa sahiplerdir Bunlar; genellikle esnaf ve çiftçi olarak çalışırlar ve Afgan Türkistanı denilen bölgede yaşarlar Bugün Özbek nüfusunun 3 milyonu geçtiği tahmin edilmektedir Kunduz, Andhoy, Meymene, Akça ve Balar, Mugap, Katagon ve Bedahşah, Özbeklerin yaşadığı bölgelerdir

İkinci büyük Türk grubunu oluşturan Afganistan Türkmenleri, Özbeklerden farklı olarak hayvancılık yaparlar Afganistan ihracaatında canlı hayvanın önemli bir kalem teşkil etmesinden ötürü Türkmenler, ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır Herat, Meymene, Andhoy, Taş-Kurgan, Mezar-ı Şerif, Belh, Akça, Katagan, Bedehşan ve Bala ile Murgap, Türkmenlerin yaşadığı bölgelerdir Türkmenler, hayvanlarına otlak bulabilmek için sık sık yer değiştirdiklerinden nüfusları kesin olarak tespit edilememekle beraber 600000 civarında oldukları tahmin edilmektedir

Afganistanda yaşayan Türkmenlerin çoğunluğunu Alieli boyu ile Teke, Salur, Sarık, Çavdar ve bilhassa Ersarı boylarından oymaklar teşkil etmektedir Afganistandaki üçüncü büyük Türk grubunu teşkil eden Kızılbaş Türklerinin sayıları, 400000 dolayında tahmin edilmektedir Bu Türkler, 1738de Herat - Kabil arası güvenliği sağlamak için Nadir Şah tarafından yerleştirilen ataların torunlarıdır

Yukarıda belirilenlerin dışında en kalabalık Türk grubunu Kırgızlar oluşturmaktadır Büyük ve Küçük Pamir dağlık bölgesinde yaşayan Kırgızların sayıları, 1950lerde Doğu Türkistandaki Çin zulmünden kaçanlarla birlikte 100000ni geçmiştir Bunların dışında Afganistanda, az sayıda Kıpçak, Karluk ve Çağatay Türkleri de yaşamaktadır Ayrıca Türk-Moğol karışımı olduğu kabul edilen Hezare ve Aymak (oymak) gruplarının da son yapılan çalışmalarla Türk oldukları anlaşılmıştır Böylece 25 milyon civarında olan Afgan nüfusunun yarısının Türk olduğu kabül edilebilir

Bu makale, tarihsel boyutu içinde Afganistanda yaşanılan gelişmeler ve Türkiye - Afganistan arası ilişkileri ele almaktadır Makalenin diğer kısımları şu şekilde organize edilmiştir: İkinci Kısım, bağımsızlık öncesi Afganistanın durumu ve kısa bir tarihçesini özetlemektedir Kısım 3, bağımsızlık sonrası Afganistandaki gelişmeler ve Türk - Afgan ilişkilerini incelemektedir Bu inceleme, alt başlıklarla ele alınan şu dört dönemi içermektedir:

(1) 1919 -1945 arası dönem (Afganistan bağımsız oluşu ile II Dünya savaşı sonuna kadarki devre),

(2) 1945-1979 arası dönem (Sovyet işgaline kadarki devre),

(3) 1979-1989 arası devre (Sovyet işgali altındaki devre) ve

(4) 1989 sonrası dönem (Sovyetlerin Afganistandan çekilmesi sonrası iç savaş ve Taliban olayı devresi) Son olarak 4 Kısımda genel bir değerlendirme verilecektir

2 Bağımsızlık Öncesi Afganistan

Afganistan, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih bounca çeşitli milletlerin istila ve işgaline maruz kalmıştır MÖ 500lü yıllarda ilk defa İranlılarca işgal edilen bölge, daha sonra Büyük İskender orduları tarafından ele geçirilmiştir Arkasından bölgede Baktriana Devleti kurulmuştur Bu devlet, kurulmasından yaklaşık bir asır sonra Hindistanda bulunan Çandragupta devletli ile mücadele etmek zorunda kalmıştır

Baktriana Devleti, bu mücadele ve kuzeyden gelen baskılar sonucu, MS 50de yıkılmıştır Böylece bölge, batıdan gelen tehlikeleri atlattıktan sonra kuzeyden gelen kavimler tarafından tehdit edilmeye başlamıştır Bölge; 50-125 yılları arası Türk asıllı oldukları tahmin edilen İskit ve 125-480 yılları arasında ise, Kuşanların hakimiyet altına girmiştir

480 yılından sonra Afganistanın yeni hakimleri, başka Türk kavimleri olmuştur Önce Akhunlar, bu topraklara yerleşmiş; ancak Göktürklerin baskısı sonucu 4 yyda hakimiyetlerini kaybetmişlerdir Daha sonra Akhunlar, bölgede kalmış ve Halaçlar olarak yaşamayı sürdürmüşlerdir 7 yy sonlarına doğru bölge, İslamiyeti yayan Arap ordularının istilasına uğramıştır Bu istila kısa sürmesine rağmen İslamiyet Afganistanda önemli ölçüde kabul görmüştür

İslamiyetin yayılmasıyla burada Samani, Gazneli, Büyük Selçuklu Devleti ve Harzemşahlar gibi Müslüman-Türk devletlerinin hakimiyetleri görüldü 1220den sonra Moğollar, Afganistanı istila edip uzun bir süre (bir buçuk asra yakın) ülkeye hakim oldular Moğol hakimiyeti, Afganistanda yaşayan Türk boylarını Anadoluya göçe zorlamıştır Bölgedeki Moğol eğemenliği, 14 yy sonlarında Timur ordularınca sona erdirilmiştir Timurun kurduğu devlet, ölümünden sonra dağılmışsa da torunlarından Muhammed Babürun bölgede kurduğu Türk devleti uzun süre yaşamıştır Babürun Afganistanı merkez yaparak kurduğu devlet, sadece buraya değil Hindistana da Türklerin tekrar yerleşmesini sağlamıştır

Babür Devleti, Afganistanı hakimiyet altında tutmakla birlikte Hindistan ve Afganistan arası dengeyi sağlayamamış ve ağırlığı Hindistana kaydırmıştır Bu durum; kuzeyden Özbek ve kuzey-batıdan da Safevilerin Afganistana inmesine sebep olmuştur Böylece 17 yy ortalarına doğru Abdali ve Galzay adını almış olan Halaçlar, dağlık bölgelerden Kandehar ve Zemindaverin daha verimli bölgeri olan Tarnak Argandap vadilerine göçmüşlerdir

18 yyda Babür Devletinin zayıflaması üzerine, Afgan kabileleri de bağımsız hareket etmeye başlamıştır Bu durumda Gılzay gibi bazı kabilelerin Babür, Abdaliler gibi bazılarının da İran tarafında yer almaları, ülkedeki karışıklığı artırmıştır Bu esnada Nadir Kulu komutasındaki Türkmen ordusu Afganistan ve İranı yönetim altına almış; Hindistan Babür Türk Devletini de vergiye bağlamıştır Nadir Şahın ölümünden sonra yönetime geçen Ahmet Şah, Hindistandaki Babür Devletini hakimiyeti altına almıştır (1756-1757)

Bu yıllarda İranın sergilediği yayılmacışii tehlikesini gören Ahmet Şah, bu konuda Osmanlı Devleti ile müşterek hareket etmeyi istedi ise de, girişimlerinden bir netice alamamıştır Ahmet Şahtan sonra Afganistan yönetiminde bulunan Timur Şah ve Zaman Şah dönemlerinde ülke, önceki ihtişamlı ve güçlü durumunu koruyamamış, iç karışıklıklar başgöstermiştir

Bu karışılıklar 19 asrın ilk çeyreğine kadar sürdükten sonra, Dost Muhammedin yönetime geçmesi ile ülkedeki birlik tekrar sağlanmıştır Ancak bu dönemde ise Kuzey Hindistan, Afgan birliğini zayıflatma çabası içine girmiştir Bu yıllarda İngilizlerin yavaş yavaş Hindistanı hakimiyetleri altına aldıkları gözlenmektedir İlk Afgan-İngiliz ilişkisi, Kuzey Hindistanda Peşaver sorununun çözümünde İngiliz hakemliği ile olmuştur Arkasından 1839-1842 yılları arasında süren ilk İngiliz-Afgan harbi patlak vermiştir

Dost Muhammed, ülkesi İngilizlerce işgal edilmesine rağmen 1863te Kabile dönerek tekrar Afgan birliğini sağlamıştı Dost Muhammedin 9 Haziran 1863 tarihinde vefat etmesi ile Afganistan, tekrar iktidar mücadele kaosuna sürüklenmiştir Şir Alinin 1868de iktidarı ele geçirmesiyle bu mücadele durulmuştur Rusların Türkistanı işgali, Afganlar ile İngilizleri doğal müttefik yapmıştır Ruslar, Türkistanı işgal etmelerine rağmen Afganistan önderliğinde Orta Asya Devletlerini de içine alan bir birlik oluşmasından hep çekinmişlerdir

1879da vefaat eden Şir Alinin yerine Yakup Han geçtiyse de, kısa bir süre sonra Afganistanın hakimiyetini Abdurrahman Han ele geçirmiştir 1901de vefaat eden Abdurrahman Han zamanında ikinci İngiliz-Afgan savaşı yaşanmıştır (1878-1880) Bu savaş sonunda ülke, büyük çapta harap olmuş ve milli birlik zayıflamıştır Afganistanın içinde bulunduğu bu olumsuz şartları fırsat bilen Ruslar, 1881de Türkmenistanı işgal etmiş ve böylece de Afganistan ile komşu olmuşlardır 1901de başa geçen Habibullah Han, 1919da ölünce yerine Emanullah Han geçti Emanullah Han, Hindistandaki İngiliz valiye bir mektup göndererek Afganistanın bağımsız bir devlet olduğunu ve İngiltere ile iyi ilişkiler kurmak istediğini iletmiştir

İngiltere ise, Afganistan bağımsızlığını kabul edip-etmemekte tereddüt etmiştir Bu durum ilişkilerin gerginleşmesine ve üçüncü İngiliz-Afgan harbinin başlamasına sebep olmuştur (1919) Bu savaşta başarı elde edemeyen İngilizler, 8 Ağustos 1919da yapılan anlaşma ile Afganistanın bağımsızlığını tanımıştır

3 Afganistandaki Gelişmeler ve Türk - Afgan İlişkileri

31 1919 - 1945 Arası Dönem

Sovyetler Birliği ve Afganistan birbirini ilk tanıyan ülkeler olmuşlardır Sovyet-Afgan anlaşmasının imzalanmasından üç gün sonra, yani 1 Mart 1921de, Afgan heyeti ile Türk elçilik heyeti arasında da ilk Türk-Afgan ittifakı Moskovada imzalanmıştır Bu anlaşmaya göre Türkiye Afganistanın bağımsızlığını tanıyordu Ayrıca taraflardan birine yapılacak saldırıyı diğer taraf kendine yapılmış sayacaktı Yine bu anlaşmaya göre, Türkiye kültürel yardım çerçevesinde Afganistana öğretmen ve subaylar gönderecekti Böylece iki kardeş millet arasında mevcut olan manevi birlik, resmi bir anlaşma şekline dönüşmüş oluyordu

Bu anlaşmanın Ankara ve Kabil hükümetlerince onaylanmasından sonra, eski Medine muhafızı Fahreddin Paşa, Kabile ilk Türk sefiri olarak atandı Diğer taraftan Sovyetler, anlaşma şartlarına göre Afganlara yardım etmemiş ve ayrıca Buhara ve Hivenin istiklallerini tanımayarak buradaki Müslümanları ezmeye başlamıştır Bu durum Afganların Sovyetlere karşı daha dikkatli davranmalarını sağlamıştır Böylece İngiliz aleyhtarı bir tutum yerine İngiltere ve Sovyetler Birliği arasında bir denge politikası izlemişlerdir

Türkiye ile Afganistan arasındaki dostluğun geliştirilmesinde Enver Paşa ve Cemal Paşa çok önemli rol aynamışlardır I Dünya Savaşı sonrası bu paşalar, önce Almanya ve arkasından da Rusyaya gitmişlerdir Cemal Paşa, Avrupa ülkelerinin (özellikle Almanya ve Fransanın) Afganistanı tanıması hususunda girişimlerde bulunmuş ve bunu sağlamıştır Bu sırada Enver Paşa, Türkistanda bulunan Türkleri organize ederek Sovyetlere karşı bağımsızlık savaşı yürütmelerine çalışmaktadır

Sovyetler, Almanyada bulunan Cemal Paşanın Afganistana döndükten sonra Afganistan Türklerini de Enver Paşa gibi organize edeceğini ve Türkistanın bağımsızlık mücadelesini destekleyeceğini hesap etmiş ve Cemal Paşanın Afganistana dönüşünü engellemek istemişlerdir Bunu başaramayan Sovyetler, Afganistana dönmekte olan Cemal Paşayı Tifliste 1922 yılında kiralık bir Ermeni katile öldürtmüşlerdir

Afganistan ve Türkiye, aynı yıllarda İngiliz emperyalizmine karşı bağımsızlık savaşı yürütmüşlerdir Benzer duyguların paylaşılmasına vesile olan bu durum, iki ülke halklarını biririne daha fazla yaklaştırmıştır Bu kapsamda Türk dostluğunun Afganistanda gelişmesine Mahmud Beg Tarzi önemli katkı sağlamıştır yorumlanet Tarzi, eğitiminin bir bölümünü İstanbulda tamamladıktan sonra Afganistana gittiğinde Habibullah Hana, ülke kalkınmasında Türkiye ve Türk aydınlarından faydalanılması gerektiğini belirtmiştir Bu talebin olumlu bulunması üzerine de, Türkiyeden bir aydın grubu davet edilmiş ve bunlarla ortak çalışmalar yürütülmüştür

Cemal Paşanın katkıları ile başlayan Afgan ordusundaki yenilik çabaları, Paşanın şehit edilmesi üzerine bir süre kesintiye uğramıştır Ancak 1 Mart 1921de Türkiye ile Afganistan arasında imzalanan anlaşma ile, Türkiye, Afganistana sadece askeri değil aynı zamanda eğitim ve ideri alanda da modernleşmesi hususunda destek sağlayacaktı Böylece Türkiyeden gelen uzmanlar ile Afganistanda modernleşme çabaları hızlanırken, diğer taraftan da Avrupa ve özellikle Türkiyeye tahsil için yüzlerce Afgan gencini gönderilmeye başlanmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.