|  | Hologram- Üçboyutlu Fotoğraf |  | 
|  07-07-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Hologram- Üçboyutlu FotoğrafHologram- Üçboyutlu Fotoğraf Bir odadaki eşyalara bakarken yerimizi biraz değiştirirsek gördüğümüz manzara da değişir  Örneğin bir noktadan baktığımızda masanın arkasında kaldığı için görünmeyen sandalyeyi biraz yana çekildiğimizde görebiliriz  Ama bulunduğumuz yerden odanın bir fotoğrafını çekersek, yalnızca objektifin sabit bir açı altından görebildiği nesnelerin görüntüsünü elde ederiz  Yani bu fotoğraf bize odanın üçboyutlu bir görüntüsünü veremez  Stereoskopik fotoğraf makineleriyle derinlik duygusu yaratan kabartma fotoğraflar çekilebilir  Ama gerçek anlamda "üçboyutlu fotoğraf" çekme yöntemini 1948'de Macar asıllı İngiliz fizikçi Dennis Gabor (190079) bulmuş ve bu üçboyutlu fotoğraflara hologram, bulduğu yönteme de holografi adını vermiştir  Normal bir fotoğrafta görüntünün ayrıntılarını belirleyen yalnızca aydınlık ve karanlık noktaların dağılımıdır  Bu aydınlık ve karanlık noktaların oluşması da fotoğrafı çekilecek nesneden yansıyarak filmin duyarlı katmanına gelen ışığın şiddetine bağlıdır; fotoğrafta, nesnenin ışığı çok yansıtan noktaları aydınlık, az yansıtan noktaları da karanlık olarak belirir  Holografi yönteminde ise yansıyan ışığın şiddetindeki bu farklılıklardan başka ışık dalgalarının girişimi de kaydedilir  Görüntünün üçboyutlu olmasını sağlayan ya da kabartma duygusunu veren de işte bu girişim olayıdır {bak  Işik)  Eğer iki ışık dalgasının tepesi üst üste binerse fotoğraf filminde aydınlık bir çizgi oluşur  Buna karşılık bir dalganın tepesi ile öbür dalganın çukuru karşılaştığında filmde karanlık bir çizgi belirir  Böylece filmin üzerinde oluşan bu "girişim deseni" yalnızca ışık şiddetinin dağılımını değil, nesneye ilişkin bütün yön ve derinlik bilgilerini de taşır  Ama dağınık ve gelişigüzel biçimde yayılan ışık dalgalarının girişimi de düzensiz ve rastgele olacağından, fotoğrafçılıkta nesneleri aydınlatmak için yeterli olan güneş ışığı ya da flaş ışığı gibi normal ışık kaynaklan holografi için elverişli değildir  Bunun yerine, tek dalga boyunda (tek renkli) ve dağılmadan yayılan dar demetler halinde ışık üretebilen çok güçlü ışık kaynakları kullanmak gerekir  Holografi yönteminin bir özelliği de fotoğraf makinesi kullanmaksızın görüntünün filme ya da başka bir duyarlı katmana kaydedilmesidir  Bunun için, ışık kaynağından çıkan ışık demeti yarısaydam bir aynayla ikiye bölünür  Bir bölümü aynadan yansıyarak doğrudan fotoğraf filmine ulaşır  Öbürü de aynanın içinden geçerek nesneyi aydınlattıktan sonra gene filmin üzerine düşer  Ama nesnenin çeşitli noktalarından yansıyarak ve kırılarak gelen bu ışık demeti ile doğrudan aynadan yansıyan demet filme aynı anda ulaşamayacağı için, bu iki demet arasında faz farkları ortaya çıkar  Bu ışık demetlerinin fotoğraf filmi üzerindeki girişimi, iç içe geçmiş parlak ve karanlık çizgilerden oluşan çok karmaşık bir ağ çizer  Girişim saçakları denen bu çizgiler ne çıplak gözle görülebilir, ne de film banyo edildiğinde bildiğimiz bir fotoğraf görüntüsü oluşturur  Gerçekten de hologram bu aşamadayken yalnızca gri renktedir ve yüzeyinde nesneye hiç benzemeyen karışık çizgilerden başka bir şey yoktur  Ama hologramı eşfazh bir ışıkla arkadan aydınlatıp karşıdan baktığımızda aynı nesneyi üçboyutlu olarak görürüz  Üstelik gözümüzü bu görüntüden ayırmadan başımızı hafifçe sağa sola çevirdiğimizde nesnenin görüntüdeki konumu da değişir  Holografi düşüncesi 1948'de doğdu, ama ancak laserin bulunmasından sonra önem kazanabildi {bak  LASER)  Çünkü laserden önce eşfazh dalgalar üretebilen çok güçlü bir ışık kaynağı yoktu  1965'te ABD'de, Michigan Üniversitesi'nden Emmett N  Leith ile Juris Upatnieks laser ışığından yararlanarak ilk hologramları elde ettiler  Bugün mühendislik alanında çok değerli uygulamaları olan holografi yöntemi ileride üçboyutlu görüntü oluşturan renkli televizyonların yapımında da yararlı olabilir  Üstelik laser ışığı çok küçücük bir noktaya odaklanabildiği için, pek çok basılı belge tek bir hologram üzerine kaydedilebilir ve böylece hologram yakın bir gelecekte bilgi depolama aracı olarak mikrofilmin yerini alabilir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |