Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Sanat Tarihi / Arkeoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arkeoloji’de, çağlarbuluntularkalıntılartruva, girit, tarihler

Arkeoloji’de Tarihler Ve çağlar-buluntular-kalıntılar-truva Ve Girit

Eski 06-21-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Arkeoloji’de Tarihler Ve çağlar-buluntular-kalıntılar-truva Ve Girit




Arkeoloji’de tarihler ve çağlar-buluntular-kalıntılar-truva ve girit


Arkeologların yapması gereken önemli işlerden biri de buluntuların hangi dönemden kaldıklarını saptamaktır Yazılı belgelerin var olması durumunda, bu iş kolaydır Ama yazılı bir belge yoksa, belki de binlerce yıl öncesinden kalan bir eşyanın yapım tarihini tam olarak bulmak oldukça zordur Buluntuların Taş Devri'nde mi? Tunç Çağı'nda mı? yoksa Demir Çağı'nda mı? yapıldığının saptanması gerekir Tarihöncesi dönemler ilk kez Danimarkalı bir arkeolog tarafından sınıflandırılmıştır İnsanların çok sert bir taş olan çakmaktaşından alet ve silah yaptıkları ilk dönem, Taş Devri olarak adlandırılır Alet ve silahların tunçtan yapıldığı bir sonraki dönem Tunç Çağı, demirin kullanılmaya başlandığı son dönem ise Demir Çağı'dır

Bir arkeolog buluntuların hangi çağdan kaldığını anlasa bile, yapıldıkları tarihe ilişkin bilgi edinmesi her zaman kolay olmaz Çünkü bir bölgede yaşayan insanlar taştan aletler kullanırken yani Taş Devri'nde yaşarken, aynı dönemde başka bir yerde insanlar tunçtan aletler kullanabilir ve Tunç Çağı insanları olarak tanımlanır İngiltere'de Taş Devri İÖ yaklaşık 3000'de sona erdi Ama Avustralya Yerlileri ve Papua Yeni Gine'nin iç kesimlerinde yaşayan kabileler gibi bazı topluluklar günümüzde bile madenleri bilmedikleri için aletlerini taştan yontuyorlar Çağdaş arkeologlar bu üç çağı da kendi içinde daha kısa süreli dönemlere ayırarak, belirli kültürleri ve halkları bu dönemler içinde değerlendirirler

İlk Buluntular

Büyük çaplı ilk kazılar İS 79'da patlayan Vezüv Yanardağı'nm püskürttüğü lavların ve küllerin altında kalan eski Pompei ve Herculaneum kentlerinde yapıldı Bu kentlerin ortaya çıkarılmasıyla insanlar Roma kentleri konusunda bilgi edindiler (bak Pompei)

18 yüzyılda bu kazıların yapıldığı dönemde, John Frere taştan yapılmış aletlerin hemen yanında soyu tükenmiş bazı hayvanların kemiklerini buldu Bu, aletleri yapmış olan insan ile soyu tükenmiş hayvanın aynı dönemde yaşamış olduğunu gösteriyordu Başlangıçta, dünyada on binlerce yıl önce yaşamışinsanlar olabileceğine kimse inanmadı, ama daha sonra bu bilgi bilim adamlarınca da doğrulandı
1822'de arkeologların ve yazı uzmanlarının Eski Mısırlılar'ın yazısı olan hiyeroglifi çözmeleri, araştırmalarda bir dönüm noktası oldu Bir Fransız mühendis, aynı sözcüklerin, hiyeroglif, Eski Yunan yazısı ve başka bir tür Mısır yazısıyla yinelendiği siyah bir kaya parçası buldu Bilim adamları eski Yunanca' yi bildikleri için, Rosetta Taşı olarak adlandırılan bu tabletin üstüne hiyeroglifle yazılmış sözcüklerin anlamını çözmek zor olmadı Bu taşın bulunmasından sonra, çok sayıda arkeologun ilgisi Mısır'a yöneldi Yapılan kazılarla Eski Mısırlılar'ın yaşamına ilişkin yeni bilgiler edinildi Rosetta Taşı Londra'da British Museum'da sergilenmektedir


Ortadoğu'daki Buluntular

1880'de Sir Flinders Petrie adlı bir İngiliz, kazı yapmak üzere Mısır'a geldi Çalışmaları sırasında eski uygarlıklara ilişkin bilgisini derinleştirdi Toprağın değişik katmanlarında bulduğu çanak çömlek türlerinin ne kadar eskiye dayandığını saptadı
Mısır'da ortaya çıkarılan eski yapıtlar içinde en heyecan uyandıranı, 1922'de bulunan Firavun Tutanhamon'un mezarıdır Mezardan, firavunun mumyasının bulunduğu işlemeli altın bir tabut ile paha biçilmez değerde ve güzellikte takılar çıkarıldı Bu buluntu dünyaya, firavunların ne kadar zengin olduklarını ve ne kadar görkemli bir biçimde gömüldüklerini gösterdi Bu zenginlik nedeniyle, firavun mezarları daha ilkçağlarda soyulduğu için, arkeologların el değmemiş olarak buldukları mezar sayısı çok azdır (bak TüTANhamon)


19 yüzyılın ortalarında Mezopotamya'da (bugünkü Irak), Asur krallarının çok büyük insan ve hayvan heykelleriyle bezenmiş sarayları bulundu Bulunanların bir bölümü Avrupa'ya götürüldüyse de, birçoğu açık havaya çıkarılır çıkarılmaz parçalandı

Arkeologlar artık bu tür buluntuları koruma yöntemlerini biliyorlar 1926'da Irak'ta kazı yapan Sir Leonard Woolley, Ur kentinde Sümerler'in kral mezarlarını ortaya çıkardı Daha önce bulunan taş ve kil tabletlerden,Sümerler'in tarihine ilişkin bazı bilgiler edinilmişti Ur'da bulunan mezarlar açılınca, bunlara daha ayrıntılı ve yeni bilgiler eklendi Mezarlardan, ölen krallarla birlikte gömülen değerli eşyalar ve hazinelerle, öbür dünyada da birlikte olabilmeleri için, kral ölünce öldürülen hayvanlarının ve hizmetkârlarının kemikleri çıktı

Truva ve Girit

Şiirlerinden birinde Eski Yunan şairi Homeros, 10 yıllık bir kuşatmadan sonra ele geçirilen Truva kentinin öyküsünü anlatır Alman arkeolog Heinrich Schliemann 1871'de Truva kentinin gerçek yerini saptadı Kazıyı çok derinleştirerek, İÖ 26002300 arasında kurulmuş, Truva'dan bile eski bir kentin kalıntılarını ve bu döneme ilişkin altın takılarla ve silahlarla dolu bir hazine buldu Schliemann buluntuları gizlice yurtdışına kaçırdığı için dava açan Osmanlı hükümeti, davayı kazandıysa da değerli hazinenin ancak çok küçük bir bölümünü geri alabildi 1876'da yeniden kazı izni alan Schliemann 188283 yıllarında Wilhelm Dörpfeld ile birlikte


Truva kazısını sürdürdü (bak Schliemann, Heinrich) Eski krallıklara ilişkin bir başka önemli kazı da Akdeniz'de, Girit Adası'nda gerçekleştirildi Bir öyküde Eski Yunan mitolojisi kahramanlarından Theseus'un Girit Adası'ndaki taş bir labirentte Kral Minos'un yarı boğa yan insan olan canavarıyla nasıl boğuştuğu anlatılır Arkeolog Sir Arthur Evans, 1900'de Knossos' ta yaptığı kazılarda eski Girit krallarının yaşadığı büyük bir sarayı ortaya çıkanncaya kadar, Minos'un gerçek bir kral olduğunu kimse düşünmemişti Bulunan sarayın duvarları, boğa güreşlerinin, çiçeklerin ve hayvanların sanki 3000 yıl önce değil de, bir gün önce yapılmış gibi duran parlak renkli resimleriyle bezenmişti


Göl Dibindeki Kalıntılrı


Şimdiye kadar anlatılan eski kentler, toprak altında kaldıkları için binlerce yıl dayanmıştır Su da tarihöncesinde yaşamış olan insanların evlerini ve eşyalarını zamana karşı koruyabilmiştir Örneğin 1854'te çok yağışsız geçen bir kışın sonunda, İsviçre'nin Zürich kentindeki gölün sulan çok azalınca, dibindeki eski ev kalıntılan ortaya çıktı Evlerin tümü aynı dönemde yapılmamıştı Arkeologlar evlerin bulunduklan katmanlan inceleyerek yapıldıklan dönemleri saptadılar Bulunan tahta aletler, keçeler, sepetler ve hatta elma, armut ve ekmek artıklan o insanlann günlük yaşamlanna ilişkin önemli bilgiler sağladı

Günümüzde Arkeoloji


Son yıllarda arkeoloji çok geniş bir alanı kapsayan bir bilim olarak hızlı bir gelişme gösterdi Eskiden kazı yapanlar zengin hazineler, saraylar ve tapınaklar bulmayı umuyorlar, sıradan insanlann yaşadıklan yerlere ilgi duymuyorlardı Oysa geçmişi iyi anlayabilmek için bulunabilen her şeyi incelemek gerekir Günümüzde arkeologlar buluntulan incelemenin yanı sıra, o topluluğun ekonomisini, değişik işleri ve işlevleri olan insanlar arasındaki ilişkileri ve dinsel inançlannı araştırıyorlar Yetiştirdikleri hayvanlara ve bitkilere bakarak çevrelerini nasıl etkilediklerini ve kendilerinin nasıl etkilendiğini anlamaya çalışıyorlar
Böyle geniş kapsamlı araştırmalar için önce çok iyi bir plan yapılmalıdır Kazıyı yapacak olanların yeterince bilgili olmalan ve çeşitli uzmanlardan yararlanmalan gerekir Belirli bir döneme ya da insan topluluğuna ilişkin bilgi sağlayacağı düşünülen alan dikkatlice seçildikten sonra toprak tabaka tabaka özenle kazılır Bulunan ve gözlenen her şeyle ilgili aynntılı notlar tutulur Arkeologlar bazen de büyük yapılann ya da karayollannın yapım alanlannda ortaya çıkan kalıntılan değerlendirmek üzere hemen çağnlırlar
Ortadoğu'da bazı arkeologlar, artık büyük kentler ya da zengin mezarlar arama yerine kentlerin henüz kurulmadığı, uygarlıklann yerleşmediği dönemlerdeki göçebe topluluklara ilişkin bilgi edinebilmek için çöllerde araştırmalar yapıyorlar



Çok kısa bir zaman öncesine kadar kitaplarda, elyazmalannda ve iyi korunmuş yapılarda ortaçağa ilişkin yeterince bilgi bulunduğu sanılırken, günümüzde İngiltere'de bu alanda da yepyeni gelişmeler oldu Birçok araştırmacı son 200 yılda yapılmış kanallan, demiryollannı, fabrikalan konu alan sanayi arkeolojisine ilgi duyuyor Kısaca, geçmişe ilişkin her şey arkeolojinin kapsamı içindedir Arkeoloji yaşadığımız dünyanın tarihi demektir


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.