Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
‘imamın, ahmet, internette, kitabı, ordusu’, yayınlandı, şık’in

Ahmet Şık’İn ‘İmamın Ordusu’ Kitabı İnternette Yayınlandı ? Ahmet Şık’İn Kitabı

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahmet Şık’İn ‘İmamın Ordusu’ Kitabı İnternette Yayınlandı ? Ahmet Şık’İn Kitabı



Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ Kitabı İnternette Yayınlandı ? Ahmet Şık’ın Kitabı
Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ Kitabı İnternette Yayınlandı ? Ahmet Şık’ın Kitabı

Ahmet Şık‘ın, taslağı polis tarafından toplatılan kitabı olduğu iddia edilen ‘İmamın Ordusu‘ Twitter’da paylaşıldı Aydın Engin, taslağın orijinal olduğu doğrulandı

Ahmet Şık’ın yazdığı ancak henüz basılmayan kitabı ‘İmam’ın Ordusu‘ ile ilgili olarak polis Radikal Gazetesi’ni aramış ve Ertuğrul Mavioğlu’nun bilgisayarındaki kitap taslağını almıştı

Uzun zamandır tartışılan ‘İmamın Ordusu‘ olduğu iddia edilen kitap taslağı Twitter’dan paylaşıldı

Kitabın taslağını polis tarafından el konulmadan önce okuyan Aydın Engin, internette paylaşılan kopyayı inceledi Ve kopyanın gerçek olduğunu nvtmsnbc’ye açıkladı

Engin, ‘Dokunan Yanar‘ başlığıyla yayınlanan dökümanla ilgili şu açıklamayı yaptı:

‘‘Bugün bana bir mail yollandı Ahmet Şık’ın kitabının orijinalinin kendilerine İsveçli aktivistlerce iletildiğini belirtiyorlar ve benden gerçekten kitabın orijinali olup olmadığını soruyorlar Baktım tümüyle orijinal”

298 sayfa olan taslağın ilk sayfasında Şık’ın tutuklanırken söylediği ‘Dokunan Yanar‘ sözleri başlık olarak yer alıyor

Cumhurbaşkanı Gül, Ahmet Şık’ın kitabının toplatılmasının yersiz olduğunu söylemiş ve bu gelişmenin satışlarını artıracağını dile getirmişti

***

Güncelleme: İmamın Ordusu kitabına inceleme başlatıldı
Özel yetkili savcılık inceleme başlattı

***

‘İmamın Ordusu’nda neler var?

Ahmet Şık’ın kitabı Gülen cemaatinin devlet içinde, özellikle de polis teşkilatında örgütlendiği tezini belge ve anlatımlarla aktarıyor

Ahmet Şık’ın 3 Mart sabahı evine polis baskını yapıldığı andan ‘İmamın Ordusu’ adlı kitapta ne olduğu konuşuluyor

Ahmet Şık, kitap hazırlık çalışmaları sürerken evine baskın yapılmış, tutuklanmış, operasyonun ‘Kitapla ilgisi yok’ açıklaması da bizzat savcılık tarafından yapılmıştı

Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu kitapta neler olduğu Radikal’de anlattı:

“‘İmamın Ordusu’nu basmayı planladığı iddiasıyla İthaki Yayınevi’ne, Ahmet’in avukatı Fikret İlkiz’e, eşi Yonca’ya ve Radikal gazetesine geldiler Buldukları her yerde ‘İmamın Ordusu’ kitap taslağına el koyup sildiler Kitap yok edilmeye çalışıldığına göre okurun bunun içindekileri öğrenme hakkı tartışılamaz

Bilgisayarımdan silinen kitap taslağı ile ilgili zihnimdekileri tarttım Okuduğunu bildiğim başka kaynaklarla konuştum Bu bilgilerden yola çıkarak, İmamın Ordusu kitabına ilişkin herkesin hiç değilse bir fikir sahibi olabileceği bu yazıyı yazmaya karar verdimTelif hakkıyla korunan basılmamış bu kitaptaki her şeyi ortalığa dökmek değil amacım Kitap nasılsa bir gün basılacak ve herkes ayrıntıları okuyacak Yazdıklarım, belki sanal ortamda “Ahmet Şık’ın kitabı bende de var” diyen yaklaşık 70 bin kişiye orjinal gelmeyebilir Cümlelerim bilmeyenlere

İŞTE O KİTAP
Kitabın giriş bölümünde tüm laiklik söylemlerine karşın devlet ile İslam arasındaki ‘ihtiyaç’ ilişkisi anlatılıyor Ve şimdi laik kanadın ‘İslami tehlike’ dediği akımların, 12 Eylül döneminde cuntacılar tarafından palazlandırıldığı gerçeğine yapılan sıkı bir vurgu Kitapta yapılan tespite göre, sol ve sosyalist akımların tasfiyesi karşılığında İslami hareketin palazlandırılması, ABD’nin ‘yeşil kuşak’ projesiyle doğrudan bağlantılı

Kitapta sadece 12 Eylül döneminde değil, farklı dönemeçlerde de Fethullah Gülen cemaatinin uyumuna dikkat çekiliyor İlk siyasi tedrisini ‘Komünizmle Mücadele Derneği’nde görmüş bir kişi açısından anormal bir durum da değil bu Yeni Asya gazetesinden Mehmet Kutlular’ın uzun bir röportajından yer yer alıntılara da bu nedenle yer verilen kitapta, 12 Mart Muhtırası sonrasında devletin Gülen cemaatini desteklediği, aynı cemaatin 28 Şubat sonrasında ise Refah Partisi’ne karşı alternatif yapılmaya çalışıldığı anlatılıyor Fethullah Gülen’in bu konudaki bir röportajından aktarılan pasajlarda, 12 Mart’tan sonra tutuklanmış ve yedi ay hapis yatmış olmasına rağmen Gülen’in devlete bağlılığında herhangi bir eksilme olmadığı vurgulanıyor

Kitapta Fethullah Gülen’in hayatına ilişkin de uzun anlatımlar yer alıyor Erzurumlu bir vaizken giderek küçük bir devletçik haline dönüşen bir cemaatle ilgili Ahmet Şık’tan çok önce yazılmış pek çok yazı ve kitapta da var bu bilgiler Bu bilgiler arasında ilginç notlar da var elbet Başta Yeni Asya çevresindeyken daha sonra ayrılıp Necmettin Erbakan’a yanaşan Gülen’in daha sonra onunla da bir savaşa girişmesi, MHP ile çatışmalar yaşaması vb gibi olgular, cemaatin nasıl ince ince örgütlendiğine dair ayrıntılar

Kitapta cemaatin temellerinin 1966 yılında atılması anlamına gelen Akyazılı Vakfı’nın kurucuları arasında olan Nurettin Veren’in bazı itiraflarına da yer veriliyor Bu itiraflar arasında telefon dinleme kayıtlarının bizzat cemaat tarafından tutulduğuna ilişkin bazı iddialar var Kitap, bu itirafların yalanlandığı bilgisini aktardıktan sonra, Işık Evleri örgütlenmesi, Gülen okulları ve Sızıntı dergisinin cemaat tarafından nasıl kullanıldığına dair bazı tespitlere yer veriyor Kitapta, medyanın Gülen cemaati için önemi, Zaman gazetesi, Samanyolu TV gibi yayın organlarına yapılan vurgular da var

Kitapta Susurluk döneminde Gülen’in aldığı tutum, ayrı bir başlık halinde Aktarılan bir röportaja göre Fethullah Gülen, Susurluk’un daha derinlere gitmesinin, milli birlik ve beraberliğe zarar vereceği inancında

PERSONEL DAİRESİ’NDEN BAŞLADI
AKP iktidarı döneminde Gülen cemaatinin bakanlıklar ve bürokrasi içinde nasıl hızla örgütlendiği anlatılıyor Ve tabii yıllardır içten içe kaynadığı bilinen Emniyet teşkilatı içinde de “Emniyet cemaatin silahlı birimi mi?” sorusu ortaya atılıyor ve yanıtı aranıyor Polis okulları, İstihbarat, Organize Suçlar, Personel gibi birimlerde kitabın iddiasına göre Gülen cemaati tavan yapmış Kitabın adının ‘İmamın Ordusu’ olmasının asıl nedeni de burada

Kitaba göre, Gülen cemaati Emniyet içindeki örgütlenmesine Personel Dairesi’nden başladı Ardından İstihbarat Dairesi Çünkü İstihbarat Dairesi, teknik takip, izleme ve dinleme faaliyetleri konusunda son derece stratejik bir konumdaydı Bunun için de yetişmiş insan gücüne ihtiyaç olduğu kesin Kitabın buna dair de bir iddiası var: Işık Evleri’nde yetiştirilen gençler sistematik bir biçimde, polis kolejleri ve polis akademisine alındı Bu gençlerin polis yapılması ve sonra terfi etmelerinde çeşitli oyunlar da söz konusu, kitaba göre Sınav sorularının çalınması, hileli kuralar stratejik noktaları ele geçirmek için

Kitapta çeşitli dönemlerde kaleme alınmış raporlar da var Örneğin, 1991’de, başmüfettişlerin hazırladığı ‘hileli kura’ raporu, polis akademisindeki Gülen cemaatinin örgütlenmesiyle ilgili Sonraki yıllarda yazılmış benzer nitelikteki raporların ardından açılan soruşturmaların ciddi bir yaptırıma yol açmadığını da okuyoruz Ufak cezalar ise silinivermiş

Kitapta cemaatçi polislere yer açmak için başka polislere yönelik ayak kaydırma operasyonları yapıldığı da yazılı Kimliği belirsiz ihbarlar, kimi polislere kurulan tuzaklar anlatılıyor kitapta Bazı polislere itibarsızlaştırma, rütbe düşürme yöntemleri kullanılarak bir yandan tasfiyeler yaşanırken, bir yandan da cemaatle ilişkili olduğu iddia edilen polisler kıdemlerine bile bakılmaksızın hızla terfi ediyorlar Kitapta tüm bunlar isimler verilerek yazılıyor Bu örnekler arasında Hanefi Avcı, Sabri Uzun, İsmail Çalışkan, Celalettin Cerrah ve Emin Aslan’a komplo düzenlendiği iddialarıyla ilgili oldukça geniş ayrıntılar da kitapta yer alıyor

AHMET ŞIK’I KİMLER SORUŞTURUYOR?
Kitapta nasıra basmış olması ihtimali bulunan bir ayrıntı, kritik görevlerdeki kimi isimlerin Hrant Dink cinayetindeki rollerinden ötürü doğrudan suçlamaların odağında olmaları ‘İmamın Ordusu’nda konu edilenlerin bir bölümü, aynı zamanda Ergenekon soruşturmalarını yürüten isimler Bugün Ahmet Şık’a yöneltilen ‘Ergenekon örgütüne yardım’ suçlamasının kaynağı da büyük olasılıkla burada gizli Ahmet Şık kitabında kime kimlerin, ne zaman ve nerede nasıl tuzaklar kurduğunu ve bundan nasıl lehine sonuçlar çıkardığını anlatmış ayrıntılı olarak

‘İmamın Ordusu’na iki farklı yorum
Yayımlanmayan “İmamın Ordusu” kitabı için yapılan baskına hükümetten iki farklı yorum geldi Başbakan Erdoğan “Durup dururken olmuyor” derken, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Üzüntü ve endişe duydum” dedi

“Ergenekon” soruşturmasında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın kaleme aldığı “İmamın Ordusu” isimli yayımlanmamış kitap için yayınevine ve Radikal gazetesine baskın yapıldı Baskınlarda kitabın kopyalarına da el konuldu

Muhalefet baskınlara sert tepki gösterirken, hükümetten de ilk tepki geldi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, baskını “durup dururken olmuyor” sözleriyle değerlendirdi

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

”Bunlar benim konum değil Bunların tamamı yargının konusudur Yargı bu süreci, devam ettirdikleri sorgulama süreci içerisinde, biliyorsunuz ellerindeki bulgular, belgeler sebebiyle devamlı ne çıkıyorsa bunun üzerine üzerine gidiyorlar Bunlar, durup dururken olan şeyler değil Demek ki her araştırma yeni bir araştırmayı, yeni müdahaleyi herhalde getiriyor ve yargı da buna göre adımlarını atıyor Yani bunun yürütme olarak bizlerle ilgili bir yanı yok Bunları biz çıkarmıyoruz, bunları yargı çıkarıyor ve lütfen, yani bu konuda da olayı bu şekilde değerlendirmekte fayda var Yani ‘Neler oluyormuş bu ülkede’, bu soruyu bir de kendimize herhalde soracak olursak çok daha isabetli olur diye düşünüyorum” Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ”Hukuk açısından değerlendirecek olursanız, henüz basılmamış bir kitabı…” demesi üzerine de ”Yargı kararını verecek tabii”

ARINÇ: ÜZÜNTÜ VE ENDİŞE DUYDUM
Baskın için “şık değil” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da henüz basılmamış ve kitaba dönüşecek olan bir ürüne el konulması ve gazeteci Ertuğrul Mavioğlu’nun görev yaptığı Radikal’e yönelik uygulama yapılmasını ”fevkalade üzücü bulduğunu” kaydetti

Dışarıdan gördüğü manzaranın böyle olduğunu; ancak ortada bir yargı kararının bulunduğunu kaydeden Arınç, ”Beğenelim, beğenmeyelim bu bir yargı kararı Yargı kararları eleştirilmeyecek diye de bir hüküm yok Elbette eleştirebiliriz Bu konuda belki biraz daha fazlasını söyleyebiliriz” ifadesini kullandı

Bu konuda bir ”mütalaa” aldığını belirten Arınç, komisyon üyelerini de mütalaa hakkında bilgilendirdi

Arınç’ın okuduğu mütalaaya göre, Anayasa’nın 30 maddesi, ”kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz” hükmünü içeriyor 28 madde ise ”basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasa’nın 26 ve 27 maddeleri hükümleri, süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümlerin uygulanacağı” düzenleniyor

Mütalaada, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 25 ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 119, 120, 121, 122, 123, 124, 127 ve 134 madde hükümleri de anımsatılıyor

Anayasa’nın 30 maddesinde, ”basımevi ve eklentileri ile basın araçlarının, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemeyeceği veya işletilmekten alıkonulamayacağının” belirtildiği mütalaada; ancak Anayasa’nın 28 maddesinde yer alan, süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümlerin uygulanacağı düzenlemesi ile Basın Kanunu’nun 25 maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun belirtilen hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, suç unsuru görülen belge veya dokümanlar hakkında hukuka uygun olarak arama ve el koyma işlemi yapılabileceği kaydedildi

Mütalaada, Anayasa’nın 30 maddesinin, suç soruşturması kapsamında delil araştırmasına engel teşkil eden bir hüküm olmadığı kaydedildi

Bülent Arınç, mütalaayı okuduktan sonra, şöyle devam etti:

”Şimdi anlaşılıyor ki paylaşsak da paylaşmasak da yapılan bir yargısal faaliyettir Bu yargısal faaliyet mahkeme kararıyla CMK hükümlerine uygun olarak yapılmıştır Bu yargı kararını eleştirmek mümkündür; ancak bizim yasama olarak da hükümet mensubu olarak da söyleyebileceğimiz çok fazla şey yok Bu konularda yetki aşımı olmuş mudur, olmamış mıdır? Şüphesiz ki herkes her şeyi yazmakta ve konuşmakta özgürdür Sadece bir kitaptan dolayı, bir basın mensubundan dolayı veya bir gazeteye yönelik böyle bir eylem ve faaliyet yapılmasından gerçekten üzüntü ve endişe duyduğumuzu şahsen ifade etmek istiyorum

Kaynak: Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ kitabı internette yayınlandı


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.