[KAPLAN]
|
Afrika << İnsanlığın Beşiği >>
■ Afrika Kıtası'nın yüzölçümü 30 200 000 km kare'dir (Türkiye'nin 38 katı) Toplam nüfusu 550 milyon, yani Türkiye nüfusunun 10 katı, Çin nüfusunun ise yarısı kadardır
Dünya haritasında Afrika
yaşlı ve yıpranmış bir toprak
Afrika, yaşlı ve yıpranmış bir toprak parçasıdır; büyük bölümünü, yaşı 500 milyon yılı aşkın, yağmur ve rüzgârlarla kemirilmiş kayalıklar oluşturur Bu aşınım bir bakıma, oldukça tekdüze olan görünümün nedenini açıklamamıza yardımcı olur: Kuzey Afrika ile Doğu Afrika'nın dağlık yöreleri bir yana bırakılacak olursa, kıta yüzlerce, hattâ binlerce kilometrelik bir alana göz alabildiğine yayılmış, dümdüz genişliklerden oluşur
tropiklerde
Ekvator, Libreville'den Nairobi'ye kadar bütün Afrika Kıtası'nı boydan boya keser
îki dönence arasında kalan bölgede, güneş gökte her zaman yüksektir (ışınları hemen hemen dikey düşer); aylık ısı ortalamaları 20 derecenin altına pek seyrek düşerken kurak yörelerde 50 dereceye kadar çıkar
iklim bölgelerini yağmurlar belirler Ekvator düzeyinde nem, yılın başından sonuna kadar değişmez Ama dönenceler arasında kuraklık, bazen yıllar boyu kesintisiz sürer, öteki bölgelerde ise, bir yağmur mevsimini bir kurak mevsim izler
ormandan çöle
Ekvator bölgesini kıtanın dörtte birini kaplayan bir orman örter Ama bu orman yer yer açılarak manyok, ignarn, muz, ananas, kahve ve özellikle kakao yetiştirilmesine elverişli alanlar oluşturulmuştur
Nemli tropikal bölge, savanlarla örtülüdür Savan yer yer ağaçların yetiştiği yüksek otlardan oluşan bir tür halı gibidir Büyük boy vahşî hayvanlar, fil ve zürafa gibi geniş ve boş alanlar isteyen yaratıklar bu savanlarda yaşar
Kurak tropikal bölge tam bir bozkırdır Buralarda su pek azdır Göçebe kabileler yorulmak bilmeksizin deve, sığır ve keçi sürülerini, taze otlarla beslenmeleri için oradan oraya gezdirirler
Tropikal bölgenin ötesinde ve kıtanın iki ucunda (Kuzey ve Güney Afrika), turfanda sebzelerin ve turunçgiller, zeytin ve incir gibi ağaçların yetiştirilmesine elverişli Akdeniz iklim bölgelerine rastlanır
Afrika Kıtası çok geniş maden a taklarına sahiptir: demir (Liberya, Güney * Afrika, Moritanya); baka (Zambiya ve *Zaire); boksit (Giı ); manganez (Güney Afrika ve Gabon) Afrika, dünya altınının yüzde 60 ını, elmasın yüzde 80'ini (Zaire) ve ayrıca az bulunur madenlerle (krom* kobalt ve uranyum) fosfatların bir kısmını sağlar
Kıtanın Güney Afrika dışındaki bölgelerinde hemen hemen kömür yoksa da, petrol ve doğal gaz boldur A-ma bunlar yakın zamanda işletilmeğe başlamıştır Dünyada petrol ve doğal gaz üretiminde başta gelen ilk on ülke arasında üç Afrika ülkesi de yer alır: *Libya, *Cezayir, *Ni-jerya Ama kıtanın geleceği asıl, Kongo ve Zambezi gibi ırmakların barajlarla donatılması sonucu, (belki de güneş enerjisiyle birlikte) su gücüne bağlıdır Şimdiden, *Nil üzerinde Assuan, Gana'da Volta üzerinde Akosombo Barajı gibi önemli barajlar kurulmuştur
Afrika nüfusu 550 milyon kadar tahmin ediliyor Özellikle sağlık koşullarının düzelmesi ve hekimliğin ilerlemesi nedeniyle hızlanan artış sayesinde, nüfus kısa zamanda 750 milyona ulaşacaktır
Nüfus çok gençtir: 5 kişiden 2îsi on beş yaşın altındadır
Şehirlerin büyümesi ilgi çekici bir düzeye ulaşmıştır; nüfusu 1 milyona yaklaşan veya milyonu aşan şehirlerin sayısı 15'dir; 6 305 000 nüfusuyla Kahire başta gelir, onu İskenderiye, Kinşasa, Johannesburg, Casablanca, Cezayir ve Kap izler
Uydu görüntüsü
bir halklar mozaiği
Beyaz ırktan Araplarla Berberilerin yaşadığı kuzey kesimi (Magnp ülkeleri: Cezayir, *Fas, Tunus) ile Avrupalıların (İngilizler ve özellikle Hollandalılar) işgalindeki güney kesimi dışında Afrika ıbir zenciler ülkesidir Karaderililer, toplam nüfusun dörtte üçünü oluşturur ve Sahra'nın güneyindeki bütün topraklarda onlar yaşar
Zenciler kabileler halinde kümeleş-miş birçok ulusa ayrılır Göçebeler (örneğin Pöllerle Somalililer) genellikle beyaz ve siyah ırkın karışımından doğmuş melezlerdir
insanların yaşaması için en elverişsiz doğal ortamlarda, karaderili istilâsından kaçan eski kabileler (Pigme-ler ve Boşimanlar) yaşar
Afrika'da halklar gibi diller (Kara Afrika'da 700 kadar) ve uygarlıklar da değişik ve çeşitlidir
Kıtanın kuzeyi İslâm dinini benimsemişken Kara Afrika'nın büyük bölümü hâlâ animizm'e bağlıdır, yani dünyayı yöneten karanlık ve gizemli güçlerin («ruhlar») varlığına inanır
kuzeyde islamlığın izleri
Afrika'nın kuzeyi İslam dininin derin izlerini taşır Kayrevan ve Tunus camileri gibi ünlü camiler en eski mimarlık sanatının başlıca belgeleridir Kur'an insan resmi yapmayı yasakladığından, süslemeler salt geometrik motiflerden ve çiçek desenlerinden oluşur Camilerle sarayların duvarlarını oyma taşlar ve renk renk mozaikler kaplar Bütün toplumsal yaşam ve töreler, bugün de Kuzey Afrika'dakibirçok devletin (Tunus ve Libya) resmi dini olan İslamlığa bağlıdır Günde beş defa, minarelerden, müezzinler veya hoparlörler müslümanları namaza çağırır ve herkes, camilerde, yüzünü Mekke'ye dönerek secdeye varıp namazını kılar
Firavunlar Çağına dayanan görkemli geçmişinin önemli kanıtları koruyagelmiş olan Musur da İslam kültürünü derinden benimsemiş bir ülkedir
Bir de Etyopya vardır; XVI yüzyıldan beri hristiyan olan bu ülke, ayrı özellikler gösterir Burada pek çok manastır ve kilise Bizans etkilerini taşır ve bu etkiler mimarlıkta olduğu gibi eski metinlerin sayfa süslemelerinde ve resim sanatında da kendini gösterir
İslam ülkeriyle Afrika'nın geri kalan bölümü arasndaki çelişki büyüktür
keşiften fethe
14502ye doğru, Avrupalılar da kıtayla ilgilenmiş ve kıyılarını keşfederek sayısız ticaret acentalıkları kurmuşlar ve XVII yüzyıldan itibaren, buralardan köle toplamaya başlamışlardır; zenci ticareti
Ne var ki, XIX yüzyılın başında, Afrika'nın içerileri, Avrupalılarca hala bilinmiyordu Oysa Tombuktu'nun zenginlikleri ve Nil kaynakları onlar için büyük bir çekicilik taşımaktaydı Ama kıtaya girmek güç ve uzaklıklar çok büyüktü: Tunus'tan Kap'a 8 000km
Berlin Konferansı (1885) Kara Afrika'nın büyük Avrupa devletleri arasında paylaşılmasını ana çizgileriyle saptadı ve kıtada fetih çağını açtı 1914 savaşı öncesinde, İngiltere ile Fransa Afrika'da uçsuz bucaksız imparatorluklara, Portekiz, Belçika, Almanya, İtalya ve İspanya ise zengin sömürgelere sahipti Yalnız Etyopya ile Liberya bu devletlerin eline düşmekten kurtuldu
sömürgelikten bağımsızlığa
Sömürgeleştirme, Afrikalıların yaşam koşullarını geniş ölçüde değiştirdi Avrupa'lı sömürgeciler, yerli elemeğini sömürüp kullaranak kıtanın zenginlerinden büyük kazanç sağladılar Bir yandan da, kendi düşüncelerini, kültürlerini, siyasal düzenlerini ve yönetim örgütlerini yerlilere zorla benimsetmek istediler
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra(1939-1945), Afrika bağımsızlığını geri istedi 1956 ile 1968 arasında 38 devlet, bazen barışçı yoldan, bazen çetin savaşlar sonunda özgürlüğüne kavuştu
Bugün Afrika'nın tümü sömürgelikten kurtulmuş gibidir Son olarak Angola ile Mozambik, giriştikleri kurtuluş savaşları ile Portekiz sömürgesi olmaktan kurtuldular güney Afrika ile Rodezya, hukuken bağımsız olmakla birlikte, büyük çoğunluğu oluşturan zenci nüfus, beyaz azınlıkça temel haklarından yoksun bırakılmıştır
Kaynak: BilgeNesil com | Meydan Larouse Gençlik Ansiklopedisi s 26-31
|