Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
insani, muhammedin, peygamberlik, sav, taşıdığı, öncesinde, önemi, özellikleri

Hz Muhammed'in (Sav) Peygamberlik Öncesinde Taşıdığı İnsani Özellikleri Nedir? Önemi

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz Muhammed'in (Sav) Peygamberlik Öncesinde Taşıdığı İnsani Özellikleri Nedir? Önemi



Hz Muhammed'in (sav) Peygamberlik Öncesinde Taşıdığı İnsani özellikleri Nedir? Önemi
Hz Muhammed'in (sav) Peygamberlik Öncesinde Taşıdığı İnsani özellikleri Nedir? Önemi

En güzel ÖRNEK Hz Muhammed (SAV)

Her işe besmeleyle başlardı "BESMELE ile başlamayan işin hayrı ve bereketi kesiktir" buyurmuştur
Herkese selam verirdi "Allah katında insanların en değerlisi karşılaştıklarında önce selam vermek için harekete geçendir" buyurmuştur
Boş sözlerden kaçınırdı "Malayani şeyleri terk etmesi bir kişinin müslümanlığının güzel olmasındandır " buyurmuştur
Evine selam vererek girerdi
Çocuklarla şakalaşırdı
Bir evin kapısını en fazla 3 kez çalardı
İsteyeni reddetmezdi "Bana infak etmem ve yoksulluktan korkmamam emredildi " buyurmuştur
Karnı acıkmadan yemezdi "Karnınız iyice acıkmadan yemeğe oturmayın; tam doymadan da kalkın " buyurmuştur
Elbisesini sağdan giyerdi
Alışverişte sağ elini kullanırdı
Ölmüş kişileri hayırla yad ederdi
Yemeğin sonunda şükrederdi
İnsanlara hediye verir ve hediyelerini kabul ederdi
İnsanların en güler yüzlüsü idi
İnsanlara latife (espri) yapardı
Ondan asla kaba bir söz duyulmamıştı
Temizliğe çok önem verirdi
İşçinin emeğinin karşılığını hemen verirdi " İşçinin ücretini alnının teri kurumadan veriniz" buyurmuştur
Esnaflara dürüst olmayı tavsiye ederdi
Komşu ilişkilerinde çok hassastı
Evleneceklere yardım ederdi Evlenenleride tebrik ederdi
Hz Ömer (RA) adaleti ONDAN öğrenmişti
Karşısında titreyen bir adama, " Korkma ! Ben kral değilim Kureyş'ten kuru ekmek yiyen kadının oğluyum" demişti
Hayvanlara iyi bakılmasını ister aşırı yük yüklemeyi yasaklardı
İyilikleri asla unutmazdı, ayıpları da yüze vurmazdı
Aksi bilinmedikçe hüsnüzan yapardı " Başkası hakkında bana kötü bilgi getirmeyin; ben yanınıza hakkınızda iyi düşünerek serin bir kalple gelmek isterim" buyurarak hüsnüzannın esas olduğunu belirtmişti
ALLAH RASÜLÜ'NÜN hayatında istikrar önemli bir yer tutar " İbadetlerin en hayırlısı azda olsa devamlı olanıdır" buyurmuştu
Hasta ziyaretini ihmal etmezdi
Cenaze namazlarına katılırdı
Irkçılık yapanları sevmezdi
Hep hayrı tavsiye ederdi
Yemekten önce ve sonra ellerini yıkardı
Her konuda güvenilir bir insandı " Dürüst ve güvenilir tüccar kıyamette peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber olarak diriltilecektir"
Ashabının hal ve hatrını sorardı, çok nazikti kimseyi rahatsız etmezdi
Herkese iltifat ederdi
Dişlerin bakımına önem verirdi
" İşkenceye hiçbir mazeret olamaz" derdi Allah Rasülü savaş halinde dahi kadın ve çocukların öldürülmesine hatta ölünün cesedine dahi eziyeti yasaklamıştı
Allah Rasülü, yatmadan önce avuçlarını biribirine birleştirir, İHLAS, FELAK, NAS surelerini okur, sonra da başından başlayarak mübarek vücudunu mesh ederdi
Ashabıyla tokalaştığında karşısındaki elini çekmedikçe, kendisi çekmezdi
Hapşırdığında eliyle ağzını kapatırdı
Sohbetleri insanları usandıracak kadar uzun değildi

Bütün bunlar Peygamber Efendimizin de bir insan olduğunu, (ancak Allah'ın en özel kulu olduğu gerçeği bir tarafa bırakılmasın)

Alıntı Yaparak Cevapla

Hz Muhammed'in (Sav) Peygamberlik Öncesinde Taşıdığı İnsani Özellikleri Nedir? Önemi

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz Muhammed'in (Sav) Peygamberlik Öncesinde Taşıdığı İnsani Özellikleri Nedir? Önemi



EN İLK ve EN ÜSTÜN

Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammedsin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim
(Şeyh Galip)

Vahiy meleği Cebrail aleyhisselam, anlatıyor:

-Hazret-i Allah, beni yarattı Onsekizbin yıl arz altında kaldım

-Ey Cebrail seni kim yarattı?

-Sen yarattın yara Rabbi Her şey senin ve sen her şeyi yaratansın Bense ben, güçsüz ve ihtiyaç sahibi bir mahlukum

Konuşmadan sonra bir onsekizbin yıl daha geçti Yüce Allah yine sordu:

-Seni kim yarattı?

-Ya Rabbi, beni yaratan; öldürmeye ve diriltmeye kudreti olan sensin Bense kuvveti hiç bir şeye yetmez biçarayim

Üçüncü onsekizbin yıl da geçti

-Ey Cebrail, ben kimim, sen kimsin?

-Allahım sen her şeyin yaratıcası ve sahibi; bense bir kulcağızım

Bu cevabımın peşinden bir merakımı dile getirdim:

-Ya Rabbi benden üstün bir varlık halkettin mi?

-Karşına bak, buyurdu

Yüce emre uyarak gösterilen yere baktığımda mbir nur gördüm Ama nasıl bir nur? Güzelliğine hayran kaldım Dört tarafında da dört ayrı nur?

-Allahım, gözlerimi alan bu harika aydınlık da ne?

-Seni, ne kadar melek varsa hepsini ve bütün her şeyi aşkına yarattığım nur! O, en aziz kulum ve Peygamberimdir O, canlı cansız her şeyin en üstünü ve en hayırlısı olan Muhammed Mustafa'dır "sallallahü aleyhhi ve sellem"

Sordum:

-Ya çevresindeki nurlar?

-Sağındaki Ebu Bekir Sıddik, solundaki Ömer ibni Hattab, önündeki Osman bin Affan, ardındaki Ali İbni Ebi Talib'dir "Radıyallahü teala aleyhim"

-Ya Rabbi; bu beş kişinin diğer insanlardan üstün bir tarafı olmalı!

-Bu beşi kendime dost seçtim Onları seven beni sevmiş, düşmanlık eden bana düşman olmmuş olur Bunları sevenleri cennete, sevmeyenleri cehenneme koyacağım

Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in
Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in

İlk insan Adem Peygamber, arş üzerinde "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazısını görünce ismin sahibinin erişilmezliğini anladı Ancak O'nun ismi sadece göklerin en yükseğini mahyalandırmamıştı Kelime-i tevhid cennette her sarayda, her yaprakta, her çiçekte, her bucakta okunuyordu

Adem aleyhisselam, bu hali oğlu Şit Peygambere anlatıyor:

-Cennette O'nun ismi ile güzelleşmemiş bir tek köşe bile görmedim Her yan ve her yön o şerefli ismin pırıltılarını aksettiriyor

-Peki, babacığım hanginiz daha kıymetlisiniz?

Şit aleyhisselamın sualine Adem Peygamber cevap vermek istememiş olacak ki sükutu tercih etti Ne var ki aynı sual üçüncü kere tekrarlanınca ezeli hakikat daha o günden açıklandı

Alemlerin Rabbi buyurdu:

-Ya Adem! Her şeyi senin için yarattım, seni ise o seçilmiş için!!! Cenneti o'nunla ve o'nun ümmetiyle dolduracağım Kendisine arap dili ile Kur'an-ı kerim indireceğim Bu kitabın emir ve hükümleri, hiç değişmeyerek dünyanın sonnuna kadar devam edecektir Bu peygamber, benim en sevgili kulumdur İyiliği her insana ulaşacaktır O'na uyanlar seçkin kullarımdan olur Büyük şefaat sahibidir İsmi yer yüzünde "Muhammed" göklerde "Ahmed"dir O'nu dünyanın sonuna yakın göndereceğim Hiç bir Peygamber O'ndan üstün olmadığı gibi, hiç bir ümmet de O'nun ümmetinin sayısına varamayacaktır Ümmeti abdestli gezer Öyle ki bunların yerdeki nurları yıldızların gökteki aydınlığı gibidir

Ol dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem,
Okundu hatm-i kelam, şannına Muhammed'in

Adem babamız, cennetten çıkarılınca, üç yüz sene göz yaşı döktü Çok üzgün ve çok pişmandı Gaibden gelen bir sesin de hatırlatması ile el açıp-cennette iken Cebrail aleyhisselamdan öğrendiği bazı isimleri araya koyarak-dua etti:

-Ya Adem, kıyamete kadar gelecek evladının günahlarının bağışlanmasını isteseydin bu isimlerin sahiplerinin sevgisi için yine kabul ederdin

Hep erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler
Zikr-ü tevhid ettiler, nuruna Muhammed'in

O, müthiş tufandan önce Nuh aleyhisselama bir gemi yapması buyurulunca yüzyirmi dörtbin dört tane tahta hazırladı Ve Cebrail'in tenbihi ile her tahtaya bir Peygamberin mübarek adını yazdı Ancak ertesi gün tahtalardan isimler silinmişti Olaya çok üzüldü İsimleri tekrar yazdı Devrisi sabah yazılar yine silindi Bir daha yazdı ama bir sonraki gün tahtalar bomboştu çok müteessir oldu bir tuhaflık vardı bu işte Sır, gelen vahiyle çözüldü

-Tahtaların ilkine benim, sonuncusuna da habibim Muhammed Mustafa aleyhisselamın adını yaz ki şeytan öbür isimleri silmesin

Nuh Peygamber, emredildiği gibi yaparak çalışıp gemisini tamamladı Fakat dört tahta artmıştı Bunu Cebrail aleyhisselamla konuştu:

-Ya Cebrail, fazla gelen dört tahtayı ne yapayım?

Vahiy meleği suali Hak teala'ya sundu

İnsanlığın ikinci babası Nuh Peygambere haber geldi

-Ey büyü peygamber! O dört tahtaya son peygamberimin dört halifesinin isimlerini yaz; gemi o zaman tamam olacaktır Zira o dört insan, İsla dininin dört sütunu gibidir İslamiyet onlarla ayakta kalır ve onlar sayesinde dünyanın her tarafına yayılır Vahye uyularak denilenin yapılması ile gemi tamamlandı ve ondan sonra yüzebildi

Nuh Peygaber, Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali'nin isimlerini artan tahtalara yazarak bunları gemisine çakmadıkça görünüşteki kusursuzluğa rağmen geminin yüzmesi ve felaketten kurtulması mümkün olmamıştı

Ya mü'minler mü'minlerin de o dört büyük zatın ismini kalplerine yazmadıkça dıştan ne kadar olgun ve noksansız görünürlerse görünsünler büyük imtihanda kurtulmaları mümkün olabilir mi? Sadece iki cihan güneşi eşsiz ve emsalsiz Peygamberimizi değil, O'nun dostlarını da sevmek gerekiyor Bu şart yerine gelmeden, O'nun sevdiklerinin aşkı kalbe yerleşmeden cezadan kurtulmak ne mümkün?

Veysel Karani kazandı, ahir yine özendi
Sekiz uçmak bezendi, aşkına Muhammed'in

İbrahim aleyhisselam, bir gün rüyasında Cenneti gördü Uzunluğu yer ile gök arasındaki mesafeden fazlaydı Meleklere:

-Buralar kime mehsustur? diye sordu

-Evlatlarından Muhammed Mustafa ve o'nun ümmeti içindir, diye cevap verdiler

İbrahim Peygamber, dikkatle bakınca ağaçlarda"La ilahe illallah" budaklarında "Muhammedün Resulullah", meyvelerinde "Sübhanellah", "Velhamdülillah" cümlelerinin yazılı olduğunu gördü

Uyandığında rüyasını milletine nakletti

-Ümmeti Muhammed kimdir, diye sordular İbrahim aleplisselam, düşünceye daldı O anda Cebrail aleyhisselam peyda oldu ve:

-Ne düşünüyorsun ey Allah'ın dostu, dedi

-Bir rüya gördüm girdüklerimi ümmetime anlattım, Muhammed ümmetini öğremek istediler Benimse bu hususta bilgim yok Onun için düşünüyorum

Cebrail aleyhisselam:

-Ben de fazla bir şey bilmiyorum, diyerek Cenab-ı Hakka arz etti:

Yüce Allah şöyle buyurdu:

-Muhammed, benim ahir zaman Peygamberimdir Makbul kullarıma Peygamber olarak gönderecğim O peygamberi bütün yaratılmışların arasından seçtim Kendisini ve ümmetini yerden ve gökten yüzyirmi dört bin yıl evvel yarattım Kıyamet günü O'nun yolundakilerin yüzü bütün insanların yüzünden daha ak, aydınlık ve abdest suyu değen vücut parçaları pırıl pırıl olacaktır

Feriştehler geldiler, saf saf olup durdular
Beş vakit namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

Tevrat, Musa aleyhisselama inince büyük Peygamber çok sevindi ve şükrünü dile getirdi Cenab-ı Hak:

-İnsanların kalbine baktım En mütevazi olarak seni gördüm Bu sebeple seni Peygamber yaptım ve benimle konuşma devletine erdirdim, dedi ve ilave etti:

-Ölünceye kadar tevhid üzere ol Sevgili Muhammed Mustafa'nın Resulüm olduğunu tasdik et ve kalbine O'nun muhabbetini yerleştir!

-Ya Rabbi, Muhammed kimdir; O'nu tanımıyorum?

-O öyle bir kimsedir ki yerleri ve gökleri yaratmadan binlerce sene evvel güzel ismini arşın üzerine yazdım Ya Musa, sana çok yakın olmamı ister misin? Öyle bir yakınlık ki bedenine ruhdan ve gözünün siyahına beyazından daha yıkn olayım!

-Allahım bundan gayrı ne arzum olabilir?

-Öyleyse Habibime çok selavat oku

Hak teala devam etti:

-Ölen bir kimse Muhammed aleyhisselamı inkar etmişse, o bedbahtı sürüterek cehenneme attırırım Beni görmesini nasip etmem ve hiç bir melek ve peygamberin şefaat etmesine de için vermem!

Bunu yolundakilere bildir

-Ya Rabbi O'nun hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak isterim

-Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı; yeri-göğü, cenneti-cehennemi ayı, güneşi, geceyi-gündüzü, melekleri, Peygamberleri ve hiç bir şeyi yaratmazdım O'nun Peygamberliğini kabul etmezsen İbrahim halilulllah bile olsan sana eziyet ederim!

-Onun Peygamberliğini ve yüksekliğini kabul ettim Ya Rabbi!

Havada uçan kuşlar, yeşerüp dağ ü taşlar,
Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed'in

Davut aleyhisselam, bir gün Zebur okurken kitaptan bir nur yükseldiğini; bu nurun odayı doldurduğunu ve kalbinin rahatladığını gördü Ve bu hal, her Zebur okuyuşunda tekrar etti Nurun mahiyetinni Allahü tealaya sordu:

-Ya Rabbi bu nur neyin nesidir?

-O, habibim Muhammed Mustafa'nın nurudur Cümle alemi onun hatırına yarattım

Bu tüyler ürperten ilahi cevap üzerine Davut Peygamber, yüksek sesle "Lailahe illallah Muhammedün Resulullah" dedi Bütün yırtıcı hayvanlar, kuşlar, böcekler ve yılanlar, çevresine toplandılar ve:

-Öyledir ya Davut! diyerek onu doğruladılar

Bu olaydan sonra Davut Peygamber, Zubur okumaya başlarken kelime-i tevhid söyle oldu

İmansızlar geldiler, andan iman aldılar
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

O'nu övmeye kalkan erir ve tükenir

O'nu hiç bir lisan medhetmeye kafi gelmez O' kelimeler üstü ve kelimeler ötesi ve gönüller dolusu sevgiye layıktır

Yunus kim ede medhi, över Kur'an ayeti
Ah! vergil salevatı, aşkına Muhammed'in

Biz de kendim, eşim, dostum, tanışım, arkadaşım, binler, onbinler, milyonlar, milyarlar, O'nu o en sevgili ve en üstün'ün Peygambeliğini kabul ettik ya Rabbi

Bundan üstün devlet bilmiyoruz ya Rabbi!


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.