|  | Ekler Ve Sözcük Yapısı |  | 
|  06-01-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Ekler Ve Sözcük Yapısı 		EKLER VE SÖZCÜK YAPISIEKLER Sözcüklerin kök veya gövdelerine gelerek onların cümledeki görevlerini belirleyen, onlara değişik anlamlar katan ya da onlardan yeni sözcükler türeten ses veya ses bileşimlerine ek denir  Bunlardan çekim eklerini daha önce gördüğümüz için yapım ekleri üzerinde duracağız  Yapım Ekleri İsim ve fiillerin kök veya gövdelerine gelerek onlardan başka isim ya da fiil türeten eklerdir  Burada kök sözünü de açıklamakta fayda var  Kök Bir sözcüğün anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanamayan en küçük parçasıdır  Köklerde yapım eki bulunmaz, ancak çekim eki bulunabilir   Örneğin; “Evimiz” sözünde “ev”; sözcüğün, anlamlı ve parçalanamayan en küçük parçasıdır  “-(i)-miz” eki iyelik ekidir; yani isim çekim ekidir  Öyleyse bu sözcük  		yapım eki almamıştır, kök halindedir   Kökler iki türde bulunur; İsim kökleri ve Fiil kökleri  “Geldi” sözcüğündeki  		kök “gel-” fiil kökü; “sözlük” sözcüğünün kökü olan “söz” isim köküdür  Ancak bazen ses taklidi yoluyla oluşan yansıma kökler de vardır  Örneğin; “ağaçlık” sözcüğünün kökünü bulurken en anlamlı olarak gördüğümüz “ağ” sözünü kök olarak düşünebiliriz  Ancak “ağaçlık” sözüyle balık tutmakta  		kullanılan “ağ” sözünün herhangi bir anlam ilişkisi yoktur  Öyleyse bu sözcüğün  		kökü “ağ” olamaz  Ondan sonra "ağa” sözcüğünü görüyoruz  Yine “ağaçlık”  		sözüyle “ağa” sözcüğü arasında bir anlam ilgisi yoktur  Öyleyse bunu da  		kök olarak alamayız  Alabileceğimiz kök elbette “ağaç” köküdür  Buradan  		şu sonucu çıkarabiliriz; sözcüğün köküyle, ek aldıktan sonraki şekli arasında  		mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır   Sözcüğün yapım eki aldıktan sonraki durumuna gövde denir   Bir sözcük birden çok yapım eki alabilir  İlk yapım eki köke diğerleri  		gövdeye eklenir  Çekim Ekiyle Yapım Ekinin Farkları: Çekim ekleri eklendiği sözcüğün anlamında bir değişiklik yapmaz; yapım ekleri ise anlamı, köke bağlı olmak şartıyla, değiştirir  Örneğin; “Yolda bekliyor  ” cümlesindeki “yol” sözü “geçilen yer” anlamındadır  “-de” hal ekini alarak “yolda” şekline geldiğinde de geçilen yer olma anlamı  		değişmemektedir  “Yolcu bekliyor  ” cümlesinde ise “geçilen yer” olan “yol” sözü  		“-cu” yapım ekini alarak bu anlamını yitirmiş “yoldan gelen” ya da “yola  		giden” kişi anlamına gelmiştir  Yani yolla bir anlam ilgisi vardır; ama  		yer ismi, kişinin niteliği anlamını ifade edecek hale gelmiştir   Çekim ekleri bir sözcüğe yapım ekinden sonra eklenir  Yani önce yapım  		ekleri, sonra çekim ekleri gelir  İstisnaları olsa da bu genel bir kuraldır  Ek ve kök hakkındaki bu genel bilgilerden sonra şimdi eklerin önemlileri üzerinde durabiliriz  a  İsimden İsim Yapan Ekler İsim kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler türeten eklerdir  Ancak bu sözcükler sıfat, zarf gibi görevlerde de kullanılabilir   Bu eklerden bazıları şunlardır: “-lık - lik” eki “Buraya bir odunluk yapmıştık  ” cümlesinde ek, “odunların koyulacağı yer” anlamında bir sözcük türetmiş  “Pencereye güneşlik almamız gerekiyor  ” cümlesinde güneşten korunmak için kullanılan alet ismi yapmış  “Sendeki bu gençlik bir gün gidecek  ” cümlesinde soyut bir isim yapmış  “Kiralık ev arıyoruz  ” cümlesinde “kiraya verilecek” anlamında  		sıfat yapmış  “Benlik özenle korunmalıdır  ” cümlesinde zamire gelerek ondan soyut bir isim türetmiştir  Yukarıdaki örnekte olduğu gibi bir ek eklendiği sözcüğe değişik anlamlar katabilir  Bundan sonraki ekleri cümle içinde gösterip geçeceğiz  Ne anlama  		geldiğini cümle içindeki kullanımlardan çıkarabilirsiniz  “Artık biz de şehirli olduk  ” “Kimse evsiz yaşayamaz  ” “Her noktaya bir gözcü koyalım  ” “Bu yaz İngilizce kursuna gideceğim  ” “Gençleri çağdaş bir insan olarak yetiştirelim  ” “Yarışmada üçüncü olduğumu söylediler  ” “Her sınıftan üçer kişi gelsin  ” “O çocuksu gülüşüne bayılıyorum  ” “Bu yemeğin acımsı bir tadı var  ” “Onun kendine özgü bir anlatımı var  ” “Sen çok bencil birisin  ” “Şu gelen sarışın çocuğu tanıyor musun?” “Seninle yaşıt olduğumu bilmiyordum  ” Bunların dışında, az da olsa, kullanılan isimden isim yapma ekleri de vardır  Önemli olan kök halindeki sözcüğü bulup eklerini inceleyebilmektir  Küçültme eki olarak kullanılan “-cık, -cağız, -cak” eklerini kimi kaynaklar çekim eki olarak değerlendirir  Ancak sorulardan anladığımız kadarıyla bu  		ek yapım ekidir  “Kış gününde bu incecik gömlekle gezilir mi?” “Bu hayvancağız bu kadar yükü nasıl taşısın?” cümlelerinde gördüğümüz bu ekin, acıma, pekiştirme, sevgi gibi birçok anlamlar taşıdığı görülür  Küçültme eki eklendiği sözcükte bazen ses düşmesine, bazen ses türemesine sebep olabilir  “Küçücük elleriyle öyle güzel resim yapıyordu ki!” cümlesinde “küçük” sözü “-cik” ekini aldığında, sondaki “k” sesi düşüyor  “minik ® minicik” “ufak ® ufacık” “yumuşak ® yumuşacık” sözcüklerinde de aynı özelliği görebiliriz  Bazen de ses türemesi olabilir  “Azıcık aşım, kaygısız başım  ” atasözünde “az” sözcüğüne “-cık” ekini  		getirdiğimizde “azcık” olması gerekirken “azıcık” olmuş; yani arada bir  		“ı” sesi türemiş  “Bu gencecik yaşında ne sıkıntılar çekti zavallı  ” cümlesinde ise ekten önce “e” sesinin türediğini görüyoruz  Kimi sözcüklerde bu ek, fiilden sözcük türetmiş gibi görülebilir  Örneğin; “Bebek, etrafındakilere gülücükler yolluyordu  ” cümlesinde “gülücük” sözü sanki gülmek fiiline “-cik” eki getirilerek yapılmış; oysa sözcük aslında “gülüş-cük” şeklindeymiş, daha sonra “ş” düşerek “gülücük” olmuş  Bazı durumlarda “-cık” eki küçültmeyle ilgisi olmayan, bir nesne, bir kavram adı da yapabilir  “Onun bu yıl kulakçık ameliyatı olması gerekiyor  ” “Yaşlılıktan elmacık kemikleri dışarı çıkmış adamın  ” cümlelerinde bu ekin küçültme anlamından sıyrıldığını ve nesne ismi yaptığını görüyoruz  Bazı isimden isim yapma ekleri de yansıma sözcüklere gelerek onlardan isim türetebilir  “Bu gürültü nereden geliyor?” cümlesinde “gürül” yansıma sözcüğü “-tü” eki alarak isim olmuştur  “Dün geceki horultu kimden geliyordu öyle?” “Bu mahallede fısıltı gazetesi iyi çalışıyor galiba  ” cümlelerinde altı çizili sözcükler yansımadan isim olan sözcüklerdir  
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Ekler Ve Sözcük Yapısı |  | 
|  06-01-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Ekler Ve Sözcük Yapısıb  İsimden Fiil Yapan Ekler İsim kök veya gövdelerine gelerek onlardan fiil türeten eklerdir  “Bahçedeki çiçekleri suladı  ” cümlesindeki altı çizili sözü incelediğimizde “su” ismine getirilen “-la-” eki, ismi “sulamak” şeklinde bir fiile dönüştürmüştür  İsimden fiil yapan önemli ekleri cümlelerde gösterelim  “Yol, buradan sonra gittikçe daralıyor  ” “Yaşlı adam yerinden doğruldu  ” “Parmağu uzun süre kanadı  ” “Yaptığı fedakarlığı duyunca gözleri yaşardı  ” “Derste kulağıma bir şeyler fısıldadı, gitti  ” “Neden bu kadar geciktin?” “Sıkıntılara dayanamayıp delirdi zavallı  ” “Bu sözlerimi neden bu kadar garipsediniz?” “Konuşmacının düşüncelerini pek benimsemedim  ” Ekler bazı sözcüklerde ses düşmesine sebep olabilir  “Haberi duyunca rengi sarardı  ” cümlesinde altı çizili sözcük “sarı” ismine “-ar” eki getirilerek yapılmıştır  Bu sırada “sarı” sözcüğünün sonundaki “ı” sesi düşmüştür  c  Fiilden İsim Yapan Ekler Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan isim türeten eklerdir  Bunlar  		da cümlede sıfat, zarf görevlerinde kullanılabilir  “Burada eskiden bir durak vardı  ” cümlesinde altı çizili sözcük, “dur-” fiiline “-ak” eki getirilerek yapılmıştır   En çok kullanılan fiilden isim yapma eklerini cümle içinde gösterelim  “Bu istek bende eskiden beri var  ” “Gereksiz bir yığın eşya var bu evde  ” “Herkese sevgi duymam gerekmiyor  ” “Büyük bir dalga, kuma yazdıklarımı sildi, götürdü  ” “O, babasına çok düşkün bir çocuk  ” “Bu kadar alıngan olmana gerek yoktu  ” “Her dalgıç bu kadar derine dalamaz  ” “Yeni aldığım süzgeç ortalıkta görünmüyor  ” “Doğa durağan değil değişkendir  ” “Bu eserin okuyucu bulması çok zor  ” “Artık aynı şeyleri yapmaktan usanç duydum  ” “Bu yazı geçen gün dergide yayınlandı  ” “Bir ay da kesinti olmasa maaşlarda  ” “Geldiklerine dair bir belirti var mı?” “Dağlar bize artık geçit vermiyor  ” “Işıl ışıl bir güne daha merhaba dedik  ” Türkçe’de sayı bakımından en çok yapım eki fiilden isim yapma ekleridir  Biz burada ancak çok önemlilerini verdik  d  Fiilden Fiil Yapma Ekleri Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni fiiller türeten eklerdir  “Buradan iki yıl önce taşındı  ” “Müzeyi gezmeden buradan gidilmez  ” “Ortalık iyice karıştı  ” “O sudan sana da mı içirdiler?” “Bu sözümüz onu mutlaka darıltmıştır  ” “Yeni takılan sokak lambalarını söktürmüşler  ” “Çiçekleri dalından koparmayın  ” “Bu suçlama karşısında biraz şaşaladım  ” SÖZCÜĞÜN YAPISI Sözcüğün yapısını üç grupta inceleyebiliriz: Basit sözcük, türemiş sözcük, bileşik sözcük  Şimdi bunları ayrıntılarıyla görelim  1  Basit Sözcük Yapım eki almayan sözcüklerdir  Bu tür sözcükler çekim eki almış olabilir  Yapım eki almadıklarından bunlar daima kök halinde bulunur  “Her tarafı bembeyaz karlar örtmüştü  ” cümlesindeki bütün sözcükler basittir  2  Türemiş Sözcük Yapım eki alan sözcüklerdir  Türemiş sözcükler cümledeki görevlerine  		göre belli türleri karşılar  Böylece sözcük hem yapı hem görevce adlandırılır;  		yani türemiş isim, türemiş sıfat, türemiş fiil     gibi  “Bu köşeye bir kitaplık kurmak lazım  ” “Bana bir silgi verebilir misin?” “Sınıfımızın başkanı çok dalgın biriydi  ” “O her zaman büyük düşünürdü  ” “Yolda çok hızlı yürürdü  ” “O her zaman yanında çalışanları gözetirdi  ” “Çocuklar asla sevgisiz yaşayamaz  ” “Çok acıktım, haydi yemeğe gidelim  ” cümlelerindeki altı çizili sözcükler türemiştir  cümlesinde altı çizili sözcük, “aç” ismine”-ık” isimden fiil yapma eki getirilerek türetilmiştir  Buna türemiş fiil diyoruz  “Yaprakların hışırtısı, kuşların cıvıltısına karışmış, tatlı bir musıki oluşturmuştu  ” cümlesinde altı çizili sözcükler “hışır”, “cıvıl” yansıma sözcüklerine “-tı” eki getirilerek yapılmıştır ve yansımadan türeyen isim oluşturulmuştur  *                                  		*                                  		*Bazı pekiştirmeli sözcüklerde sözcüğün başına bir hece eklendiği görülür  “Etraf bembeyaz olmuş, göz kamaştırıyordu  ” cümlesinde altı çizili sözcük incelendiğinde “beyaz” sözcüğünün ilk hecesinden oluşturulmuş “bem” hecesinin sözcüğün başına geldiğini görüyoruz  Bu bir  		ek olmadığından sözcük yapım eki almamıştır; yani basittir   Diğer taraftan, Türkçe sondan çekimli bir dildir, ekler daima sözcüğün sonuna eklenir  Bir sözcük sadece kökten türetilmez; gövdelerden de türetilebilir  “Şuralarda bir gözlükçü vardı eskiden  ” cümlesinde altı çizili sözcük “göz” isminden “gözlük”, “gözlük” isminden “gözlükçü” olmuştur  Görüldüğü gibi “-lük” eki sözcüğün köküne, “-çü” eki  		gövdesine eklenmiştir  Elbette sözcük yine türemiş bir isimdir  3  Bileşik Sözcük İki farklı sözcüğün bir araya gelerek kendi anlamlarından az çok farklı bir anlam oluşturacak biçimde kaynaşmasıyla oluşan sözcüklerdir  Bileşik sözcükler değişik şekillerde oluşur  Kimileri isim tamlamalarının,  		kimileri sıfat tamlamalarının, kimileri cümle özelliği gösteren söz öbeklerinin  		kaynaşmaları sonucunda oluşmuştur   Bu kaynaşma sırasında sözcüklerin her ikisi anlamını kaybedebilir  “Bahçeden çok güzel hanımeli kokusu geliyordu  ” Sözcüklerden sadece biri anlamını kaybetmiş olabilir  “Yeryüzü yemyeşil olmuştu yine  ” Sözcüklerden hiçbiri anlamını tam olarak kaybetmemiş olabilir  “Bu kış yeni bir ayakkabı almam gerek  ” *                                  		*                                   		*Bileşik sözcükler yapılışlarına göre değişik özellikler gösterir  Bunları  		şu şekilde gruplandırabiliriz  a  İsim Tamlaması Yoluyla “Komşunun çocuğu kuşpalazına yakalanmış  ” “Onlar düğünden sonra balayına gidecekler  ” “Üzerinde camgöbeği renginde bir kazak vardı  ” “Bahçenin bir köşesine aslanağzı ekmişlerdi  ” cümlelerinde altı çizili bileşik sözcükler isim tamlaması yoluyla oluşmuştur  Sözcükleri ayrı düşündüğümüzde bu, açık olarak anlaşılır  Bazen bu yolla oluşan isimlerin - özellikle yer isimleri - sonunda iyelik ekinin düştüğü görülür  “Edirnekapısı ® Edirnekapı” “Kadıköyü ® Kadıköy” sözcüklerinde altı çizili eklerin düştüğünü görüyoruz  b  Sıfat Tamlaması Yoluyla “O ne açıkgöz adamdır bilsen  ” “Buradan Acıgöl’e gidebilir miyiz?” “Buralarda eskiden çok sivrisinek olurdu  ” “Bu mevsim tam karatavuk avlama mevsimidir  ” cümlelerinde altı çizili bileşik sözcükler sıfat tamlamalarının kalıplaşmasıyla oluşmuştur  c  İyelik Ekinin Kaynaştırması Yoluyla “Burası bağrıyanık insanların diyarıdır  ” “Çocukları fazla başıboş bırakmamalıyız  ” “O sütübozuk adama güvenir miyim hiç?” cümlelerindeki altı çizili sözcüklerde, birinci sözcük isim, ikinci sözcük sıfat özelliği gösteriyor ve isim olan sözcük iyelik eki almıştır  d  İki Çekimli Fiilin Kaynaşması Yoluyla “Odaya yeni bir çekyat alalım  ” “Bu denizlerde gelgit olayı pek görülmez  ” “Ekinler biçerdöverlerle biçilip ambarlara doldurulurdu  ” “Onunla uyurgezer diye dalga geçerlerdi  ” cümlelerinde her iki sözcük de çekimlidir  Birleşerek kendi anlamlarından  		farklı bir anlam ifade etmişler, ya da tür değişikliğine uğrayıp ad ve sıfat  		görevinde sözcükler oluşturmuşlardır  e  Bir İsimle Bir Çekimli Fiilin Kaynaşması Yoluyla “Onun gibi mirasyedi birinden, başka ne beklenir  ” “Yeni bir ateşkes imzalanacakmış  ” “Bu lokantada imambayıldı güzel yapılır  ” cümlelerinde altı çizili sözcüklerin birincisi isim, ikincisi çekimli bir fiildir  Sözcükleri gerçek anlamlarında düşündüğümüzde bunların bir  		cümle özelliği gösterdiğini söyleyebiliriz  f  İsim ve Fiilimsinin Kaynaşması Yoluyla “Bu bölgede günebakan yetişmiyormuş  ” “Ahmet karakaçanın sırtına binmiş gidiyordu  ” “Böyle oyunbozanlık edersen seninle geçinemeyiz  ” “Bu limana bir dalgakıran yapmak lazım  ” “Onun gibi çöpçatan birini görmedim, doğrusu  ” cümlelerinde birincisi isim soylu sözcük, ikincisi sıfat-fiil olan bu sözcüklerden bir bileşik sözcük meydana gelmiştir  Bunlardan başka yollarla da bileşik sözcük oluşturulabilir  Önemli olan  		iki ayrı sözcüğün kaynaştığını anlayabilmektir  Bileşik sözcüklerin kimileri oluşurken ses kaybı olabilir  “Pazartesi günü size geleceğim  ” cümlesindeki sözcüğün oluşmasına bakalım  Pazar - ertesi ® Pazartesi Görüldüğü gibi “er” hecesi düşmüştür  Bazı bileşik sözcüklerin oluşumunda ise iki ayrı sözcüğün varlığı bile hissedilemez  sütlü aş ne asıl bu öyle ® ® ® sütlaç nasıl böyle Bu sözcüklerin artık iki ayrı sözcükten oluştuğunu düşünemiyoruz bile   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Ekler Ve Sözcük Yapısı |  | 
|  06-15-2009 | #3 | 
| 
ysnkrks
 |   Cevap : Ekler Ve Sözcük YapısıPaylaşım için Teşekkürler     | 
|   | 
|  | 
|  |