Prof. Dr. Sinsi
|
2.Dünya Savaşı Ve Japonya,2.Dünya Savaşında Japonyanın Durumu Hakkında Genel Bilgiler
2 Dünya Savaşı ve Japonya,2 Dünya Savaşında Japonyanın Durumu Hakkında Genel Bilgiler
2 Dünya Savaşı ve Japonya,2 Dünya Savaşında Japonyanın Durumu Hakkında Genel Bilgiler
2 Dünya Savaşı ve Japonya
2 Dünya Savaşı Japonya için büyük bir dönüm noktasıdır Her ne kadar bu savaş Japonya için bir felaket olarak gözüksede Japon mucizesinin temelini oluşturmuştur
Japonya Hawaii'deki Pearl Harbor deniz üssüne saldırmakla savaşa katılmıştır fakat özellikle Hiroshima(6 Ağustos 1945) ve Nagasaki(9 Ağustos 1945)'ye atılan atom bombalarıyla savaş Japonya için dramatik bir hal almıştır Sadece bu iki atom bombası yüzünden 266 bin kişi hayatını kaybetmiştir Bu aşamadan sonra Japonya adına yapılacak birşey olmadığını anlayan imparator 15 Ağustos 1945'te Japonya'nın kayıtsız şartsız teslim olacağını açıklamıştır
Savaş Sonrası Ekonomik Kalkınma
^ikinci Dünya Savaşı bittiğinde Japonya,neredeyse bütün fabrikaları hava saldırılarında yanmış yada yıkılmış,çok yüksek enflasyonla yüz yüze kalmış,gıda sıkıntısı çekilen,işgal dönemi idaresince dış ticareti kısıtlanmış bir ülke durumundaydı ^(1) Ekonomi tam anlamıyla felce uğramıştı,karaborsacılık büyük boyutlara ulaşmıştı Ülke deniz aşırı topraklarının tamamını kaybetmişti,öteki topraklardan gelen 6 milyon göçmenle ülke nüfusu 80 milyonu üzerine çıkmıştı Askeri ikmalin durmasıyla iç talep durmuştu Durum Japonya için çok korkunçtu fakat Japonya savaşta kendi canlarını gözü kırmadan feda edebilen kamıkaze pilotlarına sahip olduğu kadar ekonomilerini yeniden inşa etmeye kararlı idarecilere ve halka da sahipti
^^Belki insanlık tarihinin en büyük felaketine sebep olmanın vicdan aabı,belki de ileriye yönelik daha farklı planlardan ötürü Amerika Japonya'ya yardım elini uzatan ilk ülke oldu ^^(2)
1951 yılına kadar gayri safi milli hasıla 1934-1936 düzeyine yükseldi Dağılan askeri personel ile dönen siviller iş gücüne katılarak savaş sonrası döneminin ilk yıllarındaki ekonomik yapılanma için bol miktarda işçi sağlanması mümkün oldu
Savaştan sonra yürütülen muhtelif reformlar,sonraki ekonomik gelişme için temel bir unsur oluşturdu Savaş sonrası ordunun dağıtılması ve yeni ordunun oluşturulmasının yasaklanmasının yeni anayasaya yazılması ile ülkenin ekonomik kaynakları ağır askeri harcama yükünden kurtulmuştur Zaibatsu'ların (büyük iş tröstlerinin) dağılması serbest rekabet güçlerini serbest bıraktı ve çiftlik sahipliği daha önceki çiftlik sahipleri arasında toptancılık usülüyle yeniden dağıtıldı Bu da yeni sahiplere kendi topraklarını geliştirmede yeni teşvik sağladı İşçi sendikalarının faaliyetlerine karşı duran türlü engeller kaldırıdı ve sonuçta işçilerin iş güvenliği daha çok korunarak ücret düzeylerinde istikrarlı bir düzeye çıkıldı
''Öncelikli üretim sistemi''uyarınca artan kömür ve çelik üretimine ağırlık verildi Bu iki ürün ülkenin sanayi çabalarının ana sermayesini oluşturmaktadır Çelik üreytimindeki artış üretimin can damarı haline geldi Tüketimin artması ile sürdürülen sermaye yatırımındaki yükselme bununen önemli belirtisidir Üretim yalnızca anahtar malzeme sanayilerinde değil(çelik ve kimyasal maddelerde)aynı zamanda televizyon aletleri ve otomobil gibi tüketici maddeleri üreten yeni sanayilerde de kendini göstermiştir
Hızlı Ekonomik Kalkınma
Japonya'nın ekonomisi 1950 yılınnın ortalarında 1960'lara kadar hızlı gelişimini sürdürdü 1962 ve 1965'de iki kısa yavaşlama geçirsede yıllık büyüme oranı ortalama olarak 1960'lar itibariyle gerçek olarak %11'lik orana ulaştı Bu oran 1960-72 dönemi için Federal Alman Cunhuriyeti'nde %4,6,ABD'de ise %4,3 idi Japonya'nın savaş öncesine ilişkin %4'lük oranın da iki mislini fazlasıyla aşıyordu
Japonya ekonomisinin 1950'lerden 1960'lara olan bu hızlı ekonomik büyümesinin yeni tesis ve ekipmanlara karşı özel sanayi tarafından ciddi yatırım yapılması ile açıklanabileceği kabul edildi Japon ailelerinin yüksek düzeyde tasarruf etmeleri özel sektörde ağır yatırımlar için için bol fonlara kavuşması ve bankaların ve öteki mali kuruluşların nakit rahatlığa ulaşmalarına neden oldu Sermaye harcamalarındaki yükselme de yeni teknolojinin de dış şirketlerin lisansı ile kurulan firmaların gelişi ile bütünleşti Modernleşme konusundaki yatırım yapan sanayilerinin dünya pazarında daha rekabetçi olmalarına neden oldu ve yeni ürünler ortaya çıkarak Japon girişimcilerinin kitle üretiminden ve gelişen üretkenlikten yararlanmasına neden oldu
Bu dönemde Japonya'nın ekonomik büyümesinin ardında yatan bir başka unsur da yüksek düzeyde eğitim ile bol bulunan iş gücüne kavuşulmasıdır Çok yükek sayıda genç her yıl iş gücüne katıldı ve özellikle tarım kesimlerindeki bir çok işçi büyük şehirlerde bulunan hizmet işleri ile imalata katıldı
1965 yılındaki kısa duraksamadan sonra Japon ekonomisi1970 yılı yazına kadar uzun bir rahatlık dönemi yaşadı Bu dönemdeki gerçek büyüme oranı %12'yi buldu Bu büyümenin arkasındaki gerçek unsur yükselen sermaye yatırımları oldu Bu yatırımlar kapsamlı ekonomilerin oluşmasını sağlayan projelere aktarıldı,ihracat kapasitesinin arttıracak ilave tesislerin yapılması sağlandı ve işten tasarruf sağlayan araçlar,kirliliği kesen aygıtlar gibi ekonomik ve sosyal ortamlardaki değişimlere yanıt vermesi gereken ekipmanların sağlanmasına harcandı Japon ürünlerinin kuvvetli fiyat rekabetçiliği nedeniyle lhracattaki artışlar da iş faaliyetlerindeki uzun süreli büyümeyi destekledi
Gayri safi milli hasılanın hızlı büyümesi ile 1968 yılına kadar Japonya,ulusal ekonomik ıskılası bakımından pazar ekonomileri arasında yalnızca A B D'nin ardından ikinci sıraya yükseldi
Japonya'nın sürekli refahı uluslararası konumunu geliştirdi ama ihracatındaki hızlı artış ile ödemeler dengesindeki büyüyen fazlalık öteki ülkelerdeki korumacılığa doğru giderek artan hareketlere neden oldu 1971 yılının ağustos ayında A B D Dolarının altına çevrilebilirliğini askıya aldı ve bunun sonucunda da Bretton Woods uluslararası para sistemine son verdi 1973 yılını şubat ayında Japonya dahil dünyanın önemli ülkeleri döviz kurlarını dalgalandırma sistemine geçtiler Uluslararası para işlerindeki karışıklık dünya çapında bir enflasyon krizine neden oldu
Japonya içerisinde, ekonomik faaliyeti teşvik eden ve ülkenin mevcut hesap artığını azaltmak üzere benimsenen gevşek para politikaları ile dahada kötü hale geldi 1973 yılının sonbaharında ilk petrol şoku enflasyon alevlerini dahada fazla körükledi
1974 mali yılında gerçek büyüme(Nisan 1974-Mart1975)%-0 4'e düştü ve ülke kendisine savaş sonrasını izleyen yıllardaki en ciddi ekonomik darboğazda buldu Daha sonraki yıllarda ekonomi biraz canlandı,fakat hiçbir zaman o hızlı büyüme dönemine ulaşamadı Mali portrede vergi gelirlerindeki düşüşle karardı;çünkü ekonominin kötü duruma düşmesi vergi oranlarını da etkilemişti 1975 mali yılındaki ek bütçe ile hükümet savaştan itibareb ilk kez olarak mali açığın kapatılması gibi bir sorunla karşı karşıya kalıyordu
1978 yılının sonuna doğru Japonya petrol şokunun etkilerinden tam kendini kurtarıyor gibi görünürken İran Devrimi ikinci kez olarak petrol fiyatlarına bir darbe daha vurdu İlk şoktaki deneyimi hatırlayan Japon hükümeti enflasyonu kontrolden çıkmaması için sıkı para politikası ve öteki uygun tedbirlerle karşı saldırıya geçti ve 1980 yılının yazına doğru fiyatlar istikrar kazandı Fakat ekonomi yavaşlama dönemine girdi ve iş dünyası envanter düzeylerine kavuştu Sermaye garcamalarını azalttı ve bireyler tüketim harcamalarını konut yatırımlarını azalttılar A B D'deki yüksek faiz oranları Japonya'daki ekonomik yavaşlama dönemini daha da uzatmış oldu
Japon sanayi,petrol krizleri sonucu olarak hem enerji hemde iş maliyetlerindeki ciddi artışlar karşısında enerji ve iş taleplerini indirererk yeni teknoloji ortaya koyma yönünde mecburu çabalarda bulundu Bu çabalar,Japonya'nın petrol krizleri öncesindeki uluslararası rekabetçiliğinden daha güçlü duruma ulaştırdı
1980'lerin başlarında dünya çapındaki bir ekonomik yavaşlama petrol tüketiminin azalmasına ve Petrol İhraç Eden ülkeler organizasyonunun bütünlüğünü ciddi boyutlarda zayıflatmıştı OPEC 1983 yılının mart ayında ilan edilenfiyatlarını aşağı çekti ve bu da ucuz petrol dönemini başlattı
Öteki unsurlarla birlikte bu gelişmelerin birleşmasi(güçlü dolar ile zayıf yen ve ABD ekonomisinin güçlenmesi)de 1980'lerin başlarında Japon ekonomisine yararlı bir etkide bulundu Özel sektör sermaye yatırımındaki ciddi artışlar ile ihracat satışlarındaki büyüme nihayet ekonomiyi uzun ekonomik yavaşlama koridorundan çıkardı ve 1984 mali yılındaki %5,1lik genelde tatminkar ekonomik büyüme oranına yükseltti,1985 yılındaki oranda %4,3 idi
1985 yılının eylül ayında beş büyük sanayi ülkesi ortak bir karar alarak aşırı yükselen doları aşağı çekme kararı aldılar Bir sonraki oniki ayda dolar 240 yenden 160 yenin altına indi Yenin değerindeki bu artışın ters etkisi Japon ekonomisinde ciddi sorunlara neden oldu ^^Dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olan Japonyada Liberal Demokratik Parti'nin uyguladığı ekonomik politikallar faydalı olmuş ve 19852ten sonra ortaya çıkan enflasyon ve işsizlik gibi sorunların üstesinden gelinerek önemli bir ekonomik büyüme sağlanmıştır^^(3)
1987 yılının Eylül ayında Ekonomik Kooprasyon ve Gelişme Örgütü 1986 yılında 1 958,5 milyar dolarlık bir gayrisafi milli hasılaya ulaştığını bildirmiştir Bu rakam yalnızca 4 166,8milyar dolarlık ABD gayrisafi milli hasılasının altındaydı Japonya'nın kişi başına 16,127 lik gayri safi milli hasılası 24 OECD ülkesi arasında enüst düzeyde olan 4 ülkeydi Bu rakam ötekilerle kıyaslandığında ABD'ninki 17 246 dolar ve en üst düzeyde olan İsvşçre ise 22 800 dolardı Bugün Japonyanın kişi başına düşen gayri safi milli hasılası 1968'in oldukça üzerindedir O tarihte Japonya gayrisafi hasıla yönünden ABD'yi ve bütün Batı Avrupa ülkelerini geride bırakarak 19 sırada bulunuyordu
1985 yılında Japonya dünyanın en büyük alacaklı ülkesi haline geldi ve 1986 yılının sonuna kadar net yurt dışı yatırımları 180,4 milyar doları bulmuştu Daha önce dünyanın en büyük alacaklı ülkesi konumunda olan ABD 1985 yılının sonuna doğru borçlu konumuna girmiştir Net borçları 263 6 milyar dolara kadar yükselmiştir
Japonya bir dönem ihracattan ziyade iç talepten kaynaklanan bir ekonomiye doğru yapısal bir uyarlama politikası izleyerek mümkün olduğu kadar kısa bir süre içerisinde dış dengesizliklerini tamir etmeye çalışmıştır Hükümet bu bağlamda iç talebin yayılması konusuna özel önem vermiştir Çünkü özellikle konut ve altyapı gibi özel konularda Kuzey Amerikanın ve Batı Avrupa'nın ileri ülkelerinden hayli geride kalmaktaydı
1988 bütçesi mali yılında Hükümet kamu işletme harcamalarını başlangıç 1987 bütçesindeki düzeyin %20 üzerine çıkmıştır Özel sektörde aynı şekilde iç talebe yönelik olarak bir sanayi yapısı gelişmesi yoluyla uluslararası topluluktaki Japonya'nın konumunu muhafaza etmeye çalışmıştır
^^1990'lar Japonya için kayıp bir on yıl olarak geçmiştir 1998 yılında Japon ekonomisi resesyona girme tehlikesiyle karşı karşıya iken,aynı yılın Kasım ayında ekonomi için bir Acil Önlemler Paketi kabul edilmiştir Genişletici para ve maliye politikaları yoluyla,ekonominin içinde bulunduğu deflasyonist kısır döngü tehlikesinden uzaklaşmayı amaçlayan ekonomik paket kısmen başarılı olmuştur 1999 yılı Kasım ayında bir önceki yılın politikalarına ilaveten bazı yapısal reformları da gerçekleştirmeyi amaçlayan yeni bir ekonomik paket (Ekonomik Yeniden Doğuş İçin Politika Önlemleri)uygulanmaya konmuştur Açıklanan bu paket,sürdürülebilir bir büyümeyi ve ekonomik ve sosyal yapının21 yüzyılın gereklerine uygun olarak düzenlenmesini sağlamak amacını güdüyordu
TABLO:GSYIH VE KAMU BORÇLARI(Trilyon Yen)
1996 1997 1998 1999 2000
GSYIH 485,6 493,2 480,6 481,9 498,9
Kamu borçları 343,7 368,6 427,0 477,8 577,9
Kamu borçlar*/GSYIH(%) 70,2 74,7 88,8 99,1 115,8
*Kamu borçları merkezi hükümetin doğrudan borçları ile hükümet garantisindeki borçlardır
Ekonomik ortama olan güven son 2,5 yılın en düşük düzeyine inmiş bulunmaktadır Bankaların batık kredileri önemli bir sorun olarak çözüm beklemektedir Yaklaşık 250 milyar dolara ulaşan batık krediler finansal kesimin en önemli zaaflarından birini oluşturmaktadır Büyük ölçüde1980'lerin 'balon ekonomisi' zamanında alınan ve sonra da gri ödenemeyen şirket borçları bankaları zor duruma sokmuştur Yeni tasarrufların bir kısmı da zor durumdaki şirketlere aktarılmaktadır Bu durum,üretime yönlendirilmesi gereken kaynakların tüketilmesine yol açmaktadır
TABLO:GSYIH BÜYÜME ORANLARI
1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000* 2001*
Dünya 1,8 2,0 2,3 3,7 3,6 4,1 4,1 2,6 3,4 4,7 4,2
Japonya 3,8 1,0 0,3 0,6 1,5 5,0 1,6 -2,5 0,2 1,1 1,7
Kaynak:IMF,Japonya istatistik bürosu
*2000 yılı dünya büyüme oranı ile dünya ve Japonya büyüme oranı tahminidir
Dünya ekonomisi son on yılda ortalama yüzde 3,2 büyürken,Japonya ekonomisi sadece yüzde1,3 oranında büyüyebilmiştir Ekonomideki işsizlik sorunu devam etmektedir İşsizlik oranı 1999 yılında yüzde 4,7 iken 2000 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren yüzde 4,8'e,Aralık ayından itibaren ise yüzde 4,9'a yükselmiş bulunmaktadır Şubat ayı rakamlarına göre sözkonusu oran tekrar yüzde 4,7'ye gerilemiştir Şubat ayında istihdam edilen kişi sayısı 63,52 milyon ve işsiz sayısı ise 3,18 milyon olarak hesaplanmıştı ^^(4)
^^1991 yılından itibaren üretimde önemli azalmaların olmasına karşın hala dünyanın en sağlam sanayi kuruluşlarından biri olan Japon kuruluşları artık otomobil ve eloktronik esyanın yanısıra kimyasal madde sektorunde de çok iyi durumdadırlar^^(5)
TOPLUM
Nüfus
Bugün Japonya 125 449 000'lik bir nüfusa sahiptir Japonya nüfus yönünden ,
Çin Halk Cumhuriyrti,Hindistan,Rusya,Amerika Birleşik Devletleri,Endonezya ve Brezilya'dan sonra dünyanın yedinci ülkesidir
Diğer sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi,Japonyada nüfus artışı son yıllarda ölüm oranlarındaki azalmaya rağmen yavaşlamıştır
1974'te %1,27 ile en yüksek düzeyde olan nüfus artış oranı önceki yıllara göre giderek düşmüş ve 1987'de %0,54'e inmiştir Bu azalma doğum oranında meydana gelen keskin düşüşle açıklanabilir Bu oran 1974' te binde 18,6'dan 1986'da binde 11,4'e düşmüştür Japonya'nın nüfusunun yavaş yavaş azalarak 2013 yılında 135,0 milyon olması beklenmektedir
1987 Mart ayında Japonya'da nüfus yoğunluğu 321 kişi/km kareydi ve Belçika,Hollanda ve Kore gibi nüfus yoğunluğu yüksek ülkeler arasında yer almaktayı Günümüzde bütün nüfusun %45'i üç büyük metropol olan Tokyo,Osaka ve Nagoya'da yaşamaktadır Son zamanlarda nüfus daha çok Tokyo metropolünde toplanmaya başlamıştır
Japonya'nın nüfusunun yaş kompozisyonu yavaş bir değişikliğe uğramaktadır Kalabalık bir 14 yaş ve altı çocuk nüfusu ile geniş bir taban oluşturmuş olan tipik savaş öncesi yapı,doğum oranındaki azalma sonucunda nüfus piramidinde kolona benzer bir şeklin oluşmasına neden olmuştur
1989'da,Japonya'nın toplam nüfusunun %10,9'u,65 yaş üstündeydi Bu şekil,İsviçre gibi bu oranın %20 civarında olduğu,İngilter gibi %15 civarında olduğu bazı Batı ülkeleri ile karşılaştırıldığında düşüktür
Japonya,ortalama yaşam süresinin dünyada en uzun olan ülke olması nedeniyle-kadınlar için 81,erkekler için 75 yaş civarında-yaşlı nüfus oranı belirgin bir şekilde artmaktadır;ve 2020 yılında bu oranın %23,6'ya ulaşması beklenmektedir
Aile Hayatı
2 Dünya Savaşı'ndan önce Japonların çoğu üç yada daha çok kuşağın bir arada olduğu geniş aileler halinde yaşıyorlardı Aile ilişkilerinde katı bir hiyerarşik sistem hakimdi ve ebeveynlerin otoritesi güçlüydü Babalar çocuklarından saygı ve itaat bekler ve buna karşılık kendi aileleri ile ilişkileri da aynı şekilde olurdu;evli kadınlardan kocalarını ve ailelerini saygı ile itaat etmeleri beklenirdi Savaştan sonra demokratikleşme süreci Japon aile hayatını her yönüyle değiştirmiştir Özellikle 1947'de kadınlara hayatın her alanında erkeklerle eşit yasal statü tanıyan ve böylece eski ataerkil aile yapısını ortadan kaldıran medeni kanunun revizyonu çok önemlidir
Hızlı ekonomik büyümenin aile hayatı üzerinde de geniş etkileri olmuştur En çarpıcı değişikliklerden biri,kentleşme ve teknolojik gelişmelerle kuvvetlenen bir eğilim olarak,ebeveyn ve çocuklardan oluşan çekirdek aile sayısındaki artıştır 1955'te ailelerin %44'ü geniş aileidi fakat bu oran giderek düşmüş ve 1970'te %19'a 1980'de %16,2 ve 1985'te %15,2 ye inmiştir Bu arada çekirdek aile oranı ise 1985'te %61,1'e yükselmiştir
Aile içerisinde bir başka değişiklik doğan çocuk sayısındaki belirgin azalmadır 1930'da kadınlar ortalama olarak 4 7 çocuk doğururken bu sayı 1950'de 3,6'ya ve 1985'te 1,8'e düşmüştür Bu azalma gençler arasında gittikçe büyüyen kentte çalışma,şirket lojmanlarında yada tekbaşlarına yaşama eğilimi ile birlikte Japon ailelerinin ortalama büyüklüğünün düşmesine yol açmıltır
Geniş ailenin yok olmasının ve Japonların yaşam süresinin uzamasının sonucu olarak,tek başına yaşıyan yaşlı nüfusta artış olmuştur 65 ve daha yaşlı insanlardan oluşan ailelerin oranı 1955'te %2,2 iken 1986'da %8,8'e yükselmiştir Son zamanlarda yaşlı insanların tek başlarına yaşarken karşılaştıkları sorunlar kadar geniş ailede yaşamanın yararlarının da dikkate alınmasıyla geniş aile biriminin yeniden gözden geçirilmesi gündeme gelmiştir
Yaşam Biçimi
Japonların yaşam biçimi modern ev aletlerinin gelişmesi,hazır ve donmuş yiyecek sanayinin büyümesi ve hazır giyimin diğer günlük ihtiyaçların yaygınlaşması ile büyük bir değişime uğramıştır
Bu kolaylıklar,ailelere dinlenme,eğitim ve kültürel uğraşlara daha çok vakit ayırma imkanı vermiştir Özellikle daha önce ev işleri ile bağlanan evli hanımlara ev işi için daha az zaman gerekmesi ve dinlenmek için daha çok boş zaman kalması nedeniyle,artan sayıda evli hanım iş bulmakta üniversitelerde veya sosyal merkezlerde kurslara kaydolmakta veya gönüllü faaliyetlere katılmaktadırlar
Yaşam standardındaki yükselme ve nispi tutarlılık Japonlar arasında kuvvetli bir urta sınıf bilinci geliştirmiştir Başbakanlık tarafından 1964'ten beri toplum yaşamına ilişkin yapılan kamuoyu yoklamaları ezici bir çoğunluğun kendilerinin orta sınıfa dahil olduklarını hissettiklerini göstermiştir Savaştan sonra sınıflı toplumun yok olması sınıf yada geçmiş ayırımının en aza indiği daha eşit bir toplumun gerçekleşmesine imkan vermiştir Bu eşitlik gelirlerede yansımıştır
^^Japonların yaşayışları sade,mütevazi ve ucuza mal olur Bu durumda Japon insanının tasarruf gücünü,yüzyıllardan beri güçlü tutmuş bir özelliktir Bu özellik sayesinde Japonya'da her zaman büyük ölçüde tasarruf potansiyeli mevcut olmakta,buda şüphesiz kalkınmaya tesir etmektedir^^(6)
EĞİTİM
^^1980'lerden sonra ,çok başarılı olmsına rağmen,değişen dünya koşulları,bazı sosyal problemlerin mevcut eğitim sisteminden kaynaklandığı inancı 2 Dünya Savaşı'ndan beri uygulanan eğitim sisteminde değişiklik ihtiyacı doğmuştur Daha esnek,yaratıcılığa açık,uluslararasılaşmış(kokusaika)eğitim sistemi oluşturmak için son 20 yılda birçok çalışma yapılmıştır Ulusal,bölgesel ve yerel yönetimlerin ülkedeki yaklaşık 62 000 okul ve 25 milyon öğrenciye eğitim hizmetlerinin sağlanmasında farklı sorumlulukları olmasına rağmen sistem oldukça merkezi bir özellik arzeder ^^(7)
Bugünkü eğitim sisteminin temel yapısı ve prensipleri 1947'de kabul edilen iki kanunla belirlenmiştir Temel Eğitim Kanunu ve Okul Eğitimi Kanunu Temel Eğitim Kanunundailan edilen temel prensip eğitim fırsatlarında herkes için eşitliktir Kanun ırk-din,cinsiyet,sosyal stat;ekonomik durum ve aile yapısına dayanan ayrımı yasaklar
Eğitim sisteminin esas amacı,insan haklarına,sevgi geçeğine ve barıla saygı duyan,barışçı ve demokratik bir milletin kendine güvenen insanlarını yetiştirmektir Kanun,sağlıklı bir toplum için politik bilince ve dini toleransa çok önem vermektedir,fakat politik partiler veya din ile eğitim arasında herhangi bir bağı özellikle yasaklamıştır
^^Japon eğitim ve öğretim sistemine hakim olan ve sistemin temelini teşkil eden milliyetçi görüşün bir neticesi olarak,Japonlardaki şuuru ve adalılık ruhu,politik bir baskı ile veya ideolojik bir beyin yıkama ile veyahut da peşin da peşin hükümlere dayanan bir disiplinle meydana gelmemektedir,aksine,en az yüz yıldan beri devam eden bir eğitim sisteminin tabi bir eğitim sisteminin tabii bir neticesi ve Japon insanının karakter ve şahsiyetinin bir parçası olarak gelişmiştir ^^(8)
Eğitim Sistemi
Eğitim sistemi beş aşamaya bölünmüştür;Anaokulu(1-3 yıl),ilokul(6 yıl),ortaokul(3 yıl),lise(3 yıl),üniversite(genel olarak 4 yıl),2-3 yıllık eğitim veren lise düzeyinde kolejler de vardır Bunlara ek olarak birçok üniversite mezuniyet sonrası ileri düzey kurslar açmaktadır
Eğitim 6-15 yaş arası çocuklar için parasız ve zorunludur Bununla beraber,ortaokul mezunlarının büyük bir bölümü öğrenime devam etmek istemektedir ^^Dokuz yıllık zorunlu eğitim bitmesine rağmen öğrencilerin%95'i liseye devam etmektedir^^(9) Lise düzeyinde kolejler ve üniversitelerin yanısıra bir çok öğrenci de meslek okullarına girmektedirler Bunun da ötesinde,yetişkinlere radyo ve TV yayınlarıyla ders verme yoluyla,eğitimlerine devam olanağı vermek için 1985'de Açık Öğretim Üniversitesi açılmıştır
Japon eğitim sisteminde ve iş hayatında üniversitelerin rolü küçümsenemeyecek kadar fazladır ^^510 özel ve devlet üniversitesinde 2,1 milyon öğrenci eğitim görmektedir Üniversitelerin 95'i devlet,40 tanesi yerel yönetimlerin,geriye kalanlarda özel üniversitedir Öğrencilerin %40'ı sosyal bilimlerde %19'u mühendislik bilimlerinde,%15'i edebiyat ve %7'side eğitim bilimlerinde okumaktadır Üniversite harçları oldukça yüksektir ve vakıflar yerel yönetimler,hükümet burs ve kredi şeklinde finansal destek sağlamaktadır^^(10)
Kamu eğitim olanaklarının yanısıra sistemin her basamağında özel okullar mevcuttur Her ikisi de zorunlu eğitimin kapsamı dışında kalan bu okullar okul öncesi ve üniversite eğitiminde özellikle önemli rol oynaylar
Japonya'nın eğitim sisteminin idaresinde yerinden yönetim esas alınmakta ve Eğitim Bakanlığı'nın rolü genel olarak koordinatörlük olmaktadır Okul bütçeleri,eğitim programları,okul atamaları ve ilk ve orta öğretimin denetimi alanlarında sorumluluk yerel öğretim kurullarındadır Bu kurulların üyeleri yerel idare başkanı tarafından seçilir
Eğitim içeriği bakımından,her okul kendi programını Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan ve yayınlanan 'Çalışma Programına' uygun olarak hazırlar Ders kitapları yerel öğretşm kurumları tarafından bakanlığın belirlediği kitaplar arasından seçilir
Eğitim geçmişi,Japonya'daki ömür boyu istihdam sisteminde çok önemli bir faktördür Üst düzey bir şirkette çalışmak için,birinci sınıf bir üniversiteden mezun olmak gerekir Bu da orta ve lise öğrenimini yüksek başarıyla bitirmeye bağlıdır Giriş sınavlarındaki şiddetli rekabet nedeniyle,artan sayıda öğrenci artık özel hazırlık okullarına devam etmektedir O kul derslerinden sonra öğrencilere,kendi seçtikleri okullara girmelerine yardımcı olmak için açılan bu okullar,anaokulından üniversite giriş sınavına kadar her düzeyde bulunmaktadır
^^ Dünyada,insan yavrusunun çok değerli bir varlık olduğunu ve onun istenildiği şekilde eğitilebileceğini ve hayatta insanoğlunun karşılaşabileceği her problemin,ancak bu eğitim ve öğretim sayesinde çözülebileceğini Japonlar kadar anlayan ve ona göre hareket eden başka bir millet hemen hemen hiç yoktur Bilhassa çocukluk devrinin,karakter ve şahsiyetin gelişmesindeki rolünü ve insana hayat boyu tesir edecek birtakım vasıfların kazandırılmasında taşıdığı önemi,Japonlar yüzyıllar önce görmüş ,anlamış ve çocuk bakımı ile çocukların eğitimini bir sanat haline getirmişlerdir ^^(11)
Japonya Hakkındaki Düşünceler
2 Dünya Savaşı Japonya için bir felaket olmuştu Halkının azımsanmayacak kadar bir bölümünü savaşta kaybetti sadece atom bombaları yüzünden ölen insan sayısı 266 bin kişiydi
Fakat Japonya 45 yıl gibi bir sürede kalkınmasını tamamladı ve dünyadaki saygın yerini almayı başarabildi Bu süre insana gerçekten inanılmaz gibi gelebilir ve gelmektedir hatta bazı yazarlar Japon kalkınmasını Japon mucizesi şeklinde ifade ederler
Japon kalkınması incelendiğinde en çok göze çarpan şey eğitime verilen önem ve yapılan yatırımlardır Japonlar eğitim ve öğretime her zaman büyük önem vermişlerdir ^^İnsan faktörünün her sahada büyük önemini anlamışlar,eğitim ve öğretim sahasında yaptıkları her şeyi bilerek yapmışlardır Devlet olarak bilerek yapmışlar ve aileler olarak bilerek yapmışlardır ^^(12)
Japonya'yı ve Japon kalkınmasını anlayabilmek için,Japon insanının karekteri ve kültürü göz ardı edilmemelidir
Japon toplumu ve kültürü incelendiğinde bu mucizenin hiçde mucize olmadığı rahatça anlaşılabilir Japonların ne kadar fedakar olduklarını ve vatanları için neler yapabileceklerini,sinemalarda sıkça rastladığımız kamikazi pilotlarına bakarak anlayabiliriz Japonya savaşta bu fedakar insanlara sahipti ve savaştan sonra da aynı düşünceye aynı fedakarlığa sahip devlet adamlarına da sahipti Görevini yerine getiremeyen bir devlet adamının basın mensupları önünde intihar etmesi hepimizin hafızalarına kazınmış bir olaydır yada en ufak bir güvensizlik yüzünden görevinden istifa eden devlet adamları Japon siyasetiyle özdeşleşmiş bir haldedir
Japon ahlakı ve dini inanışı bireyden toplum çıkarı için her türlü özveriyi ister Bu inanışlara göre birey topluma ne kadar yararlı oabiliyor ne kadar katkıda bulunabiliyorsa o kadar saygınlık kazanır Bireyden,bulunduğu grup ile ters düşmemesi ve grubunun yararını herşeyden üstün tutması beklenilir Yani birey toplum için vardır
Japon halkının diğer önemli özellikleri de çalışkanlıkları,vergi yükümlülüğüne olan samimi bağlılıkları,devlete olan bağlılıkları,hesaplı ve tutumlu olmalarıdır Japon halkının bu özellikleri incelendiğinde bu kalkınmanın neden bir mucize olmadığının anlaşılabileceği kanaatindeyim
^^Japonlar bugüne kadar kalkınmış olan milletlere benzemeyen bir millettir Her şeyden önce Batı'da değil Doğu'da yaşayan bir millettir Beyaz ırkttan değildir,Hristiyan da değildir Dini farklı,dili farklı,sosyal yapısı farklı,devlet anlayışı,kültürel özellikleri,inançları ve dünya görüşleri farklıdır Ama Japonlar kalkınmayı hızla,istikrar içinde ve bütün dünyaya örnek olacak şekilde yapabilmişlerdir Hatta Rusya dahil bütün milletlerden daha hızlı olarak,daha kısa zamanda ve daha insani metodlarla kalkınmalarını başarmışlar ve bugünkü noktaya gelmişlerdir Eğer Japonya olmasaidi,Batılı milletler,daha yıllarca,sanayileşme ve kalkınmanın sadece kendilerine,yani beyaz ırktan olan,Hristiyanlığı kabül eden ve Batı medeniyetinin değer ve ölçülerine sahip bulunan kimselere ait bir üstünlük olduğu iddiasını ileri sürecekler ve bu iddiayı biz Türkler de dahil,bütün dünyaya kabül ettireceklerdi Bu bakımdan bütün Asya'da,Afrika'da ve dünyanın diğer yerlerinde bulunan milletler Japonlar'a büyük teşekkür borçludurlar Japonlar dünya milletlerinin,bir peşin hükümden ,bir peşin teslimiyetten ve son derece tehlikeli bir aşağılık kompleksinden kurtularak,silkinmeleri ve kendilerine gelmeleri için son derece değerli bir örnek oluşturmuşlardır ^^(13)
|