Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çanakkale, deniz, kara, savaşları

Çanakkale Deniz Savaşları,Çanakkale Kara Savaşları,Çanakkale Deniz Ve Kara Savaşları

Eski 09-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çanakkale Deniz Savaşları,Çanakkale Kara Savaşları,Çanakkale Deniz Ve Kara Savaşları



Çanakkale Deniz Savaşları,Çanakkale Kara Savaşları,Çanakkale Deniz Ve Kara Savaşları
Çanakkale Deniz Savaşları,Çanakkale Kara Savaşları,Çanakkale Deniz Ve Kara Savaşları

Bazı olaylar vardır ki, sadece oluştuğu ülkeyi değil , bütün milletleri etkiler: 1453 İstanbul’un Fethi, 1789 Fransız İhtilali gibiÇanakkale Savaşları da bu sayılı olaylardan biridir

IDünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun , Müttefik Devletler yanında savaşa girmesi İtilaf Devletleri’nin durumunu güçleştirdi Aynı zamanda savaş alanını da genişletti Rusya’da asker bol olmasına rağmen , silah ve cephane azdı Avrupa’nın kuzey ve orta kesimi ise , Almanların ve Müttefiklerin elindeydiBu nedenle Rusya’ya cephane yardımı yapılamıyorduBütün bu durumlar ışığında, İtilaf Devletleri , Çanakkale Boğazı’na saldırarak Batı cephesinin yükünü azaltma,İstanbul’u da alıp Ruslara yardım etme kararı aldılar (1915)

İngiliz ve Fransız donanmasına bağlı savaş filoları,yükledikleri 750000 kişilik bir kuvvetle Çanakkale Boğazı’ndaki top yuvalarına şiddetli bir topçu ateşi açtılarArdından Seddülbahir ve Kumkale’ye asker çıkardılarAynı zamanda,mayın tarama gemileriyle,Boğazdaki mağazdaki mayınları topladılarBoğaz’ı geçilecek hale getirdiler18 Mart 1915 sabahı,16 gemi ile İngilizler ve Fransızlar Boğaz’a mermilerden, Boğaz’ın iki yanı ateş içinde kalmıştıÇanakkale’den yükselen dumanlar,bulutlara kadar ulaşıyordu İngiliz , Fransız donanması Türkleri susturduğunu sanarak,Boğaz’dan ilerlemeye başladıBu sırada Türk topçusu da düşman gemilerine ateş açtıNusrat Mayın Gemisi,Boğaz’a tekrar mayın döktüİlerleyen Fransız gemilerinden birisi mayına çarparak büyük bir gürültü ile sulara gömüldüBunun yardımına koşan İngiliz gemilerinden ikisi de aynı şekilde mayına çarparak battıBu sırada Türk topçusunun isabetli ateşi ile birkaç gemi ağır şekilde yaralandıİngiliz ve Fransız donanması Türklerin gösterdiği kahramanlık ve cesaret karşısında daha ileri gidemeyeceklerini anlayarak geri dönmek zorunda kaldılar

Çanakkale’ye deniz yoluyla girilemeyeceği anlaşılmıştıAma ne pahasına olursa olsun Çanakkale alınmalıydıBu nedenle, kara taaruzuna karar verildiİtilaf Devletleri’nin orduları,bütün kuvvetleriyle yüklendi ve Gelibolu yarımadasına çıkartma yaptıSeddülbahir’e çıkartma yapan düşman kuvvetleri Türklerin şiddetli ateşleriyle karşılaştılarFazla ilerleyemedilerKarşılıklı saldırılarla hücumlar püskürtüldü
Ağustos ayında ise düşmanlar,saldırılarını şiddetlendirdilerAnafartalar’da kanlı savaşlar olmuştu

Mustafa Kemal,düşmanın burada çıkartma yapacağını tahmin ettiği için hazırlıklı idiConk Bayırı’na
çıkarak durumu incelediMermileri biten Türk askerlere “Süngü tak! İleri” emri verdiDüşman,Türklerin savunması karşısındea şaşırıp kaldıNe yaptılarsa Türkleri yenemedilerMustafa Kemal,genel bir hücumla,
27 Temmuz 1915 ’ te düşmanı denize dökmeye karar verdi Bu savaş üç gün sürdü Mustafa Kemal’in yanında patlayan bir mermi,göğsündeki saatini parçaladı Yine soğukkanlılığını kaybetmeden ön saflarda
savaşmaya devam etti Nihayet 14 Ağustos 1915’te yapılan son hücumla,düşmanlar yenilgiyi kabul ederek
Türk topraklarından çekilmek zorunda kaldılar(Ekim 1915)

Mustafa Kemal’in askeri dehası ilk olarak burada kendini gösterdi

Çanakkale Savaşları , deniz , kara ve havada 259 gün sürmüştür Bu savaşlarda İngilizler 200000; Fransız 47000; ANZAKLAR 26000; Hintliler 15000; Senegalliler 6000 olmak üzere 284000 zayiat vermişlerdirTürk ordusu ise 253000 şehit vermiştirYani bu savaşlarda kendisinin olmayan bir ülkede
Haksız bir amaç için savaşan düşman ordusundan ve vatanını koruma duygusu ile yurdun dört bir yanından gelerek kutsal bir amaç için savaşan Türk milletinden, toplam 537000 kişi can vermiştir Bu savaşın milletimiz için bir başka olumsuz tarafı da ileride kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin beyni ve geleceği olacak bir çok doktor,öğretmensubay,öğrencinin şehit olmasıdırBu savaşlarda Türkler olağanüstü bir başarı gösterip yeni bir destan yazmıştır

BİR ÇANAKKALE ŞEHİDİNİN SON MEKTUBU
(Mektubu yazan; ihtiyat zabit (yedek subay) namzedi Edhem,İstanbul Hukuk Fakültesi son sınıfına devam ederken aynı zamanda Beyazıt Numune Mektebi’nde
öğretmendi(1912)Gönüllü olarak katıldığı Çanakkale Savaşı’nda bu mektubu yazdıktan sonra şehitlik mertebesine yükselmiştir)

Valideciğim ,

Dört asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi!

Nasihat-amiz mektubunu,Divrin Ovası gibi güzel , yeşillik bir ovacığın ortasından geçen
Derenin kenarındaki armut ağacının sayesinde otururken aldım Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye ettiOkudum,okudukça büyük dersler aldımTekrar okudum Şöyle güzel ve mukaddes bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim Gözlerimi açtım , uzak-
lara doğru baktımYeşil yeşil ekinlerin rüzgara mukavemet edemeyerek eğilmesi,bana,annemden
gelen mektubu selamlıyor gibi geldiHepsi benden tarafa doğru eğilip kalkıyordu ve beni, annem- den mektup geldi diyerek tebrik ediyorlardı

Gözlerimi biraz sağa çevirdim güzel yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir seda ile beni tebşir ediyorlardıNazarlarımı sola çevirdim cığıl cığıl akan dere, bana validemden gelen mektuptan dolayı gülüyor , oynuyor , köpürüyorduBaşımı kaldırdım, gölgesinde istirahat ettiğim ağacın yapraklarına baktımHepsi benim sevincime iştirak etiğini , yaptıkları rakslarda anlatmak istiyorduDiğer bir dalına baktım , güzel bir bülbül , tatlı sedasile beni tebşir ediyor ve hissiyatıma iştirak ettiğini ince gagalarını açarak göstermek istiyordu
İşte bu geçen dakikalar anında ,hizmet eri:
-Efendim , çayınız , buyurunuz , içiniz , dedi
-Pekala,dedimAldım baktım, sütlü çay
-Mustafa bu sütü nereden aldın?Dedim
-Efendim,şu derenin kenarında yayıla yayıla giden sürü yok mu?
-Evet,dedimEvet ne kadar güzel
-İşte onun çobanından 10 paraya aldım
Valideciğim, 10 paraya yüz dirhem süt, hem de su katılmamışKoyundan şimdi sağılmış, aldım ve içtim
Fakat bu sırada düşünüyorumBen validemin sayesinde onun gönderdiği para ile böyle süt içeyim de , annem içmesin , olur mu?Şevket neden içmiyor? dedim
Fakat yukardaki bülbül bağırıyordu:”Validen kaderine küssün, ne yapalımO da erkek olsaydı , bu çiçeklerden koklayacak , bu sütten içecek , bu ekinlerin secdelerini görecek ve derenin aheste akışını tetkit edecek ve çıkardığı sesleri duyacak idi

Şevket merak etmesin , o görür , belki de daha güzellerini görür

Fakat valideciğim,sen yine müteessir olmaBen seni,evet seni mutlaka buralara getireceğimVe şu tabii manzarayı göstereceğimŞevket,Hilmi de senin sayende görecektir

O güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında , çamaşır yıkayan askerlerim saf saf
dizilmişlerGayet güzel sesli biri ezan okuyordu

Ey Allahım , bu ovada onun sesi ne kadar güzeldiBülbül bile sustu ,ekinler bile
hareketten kesildi , dere bile sesini çıkarmıyorduHerkes , herşey , bütün mevcudat onu , o mukaddes sesi dinliyorduEzan bitti O dereden ben de bir abdest aldımCemaat ile namazı kıldık O güzel yeşil çayırların üzerine diz çöktüm
Bütün dünyanın dertlerini unuttumEllerimi kaldırdım , gözümü yukarı diktim , ağzımı
Açtım ve dedim:
-Ey Türklerin Ulu Tanrısı! Ey şu öten kuşun, şu gezen ve meleyen koyunun , şu secde eden
yeşil ekin ve otların, şu heybetli dağların Halıkı!Sen bütün bunları Türklere verdinYine Türkler-
de bırakÇünkü böyle güzel yerler, seni takdis eden ve seni ulu tanıyan Türklere mahsustur
“Ey benim Yarabbim! Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri; ism-i celaalini İngilizlere ve
Fransızlara tanıtmaktırSen bu şerefi dileği ihsan eyle ve huzurunda titreyerek , böyle güzel ve sakin bir yerde sana dua eden askerlerin süngülerini keskin , düşmanlarını zaten kaehrettin ya bütün bütün mahveyle!”

Diyerek bir dua ettim ve kalktımArtık benim kadar mes’ut,benim kadar mesrur bir kimse
tasavvur edilemezdi
Anneciğim, oğlun Halit de benim gibi güzel yerlerdedir
Dünyanın en güzel yerleri burası imişYalnız bu memleketlerde düğün olmuyorİnşallah düşman asker çıkarır da , bizi de götürürler, bir düğün yaparız olmaz mı?
Kadir’e mektup yazdım
Valideciğim,evdeki senet vesaireyi kimselere kat’iyyen vermeyin ve sorarlarsa biz
bilmiyoruz deyin
Çantayı al i sandığa koyBen sana vaktiyle anlatmış idim, bu dünya böyledir
Fakat sen merak etme O parayı vermese , adliyedeki adam vermezdiHani nasıl aldık
Yalnız zaman ister

Valideciğim ,çamaşır falan istemem,paralarım duruyor, Allah razı olsun

Oğlun
Hasan Etem
4 Nisan 1331
(17 Nisan 1915)

ÇANAKKALE SAVASLARINDAN MENKIBELER

Çanakkale Savaşlarında efsanelerle gerçekler birbirinden şekilde
İç içe, sarmaş dolaş olmuş,olaylar garip, hikmetli ve sırlarla gelişmiştir

Çıkartmayı önleyen bulut:

25 Nisan 1915 sabahı Haçlı Orduları gibi İngiliz ve Fransız orduları
silahlanıp, gemilerle askerlerini çıkartmaya başladılar Filikalarla denize ve kıyılara asker taşınmaktadır Bu sırada havada büyükçe bir bulut
belirdi , süratle deniz üzerine inip bölgeyi görünmez yaptı Filikalar görünmedi Bombardıman durdu Sis görüşü engelliyordu Tekrar gemilere bindirilen askerler gemilere çekilmek zorunda kalmıştı

Çanakkale Savaşı gibi insanlığın kaderini tayin eden savaşa belki
de ilahi güçler müdahale etmişlerdi

Askerin aşı:

1915 Mayıs’ında savaş bütün şiddetiyle sürüyor savaşa gidemeyen
birkaç kişi Kilitbahir’de yaşıyordu 15 yaşlarındaki Zeynel’de herkese yardım eden ve burada yaşayan biriydiBir nine Zeynel’den Maydoz’a gidip asker karavanasından yemek getirmesini isterZeynel Maydoz’a giderMutfağı görünce hayretler içinde kalırAş kazanlarının başlarında birer yaşlı asker duruyor, ayaklarını kazanların altlarına ızatmışlar ve parmak uçlarından alevler fışkırıyordu

“Onbinlerce askerin karın doyurdukları aş! Böyle odunsuz , böyle
dumansız mucizevi ateşte pişiriliyor

Bir testi su:

1915 Temmuz’unun sıcapında bir alay cepheye gidiyorEceabat’dan
ayrılan askerler bir çeşme önünde nur yüzlü bir ihtiyarın ikramıyla karşılaşırlar

-“Askerlerim,evlatlarım su soğuktur,tatlıdır, doldurun mataralarınızı
“der Mataralara dolar sular içilir fakat o testideki su bitmez!Koca alay su içer yine bitmez Askerler hayretler içinde kalır Genç bir asker ihtiyarın ellerine sarılır:
“Baba adını bağışla” der

İhtiyar –“Kilitbahir’de otururum Adım Kaşıkçı Dede’dir “der Fakat
Yara alırsan üzerine matarandaki sudan dök , iyileşirsin” Der

Boğazı havadan geçen yaralı asker:

Çanakkale savaşlarında Alçıtepe köyünde 28 Nisan ve 8 Mayıs
Savaşları çok şiddetli geçer Bu savaşlarda Mülazım Hüsnü yaralanır
Kilitbahir’de limana geldiklerinde korkunç bir yağmur kara bulutlar şiddetli bir rüzgar vardı Sandalla Çanakkale’ye geçmek imkansızdır Hava kararmıştır Mülazım Hüsnü kendi kendine mırıldanır

-Yaradanım benim halimi gör, isterse herşeyi veren sensin” der O
anda nur yüzlü bir ihtiyar, Sandalcı Hüseyin dayıyı çağırır Hüseyin dayı şaşırmıştır Derviş ihtiyar ]estur diyerek sandalı çözer Yaralıyı sandala yerleştirirler Limandakiler hayret içinde bakarlar Sandalın geçtiği yer iki tarafından süt liman, kaymak gibiydi Sanki fırtına yoktu,dalga yoktu
akıntı yoktuHüseyin dayı hiç yorulmadan karşıya geçtiHasta hastaneye
yetiştirildiHüseyin dayı soranlara:

-“Vallahi ne söylesem ilk dalgada kayık havaya kalktı , havada mı
gittik denizde mi bilmiyorum?Bildiğim bu kadar!” diyebildi

Kaybolan İngiliz Alayı:

10 Ağustos 1915 günü savaş bütün şiddetiyle devam ediyor, 21
Ağustosta düşman Küçük Anafartalar’a ilerlemekteydi Alay Damakçı
Bayırına doğru yürüdüyordu Karlılarındaki tepede garip soluk bir bulut vardır Alay da bulutun içine yavaş yavaş girer Görgü tanıkları YZelanda Birliği askerleridir Bulut tüm askerleri kapattıktan sonra birden havalanır , birden oluşan 7-8 diğer bulutla birşleşir, filo halinde Trakya üzerine uçar 267 İngiliz askeri ortada yoktur İnsanlar ne görebilmiş ne de duyabilmişlerdir?

Askerler kayıp sayıldı

YABANCILAR NE DEDi?

“Tarih kitaplarında Türkler hakkında yazılı olaylar, hatta onlarla savaşan
ların anlattıkları gerçekleri ifadeden acizdir Mutluluk Türklerle savaşmaktadır
Bu şerefi ömrümün sonuna kadar taşıyacağım Taş üzerinde yatıyor, güneşe, soğuğa, fırtınalara, yağmura karşı korumasız siperlerde çamur ve toz içinde günler geçiriyor, fakat dünyanın bütün vasıta ve imkanlarına sahip düşmanlarıyla aslanlar gibi dövüşüyorlardı Bu ne sessiz, gösterişsiz bir yurt sevgisi idi !

-Allah adını yürekten tekrarlayarak saldırganın üzerine atılıyorlardı Düşmanla- rıda onlara hayrandı
General Liman ve Sanders
Alman Generali

-Türk askeri gibi vatanı için gözünü kırpmadan ölen, bir savaş anında müthiş bir cesaret ve fırtınalar yaratan, ateş kesildiği zaman onun kadar iyi yürekli, yumuşak kalpli, düşmanın yaralarını saran, sırtında taşıyarak onu ölümden kurtaran bir asker yer yüzünde görülmemiştir
General Wiliam Birdword
Çanakkale Karma Kolordu İngiliz Komutanı

-Türk askerlerinin savaş içinde haiz olduğu yüksek niteliklerinin önceden layıkıyla bilinmemesi İngiliz için felaket olmuştur Türk askerinin ne yaman bir muharib olduğunu İngilizler kendileri ile dövüştükten sonra anlamışlardır
Aspinal Oglander
İngiliz Generali

-Çok cesur harbeden, iyi sevk ve idare edilen asil Türk ordusu karşısında bulunuyoruz
Orgeneral Hamilton
İngiliz Ordu Komutanı

-Başka millet askerinin artık savaşı kaybettik, yenildik diye silahını bırakıp savaştan vazgeçtiği hallerde:
Türk askeri için savaş yeniden başlamıştır
İngiliz Generali Mavde

-Birinci Dünya Harbinde Irak’ta İngiliz kuvvetlerine komuta ederken kuvvetlerimize esir düşen İngiliz Generali Taüshand Çanakkale Zaferi için şöyle der:
“Avrupa da hiçbir asker yoktur kiBu ifademin altını çiziyorum,savunmada
Türklerle mukayese edilebilsinÖrnek olarak Çanakkale’yi vermek isterim
Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük kayıplara uğrayan birlikler Türk olmasaydı yerlerinde kalamazlardı Halbuki Türkler bütün muharebe süresince yerlerinden ayrılmadılar
Bu felaketlerin gerçek sebebinin keşfi için çok zaman geçmedi İşin gerçeği şu idi 8 Mart gecesi Türkler haberimiz olmadam Erenköy koyuna sahile paralel olarak 26 mayın dökmüştür
Gösterdiğimiz bütün itiyat ve basiretlere rağmen baş döndürücü bir muzafferiyet kazanmışlardır
Sir Goben Korbest
Harekatı Bahriye

-1915 yılında bütün Avrupa’da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş büyük taarruzlar yapılmıştı2-3 milyon asker ölü veya yaralı bulunmakta, 4-5 bin harp gemisi denizlerde dolaşmaktaydı Fakat bunlardan hiçbirisi Nusrat’ın döktüğü mayınlar kadar savaşın devamına ve düşmanın geleceğine etki edecek bir başarı gösterememişti
Winston Curchille

-Mehmetçiğe Saygı:Biz Çanakkale Yarımadasından Türklerle savaşarak ve binlerce insanımızı kaybederek kahraman Türk milletine ve onun eşsiz vatan sevgisine duyduğumuz büyük takdir ve hayranlıkla ayrıldık
Bütün Avusutralya’lılar Mehmetçiği kendi evlatları gibi sever, onun mertliği, vatan ve millet sevgisi siperlerdeki dayanılmaz heybet ve cesareti bütün Anzakları hayran bırakan yurt sevgisi bütün insanlığın örnek alacağı büyük hasletlerdir
Mehmetçiğe minnet ve saygılarımla

Lord Casey 1967-71 (Avusturalya Genel Valisi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.