Şengül Şirin
|
Köpek Hastalıkları
BAŞLICA KÖPEK HASTALIKLARI

Tüm hayvanlar yaşamları boyunca çeşitli enfeksiyonlara maruz kalırlar Anneden alınan antikorların etkisi sona erdiğinde enfeksiyonlara karşı zayıf hale gelirler Enfeksiyona yakalanmadan önce,kendi bağışıklıklarını geliştirmeleri için gerekli olan yeterli miktarda antikoru üretecek B hücrelerine sahip olmaları gerekir Özellikle köpek üretim merkezleri,barınaklar,pansiyonlar,pet shop ve dog showlar gibi kalabalık çevrelerde bulunan yavrular yüksek risk altındadır Bu nedenle,viral ve bakteriyel aşıları tamamlanmış olan yavru köpeklerin,dog show gibi etkinliklere katılması doğru değildir
VİRAL HASTALIKLAR
1- Gençlik Hastalığı : (Canine Distemper)
Köpeklerin gençlik hastalığı bulaşıcı viral bir hastalıktır Kolostrum (anneden ilk emzirme sırasında alınan süt,ağız sütü,yüksek miktarda antikor içerir ) almış yavrularda, materyal (anneden alınan) antikorlar yavruyu aşağı yukarı 12 hafta kadar korur Kolostrum almamış olanlarda ise bu süre 1-4 hafta arasında değişir Bu nedenle hastalık genellikle 3-12 aylık köpeklerde yaygındır Fakat daha yaşlı köpeklerde de rastlanabilmektedir Yüksek ateş (40-41’C) ile başlayan hastalık, 4 formda kendini gösterebilir Bunlar; Göz ve burun formu, sindirim sistemi formu, akciğer formu, ve sinirsel form’dur
İştahsızlık,depresyon,burun ve göz akıntıları İle başlayan hastalık,kusma ve ishal ile devam eder Hastalığa yakalanan köpeklerin büyük kısmı (%60-80’ni) ölür Gastro intestinal formunu atlatmış gibi, sanki iyileşiyormuş gibi görülen hayvanlarda, yaklaşık 14 gün bir ara dönemden sonra, solunum sistemi formu ve sinirsel formlar arka arkaya görülebilir Solunum sistemi formu, tipik, zatürre semptomları ile kendini belli eder, sık ve güç solunum, bazen öksürük, gittikçe zayıflama,yemek yiyememe gibi Hastalığın son dönemi dediğimiz, sinirsel formunda ise sara tipi nöbetler,tikler ve felçler gözlenir Distemper virüsü T ve B hücreleri ile makrofajları etkilediğinden,köpek iyileşse bile virüsün bağışıklık sisteminde yaptığı bozukluk kalıcı olur Ayrıca, hayatı boyunca vücudunun belli bir bölgesinde bir tik, kalıcı olacaktır Bu Tikler giderek azalır ancak asla yok olmazlar Distemper virüsünün hastalık yapma yeteneği, köpek makrofajları üzerindeki bu replikasyon yeteneğinden ileri gelmektedir
Tedavisi: Gençlik hastalığının tedavisi klinik belirtilere bakılarak yapılır Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek,ve desteklemek tedavide hedef olmalıdır Son yıllarda antiviral ilaçlar , hastalığın ilk safhasında yani viremi döneminde faydalı olmaktadır Fakat bu tedaviler oldukça güç ve pahalı olmaktadır Aynı zamanda, sonuç almak ta oldukça güç, bazen imkansız olan bu hastalıkta en etkili yöntem, yavru köpeklerin 7-9 haftalık iken, 3-4 hafta ara ile 2 kez aşılanması ve her yıl aşının 1 defa tekrar edilmesidir

2- Kanlı İshal :(Canin Parvovirüs)
Kanlı ishale neden olan parvovirüsler nispeten yeni virüslerdendir ve kedilerin gençlik hastalığı virüsleri ile yakınlıkları vardır İlk olarak 1978 yılında ortaya çıkan ve yüzbinlerce köpeğin ölümüne neden olan bu hastalık köpeklerin afeti olarak tanımlanmaktadır Hastalık her yaştaki köpekte gastrointestinal belirtilere, yavru köpeklerde kalp kasının iltihabına (miyokarditis) neden olur Özellikle yavru köpekler için tehlikeli olan parvoviral enteritise,3 yaşın altındaki köpeklerde rastlanmaktadır Yeni Zelanda'da yapılan bir araştırmaya göre 0-7 haftalık köpeklerde hastalığın insidansı %63, 8-12 haftalık köpeklerde %29, 3-6 aylık köpeklerde %23, 6-12 aylık köpeklerde %14, 1-2 yaşındakilerde ise %9, bir yaşından sonra da %11 olarak tespit edilmiştir Bu virüs özellikle hızlı olarak bölünen hücreleri hedef alır Bu hücreler, bağırsakta bulunan ve alınan besinlerin değerlendirilmesi ile ilgili olan hücrelerdir
Parvoviral hastalığın ilk belirtisi şiddetli kusmadır Kusmuk gri-beyaz renkte ve suludur Kusmayı sulu,kötü kokulu,sarıdan kahverengiye kadar değişen renkte ishal izler İshal halinde çıkarılan dışkıda taze ya da pıhtılaşmış halde kan bulunur Ateş 41 C kadar yükselir Kusma ve ishal nedeni ile oluşan sıvı kayıpları sonucu çoğu yavru köpekler ilk 24 saat içerisinde ölür Kalbin etkilendiği durumlarda ise çoğu zaman yavru köpekler ölü bulunurlar Bu hastalıkta ölüm oranı %50'nin üzerindedir Parvovirüslerin bağışıklık sistemini baskıladıkları bilinmektedir Ancak bunun mekanizması ve lenfosit fonksiyonlarını nasıl etkiledikleri henüz açıklığa kavuşmamıştır Virüslerin bağışıklık sistemini nasıl baskıladıklarıyla ilgili 4 ana mekanizma vardır Bu mekanizmalar sayesinde virüsler,vücudun bağışıklık sisteminin zayıf taraflarını araştırarak kendi varlıklarını garantiye alırlar

Virüsler özellikle belirli bir hücreyi etkileyen kimyasal habercilerin reseptörlerine kendi genetom proteinlerini yerleştirirler Bu şekilde virüs, habercinin gönderdiği komutları bozar veya ortadan kaldırır Modifiye canlı parvovirüs aşıları,köpeklerde 2-5 haftalık bir süre için bağışıklık sistemini baskılayıcı etki gösterir
Tedavisi; Genellikle hızla gelişen belirtiler, çoğu zaman yavru köpeklerde tedaviye fırsat vermemektedir Fakat yine tedavi klinik semptomlara göre bakılarak ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirici ilaçlarla veya antiviral ilaçlarla sağaltım denenebilir Yine en iyisi, anne sütünü tam alamamış hayvanlarda, 6 haftalıktan itibaren parvovirüs aşılarına başlanmalıdır
3- Bulaşıcı Karaciğer Hastalığı : (Infectıous Canine Hepatitis, CAV-1)
Bu hastalığın etkeni adenovirüslerdir (CAV-1) Bulaşma hasta köpeklerin idrarı ile olur Hastalığın en şiddetli formları yavru köpeklerde görülmektedir Aşılı anneden doğan yavru köpekleri kolostrum 5-7 haftaya kadar koruyabilir Bulaşıcı karaciğer hastalığının 13 yaşındaki köpeklerde bile ölüme yol açtığı bilinmektedir Adenovirüsler tüm dokuları enfekte edebilme yeteneğindedir Fakat daha çok karaciğer hücreleri ile ilgilidirler ve bu organda şiddetli yangıya neden olurlar Hastalığın ilerleyen dönemlerinde gözlerde kornoval opasite (kornoal bulanıklık) şekillenir Mavi göz olarak da adlandırılan bu bozukluğun nedeni gözlerin pigmentli tabakasının yangısıdır ve aşılamayı takibende gözlemlenebilir

4- Köpek Öksürük Hastalığı, Adenovirüs Tip-2 Enfeksiyonu : (Canine Adenovirüs Type-2 CAV-2)
Bu virüs daha çok solunum sisteminde hastalık yapmaktadır "Tracheobronşitis veya Kennel Cough" olarak adlandırılan köpek öksürüğü hastalığının etkenlerinden biridir Özellikle kalabalık ortamlarda barınan köpekler arasında yaygındır CAV-2 aşısı aynı zamanda CAV-1 aşı virüsü nedeniyle oluşabilecek korneal (göz) reaksiyonları da önler Hastalık haftalarca sürebilmektedir Eğer tedavide ikincil enfeksiyonlar işe karışırsa, hastalık ciddi boyutlarda seyredebilir Bu nedenle hastalık ilk çıktığında, köpeğin genel durumu bozlumadan mutlaka veterinere başvurulmalıdır Bu hastalıktan da korunmak için eğer köpek 3 aylıktan küçükse, 3-4 hafta ara ile iki aşı uygulanmalıdır
5- Köpek Nezlesi : (Canine Parainfluenza)
Bu viral enfeksiyon solunum sisteminde orta dereceli bir yangıya neden olur Ancak CAV-2 virüsü ve Bordetalla bronchiseptica bakterisi ile kombine halde çok şiddetli ve ölümcül enfeksiyonlara neden olurlar

6- Koronavirüs İshali : (Canine Coronavirüs)
Koronaviaral enfeksiyon genellikle subklinik olarak seyreder Klinik belirtileri ateşle ve hafif bir intestial akıntı ile başlar,sonraları kusma ve ishal gözlenir Koronaviral hastalık tek başına şiddetli enfeksiyonlara neden olmamakla birlikte,özellikle parvoviral enfeksiyonlarla birleştiği zaman,hem klinik belirtilerin şiddeti hem de ölüm oranında artış görülür Yani Köpeklerin bir çeşit kanlı ishal hastalığıdır Bu hastalığa karşıda yavru köpekler aşılanmalıdır
7- Kuduz :(Rabies)
Kuduz sıcak kanlı hayvanların merkezi sinir sistemini etkileyen viral bir hastalıktır Bu eski ve korkunç hastalığın etkeni olan Rhabdovirüsler beyinde yangı (iltihap) meydana getirirler Bu virüs enfekte hayvanların salyası ile taşınır Ve sinir sistemi vasıtasıyla beyine kadar ulaşır İnkubasyon periyodu; (Etkeni aldıktan hastalığın başlamasına kadar geçen zaman periyodu ) 10 gün ile birkaç ay arasında değişir Kuduz ölümcül bir hastalıktır Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra tedavinin faydası yoktur Virüsü alan hayvan 10 gün içinde ölür
Kuduz virüsü, ısırılma (yani salyasının, deriden açılan bir yaraya bulaşması) yolu ile bulaştıktan sonra, sakin dönem, kızgın dönem ve felç dönemi olarak 3 şekilde kendini gösterir
Sakin Dönemde; Hayvanın davranışında bariz bir değişiklik görülür, bazen havayı ısırır,sık sık havayı koklar,hafif mızıldanma belirtileri görülür Fakat hayvanın karakterinden başka pek bir değişiklik gözlenmez
Kızgın dönemde; Hayvan aniden saldırganlaşır,önüne geleni ısırmaya kalkışır, bilinç kaybolmuştur, sahibini tanımaz, eğer bırakılırsa, önüne geleni ısıra ısıra, kaçmaya çalışır, göz bebeklerinin simetriği bozulmuştur Yutkunma güçlüğünden dolayı ağızda biriken salya dışarı akar, hayvan aşırı susar , Su içmek istediğinde, yutkunma güçlüğü nedeniyle, şiddetli sancı duyan hayvan, su içemez ve korkar hale gelir Bu arada kendini koparırcasına ısırır, şiddetli kaşıntısı vardır
Felç Dönemi; Bu son dönemde, alt çene aşağıya düşmüştür, bir sopa ile kapatıldığında, ve bırakıldığında sanki alt çene kırıkmış gibi kendiliğinden düşer , yani açılır Arka ayaklara ve hatta tüm vücuda felç gelmiştir Solunum felci şekillendiğinde ölüm görülür
Ölüm, tüm belirtilerle birlikte 10 gün içinde gerçekleşir Belirtiler her zaman tipik olmayabilir
Birçok vahşi hayvan(ratlar,racunlar,yarasalar,tilkiler) kuduzun rezervuarı durumundadır Aristotlr "Hayvanın Tarihçesi" adlı kitabında kuduzu, “köpek deliliği" şeklinde tanımlamıştır Kuduzdan korunma için modifiye canlı ve ölü aşılar bulunmaktadır Son yıllarda ölü aşıların daha etkili bulunması,modifiye canlı aşıların vazgeçilmelerine neden olmuştur

BAKTERİYEL HASTALIKLAR
1- Bordetelloz:
Bu hastalığın etkeni olan Bordetella bronchiseptica bakterisi Adenovirüs Tip-2 ve Parainfluenza ile birleşerek Köpek Öksürüğü diye adlandırılan hastalığı meydana getirir Köpek bordetellozisi şiddetli öksürüğe neden olur Aşı özellikle intranazal (burun içi) olarak uygulandığı zaman çok etkili koruma sağlar Toplam 13 antijenlik tip bu hastalığa neden olabilmektedir Fakat sadece 3 tanesine karşı aşı geliştirilmiştir Ancak bu üçü %90 nın üzerindeki vakadan sorumlu olan antijenlerdir
2- Leptospiroz:
Klinik tablosu oldukça değişik olan bu enfeksiyonda, ateş ile başlayan hastalık tablosu, böbrek yetmezliği ile sonuçlanır Böbrek fonksiyonlarının bozulması üremiye neden olur
Başlıca belirtileri; halsizlik, uyuşukluk, depresyon, iştahsızlık, ishal, kusma, ağız ve göz mukozalarının yangısı, anormal sinirsel belirtiler ve ölüme neden olan kan pıhtılaşması bozukluklarıdır Bulaşma enfekte köpek ve ratların idrarları ile olur Bu hastalığın en önemli özelliği insanlara da bulaşabilmesidir
AŞISI BULUNMAYAN ÖNEMLİ KÖPEK HASTALIKLARI
1- Herpesvirüs :
Bu viral enfeksiyon özellikle yavru köpekler için öldürücü bir hastalıktır Süt emme çağındaki yavru köpeklerde hafif derecede solunum yolu enfeksiyonuna neden olur Kalıcı enfeksiyonlar olgun dişilerde meydana gelebilir Herpesvirüsler sinir hücrelerine yerleşerek bağışıklık sisteminden korunabilme yeteneğindedirler Brusellosizin aksine,herpesvirüsle enfekte olan gebeler doğum yaparlar Ancak maternal antikor geçişini sağlayamazlar Bu annelerden doğan yavrular herpesvirüslere karşı duyarlıdırlar

2- Bruselloz:
Bu bakteriyel hastalığın ne aşısı, ne de tedavisi vardır Hasta köpekler devamlı taşıyıcı durumundadırlar Spontan yavru atmalar Brusellosizin ilk göstergesidir Bulaşma oral ve mukoz membranlar yoluyla olmaktadır Erkek köpekler enfeksiyonu çiftleşme yoluyla, enfekte dişi köpeklerden alırlar
Ayrıca hasta dişilerin vulvalarının yalanması ve idrarlarının alınması yolu ile de bulaşmalar olmaktadır Dişiler de yine çiftleşme ve hastalığın etkeni olan bakterilerin ağız yolu ile alınması neticesinde hastalığa yakalanırlar Bu nedenle dişi köpekler üreme öncesinde brusellosiz yönünden kontrol edilmelidir
KÖPEKLERİN KANLI İSHALİ (PARVOVİRÜS ENFEKSİYONU)

Etkeni parvoviridae familyasından lipoprotein yapıda DNA taşıyan bir virüstür Feline Panleukopeni ( Kedi gençlik hastalığı veya kanlı ishali) ilave mink enteritis virüsü ile antijenik olarak ilişkilidir
Etken, gayta ile etrafa yayılır Virüs ilk olarak tonsillere, daha sonra da lenf yumrularına yerleşir Daha sonra hedef organ olan ince barsakların kript hücrelerine yerleşir Daha sonra virüs, kemik iliğinde ,kalp ve endotelyal hücrelerde replike olabilir
Belirtileri nelerdir? : Hastalığın klinik belirtileri ,hayvanın yaşına, ırkına,türüne,çevre koşullarına göre, değişiklik gösterir Rottweiler ve Doberman gibi bazı ırklar, hastalığa daha duyarlıdır Bazen Hastalık hiçbir klinik belirti göstermeden ,taşıyıcı olarak seyredebilir
İlk klinik semptomlar; kusma ve ishaldir 4-8 haftalık yavru köpeklerde,akut miyokarditis ( kalp),2-12 aylık genç yavrularda hemorajik gastritis ( kanlı ishal), erişkinlerde de genellikle hafif enteritisle seyreder
İshalin rengi, içerdiği kan miktarına göre sarıdan yeşile doğru döner ve kötü kokuludur Hasta köpeklerde halsizlik ve ağızdan salya akışı gözlenir Hastalık ilerledikçe ,anoreksi(iştahsızlık) gelişir Ateş sekunder enfeksiyonlara ve hayvanın yaşına bağlı olarak değişmektedir Yaşlı köpeklerde normal veya düşük, yavru köpeklerde ise 41 dereceye kadar çıkabilir Kusmayı izleyen ilk 24 içinde şekillenen dehidrasyon ( sıvı kaybı) ,yavru hayvanların ölümüne sebeb olur Hastalarda ishale bağlı olarak metabolik asidosis gelişir Lökosit sayısı 2000’den aşağı düşmüştür (Lökopeni)
Enfeksiyon, çoğunlukla fibrinli,kataral ve hemorajik(kanamalı) enteritis tablosu ile karakterizedir
Az oranda etkilenmiş köpekler,sağıtımsız 1-2 gün içinde iyileşirken, orta derecede etkilenmiş olanlarda semptomatik ve destekleyici sağaltım ile 3-5 günlük bir sürede iyileşirler
Fakat, projektil kusma ve ciddi bir hemorajik ishalin varolması prognozun iyi olmadığına işarettir Yine 8 haftalıktan küçük yavrularda miyokarditis ve ani kalp yetmezliği görülür Ve Buna ilaveten Solunum güçlüğüne bağlı olarak ölümle sonuçlanır
Hastalıktan korunmada, Yavru köpeklerin hastalardan ayrılması ve dışkıladıkları yerden uzak tutulması gerekmektedir Barınaklarda dezenfeksiyonda sodyum hypoklorit ( çamaşır suyu) solüsyonlarının kullanımı yarar sağlar Enfeksiyona karşı geliştirilmiş aşılar büyük önem kazanmıştır Yavrulara anneden aldıkları maternal antikorlar nedeni ile,6-18 hafta’ya kadar, yapılan aşılar bağışıklık sağlamayacağından, ve yavruların pratik olarak,maternal antikorlarının ne zaman bitmiş olabileceği bilinemeyeceğinden, 6 9 12 15 ve 18 haftalarında ve bunu takiben yıllık olarak aşılanmalıdır CPV enfeksiyonundan iyileşen hayvanlar hayat boyu bağışık kalırlar
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|