|  | Pisagor'un Hayatı Ve Teoremi Hakkında Bilgi |  | 
|  09-08-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Pisagor'un Hayatı Ve Teoremi Hakkında BilgiPisagor'un Hayatı Ve Teoremi Hakkında Bilgi Pisagor'un Hayatı Ve Teoremi Hakkında Bilgi Samos'lu Pisagor'un, Milattan önce 596 yıllarında doğduğu tahmin ediliyor  Doğumu gibi ölüm tarihi de kesin değildir  Bugünkü adıyla bilinen Sisam Adasında 596 veya 582 yılında doğmuştur  Hayatı hakkında çok az bilgiler vardır  Bu bilgilerin birçoğu da kulaktan kulağa söylentiler biçiminde gelmiştir  Fakat, önceleri doğduğu yer olan Sisam Adasında okuduğu, daha sonraları Mısır ve Babil'e giderek oralarda bilgilerini ilerlettiği ve ülkesine geri dönerek dersler verdiği söylenir  Kendisinden önceki bilgilerin tümünü öğrenmiş ve derlemiştir  Kendisi, bir Yunan filozofu ve matematikçisidir  Ülkesinde hüküm süren politik baskılardan kaçarak, İtalya'nın güneyindeki Kroton şehrine gelmiş ve ünlü okulunu burada açarak şöhrete kavuşmuştur  Yarı söylentilere göre felsefe okulunun kurucusudur  Bu okul aynı zamanda dini bir topluluk ve o zamanın politikasına oldukça egemendir  Yine söylentilere göre, Pisagor'un matematik, fizik, astronomi, felsefe ve müzikte getirmek istediği yenilik, buluşlar ve ışıkları hazmedemeyen bir takım siyaset ve din yobazları halkı Pisagor'a karşı ayaklandırarak okulunu ateşe vermişler, Pisagor ve öğrencileri bu okulun içinde alevler arasında M  Ö  500 yıllarında ölmüşlerdir  Bu nedenle Pisagor ve yaptıkları hakkında az bilgiler bize kadar gelmiştir  Pisagor'un ve öğrencilerinin yaptıklarının birçoğu bu alevler arasında yok olup gitmiştir  Pisagor, M  Ö  altıncı yüzyılda, dünyanın güneş etrafında hareket ettiğini ileri sürdüğü zaman oldukça sert olan bir hareketle karşılaşmıştır  O tarihlerde kağıt olmadığı için, bu buluşlarını nasıl elde edildiği, yine bu devirlerdeki bilgilerin hangisinin Pisagor'a ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir  Hatta, okuldaki öğretim araçlarının masa üzerindeki ıslak kum olduğu söylenir  Bu koşullar altındaki ilmi gerçeklerin tümü o zaman yazıya geçmediği için, birçoğu da zamanla kaybolup gitmiştir  Bu nedenle, Pisagor'un okulu ve öğrencileri ile birlikte yanmalarından, eser bırakıp bırakmadığı da kesin olarak belli değildir  Geometride, aksiyomlar ve postülatlar her şeyden önce gelmelidir  Sonuçlar bu aksiyom ve postülatlardan yararlanılarak elde edilmelidir düşüncesini ilk bulan ve ilk uygulayan matematikçi Pisagor'dur  Matematiğe aksiyomatik düşünceyi ve ispat fikrini getiren yine Pisagor'dur  Çarpma cetvelinin bulunuşu ve geometriye uygulanması, yine Pisagor tarafından yapıldığı söylenir  En önemli buluşlarından biri de, doğadaki her şeyin matematiksel olarak açıklanması ve yorumlanması düşüncesidir  Yaşayış ve inanışı, ilimle açıklama ve yorumlamayı o getirmiştir  Müzik üzerine de çalışmaları vardır  Müzik tonlarının, telin uzunluğunun oranlarına bağlı olduğunu keşfetmiş ve bunun tüm sayılara yorumlamasını düşünmüştür  Bir yerde bugünkü gerçel ekseni söylemeden düşünmüştür  Bu da, bugünkü kullandığımız gerçel eksenin sayı sisteminde kullanılmasından başka bir şey değildir  Fakat, eski Yunan matematikçileri gerçel sayıları bilmiyorlardı  O zamanlar, rasyonel sayıları uzunlukları ölçmek için kullanıyorlardı  Bunun için belli bir birim alıyorlar ve bu birime oranlayarak iki nokta arasındaki uzunluğu ölçüyorlardı  Rasyonel sayılarla ölçülemeyen uzunluğun keşfi 2600 yıl önce Yunan matematikçileri tarafından olmuştur  Bu sonuçta, halen değerini koruyan ve koruyacak olan ünlü Pisagor teoremine dayanır  Pisagor teoremi, matematikteki en büyük buluşlardan biridir  Hele zamanımızdan 2600 yıl önce bulunduğu göz önüne alınırsa, bundan daha büyük bir buluş düşünülemez  Pisagor'un adını 2600 yıldır andıran, onu ünlü yapan ve insanlığın varolduğu sürece de sonsuza kadar da andıracak meşhur teoremi şudur: Bir dik üçgende, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin alanlarının toplamı, hipotenüs üzerine kurulan karenin alanına eşittir  Pisagor teoremi, rasyonel sayılarla ölçülemeyen uzunluğun da varolduğunu gösterir  Örneğin, yukarıdaki şekilde olduğu gibi, dik kenarları birer birim olan dik üçgeni göz önüne alalım  Geometrik olarak, bu özel hal için, Pisagor teoremi gerçeklenir  Yani, büyük karenin alanı, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin alanları toplamıdır  Diğer bir deyimle, x2=2 olur  Bu denklemin kökü de rasyonel olmayan karekök 2 uzunluğudur  Yunan matematikçileri gerçel sayılan bilmiyorlardı  Üstün zekalı Eudoxos tarafından bulunan oranlama yöntemini kullanıyorlardı  Aslında, gerçel sayıların oluşumu kavramı bir ya da birçok insanın buluşu değildir  Rasyonel sayıların günlük hayatta kullanılması sırasında kendi kendine gelişmiştir  On tabanına göre sayıların sayılması ve yazılması, büyük bir olasılıkla iki eldeki parmakların sayılmasından doğmuştur  Şu sırada bile ilkel yaşam sürdüren bazı kabilelerde buna benzer sayma yöntemi vardır  On tabanına göre sayıların yazılması ve okunması, Avrupa'ya Crusades'ten sonra Arap dünyasından gelmiştir  Bunu Araplar Hintlilerden, Hintliler de Helen medeniyetinden aldılar  Yunan'lı astronomlar bu sayı sistemini, M  Ö  1500 yıllarından beri kullanan, Babil'lilerden almışlardır  "Evrenin hakimi sayıdır  Sayılar evreni yönetiyor" sözleri de Pisagor'a aittir  Pisagor, Archimedes'ten oldukça farklıdır  Pisagor hem mistik ve hem de matematikçidir  Mistik tarafları çoktur  Bunlar, efsaneleşmiş bir biçimde destan olarak anlatılmış, evren hakkında bu günkü gerçeklere uymayan düşünceler de ileri sürmüştür  Bunları bir tarafa bırakırsak, yine yaşadığı çağa göre matematikçi yönü çok ağır basar  Pisagor, Mısır'da ve Babil'de çok gezdi  Rahiplerden ilim öğrendi  Çok tanrılı olan o zamanın dini inançlarını benimsedi  Yaşadığı çağı ve aldığı rahip eğitimi göz önüne alınırsa, bunda yadırganacak pek bir şey de yoktur  Oldukça doğaldır  Matematiğe ispat fikrini getiren Pisagor için, sosyal ve şahsi yaşantısı bu kadar eleştiriye değmez  Yalnız, Pisagor ve bazı Yunan filozofları, örneğin, Euclides, Eflatun ve Aristo gibi alimleri, yaşadığı devirlerde, bugün için bilinen ilmi gerçeklerde hataya düşmüşlerdir  Bu filozofların felsefeleri, modern matematiğin kurucusu Descartes (1596-1650) ve Newton (1564-1642) kadar, modern fiziğin kurucusu Galile (1564-1642) ve modern kimyanın kurucusu olan Lavoisier (1743-1794) zamanına kadar iki bin yıllık bir gecikmeye neden olmuşlardır  Eğer Yunan'lılar Euclides, Eflatun ve Aristo yerine Archimedes'i izlemiş olsalardı, Descartes, Newton, Galile ve Lavoisier'in kurdukları modern ilme iki bin yıl önce ulaşır ve bugün içinde bulunduğumuz medeniyete iki bin yıl önce varılırdı  Yani, Archimedes'le Newton, Galile ve Lavoisier arasında tam iki bin yıllık ilmi boşluk vardır  Bu boşlukta kolay kolay doldurulamaz  Bu nedenle, Yunan'lıların medeniyetin ilerlemesine iki bin yıllık bir gecikmeye sebep oldukları bir gerçektir  Avrupa'da uzun yıllar egemen olan ve hüküm süren skolastik düşüncenin temeli Yunanistan'da atılmış ve İtalya'da geliştirilmiştir  Bu nedenle de uzun yıllar bu skolastik düşünce yenilememiştir  Bu uğurda çok sayıda ilim adamı yok edilmiştir  Pisagor'dan önce, geometride, şekillerin aralarındaki bağlılıklar gösterilmeksizin elde edilenler, görenek ve tecrübeye dayanan bir takım kurallardı  Bu nedenle, daha gelen bir yetkili ne demişse o sürüp gidiyordu  Pisagor'un matematiğe ispat fikrini sokması bu yüzden çok önemlidir  O çağlarda çok tanrılı din vardı  Pisagor daha da ileri gidiyor ve "tanrı sayıdır" diyordu  Bu sayılar, 1, 2, 3    , şeklinde bugün bildiğimiz doğal sayılardı  Daha sonra, kendi kendine bir çelişkiye düştüğünü, tamsayıların hatta rasyonel sayıların bile matematiğe yetmediğini, kendi adıyla anılan Pisagor teoremiyle gördü  Buna bir süre karşı da çıktı  Fakat, sonunda bu yenilgiyi kabul etmesini de bilmiştir  Olayda karekök 2 şeklinde rasyonel bir uzunluğun olmaması problemidir  Halbuki Pisagor teoremine göre böyle bir uzunluk vardır  | 
|   | 
|  | 
|  |