|  | Yelkenli (Keşifler Ve Buluşlar) |  | 
|  05-12-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Yelkenli (Keşifler Ve Buluşlar) Yelkenli (Keşifler ve Buluşlar)   Onu büyük bir sevince kavuşturduğu şehrin göbeğine, Manhattan’daki mezarlığa törenle gömdüler, ihtiyar Clermont’un bol bol torunları olmuştu  A  B  D  ’nin büyük göllerinde ve başlıca ırmaklarında yüzlerce buharlı gemi dolaşmaktaydı  Avrupa bu gelişmeyi ibretle seyrediyordu  Amerika’yı izlemekte gecikmedi: İlk düzenli vapur seferi 1818′de, İngiltere-İrlanda arasında başladı  Kesinlikle bilinmiyor ama, halk bu yeniliğe kaygı ve duraksamalı bir dönemden sonra alışabilmiş olmalı  Çünkü bu topraklarda göl ya da ırmak söz konusu değildi  Kapalı da olsa bir deniz yolculuğuydu bu ve denizin şakası olmazdı Gerçekten, buharlı gemiyle yolculuk konusunda kaygılar büsbütün giderilmiş değildi  Makinelere olan güvensizlikten ötürü araçların ancak göllerde ya da iç denizlerde işletilebileceğine inanılıyordu  Kaldı ki yanar maddeler (A  B  D  ’ de odun, İngiltere’de kömür) öyle çok yer tutuyordu ki, şilep olarak kullanılması verimli olamazdı  ‘(1900′lerde bu gemiler saatte beygirgücü başına 750 gr  kömür yakıyorlardı; 1830′dakiler ise 6 kilo  )’ Atlas okyanusunu geçmeyi deneyen ve başaran ilk buharlı gemi  Amerikan yapısı “Savannah” oldu (1819)  Yelkenleri de vardı ve ancak onların yardımıyla Liverpool’a varabildi  Buharlı gemiler yelkenleri uzun zaman atamadılar  Gariptir; hızlarını makinelerinden çok yelkenlerinin gelişmişliğine borçluydular  Sözgelişi, Fransız buharlısı “Sphinx” (1829), 160 beygirlik bir makineye sahip olduğu halde 13 km  ’lik hızı makinesinden çok yelkenlerine bağlıydı  Buhara karşı sürdürülen çekingenlik 1838′de İngiliz buharlısı Great Western in, Bristol-New York arasında düzenli seferlere başladığı gün daha belirli şekilde ortaya çıktı  Great Western, 1  775 tonluk ve 111 yolcu alabilecek büyüklükte güzel bir tekne olmakla birlikte, sadece 7 yolcuyla yola çıktı  Şunu da hemen kaydedelim güçlü bir rakip görününce yelkenli kendini toparlamak ve miskince yerinde saymalarından vazgeçmek zorunluluğunu duymuştu  Yenilerin XIV  Louis zamanının gösterişli yelkenlileriyle ortak bir yönü yoktu  Ön ve arkasında köşkleri bulunmadığı gibi, yaldız boyalarla süslü tahta oymalara da sahip değildi  Teknisyenler estetik kaygıları büsbütün bir yana atmışlar, D  Bernoulli ve Euler’in çalışmalarına dayanarak gemiye gelişmiş bir hidrodinamik şekil verip rüzgârın güç ve yönüne karşı gereğince donatmaktan başka bir şey düşünmemişlerdi   XIX  yüzyılın başlarında Çin, Hindistan ve Amerika ile ticaretin birden hızlanması, işlerin gidişine değişik bir yön verdi  Afyon, çay, altın ve buna benzer değerli ticaret mallarının, denizleri dolduran savaş gemileri yüzünden gideceği yere hızla taşınması, yani onlardan kaçırılması gerekiyordu  Böyle bir ihtiyaç baş gösterince Amerikalı mühendisler hiç bir dönemde benzeri görülmemiş güzellikte büyük ve hızlı yelken gemileri inşa ettiler  Bunlar boyları enlerinin 6-8 katı olan 6  5 m  yükseklikte, üç ya da beş yelken taşıyan dev gemilerdi  Great Republic (1853) 99 m  olup 5  800 metre karelik yelkenleriyle saatte 28 km  gidiyordu  Lightning (1855), saatte 34 km  yapıyordu  Buharlı gemiler bu hızı ancak 1885′te Etruria transatlantiği sayesinde aşabildiler 1849′daysa Hong-Kong’dan Londra’ya çayı, Avustralya dan tahılları ve Şili’den gübreleri, Avrupa’ya bu yelken gemileri taşıyordu   Armatörlerin cömertliğiyle kırbaçlanan deniz kurtlarının yönetimindeki bu mükemmel araçların karşısında buharlıların durumu güçsüz görünüyordu  Ama onlarında gittikçe gelişmekte, büyük tonajlara ve hıza uygun oldukları anlaşılmaktaydı  Buna karşılık yelkenliler mükemmelliklerinin doruğuna varmışlardı ve oradan öteye gitmeleri imkânsızdı  Yüzyılın ortalarına doğru gerçekleştirilen yeni bir gelişmeden her iki rakip de yararlandılar, ikisi de madenle inşa edilmeye başlandı  1838′in Great Western’i tahtadandı  Birkaç yıl sonra meydana getirilen Great Britain ve 1857′de çağın en büyük gemisi, ünlü Great Eastern demirden yapıldı  Bu gemi bugün bile muazzam bir tekne olarak kabul edilecek boydaydı  19  000 ton geliyor, 4  000 yolcu ve 6  000 ton yük taşıyordu  Boyu 211 metreydi  Beş bacası ve altı  yelken direği vardı  Çarklarının çapıysa 17 m  olup her biri 185 ton geliyordu  Makine ve yelkenlerinin yardımıyla saatte 24 km  hızla gitmekteydi  Bu mükemmellik yine de armatörlerini iflâstan kurtaramadı  Çünkü araç çağına göre çok ileriydi  Her seferinde 4  000 yolcu bulması imkânsızdı  Taşıdığı yüke gelince yelkenliler hem onun kadar hızlı hem de daha ucuzdular  Sözün kısası, 1850 yıllarında yelkenlilerin toplam tonajı 10  000  000 ton olduğu halde buharlınınki 750  000′di  Yani yüzde 40′a karşı yüzde 3 oran, 1870′te yüzde 16′ya karşı 3′e, 1885′teyse 1′e karşı Ve düştü  Rekabet uzun sürmüş ve yelkenlinin gözden düşüşü ancak 1870′ten sonra olmuştu  Bunun nedeni de yeni bir elemanın Watt makinesinin lehine işe karışmış olmasıydı: Pervane icat edilmişti   | 
|   | 
|  | 
|  |