Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gizli, yahudiler

Gizli Yahudiler

Eski 09-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gizli Yahudiler




Sabatay Sevi ve Sabataycılar hakkındaki mitler ve gerçekler
Sabatayistler hakkında en bilimsel kitabın yazarı, Harvard’da doktorasını bu konuda hazırlayan Cengiz Şişman, Sabataycıların Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin seçkinleri arasında yer aldıklarını ama bir birlik oluşturmadıklarını söylüyor Cumhuriyet kurulduğunda çoğu yeni toplumun modern ve seküler bireyleri olmayı tercih edip geleneklerini yeni kuşaklara aktarmamaya karar vermiş

Bir dönem Türkiye’nin üzerinde Sabatayizm hayaleti dolaşıyordu Telefon rehberlerine benzer soyisim katalogları hazırlanıyor, sonra da insanlar magazin basınına rahmet okutan bir tarzda Sabatayist ilan ediliyordu Piyasa Sabatayistlerin Türkiye’nin başına gelen her şeyin sorumlusu olduğu iddiasındaki kitaplarla dolmuştu Birbirlerinin taklidi olmaktan öteye gidemeyen bir sürü yazar neredeyse aynı anda yüzlerce yıllık hain bir komplodan bahsetmeye başlamıştı

Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayınSabatayizm ve Yahudilik meselesine akademik bir açıdan yaklaşan Cengiz Şişman bu kalabalık içerisinde dikkat çeken bir isim Harvard Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doktora aaaini Sabatay Sevi hakkında veren Şişman, dönemle ve Sabataycılıkla ilgili birçok kaynağı ilk elden incelemiş Sabataycılık konusunda yapılan tartışmalara aşina olanlar bunun çok alışılmış bir şey olmadığını takdir edeceklerdir Şişman’ın Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın isimli kitabının genişletilmiş ikinci baskısı yakında çıkıyor Şişman’la Sabataycılık tarihinden İsrail’in tuhaf yatak arkadaşlıklarına kadar birçok konu hakkında konuştuk

Kitabınızı yazdıktan sonra ne tür tepkiler aldınız?
Tepki meselesi karışık Akademik camiadan ve belli bir bilimsel hassasiyeti olan çevrelerden çok olumlu tepkiler aldım Olumsuz eleştirilerse daha çok internet üzerinde yazan ve isimlerini kullanmayan bir takım yazarlardan geldi Çünkü kitabımda onların söylediklerine ters şeyler söyleniyor Mesela onlar “Sabatayistler herşeyi yönetiyor” diyorlar Ben de “Hayır, o kadar değil” diyorum

O kadar da değil derken
Bunların tabii ki bir etkileri vardı ve halen de var Çünkü Osmanlı’nın son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin milliyetçi ve seküler kimliğinin oluşmasında etkili olmuşlar Ama bu durum Sabatayist kimliklerinden dolayı değil Bu insanların çoğu iyi eğitimli, şehirli ve uluslararası ticaret kurallarını biliyor Modernleşmeci, Aydınlanmacı bazen de pozitivist yaklaşımlara sahipler Etkileri bu yüzden Ben bu insanlara Sabatayist değil Sabatayist kökenli demeyi tercih ediyorum O eski abartmaların ve sansasyonel iddiaların temelsiz ve spekülatif olduğunu gösterince epeyce eleştirildim tabii ki Kitabımda Mehmet Şevket Eygi, Abdurrahman Dilipak, Yalçın Küçük ve Soner Yalçın gibi isimlere somut eleştiriler yönelttim

Nedir bu eleştiriler?
İlk olarak bilimsel bir eser yazılırken temkinlilik şart Bir konuda sonuca varmanız için konuyla ilgili eldeki birincil ve ikincil kaynakları görmeniz gerekir Benim çalışmalarımda yüzlerce farklı kaynak var Eğer o kaynaklar eksikse temkinli konuşmalısınız İkincisi “sebep-sonuç” ilişkilerini iyi kurmanız gerekir Bu yazarlarsa çok rahat ve aaafi sebep sonuç ilişkilerine gidebiliyorlar Kitabımda hem onların söylediklerine hem de metedolojilerine eleştiride bulundum Ama onlardan şimdiye kadar bir tepki almadım Açıkçası tepkilerini de merak ediyorum

Kitabınızı okurken Yalçın Küçük’ü diğerlerinden farklı bir yere koyduğunuz izlenimini edindim
Yalçın Küçük teorik düşünen ve köken itibariyle de akademik birisi Ama bence teorik düşünmesine ve aklına aşırı güveniyor Eğer her konuda otorite olmaya çalışırsanız hiçbir konuda otorite olamazsınız Bilimde akla ve akıl yürütmeye aşırı güven çoğunlukla yanlışa götürür Akıl yürütme diyalektik bir biçimde bilgiyle desteklenmeli Bence hoca bunu yapmıyor ve dahası yazdıklarıyla konuşmalarına baktığımda Yalçın Hoca’nın okumadığını düşünüyorum Zaten sistematik olmayan kitaplarının pek çoğunda en büyük kaynağı gazete kupürleri Ama gazete okumak ve her hangi bir konuda bir iki kitap okumak okumak değildir

Kitabınızda Mübadele’den sonra Sabataycıların bir cemaat olarak dağıldığını ileri sürüyorsunuz
Tabii Ben organize bir birlik olmadığını söyleyerek ve dini anlamda bir Sabataycı bilinç yoktur diyerek komplo teorilerinin zeminini ortadan kaldırıyorum Bu arada hâlâ inanan, bir şekilde varlığını sürdüren küçük oluşumların olduğunu kabul ediyorum Ama bu ayrı bir konu Şunu da belirtmek isterim ki inançlarını sürdürenlerin dahi Sabatayist teolojinin derinine inebildiklerini düşünmüyorum Çünkü Sabatayist gelenek uzun zaman önce büyük kırılmalara maruz kaldı Aslında daha da önemlisi, Sabataycılara ait bir sermayede artık bitti Büyük zenginler yok artık Bezmenler mesela Cemaat kökenli insanları bireyselleşmeye götüren önemli etkenlerden birisi de sermayenin bitmesi

Bunu nereden çıkarıyorsunuz?
Türkiye’de yeni bir dönüşüm yaşanıyor Yeni bir muhafazakar sermaye ve sınıf ortaya çıkıyor ve “Beyaz Türkler” de diyebileceğimiz eski elit gücünü kaybediyor Eski elitin parçası olan Sabataycı kökenlileri insanların rollerinin önemsizleşmesinde bu sürecin de önemli olduğunu düşünüyorum

Soner Yalçın ve Yalçın Küçük Sabataycıların çeşitli İslami tarikatlara sızdıklarını ve buralarda faaliyet gösterdiklerini söylüyor Yani aynı aaaler bu kez de “Beyaz Müslüman” avına dönüşüyor
Soner Yalçın ilk kitabında yaptığı metodolojik ve pratik hataları daha vahimini ikinci kitabında tekrarlıyor Bir kere çok ciddi temel İslam ve Sufizm bilgileri eksiği var Ayrıca bir iki örnekten yola çıkarak genellemeler yapıyor Osmanlı’nın son döneminde yaklaşık 400 tekke var İstanbul’da Yalçın bu kalabalık içerisinden birkaç tekil örnek vermektedir Öte yandan Sabatayist kökenli insanlardan Melami, Bektaşi ya da Mevlevi olanlar vardır 19 Yüzyıla kadar bu doğrudur Ama bu tarihten sonra bu insanların çoğu Aydınlanmadan etkilenmiş ve agnostik ya da ateist olmuştur

Bu tarikatlara girişi İslamcılaşma ya da İslamı değiştirmeye çalışmadan ziyade ortodoks İslamın etkilerinden korunmaya çalışma olarak yorumlamak mümkün mü?
Doğrudur ama bunu anlamak için asıl şekillenmenin olduğu 17 Yüzyıl sonuna ve 18 Yüzyıla bakmak gerekir Sabataycı kimliğin kendini yeniden nasıl inşa ettiğinin önemli yanıtlarından birisi bence Sufizmdedir 18-19 Yüzyıldaki Sabatayist kimliği anlamada “heterodoks” sufi tarikatlar kilittir Bunun en önemli nedeni söz konusu tarikatların Sabataycılara daha hoşgörülü bir yaşam biçimi sunmasıdır İkinci olarak Sabatayizm mistik ve mesihçi bir harekettir ve sufizmdeki yanılmaz/kurtarıcı şeyh fikri Sabatayizmdeki mesih fikrine çok benzer Bir başka neden de teorik ve pratik olarak İslam sufizmi Yahudi Kabalasından daha zengindir Bunlar Sabatayistlere ilgi çekici gelmiştir Ama sufileşme 19 Yüzyıla kadar devam eden bir süreçtir ve burada “İslamın Yahudileştirilmesi”nden bahsedemeyiz Kaldı ki zaten Sabataycılık teolojik anlamda Yahudilikten, en az Hıristiyanlık kadar farklıdır

Aslında politik bir tartışmaya bilimsel verilerle müdahalede bulunuyorsunuz Peki, komplo teorisyenlerinin pek sevdiği ifadeyle, gerçek sizi özgürleştirdi mi? Kitabınız Sabataycılık tartışmalarına vermesini istediğiniz yönü verdi mi?
Bu çok önemsediğim bir konu Bence gerçek bizi özgürleştirmez ama özgürleşme fırsatı verir Ben bu fırsatı verdiğimi ve verebileceğimi düşünüyorum Ama bu fırsat kullanılır mı ya da nasıl kullanılır, ondan emin değilim Araştırmaya başladığım ilk on yıl boyunca hiç konuşmadım Çünkü bu kadar politik bir tartışmada, ne söylersem söyleyeyim, herkesin kendi işine gelen tarafı alacağını ve kullanacağını biliyordum Benim bütün amacım bu verileri daha sağlıklı ve daha bilimsel bir zeminde tartışmak Bu konuda gelen tepkiler tahmin ettiğiniz gibi olmuyor çünkü böylesi bir konuda metin hemen yazarından bağımsızlaşabiliyor

Örneğin İzmir’de Sabatay Sevi’nin kullandığı iddia edilen bir evin yeniden restore edilmesiyle ilgili bir çalışmanızdan dolayı “Sabetayist” diye nitelendirilmiştiniz
Orada Sabatayist oldum, başka yerde Fethullahçı oldum bir başka yerde Hahambaşılık beni ABD’ye okumaya gönderdi falan Hatta iş internette benim tarafımdan düzenlendiği iddia edilen sahte Sabatayist listeleri dolaştırmaya kadar vardı İşte bütün bu nedenlerden dolayı yaptığım çalışmanın bütün bu tartışmaları bitireceğini düşünmüyorum Ama yine de bu konuyla ilgili sağlıklı bilgiyi sunmam gerekiyor Bunu alacak olan insanlar olduğuna inanıyorum Bu konuda Sabatayist kökenli insanlardan bile olumsuz tepkiler alıyorum Çalışmamı beğeniyorlar ama onlar bu konunun artık kapatılmasından yanalar Ben de onlara bu konu siz istemeseniz bile tartışılıyor, en azından bilimsel bir biçimde tartışılmasını sağlamaya çalışalım diyorum Yani gözümüzü kapadığımızda o şey yok olmuyor

Kitabınızda Sabataycılık tartışmalarının 19 Yüzyılda, Cumhuriyetin kuruluşunun hemen ardından ve 90’lardan sonra alevlendiğini öne sürüyorsunuz Bu dönemlerin özellikleri neler?
Tartışma hiçbir zaman bitmiyor ama bu dönemlerde alevleniyor Olayın içsel ve dışsal olmak üzere iki boyutu olmuş her zaman Bu dönemlerde her iki boyut çakışıyor İlk dönemde Sabataycılar Aydınlanma ve moderniteyle karşılaşıyor Selanik batılılaşma rüzgarlarının en önce ve en güçlü hissedildiği yer Bu cereyanların etkisine kapılan Sabataycılar eski geleneklerinden arınmaya çalışıyorlar Mesih beklentisinin ve diğer doğmalarının Aydınlanmacı fikirlere karşı dayanmasının imkanı yok Bu dönemin dışsal faktörüne baktığımızda da Osmanlı’nın bir sistem krizi yaşadığı ve Avrupa ile ilişkilerinin çok karmaşık olduğu dönemler Ve bunun neticesinde de 1908 Devrimi’ne giden süreç 1923’teki kırılmanın içsel nedeniyse geleneksel cemaatin sona ermesi Bu dönemde eski fikirlerle geleneksel cemaat korunamıyor İnsanlar bireyselleşmiş, Aydınlanmış ve artık eski fikirlere inanmıyorlar Bu insanlar hem kendi geleneksel düşüncelerinin hem de geleneksel İslami toplumun baskısı altındalar Cumhuriyet onlara iki baskıdan da kurtulma imkânı sağlıyor Bu yüzden çoğu yeni toplumun modern ve seküler bireyleri olmayı tercih ediyorlar Hatta büyük çoğunluğu geleneklerini yeni kuşaklara aktarmama kararı alıyor Kuşkusuz bu karar herkesi bağlamamıştır ve küçük bir kısım insan yoluna devam etmeyi seçmiştir Ama büyük çoğunluğu bu karara uyuyor Nitekim günümüzde Sabatayist kökenli insanlar arasında konu hakkındaki bilgisizliğin en önemli nedenlerinden birisi bu karardır Bu dönemdeki içsel kırılmayı sağlayan şey de budur Dışsal kırılmanın sebebini açıklamaya gerek yok Cumhuriyet kurulmuş ve Türk toplumu büyük bir değişiklik içinde zaten

Peki burada mübadeleyi de bir dışsal faktör sayabilir miyiz? Bu dönemde alevlenen tartışmalar mal paylaşımından daha fazla pay almak isteyenler tarafından kışkırtılmış olabilir mi?
Tabii ki Buradaki tartışmaların paylaşımla ilgili ekonomik nedenleri de var Aslında tartışma ilk kez Selanik’te başlıyor Buradaki bir grup Sabatayist kökenli insan Yunan hükümetine “Biz aslında Türk kökenli değiliz ve burada kalmak istiyoruz”diyor Ama Yunanlılar da yeni bir milli devlet kurduklarından dolayı orasını Yunanlaştırmayı amaçlıyorlar ve bu ve benzeri istekleri reddediyorlar Buraya gelindiğindeyse mal dağılımı esnasında bir takım iç tartışmalar oluyor Türkler Sabatayist kökenli insanları eleştirerek daha fazla mal almak istiyorlar 1924-27 arasındaki gazetelerde konuyla ilgili çok büyük tartışmalar var 90’lara gelindiğinde Türkiye’de tekrar büyük bir toplumsal dönüşüm yaşanıyor Siyasal İslam’ın parlamenter yolla iktidara gelmesi söz konusu Bu büyük bir dönüşümdür ve bu dönüşüm sırasında da, yeni elitle eski elitin bir mücadelesi var Sabatayist kökenliler eski elitin bir kısmını oluşturduğundan, yeni oluşum kendisine bir kimlik imâl ederken Sabatayizm tartışmasını alevlendiriyor Burada Sabatayizmin gerçekten organize ve büyük bir güç olması gerekmiyor Sembolik önemi var ve yeni sınıfın kimlik oluşumu daha tamamlanmadığı için de bu önemini sürdürmeye devam edecektir

Sabatayistler ve “Gizli Yahudiler” saplantısı sadece Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya has bir hastalık mı? Dünyanın geri kalanı ne durumda?
Meseleyi Batı’da ve İsrail’de diye ikiye ayırmak lazım İsrail’de Sabataycılığa yönelik bir ilgi var Onlar Sabataycılığı Yahudi milliyetçiliğiyle birlikte düşünüyorlar Siyonist tarihçilik konuya özel bir ilgi gösteriyor Onlara göre Sabatay Sevi “kutsal topraklara” gitmeyi hedefleyen ilk Yahudi milliyetçisi Bunun dışında dünya çapında da Sabatayizme yönelik bilimsel bir ilgi var Çünkü mesihçilik genel dinler tarihin çok önemli bir konusu ve Sabataycılık, Hristiyanlıktan sonra, tarihteki en büyük mesihçi hareket Ama Gizli Yahudilik meselesine gelirsek, burada farklı bir ilgi var Dünyada komploculuk çok yaygın ve ABD’de bunu çok rahat gözlemlemek mümkün

Türkiye’dekine oranlarsak
Aynı derecede yüksek ABD’nin, İncil Kuşağı denilen güney ve orta bölgelerinde Yahudi düşmanı komplo teorileri çok yaygın Paradoksal olarak, buralarda antisemitizmin yanı sıra, Evanjelizmden dolayı, bir İsrail’i destekleme tutumu da mevcut Amaç aslında İsrail’i desteklemek değil, kendi dini inançlarına hizmet etmek Evanjeliklere göre mesihin gelmesinin önşartı tüm Yahudilerin vaat edilmiş topraklara dönmesi Yani masum olmayan bu desteğin altında ince bir antisemitizm yatıyor Ama bu durum iki tarafında işine geldiği için hem Evanjelikler hem de İsrail tarafından kullanılıyor İngilizce bir tabirle bu durumu “tuhaf bir yatak arkadaşlığı” diye niteleyebiliriz

İsrail’in diğer komplo teorileriyle de tuhaf arkadaşlıkları var mı?
Sanırım var Olduğundan daha fazla ve güçlü görünmek İsrail’in işine gelen bir şey Yani “her şeye muktedir Yahudi” fikri reel politik açıdan faydalı bile Bu kısa vadede istenmeyen bir şey olamaz Yahudilerin bu tutumu desteklemeleri, hatta buna malzeme sunmaları, -mesela kendileri hakkında tarih boyunca yaptıkları “güçlü” “dayanışan,” “seçilmiş” ya da “saf kan” argümanları- tuhaf bir biçimde daha sonra antisemitikler tarafından kullanılmış Çok paradoksal gelebilir belki ama buna tersten Yahudi antisemitizmi demek bile mümkün
(Haluk Hepkon)

Linklerimizi üyelerimiz görebilir Uslanmam üyeliği için tıklayın

Yazar : Cengiz Şişman
Yayınevi : Aşina Kitapları
Etiket Fiyatı : 13,00 YTL

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.