|  | Asad'ın Öyküsü |  | 
|  05-04-2009 | #1 | 
| 
siLveRghoSt
 |   Asad'ın Öyküsü Asad'ın Öyküsü Faslı genç kızın babası bir iplik eğiricisi idi  İşleri iyi gittiğinden Akdeniz yolcuğuna çıkarken kızını da yanında götürmüştü  İplikleri satmak istiyordu , kızına da kendisine iyi bir koca olabilecek bir koca aramasını söylemişti  Ancak Mısır yakınlarında çıkan bir fırtına geminin batmasına neden oldu , baba öldü , kız ise karaya savruldu  Perişan ve bitkin , önceki hayalini hayal meyal hatırlar bir halde kumların üzerinde yürüdü , ta ki dokumacı bir aile ile karşılana dek  Onu aralarına alıp kumaş dokumayı öğrettiler  Nihayet mutlu olmuştu  Ancak bir kaç yıl sonra Doğu’dan İstanbul’a doğru yol alan köle tacirleri onu kıyıda yakalayıp köle pazarına götürdüler  Gemilere direkler yapan bir adam işinde kendisine yardım edecek köleler satın almak için pazara gitmişti , kızı fark ettiğinde acıyıp onu satın aldı ve karısına hizmet etmesi için eve götürdü   Ancak korsanlar yatırım yaptığı yük gemisini çalınca , adam başka köle alamadı  Kız , adam ve eşi tüm direkleri kendi kendilerine yapmak zorundaydılar  Kız dürüstçe ve çok çalışıyordu  Adam kızın çok yetenekli olduğunu düşündüğü için en sonunda ona özgürlüğünü bağışlayıp iş ortağı yaptı  Bu , kızın çok hoşuna gitmişti  Bir gün adam , ondan yaptıkları direkleri Cava’ ya götürürken eşlik etmesini istedi  Kız kabul etti , ancak gemi Çin kıyılarının açıklarında tayfuna yakalandı  Kız yine garip bir kıyıdaydı ve yine kaderine lanet ediyordu  “ Neden hep bu kötü şeyler benim başıma geliyor ? “ diye soruyordu  Hiç cevap yoktu  Kumların üzerinden kalkıp kıyıdan içerilere doğru yürümeye başladı  Çin’ de , yabancı bir kadının ortaya çıkıp imparator için bir çadır yapacağına dair bir efsane vardı  Hiç kimse nasıl çadır yapılacağını bilmediği için, bütün halk ve birbirini izleyen tüm imparatorlar bu kehanetin sonucunu merak ediyorlardı   İmparator , tüm yabancı kadınları saraya getirmeleri için her şehre yılda bir kez ajanlarını gönderiyordu  Sırası gelince kazazede kız da imparatorun huzuruna çıktı , imparator bir tercüman aracılığıyla ona çadır yapıp yapamayacağını sordu  “ Sanırım yapabilirim “ dedi kız  Bir ip istedi ancak Çinlilerde ip yoktu  Bunun üzerine bir iplik eğiricisinin kızı olduğunu hatırlayarak ipek isteyip iplik eğirdi  Kalın bez istedi , ancak Çinlilerde kalın bez yoktu , bu yüzden dokumacıların arasında geçen hayatını hatırlayarak çadır için kullanılan türden bir bez dokudu  Çadır direği istedi , ancak Çinlilerde hiç yoktu , bu yüzden direk yapan adamdan öğrendiklerini hatırlayarak çadır direkleri yaptı  Bütün herşeyi hazırladığında , hayatı boyunca görmüş olduğu tüm çadırları elinden geldiğince hatırlamaya çalıştı  En sonunda çadır yaptı  Buna hayran kalan ve eski kehanetin gerçekleşmesinden çok etkilenen imparator , kızın tüm dileklerini yerine getirdi  Kız yakışıklı bir prensle evlendi, çocukları ile birlikte Çin’ de kaldı ve mutlu bir yaşam sürdü  Yaşadığı şeyler o anda berbat görünmüş olsa bile , sonuçta mutluluğunu bunlara borçlu olduğunu anlamıştı … | 
|   | 
|  | 
|  |