Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hukuku, roma

Roma Hukuku

Eski 12-03-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Roma Hukuku







Cumhuriyet Döneminde tarfların anlaşmasından doğan ve yalnız onları bağlayan kaideye “Lex” adı verilirdi Günümüzde kullanıdığımız kanun terimini Roma’da lex publica yani halkın muhatap olduğu kaide terimi karşılıyordu


İki çeşit lex publica vardı

a) Lex Data; Halk meclisinin verdiği yetkiye dayanarak senatus veya bir magistra’nın çıkardığı, idare işleri için yapılan, yönetim ile ilgili kanunlardı Bunları bir eyaletin işlerini veya Roma’nın idaresi için çıkarılmışlardı Bu kanunlar, diğerlerine nispeten daha eski zamanlardan beri varlardı


b) Lex Rogata; Magistranın teklifi ile halk meclisi tarafından onaylanan ve halkın tamamının tabi olduğu kurallardı


Lex publica; iki taraflı bir anlaşma gibiydi;
Magistranın teklifi; rogat
Halkın kabulü; iubet
Ayrıca bunların dışında senatus’un da kanunu tasdik etmesi gerekiyordu

Lexlerin yapılışı:,



Öncelikle magistra bir kanun tasarısı hazırlardı; latio legisDaha sonra magistra bu bu tasarının ilan edilmesini temin ederdi; promulgatioBu işlem, tasarı hakkında oy verecek kişilerin öğrenmesini temin için tahta levhalar üzerine yazılır ve Roma’nın büyük bir meydanına asılırdıBu sırada kanun teklifinin oylanacağı gün de açıklanırdıOylama gününde tasarı aleyhine veya lehine konuşmalar olmaz, müzakere yapılmazdı Toplantı sadece oylama amacıyla yapılırdı Oylama gününde tasarıda herhangi bir değişiklik yapılması mümkün değildi Tasarıda değişiklik sadece magistra’nın isteği ile yapılabilirdiİlan edilen günde oy verme hakkı olan vatandaşların fikri sorulurdu; rogatio
İlk zamanlarda oy gizli olarak verilirdi ve o sırada tutanağa geçirilirdi2 üzyılın başından itibaren yazılı ve gizli oy usulü getirildiToplantıya katılanlar oylarını küçük bir levhaya yazarlardı Burada kullanılan kelimeler; “istediğin gibi olsun” manasında uti rogas ve “eskisi gibi kalsın” manasında antiquo şeklindeydiOylar sıraya girilerek sepetlere atılır ve daha sonra sayılrıdır; diribitioNetice bir görevli tarafından açıklanırdı; renuntiatio
Son olarak, kabul dilen kanunlar bazen toplumun da öğrenmesi için ilan edlirdi; publicatio

Kanunlar, teklifi yapan magistra veya magistraların adıyla anılırdı Örneğin Lex Aquilia; tribunus olan Aquilius’un teklifiyle concilia plebis tarafından çıkarılmış olan, başkasının malına verilen zararlar hakkında bir kanundu
* Lex’ler yaptırımları (sanctiones) bakımından üç türlüydü;
a) Lex Perfecta “Tam, mükemmel kanun” anlamına gelen bu kanunlarda, yasaya aykırı yapılan işlemler geçersiz-batıl sayılırdı
b) Lex Quam Minus Perfecta Türkçe’ye çevrimi pek uygun düşmeyecek şekilde “mükemmel olmayan, mükemmelden eksik” ya da “tam olmayan, teknik olarak eksik” kanunlarda; yapılan yasaya aykırı muameleler geçersiz sayılmazdı fakat mualemeyi yapan cezalandırılırdı
c) Lex imperfecta “müeyyidesiz kanun” muameleyi yasaklamasına rağmen bu yasaya aykırı hareket edenlere herhangi bir yaptırım uygulanmazdı Bunlar genelde dinle ilgili olan ve sonucu vicdana bırakılan konulardı İstisnai kurallardı çünkü cezası olmayan yasa teknik olarak eksiktir


2 CUMHURİYET DÖNEMİ MAGISTRALARINI SAYINIZ CONSUL, AEDILIS CURILIS VE TRIBUNUS PLEBIS’ İ İZAH EDİNİZ


Magistra ’lar; devletin icra organı olarak faaliyet gösteren yüksek dereceli memurlardır Fakat günümüz anlamında memur değillerdir zira magistralar yaptıkları iş için ücret almaz hatta görevlerinin gerektirdiği masrafları bizzat yapardı Çünkü bu onun için bir onurdu ve bu işin para karşılığında yapılması yakışıksız kalırdı
Cumhuriyet Döneminde; krallık idaresi yıkıldıktan sonra devletin işlerini görmek için pek çok magistralık ihdas edildiği görülmektedir

Bu dönemdeki magistralar;



aConsul
bDictator
cPraetor
dCensor
eQuaestor
fAedilis Curulis
gTribunus Plebis


Bu magistralık makamlarının her birini, birden fazla magistra işgal etmekteydi Bunların her birinin görevleri ve yetkileri birbirinin aynısı idi


CONSUL


Cumhuriyet Döneminde artık halk Krallık Dönemi’nde olduğu gibi tek kişi tarafından yönetilmiyordu Rex yerine consul denilen bir tür magistra makamı oluşturulmuştu Bu makam, Halk Meclisi tarafından seçilmiş tamamen aynı yetkilere sahip iki kişiden oluşuyordu


Consuller imperium yetkisine sahiplerdi Bütün devlet işlerini yürütür ayrıca orduyu kumanda ederlerdi Aynı zamanda en yüksek yargılama organı idiler Özel hukuk alanındaki olaylarda uygulanacak hukuk belirlemek bakımından görevleri günümüzdeki hakimlere benzerdi Consullerin doğrudan kanun yapma yetkileri yoktu fakat kanun teklif etme yetkisi vardı Tek başına yasama yapamazdı fakat yasama yetkisine sahipti Consullerin görevleri arasında hazineyi idare etmenin yanı sıra halk meclisleri ve senatus’u toplantıya çağırmak, toplantılara başkanlık etmek, kanun tasarılarını meclise arzetmek gibi görevleri vardı
Consuller, yaptıkları işleri beyanname ile bildirir, isterlerse bunu değiştirebilirlerdi
Consuller önceleri devlet işlerini beraber yürütürken, zaman içinde Romanın büyümesi ve işlerin artması ile aralarında bir iş bölümü yapmaya başladılar Bir consulun aldığı kararın diğer consul tarafından onaylanmaması halinde, kararı beğenmeyen consul, intercessio – veto hakkına sahipti İki adet consul olduğundan dolayı oylama imkanının olmaması nedeniyle aynı karara varılmaması halinde bir risk doğuyordu Veto hakkı; magistraların birbirlerinin faaliyetlerin sınırlamalarının tek yoluyduZaman içinde özellikle devlet işlerinin iki kişi tarafından yönetilemeyecek kadar artması; bazı iş alanlarında yönetme yetkisinin başka kişilere verilmesi zorunluluğunun ortaya çıkması sonucu Praetor ve Censor gibi yeni magistra makamları kuruldu ve yukarda sayılan görevlein bir kısmı bu makamlara devredildi


Consuller toplumda saygınlık kazanmış ve güvenilen kişilerdi Seçilecek kişiye verilen büyük yetkilerin ve otoritenin kötüye kullanılmayacağı fikri olması gerekliydi Cumhuriyetin ilk dönemlerinde; Patrici-Plebs ayrımı olan dönemlerde magistralar sadece patrici sınıfından seçilirken, bu mücadele bittikten sonra pleblere de hukuken consul olma yolu açıldı Fakat buna rağmen aslında magistra olmak için sıradan bir Roma vatandaşı olmak yeterli değildi Genelde nüfuzlu, saygı gören, senatus veya şövalye sınıfına mensup ve belli zenginliğe sahip Romalılar bu devlet hizmetini yapmaya uygun görülürlerdi Ailesi içinde daha önce magistralık yapmış olanların seçilme şansı daha fazlaydıİktidarı fiilen ellerinde tutan bu magistraların görev süreleri bir yıldı ve bu süre sonunda sıradan birer Roma vatandaşı gelirler ve iktidarları boyunca yapmış oldukları işlerden sorumlu tutulabilirlerdi


TRIBINUS PLEBIS


Bu tribunus; Cumhuriyetin ilk asırları boyunca sürmüş olan patricius-plebs sınıflarının mücadelesi sonunda ortaya çıkmış bir magistralıktırPatricius: Roma’da aynı soydan geldiklerine inanan, toplumsal, ekonomik ve dini açıdan bağımsız birliklere verilen isim
Pleb: Merkezde değil, deniz kıyısı ve sınırlarda yaşayan, merkeze fazla sokulmayan, zanaat ve çiftçilikle uğraşan, yönetilen sınıfa verilen isimBunlar Patcicius’a bağlı olmayan özgür topluluklardı

Plebler, ancak Cumhuriyetin başından sonra Roma vatandaşı olmuşlardı fakat gene de hakları çok azdı Cumhuriyet Döneminin ilk seneleirnde sürekli savaşan Roma’da bütün zarar sınırlarda yaşayan Plebler’e geliyor, toprakları harap oluyor, savaş kazanılsa dahi, kendilerine ager publicus dan hisse verilmiyordu Bunun nedeni, yeni elde edilen toprakları vatandaşlara dağıtanların çoğu gibi patricileri temsil eden bir magistra olmasıydı
494 yılında Plebler ayaklandılar Roma’nın hemen yakınında, Mons Sacer tepesinin üzerinde yeni bir devlet kurmaya giriştiler Aslında amaçları Roma ile anlaşmaktı Patriciler, bu devletin kurulmalarının kendileri için zararlı olduğunu düşündüklerinden anlaşmaya yanaştılarBu anlaşmaya göre Patriciler hiçbir avantajlarını kaybetmiyorlardı ancak Pleblerin bir reisi olacak ve onların Roma içindeki menfaatlerini koruyacaktı Bir nevi Plebs Magistrası olan bu kişi; Tribunus Plebis’dir


Plebleri, Patriciusların keyfi davranışlarına karşı korumak amacıyla getirilmiş olan bu makam, imprium ’u bulunmamasına rağmen temsil ettiği Plebs sınıfının menfaatine aykırı bir şey görürse bunu veto edebilirdi Magistraların sahip oldukları bu veto yetkisi onlara sanılandan çok daha büyük bir kuvvet vermişti Bu yetki ile isterlerse bütün devlet mekanizmasının işleyişini durdurabiliyorlardı


Tribunus Plebis’in dokunulmazlığı vardı ve buna tecavüz edenler idama mahkum olurlardı
Pleb Magistraları ‘nın kuvveti gittikçe arttı ve iki sınıfın haklarının eşit hale gelmesinde en büyük rolü oynadı Bu makam ayrıca kuruluş amacını da aşarak Roma vatandaşlarının tamamını ilgilendiren konularda birebir etkili oldu


AEDILIS CURILIS


Gene consul’ lerin görevini azaltmak amacıyla, önceleri patrici sınıfından seçilen, görev süreleri bir yıllık olan iki kişilik küçük bir magistra makamıydı
Bu magistralar şehrin asayişini ve çarşı pazarda düzeni sağlarlardı Çarşı pazar alışverişlerinden doğan ihtilaflara bakarlardı Roma için erzak temini ile de görevliydiler ve imperium yetkileri yoktu Bunla bir nevi günümüzdeki belediye zabıtası görevini yaparlardı
365 senesinde Plebler de seçilme hakkına sahip oldular Uzun süre; bir sene her ikisi pleblerden, diğer sene her ikisi patricilerden seçilerek görev yaptı


3 PREATOR KİMDİR, YETKİLERİ NELERDİR? HUKUK ALANINDAKİ FAALİYETLERİ VE USUL HUKUKU İLE İLGİLİ UYGULAMA ŞEKİLLERİNİ İZAH EDİNİZ


Roma’nın ekonomik yapısında meydana gelen değişikler, idareyi de zorlaştırması sonucu pek çok yeni magistralık ortaya çıkmıştı Toprakların genişlemesi, ticaret ve tarımın gelişmesi yani kısaca Roma’nın büyümesi, insanlar arasında hukuki ilişkilerin de gelişmesine İus Civile’nin yetersiz kalmasına neden oldu Küçük bir toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilen İus Civile, yeni ilikşkilerin gerektirdiği hukuk için yeterli kapasite de değildi Ayrıca genslerin iç hukukları dışında yabancılarla gelişen ticaretle birlikte yabancılarla da daha sık hukuki ilişkilere girişmek gerekmişti Consullerin görevleri arasında savaş döneminde orduyu kumanda etmek de vardı Cumhuriyet Döneminde çok sık yapılan savaşlar nedeniyle sık sık ülke idaresini bırakarak orduyu yönetmeye giden Consul’un yerine bakması için oluşturulan ve şehrin yargı işlerine bakan magistra Praetor’dür367 yılında kurulan Praetor makamı, hiyerarşik olarak Consullerin altında bulunuyordu
Consul de şehirde olmadığından Praetor her zaman şehirde bulunmak zorundaydı Bu nedenle Praetor Urbanus ismiyle anılırdı


İlk başlarda sadece Patrici sınıfından seçilen Praetor; Mö337’den itibaren Plebler arasıdan da seçilmeye başladı Sadece bir adet Praetor vardı 242 senesinde ikinci bir Praetorlük tahsis edildi Fonksiyonu aynı fakat yetki sahası farklıydı Praetor Peregrinus;( yabancılar praetoru) sadece yabancılar ve Romalılar arasındaki anlaşmazlıklara bakmakla görevliydi Praetorlerin sayısı zamanla onsekize kadar yükseldi, fakat faaliyetleri hiç değişmedi Tarihsel gelişim sürecinde hukuk yaratarak Roma hukunu değiştirmeyi ve geliştirmeyi başaranlar şehir Praetorleri olmuşlardırPraetor ’ün görevi iurisdictio denilen yargı faaliyetiydi İurisdictio’ nun kelime anlamı “hukuku söylemek” di (ius dicere) Praetor; tarafların katılımı ile kendi seçtiği hakimin anlaşmazsızlıklara uygulayacağı kuralları belirlerdi Hakim; klasik devirde Praetor tarafından son şekli verilen yazılı dava programına uyarak davayı karara bağlardı


Praetor; kanun koyucu değildi Fakat zamanla ceza mahkemelerine başkanlık etmeye başladılar ve usul hukukunun gelişmesini sağladılar Usul hukuku konusunda etkileri ve katkıları çok fazlaydı Bu bağlamda Praetor Peregrinos ’ın Roma Hukukuna evrensel nitelikte kuralların girmesini sağlamalarını sayesinde olmuştur İus Civile, örf ve adetler ve 12 Levha Kanunu sadece Romalılar için oluşturulmuştu, onlara uygundu ve sadece onlara uygulanıyordu Başlangıçta sadece esir olarak gelen veya hakimiyete alınan yabancılar için bir hukuk yoktu Zamanla şehirde yabancıların yaşamaya başamaları ile bunun yansıması olarak praetor peregrinos oluşturuldu Bu praetor’un görev ve yetki alanlarıyla oluşan kurallara ius gentium denirdi(kavimler hukuku) Bu kurallar anlaşmazsızlığa düşenlerin yanında herkes için geçerli ve herkese uygulanabilecek nitelikte kurallardı Yabancılar praetoru, şehir praetoruna göre daha serbest hareket edebiliyordu Çünkü ius civile, teamül hukuku veyahut kanunlar yabancılar için geçerli değildi

Praetor urbanus ve praetor peregrinos; Roma Hukukunu zamanın ihtiyaçlarına uydurmak için yeni kurallar getirirken consilium’ ların etkisi bunda çok büyük olmuştur Consiliumlar, magistraların sıksık fikirlerini aldığı üyeleri bizzat praetorler tarafından seçilmiş, saygın, bilgili, güvenilen hukukçulardan oluşan bir danışma kuruludur Çünkü Preatorlar, günümüzdeki hakimler gibi değil, özel şahıslardı ve hukukçu değillerdi Yani Roma’da hakimin hukukçu olması gerekli değildi Aynı zamanda hakim bir devlet memuru da değildi Olayı çözerken hukuki bilgiye ihtiyaçları vardı Consilium, Roma devletinin bütün alanlarında görülmekteydi Praetor; bu kurulun fikirlerine bağlı değildi fakat genelde bu fikirlere uyardı ve bunlar zamanla kanun olurlardı Bu şekilde consilium’un ilmi görüşü ve praetor’un temsil ettiği devlet gücü birleşerek tatbikat için gerekli hukuk kuralları yaratılırdı Praetor’lerin ortaya çıkardığı hukuka ius praetorium veya ius honorarium denirdi


PRAETOR BEYANNAMESİ


Praetorlerin hukuk geliştirmelerinde edictum denilen beyannameleri önemli bir faktör olmuştur Göreve gelen praetor; görev süresi boyunca düzeni sağlamak üzere yargı işlerinin görülmesinde uyacağı programı ve prensipleri, yapacağı faaliyetleri bu edictumlarda ilan ederlerdi Bu beyannamelerde belirtilen prensip ve kurallar kanun niteliğinde değildi Bunlarda; praetor’ün bir yıllık görev süresi boyunca tanıyacağı dava hakları, defiler yer almaktaydı Praetorler yayınladıkları beyannamelere görev süreleri boyunca bağlı olacaklarını belirtmiş oluyorlardı Dava açmak isteyen kişiler, hem praetor önünde hem de dava açmak istedikleri kimselere karşı talep edeceklerini bu beyannamelerdeki esaslara dayandırıyorlardı

Genelde yeni gelen Praetorler, önceki praetorun beyannamesini kısmen değiştirerek ilan ediyordu fakat zamanla bu edictumlar belli bir şekil alarak hukuka yerleştiler Çünkü eski beyannamede yeralan esaslar yerleşmiş ve tatbikatta tutulmuş kurallardan meydana geldiği için çok defa muhafaza edilir veya ufak değişiklikler yapılırdı Bu şekilde hukuk kuralının ihtiyaçları derhal karşılanmış olurduHukukun beyannameler yoluyla düzenlenmesi yeni ihtiyaçlara daha uygundu Zaman içinde edictumun temelinin değiştirilmeyerek yeni praetorler tarafından da kabul edilerek bir gelenek haline gelmesi ile, değişmeyen, daimi beyanname manasında edictum perpetuum adını almıştır

Edictumlar hukuki devamlılığı sağladığı için çok başarılılardı Bu nedenle İus honorarium alanında çıkmış bazı müesseler daha sonra ius civile kapsamına alınmıştır
Zamanla edictum, praetorün yargı alanındaki faaliyeti sonucu ortaya çıkan tüm hukuk malzemesini, hukuki himaye vasıtalarını içeren bir hale geldi Bu şekilde hukukun kaynağı kanun olmakla beraber hukuk güvenliğini sağlayan özelliği ile edictumlar önemli bir hukuk ögesini temsil etmişlerdirBeyannamenin değişmez hale getirilmesi MS130 yılında İmparator Hadrianus’ un dönemin büyük hukukçularından Salvius Iulianus’ u, edictumu değişmeyecek hale getirmesiyle görevlendirmesi snonucu oldu

İmparator Hadrianus’ un bunu yapmaktaki amacı imparatorların mutlak iktidarlarının yanında bu iktidarla bağdaşması mümkün olmayan başka bir kaynaktan Praetor Hukuku’nun yaratılmasını önlemek istemesidir Salvius Iulianus’un bazı yerlerini çıkarıp bazı yenilikler yaparak tekrar düzenlediği edictum, senatus tarafından onaylanarak kullanılmaya başlandı Böylece hukukun gelişmesi, iktidarına dayanarak yeni kaideler koyan imparatorun eline geçmiş oldu Göreve gelen Praetorler değişmez hale getirilmiş beyannameyi aynen neşretmeye devam etmek zorundaydı Artık bu gelenek icabı olmuştu
Preatorların etkisi Principatus Döneminde azalmasına rağmen edictumlar çok ciddiye alınan bir kaynak olmuşlardır


PREATORUN ‘USUL HUKUKU’NA KATKILARI


Praetorler usul hukukunda yeni bir nizamın doğmasını sağlayan başlıca faktörlerden biri olmuşturPretorler, artık bir format olarak uygulanan hukuktu Praetor; bunu yumuşatarak uygulardı Örneğin hukuka uygun, hakkaniyete aykırı bir olayda, Preator; İus Civile’ye göre haklı olan davayı reddedebilirdi Ius civilenin dava hakkı tanımadığı durumlarda Praetor; haklı buluyorsa dava hakkı tanıyabilirdi Bunlara Praetor Davaları denirdiPraetor; İus Civile’ ye göre haklı olup da hakkını alamayan kişilere hakkını almasında yardımcı olurlardı

Örneğin davacı gelir, malın kendisine ait olduğunu söyler fakat karşı taraf malı vermez ise Praetor; davalının malı almasını sağlardıPraetor; Bir kimse korkutulmak suretiyle borçlandırılmış ise kendisine açılacak alacak davasına karşı exceptio metus-ikrah defi öne sürebilirdiPraetorelerin o dönemin ve günümüz hukukuna getirdikleri en önemli yenilik Def’iler – exceptiones dir Bunlar ilk defa formula usulünde ortaya çıkmış olan savunma imkanlardır Ius Civile’ ye göre davacı haklıysa, davalı mahkum olurdu, bunun ötesi yoktu Bu durum hakkaniyete aykırı olabiliyordu Bu nedenle Praetor tarafından zamanaşımı konusu hukuka getirilmiştir Davacı haklıda olsa davalıyı mahkumiyetten kurtarmak için atabileceği bir savunma türüydü Exceptione’ ler hukukta büyük bir yeniliktir ve günümüzde hala aynı şekilde kullanılırlar


İnterdictum; Praetor; bu himaye sayesinde haklı olana karşı kuvvet kullanılmasını yasak ederdi Bu Praetor tarafından verilmiş sözlü bir emirdi Taraflar arasındaki sorunu çözmek için bir önçözüm teklifiydi Praetor; dava sırasında davalıya birşeyi yapmasını emreder, davalı buna uyrasa dava biter, mahkum olmaz, fakat davacı gene de haklı olduğunu savunup bu emre uymazsa dava devam eder Zira sonucunda haksız olduğu ortaya çıkarsa, Praetor’ün emrine uymadığı için de ceza alırdı Bu yolla bazı olaylar hakim kararına gerek kalmadan çözülürdü ve actio açılmasına engel olurduStipulationes praetoriae (preator stipulatioları) Bunlar Praetor’ ün zorlamasıyla fertler arasında yapılan borçlandırma işlemleridir Genelde Praetor; bunları teminat amacıyla yaptırırdı


İn integrum restitutio (eski hale iade) Praetor’ ün yapılmış olan bir hukuki muamaleyi iptal ederek önceki durumu gerçekleştirmesini ifade ederÖrneğin; kendisine karşı yapılacak takibi neticesiz bırakmak için mallarını anlaşmalı olarak üçüncü bir kişiye devretmiş olan kişinin bu tasarrufu eski hale iade yoluyla iptal edilirdiMissio in Possessionem, bir kimsenin malları üzerindeki zilyetliğin bir başkasına verilmesidir Bu mal bazen Praetor’ ün izniyle satılabilir, bazen zaman aşımı gibi çeşitli nedenlerle bu işlem yapılabilirdiBunlar vasıtasıyla Praetorler özel hukukun bütün alanlarında yenilikler getirmişlerdir Ius Civile mülkiyeti yanında Praetor mülkiyetinin kabulü, rehin hakkının feri ayni hak olarak düzenlenmesi, ius civile mirasçılığı yanında Praetor mirasçılığı, zilyetliğin korunması bu yeniliklerden bazılarıdır


4 IUSTINIANUS’UN CORPUS IURUS CIVILIS ADINI TAŞIYAN HUKUK ESERİ NEDİR? HANGİ AMAÇLA VE NASIL HAZIRLANMIŞTIR? İÇERİĞİ VE NİTELİĞİ NEDİR?


Roma’da MS527-565 yılları arasında hüküm sürmüş olan İmparator İustinianus, Roma’nın Cumhuriyet Döneminde kalan gösterişli günlerini tekrar görmek istiyordu Rüşvet ve yolsuzlukları ortadan kaldırarak halkın kolayca ulaşabileceği bir adalet sistemi kurmak için çaba sarfetti Bu amaçlar ile yaptığı icraatlardan bazıları; İlk önemli reformu eyalet yöneticiliği makamının alınıp satılabilmesinin (suffragia) yasaklanmasıydı(MÖ535) Valilikler için önergeler çıkarıldı, defensor civitatis’in (halkı korumakla görevli memurlar) konumları güçlendirilerek yargı yetkileri, halkın valilik makamına çıkmasına gerek kalmayacak şekilde genişletildi Eyalet sistemi yeniden düzenlendi İustinianos; imparatorluğu sırasında bir çok köprü, büyük surlar, manastırlar, yetimhaneler, hanlar ve görkemli kiliseler yaptırdı; depremlerde yıkılan kentleri; örneğin 528’de Antiokheia (Antakya)’yı yeniden yaptırdı 532’de Nika ayaklanması sırasında yanan Ayasofya’yı olağanüstü boyutlarda yeniden yaptırarak 536′da ziyarete açtı

Böylece İmparator İustinianus İtalya’nın bazı bölgelerinde Bizans egemenliğini ve Yunan etkisini birkaç yüzyıl sürecek biçimde canlandırmıştırFakat İustinianus’un bizi ilgilendiren en önemli icraati Principatus Dönemi Roma Hukuku’nu canlandırıp yazmasıydıCorpus İuris Civilis; çağının toplumsal ve ekonomik gerçeklere uygun düşecek ve gereksinimlerini karşılayacak oranda değiştirerek yeniden geçerli olmasını sağlmak amacıyla İustinianus tarafınden derlenmiş bir hukuk eseridirKelime anlamı olarak Corpus İuris Civilis; corpus > tüm anlamında, iurishukuk, civiles sivil halk, Roma halkı Türkçesi “Yurttaşlar Hukuk Derlemesi”, “Şehir Devletinin Hukuku” veya “Roma Hukukunun Külliyatı” anlamlarına gelebilir


Corpus İuris Civilis’in Bölümleri;
Corpus İuris Civilis, dört önemli bölümden oluşur;


1 INSTITUTİONES (533)
2 DİGESTA (530-533)
3 CODEX I-II (529-534)
4 NOVELLAE (534-565)
1- INSTITUTİONES


Hukuk öğrenimi için bir öğrenci kitabı hazırlatmak amacıyla Constantinopolis Hukuk Mektebinden Profesör Theophilius ve Beyrut Hukuk mektebinden Dorotheus görevlendirilmiştir ve institutiones ortaya çıkmıştırInstitutiones , uygulanan Hukuk hakkında genel bilgi vermek, uygulanan hukukun anahatlarını belli bir düzen içinde saptamak amacıyla hazırlanmış bir giriş bölümüdür Tarih itibariyle digesta dan daha sonra yapılan ve 533 Yılında digesta ile birlikte yürürlüğe sokulan institutiones, kanun gücüne sahip bir ders kitabı niteliğindedirAslında hukuk öğretiminin asıl konusu digesta ve codex de toplanan malzemeydi fakat bu ikisi çok ağır ve ayrıntılılarla dolu olduklarından uygulanan hukukun temel kavram ve kurallarını anlamak bakımından elverişsizlerdiBu nedenle institutiones’un hazırlanması zorunluluğu duyulduİnstitutiones; dört kitaptan (liber) oluşmuştur Her kitap fasıllara (titulu), fasıllar ise paragraflara ayrılmaktaydı İlk paragrafa principium denmekteydi Institutiones’ I Harfiyle ya da Ins olarak kısaltırlıdı



2- DIGESTA


Corpus İuris Civilis’in; Roma Hukukunun Klasik Döneminde yetişmiş ve eser vermiş çok önemli hukukçuların eserlerinden parçalar alınarak belli bir sistem içinde derlenmiş 50 kitaptan oluşmuş bölümüdür Eserleri alınan hukukçular Klasik Dönemin en değerli, en seçme hukukçularıdır Böylece Digesta; milattan sonra ilk üç yüz yılda yaşamış olan Salvius Iulianus, Celsus, Marcellus, Paulus gibi Roma Hukukunun en büyük temsilcilerinin eserlerinin zamanımıza kadar saklanmasına yardımcı olmuşturYani Digesta; Corpus İuris Civilis’in hukuk bilimi ve hukuk tarihi açısından en değerli ve önemli bölümüdür
Digesta gene Profesör Theophilius’un başkanlığında on yedi kişilik bir kurul tarafından 530 ve 533 yılları arasıdan hazırlanmıştır

Digesta’nın hazırlanması çok zaman isteyen ve zor bir işti Binlerce kitap okuyarak Klasik Dönem hukukçularının tüm eselerinin araştırılması, işlenmesi, özetlenmesi ve önemli bulunan parçaların ayıklanması gerekiyorduDigesta, kanun niteliğindeydi fakat kanun gibi kullanılmaya çok elverişsizdi Çünkü toplanan belli olaylar için verilmiş kararları kapsıyordu ve yargıcın, elindeki somut bir olayı bulmak için digesta’ daki binlerce olayı gözden geçirmesi gerekiyorduZaten Digesta’nın kanun gibi uygulanma amacının yanı sıra , daha çok hukuk bilimine hizmet edecek nitelikte tasarlandığı görülmektedir İustinianus’un emirnamesiyle yayımlandıkları içini hukukçuların eserlerinden alınan parçalardaki hükümler kanun gücü kazanmışlardı Bu nedenle artık bu gibi hükümlerin hangi hukuçulara ait olduklarını saptamanın uygulama bakımından bir önemi kalmamıştı

Bu eserler derlenirken, “interpolatio” adı verilen değişiklikler yapılmıştı Bu değişikleri yapanlar compilatores (Derleyiciler) denilen kuruldu İnterpolatio; yani metin değişikliklerinin sebebi, bu eserlerin yapıldığı tarihlerin Digesta’ nın hazırlanmasından 4-5 asır kadar önce yazılmış olmalarındandır Derlemeciler, interpolatio ile zamanın sosyo-ekonomik, siyasi, dini ve kültürel durumlarına uygun hale getirmek için değişiklikler yapmışlardır Zaten digesta hazırlanırken ki amaç; bu Klasik Dönem eserlerini bize olduğu gibi ulaştırmak değil, Roma Hukukunda o konunun temel ilkesini ve mantığını bilimsel bir yaklaşımla anlatmaktır
Digesta; Roma Hukukunun özünü içerir fakat orijinal halini içermezdi
Digesta’ nın içerdiği 50 kitabın(libri) her biri tituli denilen fasıllara, fasıllar da fragmenta denilen parçalara ayrılmıştı Uzun parçalar ise paragraflar şeklinde dizilmişti İlk paragraf, institutiones’de olduğu gibi giriş-principium adını almaktadır Digesta; D Harfiyle kısaltılırdı


3- CODEX


Codex “İmparator Emirnameleri Derlemesi” anlamında kullanılıyordu Böyle bir derleme, daha önce 5yy başlarında İmparator IITheodosius’ un buyruğuyla İmparator Constantinus’ un tahta geçişinden (MS306) itibaren çıkarılmış ve on kitaplık bir derleme halinde yayımlanmıştı

Bu derleme, İmparator IITheodosius’ un bir emirnamesiyle yayımlandığından kanun gücündeydi ve “Codex Theodosianus” adını taşıyordu
İmparator IITheodosius’ un ardından gelen imparatorlarında pek çok emirnameleri olduğundan, İmparator İustinianus; MS528 yılında eski Codex’lerden de yararlanarak, onların hazırlanmasından bu yana çıkarılan tüm emirnameleri de ekleyip yeni bir İmparator Hukuk Derlemesi hazırlatmak amacıyla on kişilik bir kurulu görevlendirdi Bu eser 529 yılında yayımlandı ve esere Novus Institutiones’ Codex ; “İustinianus’un yeni codexi” deniyordu

Bu ilk Codex’in metni doğrudan elimize geçmemiştir çünkü bu Codex’ ten dört yıl sonra, Corpus İuris Civilis’ in diğer iki bölümü olan Digesta ve Institutiones’ in yayımlanması, İustinianus’ un bu süre içinde çıkardığı emirnamelerin de eklenmesini gerektirdi ve bu nedenle Codex, ekleri ve değişiklikleriyle 534 yılında yeniden yayımlandı
Gözden geçirilmiş ve yeniden ele alınmış bu Codex’e ise “Codex Institutiones Repetitae Praelectionis” (Institutiones’in ikinci codexi) ismi verildi Diğeri artık Codex Vetus (eski codex) olarak anılıyordu Bu Codex’e birçok yeni emrin dışında “Quinquaginta Decisiones” (Elli Karar) de eklenmişti Elli Karar, 530 yılında Digesta’ nın hazırlanmasında uygulanacak metot tespit edilirken yapılan çalışmalar sırasında yazılmış, elimize geçmeyen kararlardı ve tam olarak bilinmemekle birlikte kimlerin eserlerinden ne şekilde faydalanılacağı hakkında bilgi vermekteydi

Codex; İmparator Hadrianus’tan (MS117-138) İmparator İustinianus’ a kadar olan dönemde çıkarılan emirnameleri içeriyorduCodex, 12 kitaba, kitaplar fasıllara, fasıllar emirnamelere, uzun emirnameler de paragraflara bölünmüştü Birinci paragraftan önce gelen kısma principium denmekteydi Emirnamelerin başında, çıkarılan imparatorun adı, muhatabı ve yayın tarihi yer alıyordu Codex, C Harfiyle kısaltılıyordu


4- NOVELLAE


Bu kısımda ise İmparator İustinianus tarfından çıkarılmış emirnameler bulumaktaydı Novel, yeni anlamına geliyorduNovellae’ de özellikle miras hukuyla ilgili 165/168 hüküm bulunuyorduNovellae Corpus İuris Civilis’ e 16 yy’ da eklenmiştir
Bir kısmı Latince, bir kısmı Yunanca, bazı kısımlar ise iki dilden birden yazılmıştır
Novellae’ deki emirnamaler bablara (caput), bunlar da paragraflara ayrılmaktaydı Novellae, Nov olarak kısaltılırdı


Corpus İuris Civilis’ in Özellikleri


İmparator İustinianus’un Roma İmparatorluğu’ nun eski görkemli devirlerini geri getirmek amacının hukuk alanına yansıması olan Corpus İuris Civilis ile Roma Hukuku’nun gelişme süreci sona ermiştirDediğimiz gibi Corpus İuris Civilis Klasik Roma Hukuku’nu arı olarak içermiyordu Doğu Roma imparatorluğunun gereksinimlerine uydurulmak amacıyla değiştirilmiş ve düzeltilmiş bir hukuktuCorpus İuris Civilis’in içinde en başarılı olan kısım Codex’ti Codex’ deki her emirname, özel bir kanun olarak ayrıldıktan sonra her kanun, tarih sırasına göre dizilmiştir Özellikle Digesta ve Institutiones’ ise teknik açıdan Codex kadar başarılı değillerdi Birçok hukukçunun yüzlerce kitabını, binlerce parçalara ayırıp hukukun mantıki birliğini birarada tutarak farklı bir sistemde biraraya getirerek ve bunları interpolatio’ larla çok kısa bir sürede yeniden düzenlemek çok zor bir iştiBu nedene Digesta, yanlışlar, eksiklikler, çelişkiler içeriyorduGene de Digesta muazzam bir hukuk eseridir


Corpus İuris Civilis; Roma hukukunun düzeyini yükseltmiş değildir fakat Roma Hukuku’nun muhafaza edilmesinde büyük rol oynamıştır Amacı bu değildi fakat Roma Hukunun sonraki kuşaklara aktarılmasını ve günümüze kadar gelmesini, o dönemdeki insanların düşünce tarzlarını görmemiz açısından yararlı olmuştur Ayrıca Roma Hukuku’nun günümüzde ki pekçok devlet hukukunun özünü oluşturmasını sağlamıştır


Özü itibariyle başka bir (Klasik) devrin hukukunu gösteren Corpus İuris Civilis’ in bu niteliği, teoride uygulanmasını çok zorlaştımıştır Ayrıca Corpus İuris Civilis’ Latince kaleme alınmıştı fakat o dönemde mahkemelerde kullanılan dil Yunanca idi Özetlenmesi ve tercümesi yasak olan eser, bu nedenle hukuk reformu amacına ulaşamamıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.