|  | Korkunç Yıllar Özeti Cengiz Dağcı |  | 
|  04-28-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Korkunç Yıllar Özeti Cengiz DağcıRoman anlatılan olayların gerçekliğini okuyucuya veren bir önsöz ve daha sonra giriş bölümüyle başlar  Önsöz yayınevi sahibi tarafından, bu duyguyu okuyucuda uyandıracak şekilde samimi yazılmıştır  Yaşar Nâbi, roman müsveddelerinin eline nasıl geçtiğini ve romanın yazarı hakkında bazı malûmatı önsözde zikreder  Hemen ardından Cengiz isimli Kırımlı gencin (romanın yazarı) yazmış olduğu ve romanın kahramanı Sâdık Turanla tanışmaları ile, ondan hâtıralarını nasıl aldığını izah eden, tabii yine okuyucuda gerçeklik duygusunu besleyen bir giriş kısmından sonra romana, yani “Sâdık Turan’ın Hâtıralarına” geçilir  Eser hatırat mahiyetinde olduğundan, romanın kompozisyonu da buna uygun olarak düzenlenmiştir  Roman dokuz bölüme ayrılmış ve her bölümün başına geçmişteki hatıraların yazılmasından evvel, Sâdık Turan’ın hâldeki hâlet-i ruhiyesini aksettiren paragraflar konulmuştur  Hâtıralar Roma’da yazılmıştır  Bu münâsebetle, bölüm başlarındaki paragrafların muhtevası, Sâdık’ın Roma’daki hayatından meydana gelir  Böylece yaşanan an ile mazi birleştirilir  Kırım’da, Sâdık, Akmesçit’e bağlı Kızıltaş köyünde doğmuştur  Kızıltaş Karadeniz kıyısında şirin bîr köydür  Ama Ruslar burada yaşayan Türkleri rahat bırakmazlar  Sık sık baskınlar düzenleyerek köyün, Kırım çapında da milletin ileri gelenlerini, aydınları tutuklayıp sürerler veya hapse atarlar  Rusların hedefi; diliyle, diniyle, medeniyetiyle Türk kültürünü yok etmektir  Camileri yıkarlar, tarihî eserleri harabederler  Sık sık alfabe değiştirerek Türk dilini unutturmaya, Türklerin birbirleriyle irtibatlarını kesmeye çalışırlar  Kırım’daki Türk’lerin orta yaşlıları milliyetçidirler  Bu duyguyu evlâtlarına da aşılarlar, onlara “Kuzu Kurpeç” ve “Çora Batır” gibi kahramanlık destanlarıyla, “Siyer-i Nebi” gibi dinî kitapları anlatırlar ve okurlar  Sâdık’ın babası Hüseyin Ağa da bu çeşit Kırımlılardandır  Mekteplerde dine ve milliyetçiliğe —bilhassa Türk milliyetçiliğine— insafsızca hücumlar yapılmasına rağmen, evlerdeki aile mektepleri, çocukların büyük bir ekseriyetini Türk milliyetçisi olarak yetiştirir  Sadık da, bu aile mekteplerinde yetişen milliyetçi gençlerdendir  Dolayısıyla resmi mekteplerin tesirinde kalıp, Rus’lara hizmet eden Kırımlılar da mevcuttur  Korkunç Yıllardaki Süleyman, bu kategorideki gençlerdendir  Fakat bunlar da hâdiselere tam nüfuz ettikten sonra, ekseriya yaşlı neslin fikirlerine sahip olurlar  Korkunç Yıllardaki Süleyman ve O Topraklar Bizimdi romanındaki Selim, gerçeklerle karşılaştıktan sonra hep Türk milliyetçiliğine iltica ederler  Bu dört eserde ihanetini sürdüren tek şahıs, O Topraklar Bizimdi’deki Salavat Morcan’dır  Sâdık ailesiyle birlikte önce, Akmesçit’te bir tavuk kümesine yerleşir  Sonra orta kumandan mektebine giderek Rus ordusunda subay olur  İkinci dünya harbine tank teğmeni olarak katılır  Ukrayna’da Almanlara esir düşer  Esir kamplarında çeşitli meşakkatler çeker  Ama bu kamplardaki esir Türkler arasında çok kuvvetli bir bağlılık vardır  Birbirlerine hayatları pahasına yardım ederler  Bu eserlerde dikkati çeken bir husus da, Kırım topraklarında doğup büyümüş olanların -Ermeni, Yahudi, Rum veya Rus olsun- birbirlerine vatan bağlarıyla bağlı olmaları ve yardımlaşmalarıdır  Sâdık esir kamplarında, bir Kırımçak’ın (Kırımlı Yahudi) yardımıyla hemşehrilerini bulur, yine Kırımlı bir Ermeni’nin yardımıyla zindandan kurtulur  Kırımlı İskender’in yardımıyla da ahçı olur  Bu, onun esaret hayatının dönüm noktasıdır  Alıcılıktan sonra bir Alman başçavuşunun emir eri olur  Onun hizmetinde bulunur  Başçavuş cepheye tayin olunca da Sâdık’ı Alman casus mektebine götürüp, Rusya’da Almanlar hesabına casusluk yapmasını teklif ederler  Sâdık bunu reddedince, onu yeni teşkil edilen Türkistan ordusuna götürürler  Roman Almanların düzenledikleri, bir toplantıda, Türkistanlıların üzerlerindeki Rus üniformalarının yakılıp, Alman üniformalarının giyilmesiyle son bulur  Romanın italik harflerle basılı kısımlarında ise, Sâdık Turan’ın Roma’daki intibaları ve ruh halleri tasvir edilir  Burada karşımıza bozulmuş bir aklî denge çıkar  Sâdık’ın çok çeşitli baskılarla bozulmuş olan ruhî ve akli dengesine korku hâkimdir  Romandaki şahıslar ise, (Türkler, Ruslar, Almanlar ve Yahudiler olmak üzere) dört ana grupta toplanabilir  Türk’lerin ortak özellikleri, sağlam yapılı, dayanıklı ve yaşama azmi ile dolu olmalarıdır  Hemen hepsi Ruslara düşmandır  Esaret altında olan vatanlarını bir an evvel istiklâle kavuşturmayı düşünürler  Ruslar eserde okuyucuya, zâlim olarak takdim edilirler  Türkleri eritip, yok etme gayretlerini mütemadiyen sürdürürler  Hâkim durumda oldukları zaman, ellerinden gelen her zulmü yaparlar  Güçsüz durumda oldukları zaman ise, hemen boyun eğerler  Güçten korkarlar  Zaten güçten korkmak, O Topraklar Bizimdi romanında, Panteley Petroviç’in dediği gibi, Rus milletinin özelliğidir  Almanlar da en az Ruslar kadar zâlimdirler  Katı bir eğitim görmüşlerdir  En üstün insan olarak kendilerini görürler  Sanki her biri, bir diğerinin kopyasıdır  Esirlere eziyet etmekten çok hoşlanırlar  Ekmek dağıtımını bile işkence vesilesi hâline getirenleri vardır  Günlerdir aç olan esir kalabalığının içine bir ekmek atıp, onların ekmeği kapabilmek için, kudurmuşçasına birbirlerine saldırmalarını zevkle seyrederler  Yine, ağzına kurşun sıkarak öldürdüğü bir esirin elbise ve ayakkabılarını vermek için, kampta elbisesi en eski esiri arayacak kadar merhametli (!) Alman askerleri de mevcuttur  Yahudi’ler ise, savaşın cefâsını çekenlerin başında yer alırlar  Almanların haklı veya haksız, bir Yahudi düşmanlığı vardır  Savaşesnasında kitleler hâlinde imha edilirler  Yahudiler bu düşmanlığı başkalarına kanalize etmek üzere, esir kamplarında muhbirlik yaparlar  Bu yüzden de birçok Türk, Yahudi sanılarak öldürülür  Sünnetli esirler Yahudi diye ihbar edilirler  Almanlar da onları kurşuna dizerler  Eserde tarihî bir zaman söz konusudur  Bu, ikinci dünya harbi yıllandır  Bazı hâdiselerin tarihleri kat’i olarak belirtilmiştir  Sâdık Turan’ın Roma’da yaşadığı ve hâtıralarını yazdığı zaman kesiti ise, bölüm başlarındaki tarihlerden tesbit edilebilir  Buna göre hâtıralar; 1 Nisan 1946 da yazılmaya başlanmış ve 5 Ağustos 1946 da sona ermiştir  Hâdiselerin cereyan ettiği mekânın geniş bir sahayı kapladığı görülür  Uğruna savaşılan, esir yaşanılan ve ölünen mekân Kırım’dır  Fakat savaş esnasında Ukrayna toprakları da mekâna dâhil olur  Eserde rastlanılan mekânı dört kısma ayırabiliriz, Bunlar: I- Türk ve müslüman kültürünü aksettiren mekânlar  (Kırım’daki tarihî eserler  ) II- Kırım Türk’ünün fakirliğini aksettiren mekânlar  (Onların içinde yaşadıkları evleri ve köyleri  ) III- Kırım Türk’leri ve diğer Türk’lerin, Rus’larla bir arada bulundukları mekânlar  (Mektepler, ordu safları ve cephe) | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Korkunç Yıllar Özeti Cengiz Dağcı |  | 
|  05-13-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Korkunç Yıllar Özeti Cengiz Dağcı  Korkunç Yıllar  (Cengiz  Dağcı) KİTABIN YAZARI : Cengiz DAĞCI YAYIN EVİ : Varlık Yayınevi BASIM YILI : 1959 Kitabın Konusu Kırım’lı bir Tatar olan Sadık’ın bağımsızlık uğruna katlandığı olaylar ve Ruslar’ın Türkler’e yaptığı işkenceler  Kitabın Özeti Sâdık, Kırım’da, Akmesçit’e bağlı Kızıltaş köyünde doğmuştur  Kızıltaş Karadeniz kıyısında şirin bîr köydür  Ama Ruslar burada yaşayan Türkleri rahat bırakmazlar  Sık sık baskınlar düzenleyerek köyün, Kırım çapında da milletin ileri gelenlerini, aydınları tutuklayıp sürerler veya hapse atarlar  Rusların hedefi; diliyle, diniyle, medeniyetiyle Türk kültürünü yok etmektir  Camileri yıkarlar, tarihî eserleri harabederler  Sık sık alfabe değiştirerek Türk dilini unutturmaya, Türklerin birbirleriyle irtibatlarını kesmeye çalışırlar  Kırım Türk’lerinin orta yaşlıları milliyetçidirler  Bu duyguyu evlâtlarına da aşılarlar, onlara “Kuzu Kurpeç” ve “Çora Batır” gibi kahramanlık destanlarıyla, “Siyer-i Nebi” gibi dinî kitapları anlatırlar ve okurlar  Sâdık’ın babası Hüseyin Ağa da bu çeşit Kırımlılardandır  Mekteplerde dine ve milliyetçiliğe —bilhassa Türk milliyetçiliğine— insafsızca hücumlar yapılmasına rağmen, evlerdeki aile mektepleri, çocukların büyük bir ekseriyetini Türk milliyetçisi olarak yetiştirir  Sadık da, bu aile mekteplerinde yetişen milliyetçi gençlerdendir  Tabii resmi mekteplerin tesirinde kalıp, Rus’lara hizmet eden Kırımlılar da mevcuttur  Korkunç Yıllardaki Süleyman, bu kategorideki gençlerdendir  Fakat bunlar da hâdiselere tam nüfuz ettikten sonra, ekseriya yaşlı neslin fikirlerine sahip olurlar  Sâdık ailesiyle birlikte önce, Akmesçil’le bir tavuk kümesine yerleşir  Sonra orta kumandan mektebine giderek Rus ordusunda subay olur  İkinci dünya harbine tank teğmeni olarak katılır  Ukrayna’da Almanlara esir düşer  Esir kamplarında çeşitli meşakkatler çeker  Ama bu kamplardaki esir Türkler arasında çok kuvvetli bir bağlılık vardır  Birbirlerine hayatları pahasına yardım ederler  Bu eserde dikkati çeken bir husus da, Kırım topraklarında doğup büyümüş olanların -Ermeni, Yahudi, Rum veya Rus olsun- birbirlerine vatan bağlarıyla bağlı olmaları ve yardımlaşmalarıdır  Yüz Temel Eser Özetleri,   Kitap Özetleri,   Roman Özetleri,   Yüz Temel Eser,    Özet Sâdık esir kamplarında, bir Kırımçak’ın (Kırımlı Yahudi) yardımıyla hemşehrilerini bulur, yine Kırımlı bir Ermeni’nin yardımıyla zindandan kurtulur  Kırımlı İskender’in yardımıyla da ahçı olur  Bu, onun esaret hayatının dönüm noktasıdır  Alıcılıktan sonra bir Alman başçavuşunun emir eri olur  Onun hizmetinde bulunur  Başçavuş cepheye tayin olunca da Sâdık’ı Alman casus mektebine götürüp, Rusya’da Almanlar hesabına casusluk yapmasını teklif ederler  Sâdık bunu reddedince, onu yeni teşkil edilen Türkistan ordusuna götürürler  Roman Almanların düzenledikleri, bir toplantıda, Türkistanlıların üzerlerindeki Rus üniformalarının yakılıp, Alman üniformalarının giyilmesiyle son bulur  Kitabın Ana Fikri Bağımsızlık ve özgürlük uğruna canımız pahasınada olsa her şey yapılmalıdır Kitaptaki Olay ve Şahısların Değerlendirilmesi Eserin italik harflerle basılı kısımlarında ise, Sâdık Turan’ın Roma’daki intibaları ve ruh halleri tasvir edilir  Burada karşımıza bozulmuş bir aklî denge çıkar  Sâdık’ın çok çeşitli baskılarla bozulmuş olan ruhî ve akli dengesine korku hâkimdir  Romandaki şahıslar ise, (Türkler, Ruslar, Almanlar ve Yahudiler olmak üzere) dört ana grupta toplanabilir  Türk’lerin ortak özellikleri, sağlam yapılı, dayanıklı ve yaşama azmi ile dolu olmalarıdır  Hemen hepsi Ruslara düşmandır  Esaret altında olan vatanlarını bir an evvel istiklâle kavuşturmayı düşünürler  Ruslar eserde okuyucuya, zâlim olarak takdim edilirler  Türkleri eritip, yok etme gayretlerini mütemadiyen sürdürürler  Hâkim durumda oldukları zaman, ellerinden gelen her zulmü yaparlar  Güçsüz durumda oldukları zaman ise, hemen boyun eğerler  Güçten korkarlar  Zaten güçten korkmak, O Topraklar Bizimdi romanında, Panteley Petroviç’in dediği gibi, Rus milletinin özelliğidir  Sadık : Dine ve milliyetçiliğe ( bilhassa Türk milliyetçiliğine) oldukça bağlı bir Kırım Tatarıdır  Hüseyin Ağa : Sadık’ın babasıdır  Sadık’ın böyle milliyetçi yetiţmesinde ki en etkili kiţidir  Süleyman : Sadık’ın en yakın arkadaşıdır  Mekteplerin etkisinde kalıp Ruslar’a hizmet eden  bir gençtir  İskender : Kırım’lı bir Türk olup Ruslar’ın arasında sözü geçen biridir  Kitap Hakkında Şahsi Görüşler Kitap bagımsızlık için yapılan işleri çok güzel anlatmış her arkadaşımın bu kitabı okumasını isterim  Çünkü bana çok şeyler kazandırdı sizlere de kazandıracağından hiç şüphem yok  Kitapta ki olaylar çok hızlı değiştiğinden okuyucuyu sıkmamakta ve bir solukta okunan bir kitap  Yazar Hakkında Bilgi Kırımlı yazar  Kırım’ın Yalta şehrinin Kızıltaş köyünde doğdu  Çocukluğu kıtlık, yoksulluk, deprem gibi tabii afetler yanında Rus emperyalizminin zulmü ve büyük baskılar altında geçti  İlköğrenimi köyünde ve Akmescit’te yaptı  aynı şehirde ortaokulu bitirdi (1938)  Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken İkinci Dünya Savaşı çıktı  1940 yılında Sovyet ordusunda subay olarak II  Dünya Savaşı’na katıldı  1941′de Ukrayna cephesinde Almanlara tank teğmeni rütbesi ile esir düştü  Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı  1946′da Londra’ya yerleşti  1990′da kalp ameliyatı geçirene kadar Londra’da bir lokanta işletti  Eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır  Türk edebiyatının en güçlü yazarlarındandır  Hüzünlü bir üslûbu vardır  Romanlarında Kırım Türklerinin 1928′den sonra Sovyet komünist emperyalizminin boyunduruğu altında çektiği acıları dile getirir, bir yurdun gasp edilişini anlatır  Aslında konularında büyük sömürü savaşlarında savuşan mantığın boşluğunu dolduran toplumsal çılgınlığın içinde insanın kendini arayışı, zulme başkaldırma haysiyetinin kazanılması gibi evrensel boyutlar vardır  Bunun yanında anlatılan olayların gerçekten yaşanmış olması da eserlerine ayrı bir kuvvet katmaktadır  Eserleri Korkunç Yıllar (1956) , Yurdunu Kaybeden Adam (1957) , Onlar da İnsandı (1958) , Ölüm ve Korku Günleri (1962) , O Topraklar Bizimdi (1966) , Kolhozda Hayat (1966) , Dönüş (1968) , Genç Temuçin (1969) , Badem Dalına Asılı Bebekler (1970) , Üşüyen Sokak (1972), Anneme Mektuplar (1988), Benim Gibi Biri (1988), Yoldaşlar (1992), Hatıralar (1995), Biz Beraber Geçtik Bu Yolu (1996), Yansılar I (1988), Yansılar II (1990), Yansılar III (1991), Yansılar IV (1993),Yansılar V , Yansılardan Kalan, Ben ve İçimdeki Ben (1994), Haluk’un Defterinden Londra Mektupları (1996), Hatıralarda Cengiz Dağcı (1998), Bay Markus’ un Kopeği, Bay John Marple’ın Son Yolculuğu, Oy Markus Oy, Regina (2000), Rüyalarda Ana ve Küçük Alimcan (Bir Kırım Öyküsü) (2001)   | 
|   | 
|  | 
|  |