Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
davranışçı, yaklaşım

Davranışçı Yaklaşım

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Davranışçı Yaklaşım



Davranışçı yaklaşım, Rusya'da İvan Pavlov'un ABD'de Edward Thorndike'ın çalışmaları ile başlamıştır Pavlov klasik şartlanmayı ortaya koymuştur Thorndike ise etki kanunu ve egzersiz kanunu gibi bir takım kanun ve kuralları belirlemiştir Watson, Guthrie, Hull, Skinner diğer önemli davranışçılar olarak belirtilebilir

Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış değiştirmenin gerçekleştiğini kabul eder Ivan Pavlov, laboratuarda köpeğin salgı sistemi üzerine çalışmakta iken, köpeğin sadece yiyecek getirildiğinde değil, yiyeceği kendisine getiren kişiyi gördüğünde de salya akıttığını fark etmesi üzerine geliştirdiği Klasik Koşullanma, Davranışçı Akımın en çok bilinen öğrenme kuramıdır

Öğrenmeyi Pavlov gibi koşullanmış tepki olarak açıklayan Guthrie, öğrenmedeki tüm zihinsel öğeleri reddetmektedir Ona göre öğrenme, uyaran ve tepki arasındaki ilişkin ibarettir Bu uyarana eşlik eden eylem (tepki), söz konusu uyaranın her görülüşünde tekrar ortaya çıkar Diğer bir deyişle, belli bir durumda bir davranışta bulunan birey, benzer durumla karşılaştığında hep aynı davranışı gösterir Guthrie'ye göre öğrenmenin oluşabilmesi için ödül veya pekiştirmeye de gerek yoktur Ona göre öğrenme, tepkinin uyarana karşı ilk gösterilişinde gerçekleşmektedir

Davranışçı akımın diğer ünlü çalışması Thondrike tarafından yapılmıştır Thondrike, öğrenmeyi bir problem çözme olarak görmüş ve problemle karşılaşıldığında yapılan çeşitli deneme-yanılma davranışlarıyla çözüm üretildiğini savunmuştur Ona göre insanların ve insana yakın hayvanların öğrenme biçimi deneme-yanılma yoluyla gerçekleşen bir öğrenmedir

Thorndike'ın yaptığı deneyde, kafese yerleştirilen kedi dışarıdaki balığa ulaşmak (veya dışarı çıkmak) için yaptığı sağa-sola koşma ve sıçramalar esnasında tesadüfen kapı mandalına bağlı ipi çekmesi sonucu kapı açılmış ve dışarı çıkmayı başarmıştır Bu deney tekrarlandıkça kedinin kafesten çıkmak için yaptığı deneme-yanılma davranışları azalmış ve kedi mandalın bağlı olduğu ipi daha kısa sürede çekerek dışarı çıkmayı öğrenmiştir Thorndike, bu çalışmadan deneme-yanılma esnasında yapılan davranışların kalıcı olduğu (öğrenildiği), diğerlerinin ise terk edildiği sonucuna ulaşmaktadır

1 Ivan P PAVLOV ve Klasik Koşullanma:

Yiyeceklerin sindirilmesinde salyanın rolünü inceleyen Rus Fizyoloğu Pavlov, deneylerini daha çok köpekler üzerinde yapmıştır Pavlov köpeklerin yalnız yiyecek verildiği zaman değil, boş yemek tabağını gördüklerinde hatta yemeği getiren kişinin ayak seslerini duyduklarında da salya çıkardıklarını görmüştür Böylece doğal tepkilerin koşullandırılabileceğini ve zamanla tarafsız uyaranlarla oluşturulabileceğini keşfetmiştir

Pavlov, bu amaçla yaptığı deneylerde, köpeğe yiyecek vermişken, yiyecekle birlikte ya da yiyecekten biraz sonra zil çaldığında ve bu durum birçok kez tekrarlandığında bir süre sonra yiyecek verilmediği halde bile köpeğin salya salgıladığını saptamıştır Yani zil sesinin yiyeceğin yerini aldığını görmüştür Bu durum köpeğin zil sesinden sonra yiyecek geleceğini öğrenmiş olduğunu ortaya koymaktadır

Başka bir değişle, köpek zil sesine koşullanmıştır Zil başlangıçta tarafsız uyarıcı iken, koşullanmadan sonra koşullu uyarıcı durumuna gelmiştir Yiyeceğe karşılık salya akmasına doğal tepki, zil sesine karşı oluşmasına da koşullu tepki denmektedir Buna aslının yerini alma ilkesi denir Burada, tarafsız uyarıcı doğal bir uyarıcı ile birlikte çok sık tekrarlandığı için onun yerini alabilecek bir duruma gelmiştir Tarafsız uyarıcı doğal uyarıcı ile birlikte ne kadar sık tekrarlanırsa o kadar güçlenir ve pekiştirilir

Köpeğin bu şekilde koşullanmasını üç aşamalı olarak şöyle gösterebiliriz

1) Koşullandırmadan önce Yiyecek (DU) ® Salya (DT)

2) Koşullandırma sırasında Zil sesi (KU) Salya Yiyecek (DU)

3) Koşullanmadan sonra Zil sesi (KU) ® Salya (KT)

Baymur'a göre, birçok öğrenme, koşullandırılmış refleksler zincirinden oluşmaktadır Örneğin biberonla beslenen bir çocuğa ağladığı zaman biberon verildiğinde susar Bu, doğal bir tepkidir Bir süre sonra, süt şişesini görünce susar ve bekler Buna birinci dereceli koşullanma denir Daha sonra ise, yalnız annesinin sesini duyunca susar Buna da ikinci dereceli koşullanma denir Böylece iyi öğrenilmiş, koşullu tepkiler daha ileri koşullu tepkiler için doğal, koşulsuz uyarıcı rolünü oynar ve koşullanmalar zincirleme olarak devam eder; doğal tepkilerde çevre koşullarına göre değişmeler olur Koşullanmış refleksler zinciri şematik olarak şöyle gösterilebilir

Biberon dudağa değince U ® T Susar (DT)

Süt şişesini görünce U ® T Susar (BDK)

Annesinin sesini duyunca U ® T Susar (İDK)

Kısaca, Klasik koşullanma kuramına göre öğrenme süreci etki (uyarıcı) ve refleks tepkiler arasında çağrışımlar kurmaya dayanır Buna göre, öğrenmeden önceki durum denetim altına alındığı takdirde öğrenme gerçekleşir ve istenilen davranışlar kazandırılabilir

2 WATSON

Watson'a göre, doğa bilimlerinde olduğu gibi psikolojide de yalnız somut ve gözlenebilir davranışlar ölçülebilir Zihin ya da bilinç nesnel bir konu değildir ve bu nedenle bilimsel yöntemlerle incelenemez Dolayısı ile psikolojinin uğraşı alanı herkes tarafından görülebilen davranışlar olmalıdır Ona göre, konuşma boğaz kaslarının hareketleri, düşünme sessiz konuşma, duygulanma ise organlardaki kas eylemleridir Watson insanların içgüdülerle, zihinsel yetenek ve eğilimlerle dünyaya gelmediklerini, dolayısı ile de, davranışların gerisinde bu tür özelliklerinin bulunmadığını ileri sürer Ona göre, davranışlar koşullanma yolu ile öğrenilir

Tüm çalışmalarını davranışlar üzerinde odaklaştıran Watson, davranışların başlangıç noktası olarak refleksleri kabul eder İnsanların uyaran tepki bağlarıyla doğduğuna inanır ve bunlara refleks adını verir Refleksler nörofizyolojik yapının bir işlevi olarak insanın davranış kapasitesini oluştururlar Koşullanan refleksler yeni davranış biçimleri olarak kazanılırlar ve davranış repertuarını zenginleştirirler

Bu durum, yani öğrenme klasik koşullanma kurallarına göre oluşur Ancak, Watson'a göre koşullanma süreci, yalnız çeşitli uyarıcılara tepkilerde (koşullu tepki) bulunmayı öğrenme şeklinde değil, aynı zamanda davranış repertuarında bulunmayan yeni tepkiler vermeyi ve daha karmaşık davranışlarda bulunmayı öğrenme olanağı sağlar Watson'a göre karmaşık ve becerili bir davranışta uyarıcı ile tepki arasında oluşan bağların ardışıklığını sağlayan üç temel vardır:

(a) Bağ ilkesi:

Bu ilaaae göre karmaşık ya da becerili davranışı oluşturan koşullu uyaranla tepki arasında bir bağın oluşması ve bunun zincirleme olarak sürmesidir Bundan dolayı koşullanmış bir dizi uyarıcı-tepki bağları zinciri oluşmuş olur

(b) Sıklık ilkesi:

Belirli bir uyarıcıya karşı daha sık gösterilen bir tepkinin, aynı uyarıcı ile karşılaşıldığında gösterilme olasılığının daha fazla olmasıdır

(c) Yenilik ilkesi:

Belirli bir uyarıcıya karşı yapılan en son davranışın, uyarıcı tekrar edildiği zaman, ortaya çıkma olasılığının daha yüksek olmasıdır

Watson'a göre, her tür öğrenmeyi bu ilkelerle açıklamak olanaklıdır Ancak Watson'un becerileri koşullu reflekslerin ürünü olarak görmesi kurumsal düşüncelerine yöneltilen temel eleştirilerden birini oluşturmaktadır Watson, duygusal tepkilerin öğrenilmesi ile de öğrenilmiştir Ona göre korku, öfke ve sevgi olmak üzere doğuştan gelen üç temel duygusal tepki kalıbı vardır Akılcı olmayan korkular koşullanma ile ortaya çıkar

3 THORNDIKE

Thorndike'ın öğrenme kuramına bağ kuram denildiği gibi, sınama-yanılma yoluyla öğrenme de denmektedir Thorndike'a göre en yaygın öğrenme biçimi sınama-yanılma yoluyla öğrenmedir Belli bir amaca ulaşma çabası içinde olan organizma, amaca ulaşmak için bir takım tepkilerde bulunur Bu tepkilerden biri raslantısal olarak organizmanın amaca ulaşmasını sağlar Bundan sonra, amaca götürmeyen tepkiler terkedilirken, amaca ulaştıranların tekrarlanma olasılığı artar En sonunda yalnız problemin çözümüne götüren tepki ya da tepkiler yapılarak öğrenme sağlanmış olur

Thorndike bu amaçla, kedi , köpek ve maymunlarla deneyler yapmıştır Kedilerle ilgili deneylerinde aç bir kediyi kafese yerleştirmiş ve dışarıya bir parça yiyecek koymuştur Kafesin kapısı bir mandala basılınca açılacak şekilde düzenlenmiştir Kafes içinde kedinin bir takım hareketler yaptığı gözlenmiştir Hareketlerden biri kafesin kapısının açılmasını sağlamış ve kedi dışarı çıkmıştır

Hala aç olan hayvan kafese tekrar konmuş birkaç deneme ve yanılmadan ya da deneme ve başarı girişimlerinden sonra kapı açılmıştır Sonraki denemelerde başarılı hareketler yerleşmiş, başarısız olanlar terk edilmiştir En sonunda kedi kafese konduktan kısa bir süre sonra dışarı çıkmayı başarmıştır Kısaca, ilk denemelerde hayvanın sorunu çözme zamanı oldukça uzundur; fakat denemeler ilerledikçe bu süre azalmaktadır Ancak azalma düzenli olmamakta, öğrenme yavaş yavaş oluşmaktadır

Thorndike başlangıçta sınama-yanılma yoluyla öğrenme adını verdiği kuramını sonraları seçme ve birleştirme yoluyla öğrenme olarak adlandırmıştır Bir problem durumu ile karşılaşan birey, amaca ulaşmak yada sorunu çözmek için, olası tepkiler arasından bir kısmını seçer, dener ve sonuçlarına göre bazı uyarıcı-tepki bağı oluştururken bazılarını eler Thorndike'ın açıklamalarına göre, geçmişte kurulmuş olan uyarıcı-tepki bağları problemin çözümünde büyük bir önem taşır Thorndike yaptığı birçok denemeden sonra üç öğrenme ilkesi saptamıştır

a) Etki ilkesi:

Etki ilkesi uyarıcı ile tepki arasındaki bağın güçlenmesini ya da zayıflamasını açıklar Bu ilaaae göre bireyin sınama-yanılma davranışları sonucunda başarıya ya da başarısızlığa, ödül ya da ödülsüzlüğe (cezaya) yol açan en uygun tepkiyi seçeceği var sayılmaktadır

Thorndike, önceleri ödül ve cezanın öğrenme olayını aynı şekilde etkilediğini düşünmüş, fakat sonraki deneylerinden ödülün daha etkili olduğunu görmüştür Ona göre, ceza; yanlış tepkinin tekrarlanma olasılığını, ödülün doğru tepkiyi arttırma olasılığı kadar azaltmamaktadır

b) Alıştırma ilkesi

Alıştırma ilkesi tekrara bağlı olarak alışkanlığın oluşmasıdır Bu ilke 'uygulama mükemmeli yaratır' düşüncesine dayanmaktadır Öğrenme olduktan sonra uyaran-tepki bağının güçlendirilmesi için alıştırma yapmak gerekir Alıştırma bu bağın güçlenmesine, alıştırmanın olmaması ise zayıflamasına yol açar Bağın güçlenmesi öğrenmenin sürekliliğini sağlar, zayıflaması da unutmaya neden olur

c) Hazır oluş ilkesi:

Hazır oluş belirli bir konunun, herhangi bir düzeyde öğretilebilme zamanını belirtir Thorndike hazır olmayı yalnızca fizyolojik açıdan ele almaktadır

4 EDWIN R GUTHERIE

Gutherie'nin öğrenme kuramı birçok yönden Pavlov, Watson ve Thorndike'ın öğrenme kuramlarına benzer O da 'koşullu tepki' terimini aynı anlamda kullanır ve bu terim temel olarak kuramını sistemleştirir Bununla birlikte öğrenme sürecini farklı bir şekilde yorumlar Bu benzerlikler ve farklılıklar kuramının özünü oluşturur Öğrenmede tüm zihinsel öğeleri reddeden Gutherie'nin kuramı, birbirine bağlı iki temel ilaaae dayanır Birincisi 'bitişiklik ilkesi,ikincisi ise 'öğrenme ilk denemede oluşur ilkesidir

a) Bitişiklik ilkesi:

Gutherie'ye göre, uyarıcı ile tepkinin birbirine bağlanması öğrenmenin temelini oluşturur Buna bitişiklik ilkesi denir Bitişiklik ilkesi bir uyarıcı durumu ile birlikte bulunan bir hareketin aynı uyarıcı ile karşılaşıldığında yeniden görülmesi olarak açıklanabilir Örneğin aç bir kedi için en uygun hareket yiyecek elde etmek iken, sıkıcı bir durumda olan kedi için bundan kurtulmaktır Burada uyarıcı ile tepkinin eş zamanlı olarak birleşmesi söz konusudur, yani öğrenme uygun bir tepki uygun bir uyaranla çağrışım yaptığı zaman oluşur

b) Öğrenme ilk denemede oluşur ilkesi:

Bir uyarıcı bir tepki ile ilk kez bitiştiği zaman en yüksek birleştirici, cağrıştırıcı gücünü kazanır Yani öğrenme ilk denemede ya hep ya hiç şeklinde oluşur Bu ilke, her ne kadar alışkanlıkların uygulama sonucunda geliştikleri gerçeği ile çeliştiği izlenimini veriyorsa da, öğrenme ve unutma konusunda çok sayıda düşüncenin ortaya çıkmasına neden olmuştur

Gutherie güdülerin uyarıcı-tepki dizilerini oluşumunda önemli olduğunu belirtir Öğrenmede, güdülenmeden daha çok hangi tepkilerin hangi uyarıcılarla birlikteoluştuğuna dikkat etmek gerekir Gutherie'nin kedilerle yaptığı bir deneyde, problem kutusundan çıkan kedilerin çoğunun yiyeceği yemedikleri saptanmıştır Çünkü, burada kedi için önemli olan sıkı olan problem kutusundan kurtulmaktır Gutherie, davranışların değiştirilmesinde etkili olabilecek üç yöntemin kullanılmasını salık verir Bunlar

Eşik Yöntemi: Eşik, bir tepki oluşturabilecek en düşük değerdeki uyarılmadır Bu yöntemde uyarıcının tepkiye yol açmayacak kadar zayıf bir şekilde verilmesi gerekir Örneğin atları eğere alıştırırken önce sırtına hafif bir battaniye atılması, sonra giderek uyarıcının arttırılması gibi

Yorgunluk Yöntemi: Yorgunluk yönteminde, uyarıcıyı organizmada tepkisel bir yorgunluk oluşuncaya kadar tekrarlamak söz konusudur Sonunda, yorulan organizma uyarıcı duruma başka tepkiler vermeye başlar Örneğin, aşırı derecede sigara içerek sigaraya karşı olumsuz bir tepki geliştirmek ve sigarayı bırakmak gibi

Karşıt Uyarıcılar Yöntemi: İstenilmeyen davranışı yol açan uyarıcılar değişik, karşıt davranışlar inanılan diğer uyarıcılarla birlikte verilir Sonra özgün davranışlar yeni davranışlara bağlanır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.