Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
borcun, gözyaşı

Bana Gözyaşı Borcun Var

Eski 03-09-2009   #1
Şengül Şirin
icon110

Bana Gözyaşı Borcun Var








Ben ayrılığı sevdim, o beni Sevda şımarığıydım belki, belki yalnızlığın kaptanı Hatalarımın bilincine vardığımda bile kahrolası bir gururun pençesinde gizlendim Kanayan yanlarımı gizlemekte ustaydım, özür dilemekte acemi İlaç kokuyordu oda, yağmur camlarda çırpınıyordu Önceki gece hemşireyle oynadığımız satranç tahtasının üzerindeki bütün piyonlar devrikti, fil ayaktaydı Şehrin insanları ayaktaydı Sevdiğim kadın solgun bir yüzle yatıyordu Uykunun örtüsü vardı üzerinde, benim üzerimde iki gündür çıkarmadığım gömleğim Aniden fenalaştığını duyup, hastaneye koşmuştum İki gündür yanı başında bekliyordum Uzun zaman sonra ilk kez gelmiştim bu şehre Aramızdaki 6 saatlik mesafeyi fenalaştığı gece 3 saatte aldım “Kalp krizi” dediler, geçtiğim durakları bile acil servis olarak gördüm Oysa sadece gaza basmakla zamanında gidilmiyordu varacağımız yere Korktuğum gibi buldum onu Kalp krizi geçirmişti ama hayati tehlikeyi atlatmıştı Gözümü bir an bile yummadığım gecede, efkarım sabırla birleşti Bir an yüzünde gezdirdim gözlerimi Sol koluna damlayan serum şişesine baktım, onun gözlerinden dökülen damlalar geldi gözlerimin önüne Sağ elini avucumun içine aldım, parmakları soğuktu Beni ürperten eller cansız gibiydi şimdi Geçmişin fotoromanında sisli bir melekti benim için En dar zamanlarımın can yeleğiydi Değerini bilemedim O gece hastanede günahlarımı temizledim sabaha kadar Her şeyi başa sardım Aşk mahkemesinde kendimi yargılarken suçumu kabullendim Ayrıldığımız geceyi hatırladım, o “aşk” dedi, ben “ayrılık!” Aşkın ayrılıkta güzel olduğunu düşünmekle, bir kadını sokak ortasında bırakmak arasındaki kaldırımda yatıyordum artık Asıl hastalık bendeydi; şimdi fark ediyordum belki O yokken ben de yara aldım başka sevdalardan Ahlıydım, günahlıydım Başka adreslerde kendimi ararken, ben de kayboldum kaç kez “Senden sonra yüzüm gülmedi” diyemediysem gerçeği biliyordum Hayali en olmadık zamanlarda kapımı çalarken; vicdanımı rahatsız eden gerçeklerin sadık bekçisiydim Kendi kendimi yediğimi kimse bilmedi Kim bilir kaç kez okuyup ezberlediğim satırların arasında gezinirken, yazdığı şiirler aklımdan silinmedi Duvardaki saatin çıldırtan sessizliğini, hemşirenin ayak sesleri bozdu Güleç yüzlü hemşire, yatağın başucundaki küçük tabureye oturdu, gözlerini hastanın yüzünde gezdirdi, nabzını ölçtü, odayı terk ederken bana döndü “Merak etme” dedi, “dünden daha iyi” Dün gece hemşireyle satranç oynarken, o hasta yatağında ölümle saklambaç oynuyordu Hemşire nöbetini devrederken, “Aşk iki sinema biletidir” demişti “İkiniz birlikte filmi seyrederken, kaderiniz aynı şeyi görüp görmediğinize bağlıdır Biz aynı filmi izlerken, ayrı dünyaların hayalini kurduk, canına okuduk aşkın Aşk, her zaman birilerine yüklüyor suçu Ve galiba aşkın iki suçlusu var Biri seven, diğeri daha çok seven Faturayı sadece kadere kesmekle, işin içinden çıkılmıyor Ruhumun mahzenlerinde gözleri vardı, ela gözleri Bakışlarının büyüsüne kapıldığım ilk günü hatırladım Kaçtığımız şehirleri, tenimin tenine karıştığı iklimleri İlk zamanların doğruları, gelecek zamanların yanlışlarına dönüştü Çarpışan otomobiller gibiydik Birbirimizi yaralamakta üstümüze yoktu, pansuman yapmakta da Günlüğünü tutardık huysuzluklarımızın Sonra birbirimizin yüzüne vururduk Bir şeyi kazanmak için çok istemek gerek Biz yeteri kadar istemedik belki Ya da ben Hayırsız bir ırmaktım ben, denizine kavuşmayı reddeden Oysa o, durgun suya taş atar, suyun tekrar eski halini almasını beklerdi “Denizi bir parçasından ayıramazsın” derken İşkence aleti gibiydi bendeki kör inat Önceleri gönlünü çalacak kadar hünerliydim de, sonraki zamanlarda onu yalnızlığa terk edecek kadar da acımasız Kalpsiz bir soyguncuydum onun gözünde “Bana gözyaşı borcun var” demişti de, ayrıldığımız gün hıçkıra hıçkıra ağlamıştı Şimdi uyuyordu, yatağının içinde bedeni küçücük kalmıştı Kendini onarmaktan yorgun düşmüştü besbelli Gelgitler içinde gezinirken, uyandığını fark ettim Gözleri odanın duvarlarında gezindi Bana baktı, “Merhaba” dedi, bir kelebek selamı verdi sanki Her zamanki gibi zarifti, su istedi, hemen uzattım Sadece bir yudum aldı Savaştan çıkmış da, yorgun düşmüş bir hali vardı Oysa o kadının yüreğine borcum vardı Bana olan sevgisini ömrüyle ödemeye alışmış, kara sevdalıydı mazimde “Neden olman gereken yerde değilsin?” dedi, siteminin önünü kestim “Benim yerim burası” dedim, güldü Uyanmak için kurduğu zaman alarmı, tehlike işareti olarak beni göstermişti belli ki Sinirlerinin bozuk olduğunu düşündüm Yastığının bir ucuna ellerimi uzatıp, “Sen benim en soylu günahımsın” dedim, duymadı “En kötü alışkanlığım seni sevmekti” dedi, ben duydum Hesapsız bir kavuşmanın orta yerinde, hesabımı görmek için fırsat kollayan yaralı bir kadın duruyordu karşımda Kendi alevini gözyaşlarıyla söndürmeyi seçmek, onun eski alışkanlığıydı Ama bu hastane odasında fark ettiğim bir şey vardı O, içindeki sevdalı kadını uyandırmamak için gelmişti hastaneye İçimden geçenleri yakaladı “Hiçkimse bırakıldığı yerde durmuyor” dedi “Ne desen haklısın” dedim “Özür dilemem gerekiyorsa, özür diliyorum” diyerek bir avuç pişmanlık kırıntısı uzattım Elinin tersiyle itti Hasta yatağında, ağacına posta koyan yaprak gibi dikildi “Seni şarkılarının içinde bıraktım Bundan böyle, dilediğin gibi çal ve söyle” dedi Gözlerinde yeşil zeytinlerin acı mevsimi esiyordu Hesabımı kesmişti de, eski zaman dilimlerinden birini kesiyordu artık Yatağından hafifçe doğruldu, “Hala, sevildiği için şımaran züppe havanı terk etmemişsin” derken, yüzünde alışık olmadığım görüntüyü sundu bana Çekip gitmemi öneriyordu usulca Eski sevdaların külleri yüzüme yağarken, gurur heykelimin kırıldığını hissettim Bir hastane odasında, en cansız haliyle bana meydan okuyan bir kadın vardı karşımda “Sana her gece el sallamaları, dün gece bıraktım” dedi Kovsam da, gitmeyeceğini sandığım bir sevdanın karşı cephesinden, kurşun yağıyordu üzerime Üstelik, yaşamla ölüm arasında çıktığı bir gezintiden sonra Sevgisiyle sarhoş ettiğim bir kadının, sevgisine saygı duymayı öğrenememiştim, ya da gecikmiştim Elde edildiğinde değerini yitiren gerçekler, kaybedildiğinde gerçek değerini bulsa da, geçmiş ola Hasretlerin gece bekçisi yaptığım kadın, şimdi beni kelepçeliyordu Ben layığımı buluyordum, berbat bir ödeşmeyle Yüzüme vuruyordu hayırsızlığımı Ondaki gizlenmiş mağrur, en ölü zamanda dışa vurmuştu Ben, aşk hikayesinde bile hile yapan berbat bir kumarbazdım O, yıllar sonra intikamını şık biçimde alan, zarif bir yaralı Hemşire geldi o sıra, “İyi görünüyorsun” dedi hastasına, yanağını okşadı Ben iyi değildim, beni görmedi bile Odanın içinde lüzumsuz bir eşya gibi hissettim kendimi Pişmanlığın yasında kapıya doğru yöneldim Seven insanların yüreğini yakmak günahsa, ben günahımı çekiyordum Rüyalarıma bal taşıyan arı, gerçeklerime iğnesini batırıyordu Hala söyleyecek bir şeyleri vardı, “Bana gözyaşı borcun vardı ödemedin Şimdi usta işi ağlamak seni bekliyor” dedi Sabahın ilk ışıkları pencereden vururken, yüzüne renk geldiğini hissettim “Ağlamakla her şey ödeşecekse, gecelerce ağlarım” dedim “Artık kendine ağla” dedi Avcısını atlatan geyik hüneriyle baktı bana, kapıyı işaret etti Zamanında değer verilmeyen sevgiler, gün gelip en gururlu tabloyu asıyordu karşınıza Tam kapıyı açarken, “Bir şeyi bilmek istemez misin?” diye sordu, “İsterim” dedim Başının altındaki yastığı yukarı kaldırdıSen benim dünyam değildin Sadece sevdiğin kadar sevildin” dedi Gururlu bakışlarını, benden çekip duvara çevirdi Ben de usulca odayı terk ettim Hastanenin kapısından çıkarken, gözümdeki yaşları gizlemeye gerek duymadım Borcumu ödüyordum ona, hem de faiziyle Aşkta kazanmak ya da kaybetmek diye bir şey yoktur Bir gün siz gururlanırsınız, yarın öteki Aşk çarpışan otomobiller gibidir, vurmayı seversiniz, inadına, inadına Oysa vuran da hasar görür, vurulan da Dün oydu yaralı olan Bugün bendim, seven de, yorulan da

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bana Gözyaşı Borcun Var

Eski 03-10-2009   #2
bonsoir
Varsayılan

Cevap : Bana Gözyaşı Borcun Var



Harika bir hikaye Paylaşımınız için teşekkürler
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.