Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
midir, rabıta, yapmak, şirk

Rabıta Yapmak Şirk Midir ?

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rabıta Yapmak Şirk Midir ?



kamil mürşid mürid Peygamber efendimizin varisleri rabıta

tasavvuftasavvuf ehli

Tasavvuf yolu

Rabıta; iki şeyi birbirine bağlayan ilgi, bağ, münasebet gibi manalara gelir Tasavvuf yolunda ise rabıta; Allah-u Zülcelal’e, O’nun Resulüne (sav) ve Peygamber Efendimiz’in varisleri olan salih kimselere duyulan bir sevgiden ibarettir


Nasıl ki sevgi; sevgilinin hayalini, güzelliğini, hal ve hareketlerini düşünerek, kalbi sevgiliye bağlamak anlamına geliyorsa; rabıta da insanın Allah-u Zülcelal’in rızasını kazanmak için O’nun salih kullarına gönülden bağlanmasıdır


Yani rabıta, muhabbet ve hürmetle kalbi bağlamaktan ibarettir Rabıtanın özü şudur: Peygamber Efendimiz -sav-’in varisi olan alim ve salih bir kimseyi düşünmek, sadece onun şahsını hayal etmek ve müstakil olarak ondan bir şey istemek değildir


Bilakis aslında her şeyi yaratan ve yapan fail-i hakikinin Allah-u Zülcelal olduğuna itikat ederek, Allah-u Zülcelal’in o alim ve salih kimseye ihsanda bulunup, o insanda ortaya çıkardığı fazileti düşünmektir


Bu durum şuna benzer Bir fakir ihtiyacını karşılamak için bir zenginin karşısına gelip talepte bulunur Fakat o fakir bilir ve inanır ki, gerçekte veren ve ihsan eden Allah-u Zülcelal’dir Çünkü yerlerin ve göklerin hazineleri O’nun elindedir O’ndan başka fail-i hakiki yoktur Fakir, zenginin kapısında ancak, Allah’ın nimet kapılarından bir kapı ve oradan kendisine bir nimet vermesinin mümkün olduğunu bildiği için durur İşte rabıtanın özü de budur


Lakin günümüzde bazı kimseler: “Allah-u Zülcelal’den başka varlık düşünülür mü? Niçin Allah’ı düşünmüyoruz da, bir insanı düşünüyoruz? Bu şirk değil midir? Allah-u Zülcelal’in sevgisi bölünmüş olmuyor mu?” gibi aklın kabul etmeyeceği yanlış bir takım fikirler öne sürerek, samimi olarak Allah-u Zülcelal’in rızasını arayan insanların kafalarına şüphe sokmaya çalışıyorlar


Öncelikle şunu belirtelim ki, zat ve sıfatları ile hiçbir benzeri ve eşi, ortağı bulunmayan Allah-u Zülcelal’i düşünmek, O’nun zatını hayale getirmeye çalışmak değildir Çünkü insanın bir zatı düşünebilmesi için onu görmesi gerekir Onun için insan ne kadar istese de Allah-u Zülcelal’i hayal edemez ve zaten hayal etmesi de caiz değildir Çünkü Peygamber Efendimiz -sav- bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:


“Allah’ın zatını tefekkür etmeyin O’nun nimetlerini ve yaratıklarını düşünün Çünkü siz Allah’ın zatını düşünmeye güç yetiremezsiniz” (Beyhaki, Şihabu’l İman; Ahmet bin Hanbel, Müsned)


Hal böyle olunca, insanlar içinde Peygamber Efendimiz -sav-’in varisi olmuş alim ve salih olan ve Allah-u Zülcelal’in:

Ben onları severim, onlarda beni sever” (Maide 54) iltifatına ulaşmış ve hayatlarının her anını insanlara faydalı olabilmek için harcayan, kalpleri ilahi nurla dolu olan salih kimseleri sevmenin, bu sayede Allah-u Zülcelal’in rızasına doğru gitmeye çalışmanın gerekli olduğu açık olarak anlaşılmaktadır Çünkü onlar Allah’ı hatırlatır, Allah’ı sevdirir ve herkesi Allah’a sevk etmeye çalışırlar


Bu da Allah-u Zülcelal’in bir vergisidir Bunca alim ve salih kimselerin ısrarla söylediği, büyük menfaatleri olan bir şeyi, ancak ahirete meraklı olan kimselere nasip etmektedir


Herkesin şunu iyice bilmesini istiyoruz ki, bu kadar alim ve salih kimselerin tasavvuf ve tasavvufun kural ve kaideleri hakkında kitaplar yazmaları, bunları savunmak için değil; insanı Allah-u Zülcelal’in rızasına götüren bu yola bilmeden veya bilerek düşmanlık eden kötülemeye çalışan kimselerin içinde bulundukları bu büyük yanlıştan dönmeleri içindir


İnşallah-u Teâla bu yazılanları okuyup hakikati idrak edebilenler, tuttukları bu yanlış yolu bırakacaklardır İnatçı olanlara ise söyleyecek bir sözümüz yoktur Çünkü inat, tedavisi olmayan bir hastalıktır


En büyük hidayet ve nur kaynağı olan Peygamber Efendimiz -sav-’i görüp de iman etmeyenler, o güneşten zerre kadar ışık alamadan ölüp gitmişlerdir


Şüphesiz bir kişi, istifade etmek amacıyla Peygamber Efendimiz -sav-’in varisi olan alim ve salih kimselere baktığında, sohbet meclislerinde bulunduğunda manevi olarak istifade eder Onu düşündüğünde de durum aynıdır


GÜLİSTAN ARAŞTIRMA SERVİSİ

Kaynak:Gülistan Dergisi

51 Sayı-Mart 2005










Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.