Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
büyüledi, fazıl

Fazıl Say Büyüledi

Eski 12-24-2008   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Fazıl Say Büyüledi



Fazıl Say büyüledi

Önceki akşam Cemal Reşit Rey Salonu olağanüstüydü Fazıl Say'ın bestelediği ilk keman konçertosu "Harem'de 1001 Gece" adlı eserin Türkiye'de ilk çalınışıydı Say'a John Axelrod yönetimindeki CRR Senfoni Orkestrası eşlik etti
Bir ateşti, öteki su… Biri gürül gürül akıyordu, öteki alev alev yanıyordu… Birbiri ardından volkanlar patlıyorken, bir kelebeğin kanat sesini duyabiliyorduk… Fırtına öncesi sessizliği, fırtına boyunca elimizle tutabiliyor, duyarlığı avuçlarımıza alabiliyorduk…

Sahnede iki afacan çocuk vardı ve eşsiz bir oyun oynuyorlardı Hayır, iki bilge eğleniyor ve hüzünleniyordu… Hayır, iki virtüöz, Fazıl Say ve Patricia Kopatchinskaya yalnız çalgılarını değil, bedenlerini konuşturuyorlardı Zaten çalgıları bedenlerinin ve ruhlarının uzantısıydı

Önceki akşam Cemal Reşit Rey Salonu olağanüstüydü Fazıl Say’ın bestelediği ilk keman konçertosu “Harem’de 1001 Gece” adlı eserin Türkiye’de ilk çalınışıydı

Programda yer alan her eser, Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma Uvertürü” ile “Do Majör Piyano Konçertosu” ve iki Fazıl Say bestesi, “Harem’de 1001 Gece” ile “Keman ve Piyano İçin Sonat” uzun uzun alkışlandı ve sonunda salon ayağa fırladı…

CRR İstanbul Senfoni Orkesrası, müthiş dinamik, Şef John Axelrod yönetiminde kanatlanıyordu

Nasılsa müzik eleştirmenleri konseri değerlendirecek, ben en çok nelerden etkilendiğimi belirtmekle yetineceğim:

Fazıl Say’ın her iki bestesinde de birçok buluş zenginliği vardı… Hem Doğu’dan, Anadolu’dan, İstanbul ve Osmanlı’dan esintiler, hem de moderniteyi içeriyordu İlkinde “Üsküdar’a Giderken”, ikincisinde “Odam Kireç Tutmuyor”un ezgileri üzerine eğlenceli yolculuklar dinleyiciyi gülümsetiyordu En önemlisi her iki eserde de harika bir denge vardı Mizah dengeliydi, hüzünle sevinç dengeliydi, coşkuyla duyarlık dengedeydi

"Haremde 1001 Gece”nin, çıplak ayaklı kemancısının yanı sıra bir solisti daha vardı: Kudüm, bendir ve darbukayla Ankara Devlet Operası’ndan Aykut Köselerli

Moldava asıllı Patricia Kopatchinskaya (dünyada ona kısaca Patkop diyorlar- daha bir “punk” oluyor) elbet çıplak ayakla çıkıyor sahneye! O da en az Fazıl Say kadar yararlanıyor beden dilinden

Fransızlar Fazıl ve Patkop ikilisini dinledikten sonra “İşte klasik müziğin Bonnie ve Clyde”ı gibi manşetler atmıştı Bence onlar “ruh ikizi”… Konser sonrası onlarla konuşup çalışma yöntemlerini dinledim: Her konuda bol bol kavga edip birbirlerine karşı çıkıyorlar Birbirlerini ikna etmek için uğraşıyorlar… Çatışmalardan sonra bu uyuma ulaşıyorlar Kısacası onlarınki, “meydan savaşlarından sonra kazanılmış ortak zafer!” Bu zafer biz ölümlü dinleyiciler için de eşsiz bir mutluluk!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.