![]() |
Kulunun Kalbini kıran,Rabbini karşısına alır. |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Kulunun Kalbini kıran,Rabbini karşısına alır.“Sakın incitme bir cânı Yıkarsın arş-ı Rahman' ı” Alvarlı M ![]() İnsan, yaratılmışlar arasında, Cenab-ı Hakk' ın halifesi olmaya, O' nun güzel isimlerini ve ulvî sıfatlarını tastamam yansıtma potansiyeline sahip, kainatın fihristi mahiyetinde, başka canlılardan pek çok farklı derinliklerle serfiraz kılınmış biricik varlık; kalb de insanın manevî donanımında müstesna bir konum ve husûsî bir misyona sahip çok önemli bir rûhânî latîfedir ![]() Allah Rasûlü (aleyhissalâtü vesselâm), “Allah sizin kalblerinize bakar, sûretlerinize değil” buyurarak, onun bir ‘nazargâh-ı ilahî' olduğunu işaret buyurur ![]() ![]() “Ararsan Mevlâ' yı gönlünde ara” der ![]() ![]() Öteden beri söz erleri en çok bu hayatî latîfe etrafında kelam etmiş, kalem gezdirmiş, sohbetlerine, nazımlarına, nesirlerine hep onu mevzu etmişlerdir ![]() ![]() Kalb, Gönül ve Cân Demektir; Aynı Zamanda Pek Kırılgandır Evet, bizde kalbe ‘gönül' de derler, ‘cân' da ![]() ![]() ![]() Yine ecdâdımızdan bize miras kalan, “gönül yıkmak”, “gönül kırmak”, “gönül yarası” gibi ibarelerde gönül hep kalb yerine kullanılmıştır ![]() ![]() Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, başkalarını incitmeyi, onların kalblerini kırıp, gönüllerini yıkmayı bir alışkanlık haline getirmiş insanlar Cenab-ı Erhamürrâhimîn' in kainata serpiştirdiği rahmet, merhamet ve şefkatten hissesini alamamış nasipsiz insanlardır ![]() Böyleleri aynı zamanda insan olmanın en önemli yanlarından birini teşkîl eden his ve duygudan mahrum hissiz kimselerdir ve ahlâk-ı âliye-i İslâmiye içerisinde çok mühim bir yeri olan nezâket, nezâhet, güleryüzlülük ve kem söz söylememe, kem bakışta bulunmama gibi lütuflardan mahrumdurlar ![]() ![]() Allah-ü zü' l-Cemâl, kullarına her zaman sabrı şiar edinmelerini, dillerine hâkim olmalarını ve gayzlarını yutmalarını emretmenin yanında, “ Ben kalbi kırık olanların yanındayım ” buyurmak suretiyle, kullarının gönüllerini incitenlerin -bilmeyerek bile olsa- Zât-ı Ulûhiyeti karşılarına alacaklarına işaret buyurmuştur ki, gayet manidardır ![]() Efendiler Efendisi de, gerçekten inanmış bir insanın en önemli vasfının diğer insanları eliyle ve diliyle rahatsız edip incitmemesi olduğunu ifade ederek bu husustaki en küllî ve kuşatıcı kâideyi koymuştur ![]() ![]() ![]() Kalb Allah' ın Evidir Büyükler hep öyle demişler; kalbi Kâbe' ye müsavî hatta ondan daha üstün tutmuşlardır ![]() İbrahim Hakkı merhum meşhur şiirinde, “Dil beyt-i Hudâ' dır, ânı pak eyle sivâdan Kasrına nüzûl eyleye Rahman gecelerde” diyerek kısa yoldan bu gerçeği ifade eder ![]() Kalbin Zümrüt Tepeleri' nde bu mülâhazanın temeli şu cümleyle ifade edilir: “Marifet-i ilâhînin pürüzsüz, mücellâ ve yalan söylemeyen sadık bir lisanı olması itibariyledir ki, insânî mülkün melekûtu sayılan kalb, Kâbe' den daha eşref görülmüştür ![]() Kalb, Kâbe' ye benzetilince kalb kırmak da Kâbe' yi yıkmaya kıyaslanır olmuştur ![]() ![]() ![]() Müminleri incitip onların kalblerini kırmanın büyük bir vebal olduğunu düşünen Allah dostları, bir gönül yıkmanın Kâbe' yi yıkmak kadar günah olduğunu, hâkezâ, bir gönül yapmanın da Kâbe' yi yeniden inşa etmek kadar sevap olduğunu dile getirirmişlerdir ![]() ![]() ![]() İnsan kalbinin çok hassas ve kırılgan olması üzerinde en fazla duranlardan birisi de yanık şairimiz Yunus Emre' dir ![]() ![]() “Gönül Çalab' ın tahtı, Çalab gönüle baktı İki cihan betbahtı, kim gönül yıkar ise ![]() “Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil” Kalb kırmak biraz da başkalarını hor ve hakir görmenin neticesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Üstünlük sadece ve sadece dini diyanet yapma yani hayata hayat kılma hususundaki hassasiyet ve titizlikte aranmalıdır ![]() ![]() Başkalarını hor görmenin o insanları incitmeye bâdî olabileceğini merhum Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin şu vecîz beytinde ne güzel ifade edilir: “Hiç kimseye hor bakma İncitme, gönül yıkma!” İnsanlara değer verenlerdir ki, onlar gönül kırmaktan, kalb incitmekten, yürek hırpalamaktan ısrarla kaçar, böyle bir hataya düşmeyi kendi hesaplarına büyük bir günah telakkî ettiklerinden dolayı da başkalarıyla pek titiz davranmak suretiyle peygamberane bir tavır sergilerler ![]() ![]() Felsefenin onlarcasında fakirlerin, düşmüşlerin, muhtaçların ve gönlü buruk olanların kalblerini tamir etmek ibadetler dairesi içinde değerlendirilir ![]() ![]() “Lutfî miskinlere merhamet eyle Hizmet eyle cândan hürmetle söyle Amandır incitme neylersen eyle Uyûbun muhâsib müsetter eyler” İncinme, İncinsen de İncitme Kalb kırmamak kadar, kırılmamak, incitmemek kadar incinmemek de tasavvuf terbiyesinde önemli bir kemâl basamağı sayılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaratan' dan ötürü yaratılanların kusurlarını görmemek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah' a hakikaten iman etmiş gönül insanları, Yunus' un da dile getirdiği gibi, gönülsüz olmalı, sövenlere, dövenlere ne elleriyle ne de dilleriyle mukabelede bulunma gibi bir yanlışa düşmemelidirler ![]() ![]() ![]() Evet, insan incinse de incinmemeli, zarara zararla mukabelede bulunma gibi Peygamber lisanında zulüm sayılmış bir işe asla teşebbüs etmemelidir ![]() “Aşık kişi miskin gerek Yol içinde teslim gerek Kim ne derse boyun eğe Çare yok gönül yıkmaya” diyerek bu hususa işaret eder ve Hak yolcularının ne tür muamelelere maruz kalırlarsa kalsınlar gönül yıkmaya asla mezun olmadıklarını anlatmak ister ![]() Hizmet Erleri Daha Dikkatli Olmalı Evvel emirde ısrarla üzerinde durmak gerekir ki, iman ve Kur' an hizmeti bir gönül işidir, kalb işidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meseleye bu zaviyeden bakıldığında, hizmete yani kalbleri kazanmaya ve gönülleri fethetmeye yüreklerini adayan gönüllü yiğitlerin bir başka ifade ile muhabbet fedâilerinin ne el ele, kol kola, omuz omuza aynı yolda yürüdükleri arkadaşlarının ne de hak ve hakîkati taşımakla muvazzaf bulundukları insanların kalblerini incitme gibi bir ‘lüks' leri yoktur ![]() ![]() Hizmet içerisinde kalb kırmaya, gönül incitmeye sebep olabilecek bütün davranışlar, yürünen yolun âdâbından ve hedefinden bîhaber olmanın netice verdiği yakışıksız ve genel maksada tamamen zıt bir kısım hatalardır; belki günahlardır ![]() ![]() Bu gönüllüler kadrosu kimden ve nereden gelirse gelsin kendi başlarına gelen küçük-büyük üzücü hadiseler karşısında da her zaman sabırlı, temkinli ve gönülsüz olmalı, onları katiyen kendi içlerinde bir problem olarak tutmamalı; nisyana gömüp tarihin derin boşluklarına yuvarlamalıdırlar ![]() ![]() Şayet ortada hizmete zarar gelmesi gibi bir endişe ve bu endişeye sebep olarak düşünülebilecek bir kısım ihmal ya da yanlışlıklar varsa, o zaman da, maksat gönül kırmak değil, vâkî ya da muhtemel zararı/zararları engellemek olmalıdır ![]() Unutulmamalıdır ki, gönül kırmakla zararın telafi edilme ihtimali yoktur, olamaz da ![]() ![]() ![]() ![]() “Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden ziyade burkulur Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur ![]() Hulâsatü' l-Kelâm İnsan kalbi manolya çiçeğine benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir Arap sözünde de, “Cerâhâtü' s-sinan lehe' t-tiyam Lâ yeltâmü mâ ceraha' l-lisan” yani “ kılıç yarası geçer ama dil yarası geçmez ” denilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alvarlı Efe hazretleri sözün başında bir cânı, bir gönlü incitenin Allah' ın arşını yıkmaya teşebbüs etmek kadar büyük bir vebal altına gireceğini îmâ etmişti ![]() “Kâinata nispeten arş ne ise, insana nispeten kalb odur ve kalb her an Hakk' ın nazar buyurduğu bir mücellâ aynadır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|