Prof. Dr. Sinsi
|
Yüce Bir Allah Dostu
Osman bin Maz'un
Dünyadan ve içindeki her şeyden vazgeçmiş bir zahit, geceleri herkesin uyuduğu bir saatte kalkıp namaz kılan, namaz kılarken kimin huzurunda bulunduğunun bilincinde olan bir abid, gündüzün sıcağında oruçlu olan, tuttuğu orucun şuurunda olan bir mümin Bir yanında hanımı, bir yanında çocukları ve kardeşleriyle Allah rızası için yerini yurdunu terk eden; Habeşistan'a, Medine'ye göç eden hicret yollarında çıplak ayakla yürüyen, yürüdükçe sayısız çileler çeken bir muhacir Hz Peygamber'in, ölümüne ağladığı sahabi
Bedir'de düşman saflarını dağıtan kahraman bir mücahit ve ölümüyle Efendimiz'i ağlatan, ardında pek güzel hatıralar bırakan eşsiz bir sahabi Osman bin Maz'un Cennetü'l- Bakî'ye gömülen ilk muhacir, vefa sahibi Peygamber'in hatırından çıkarmadığı, daima ziyaret ettiği, kalemlerin hakkını vermekten aciz kaldığı yüce bir Allah dostu Ahlakî değerlerin hiçe sayıldığı, hayvanlardan daha aşağı seviyede olan bir toplumun içerisinde tertemiz kalabilmenin mücadelesinde olan güzel adam  Özü güzel, sözü güzel bir kimse  İçkinin su gibi tüketildiği cahiliyye toplumunda, şarabı kendisine haram kılmış, çevresini şaşkına çevirmiş faziletli bir insan O, kendisine neden içki içmediğini soranlara şu cevabı veriyor: "Aklımı başımdan alan, aşağılık insanları üzerime güldüren, kızımı istemediğim bir kişiyle evlendirmeme sebep olabilecek olan şarabı asla içmeyeceğim "
Allah adaleti emreder
Osman bin Ma'zun gibi faziletli bir kimse, İslam dininden ve O'nun sevgili Peygamberinden uzak kalabilir miydi? Henüz İslam'ın ilk günleriydi Allah Resulü Aleyhisselam evinin önünde oturuyordu Oradan geçmekte olan Osman, Efendimiz'i gördü Kureyş'in önde gelenleri kim bilir, Efendimiz hakkında küçük düşürücü, hakaret dolu ne sözler söylemişlerdi?
Osman bunları aklına dahi getirmedi ve Efendimiz'e bakarak tebessüm etti Allah Resûlü onu görünce yanına çağırdı: "Biraz oturmaz mısın?" Muhammed'ül- Emin'in daveti nasıl reddedilirdi? Osman, Efendimiz'in karşısına geçti ve O'nu dinlemeye başladı
Müslüman oluşu
Osman bin Ma'zun ile konuşurken bir ara Resul-i Ekrem gözlerini göğe kaldırdı Sanki birisi konuşmakta o ise dinlemekte, dinlediklerini anlamaya çalışmaktaydı Bir süre geçip bu hal sona erince Osman merak içerisinde sordu: "Az evvel neler oldu, siz neler yaşadınız?"
Efendimiz şu cevabı verdi: "Cebrail geldi ve bana vahiy getirdi Sonra Cebrail'in getirdiği ayet-i kerimeyi okudu:
'Şüphesiz ki Allah adaleti, iyiliği, akraba ve yakınlara yardım etmeyi emreder Hayâsızlıkları, kötülükleri ve haddi aşmayı yasaklar Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir '
Osman bu ayet-i kerimeyi hayranlıkla dinledi Kureyş'in yaşadığı manevî çöküntü nerede, bu ayetin hedeflediği faziletli bir ümmet neredeydi? İslam'ın nuru ve Allah Resulü'nün sevgisi Osman'ın yüreğine yerleşti ve Osman bin Maz'un derhal Müslüman oldu
Bir başka rivayete göre ise Osman bin Maz'un, Abdurrahman bin Avf, Ebu Seleme, Ebu Ubeyde bin Cerrah ve Ubeyde bin Haris, birlikte Efendimiz'in yanına gitmişlerdi Efendimiz onlara İslam'ı anlatıp Müslüman olmalarını teklif ettiğinde hepsi birden Müslüman olmuşlardı Osman bin Maz'un ve arkadaşlarının efendimiz Hz Ebu Bekir'in davetiyle Müslüman oldukları da rivayet edilmektedir
Ondördüncü Müslüman
Osman bin Maz'un, Peygamber Efendimiz Daru'l-Erkam'a yerleşmeden önce Müslüman olmuştur ki kendisi Müslüman olan on dördüncü kimsedir Böyle erken bir dönemde Müslüman olmak ve her türlü tehlikeyi göze almak ancak pek cesur kimselerin güç yetirebileceği büyük bir kahramanlıktır O Müslüman olmakla kalmamış, hanımı Havle bint Hakim'in, oğlu Saib'in ve kardeşlerinin de Müslüman olmalarına vesile olmuştur Bu ise Efendimiz Aleyhisselam'ı çok sevindirmiştir İslam'ın her geçen gün yayılması üzerine dehşete kapılan Mekke'nin önde gelenleri, akla hayale gelmeyecek işkencelerle Müslümanları dinlerinden vazgeçmeye zorladığında, Osman ve ailesi de bu vahşi muameleye maruz kalmıştır Özellikle Osman'ın yaşadığı mahalle işkencenin, zulmün en ağır bir şekilde yaşandığı bir yerdi Zira Osman, Cumahoğulları kabilesine mensuptu
Bu kabilenin lideri olan Ümeyye bin Halef, köleleri olan Bilal bin Rebah'a, Amir bin Füheyre'ye ve Ebu Fükeyhe'ye tarifi imkânsız işkenceler yapıyordu Bahta vadisi acı dolu seslerin vahşi naralarla birbirine karıştığı, kırbaç seslerinin ardı ardına duyulduğu, insanlığın ve insafın unutulduğu bir mekândı Bilal ve arkadaşlarının çektiği çileler diğer Müslümanlara yaşadıklarını unutturacak bir boyuta ulaşmıştı
Zorlu bir yolculuk
Osman bin Maz'un bir şey yapamamanın acısıyla kavruluyordu Burası artık yaşanabilecek bir yer ve bu acılar dayanılabilecek gibi değildi Mekke'den gitmeli, Ümeyye'nin, Ebu Cehil'in olmadığı bir yere, dinini özgürce yaşayabileceği bir diyara göç etmeliydi Allah Rasulü'nün emriyle Habeşistan'a doğru yola çıktı Hanımı, oğlu ve kardeşleri de onunla birlikteydi Maz'un ailesi bir gece vakti herkesten gizli bir şekilde doğduğu toprakları, evini barkını terk etti ve hiç bilmedikleri bir yere, meçhule doğru zorlu bir yolculuğa çıktı Habeşistan'da, Necaşi'nin yurdunda güven içerisinde yaşarken, Mekke'den gelen bir haber Müslümanları heyecan içerisinde bıraktı Bütün Mekkeliler Müslüman olmuştu
Kureyş'in seyyidi Velid bin Muğire ve Ebu Uhayha Said bin As bile iman etmişti Onlar Müslüman olduktan sonra artık burada gurbet ellerde yaşamanın, Allah Resulü'nden uzakta olmanın ne gereği vardı? Zaten kendileri Habeşistan'da, akılları ve kalpleri ise Mekke'deydi Hemen yol hazırlıkları başladı Bazı Müslümanlar acele edilmemesini ve haberin iyice araştırılmasını teklif ettilerse de pek çok Müslüman yollara düştü Acı ve zorluklarla dolu olan yollar sevinç ve mutluluk dolu adımlarla geride kalıyordu Ancak Mekke'ye yaklaşıldıkça sevinç, yerini endişeye bıraktı Yoksa haber yanlış mıydı?
Mekke'ye yaklaşıldıkça ümitsizlik artıyor, karşılarına çıkan kimselerin anlattıkları, son umut kırıntılarını da tüketiyordu Mekke şu dağların ardındaydı Ama oraya giremezlerdi Zira Mekke'yi terk etmiş, başka bir ülkede yaşamaya başlamışlardı Bu şehre dönmenin tek yolu güçlü bir Mekkelinin himayesine sığınmaktı Osman bin Maz'un ne yapacağını bilemiyordu Habeşistan'a geri dönebilirdi Ama Mekke, doğduğu, büyüdüğü şehir, Kâbe ve elbette Peygamberimiz  Onlar bir adım ötedeydi Diğer tarafta ise işkence ve ölüm vardı Şehir ve ölüm  Osman bir süre düşündü ve kararını verdi
|