08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Anlıkçılık - Atomculuk
Anlıkçılık
Anlık olgularının duygular ve irade üzerinde üstünlük ve önceliği olduğunu söyleyen felsefe doktrini Bütün psikolojik olayları fikir, düşünce ve yargılara bağlama eğilimindeki felsefelere anlıkçılık denir Bir anlıkçı için bir şeyi sevmek, o şeyi iyi olarak yargılamak; sevmemek ise kötü olarak yargılamaktır Heyecanlar konusundaki anlıkçı öğretiye göre, bazı heyecanların hemen önce sinde birtakım hayal veya yargılar vardır; oysa fizyolojik öğretiye göre, her heyecandan hemen önce gelen organik bir tepkidir
Anlıkçı görüş, sonuna kadar götürülünce tam bir idealizme dönüşür Mutlak bir anlıkçı için, hayat yalnız zihin hayatından ibarettir Anlıkçılık zekânın iradeden de önce geldiğini söyler, irade olaylarını akıl olaylarına bağlama eğilimindedir; böylece iradeciliğe karşı çıkar Akılcı yargı öğretisi (Spinoza), anlayışı (yani zekâyı) doyuran açık bir düşüncenin hemen benimsenivereceği görüşündedir
Buna karşılık, Descartes felsefesinin bazı yanlarında olduğu gibi iradeci öğreti, iradenin her zaman şüpheyi sürdürerek yargıdan kaçınabileceğini, çünkü iradenin sonsuz, anlığın ise sonlu olduğunu savunur Yeni anlıkçılık ise evrenin anlaşılırlığı görüşüne dayanır Böylece bilinemezciliğin (agnostisizm), akıldışıcılığın (irrasyonalizm) ve çeşitli metafizik sezgiciliklerin karşısında yer alır
Atomculuk
Nesnelerin bölünmez parçalardan (atoma) meydana geldiğini ileri süren öğreti Empedokles, Anaksagoras ve Abdera düşünürleri (Leukippos ve Demokritos) bu ad altında toplanırlar Bu düşünürlere göre, yaratılmamış, yok olmayan, değişmeyen varlık özdeksel atomdur
Atomculuk, Epikuros'la Lukretius'un aracılığıyla Gassendi ve Bacon'a ulaşarak doğa bilimlerinin doğuşunu sağlamıştır Bir Rönesans adamı olan Petrus Gassendi, doğayı bir organizma olarak ele alan Aristocu skolastiğe karşı, atomculuğun getirdiği mekanist anlayışı savunmuştur Bu anlayışa göre doğa, atomlarla ve atomların hareketleriyle gerçekleşmiştir
|
|
|