| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| devir, dönemlerin, edebiyatı, etk, farklı, islami, tarihi, türk, uygarlıkların, üzerindeki | 
|  | İslami Devir Türk Edebiyatı Üzerindeki Farklı Uygarlıkların Ve Tarihi Dönemlerin Etk. |  | 
|  08-23-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İslami Devir Türk Edebiyatı Üzerindeki Farklı Uygarlıkların Ve Tarihi Dönemlerin Etk.İslami Devir Türk Edebiyatı Türkler onuncu yüzyıldan itibaren kitleler halinde İslamiyeti kabul etmeye başlamışlardır  İslam kültürünün etkisiyle yavaşa yavaş yeni bir edebiyat ortaya çıkmıştır  Kendine özgü nitelikleri ve kurallarıyla “Divan Edebiyatı” adını verdiğimiz dönemin oluşumu 13   yüzyıla kadar gelir  Daha sonra bu edebiyat anlayışı 19  yüzyıla kadar etkin bir şekilde varlığını sürdürür  D iğer yandan, İslamiyetten önceki “Sözlü Edebiyat Dönemi”, İslam kültürünün etkisiyle içeriğinde küçük değişimlere uğrayarak “Halk Edebiyatı” adıyla gelişimini sürdürür  Yani, bir anlamda “Halk Edebiyatı” dediğimiz edebiyat, islamiyetten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı altındaki yeni biçimlenişidir  Oysa “Divan Edebiyatı” tamamen dinin etkisiyle şekillenmiş bir edebiyattır  Türklerin Müslüman olduğunu kabul ettiğimiz 10  yüzyılla, Divan edebiyatının başlangıcı olarak kabul edilen 13  yüzyıl arasında İslamiyetin etkisi altında verilmiş olan, bir anlamda geçiş dönemi ürünlerimiz sayılan eserler yer almaktadır  İLK İSLAMİ ÜRÜNLER KUTADGU BİLİG: Eserin adı “mutluluk veren bilgi” anlamına gelmektedir  1069 yılında Yusuf Has Hacip tarafından mesnevi biçimi ve Şehname ölçüsüyle (aruzun özel bir kalıbı) yazılmıştır  Edebiyatımızda aruz ölçüsünün ilk kullanıldığı eser olarak kabul edilmektedir  Eserde adaleti, aklı, saadeti ve devleti temsil eden dört kahramanın çevresinde gelişen olaylarla yazar, devlet idaresinin ve sosyal düzenin nasıl olması gerektiğini anlatır  Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan eserde 7500 civarında Türkçe sözcük Arapça olarak açıklanmıştır  Ayrıca Türk boylarının dilleri ve Türk illeri hakkında bilgi verir  Eserine bir de Türk illerinin haritasını koyan Kaşgarlı Mahmut, Türkçe sözcüklerin açıklamalarını yaparken dört yüze yakın dörtlükten oluşan şiirlerle atasözlerini (sav) örnek olarak verir  Divan-ı Lügat-it Türk, Türk dilinin ana eseri, Türk edebiyatının ve folklörünün bir hazinesi olarak kabul edilmektedir  ATABETÜ’L-HAKAYIK: 12  yüzyılda Edip Ahmet tarafından aruz ölçüsü (Şehname) vezni) ve dörtlüklerle yazılmıştır  Eserin adı “hakikatler basamağı” anlamındadır  Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan eserde, bilginin fayydası, cehaletin zararları, cömertlik, cimrilik, iyi ve kötü huylar anlatılarak halka yararlı olmak amacı güdülmüştür  Dini-ahlaki bir eserdir  Edip Ahmet’in bu eseri yazarken Kutadgu Bilig’den etkilendiği bilinmektedir  DİVAN-I HİKMET: 12  yüzylda Ahmet Yesevi tarafından dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmış dini, tasavvufi ve öğretici bir eserdir  Dörtlüklerin her birine “hikmet” adı verilmiş ve bu hikmetler Orta Asya ve Anadolu’da yayılarak halkı derinden etkilemiştir  Yesevilik tarikatının da kurcusu olan Ahmet Yesevi daha sonra Anadolu’da kurulan pek çok tarikata kaynak olmuştur  Orta Asya ve Türk boylarının bulunduğu bölgelerde yüzyıllarca sevilerek okunan “Bakırgan Kitabı”nın yazarı olan Süleyman Ata da, Ahmet Yesevi’nin haleflerinden biridir  Onun eseri de dini, tasavvufi ve öğretici şiirlerden oluşmaktadır  DEDE KORKUT HİKAYELERİ: Oğuz Türklerinin Rum, Abaza ve Gürcülerle yaptıkları savaşlara ait destani hikayelerdir  Halk arasında söylene söylene 14  yüzyılda son şeklini almış ve 15  ve 16  yüzyılda yazıya geçirilmiştir  Hikayelerin yazarı belli değildir  Dede Korkut hikayeleri on iki hikaye ile bir önsözden oluşmaktadır  Desten geleneğinden halk öykücülüğüne geçiş dönemi ürünleridir  Hikayelerde olaylar nesir, kahramanların duygu ve düşünceleri nazımla dile getirilmiştir  Arı bir dil kullanılmış, olağanüstü olaylar yer verilmiştir Türkçenin canlı ve doğal anlatım güzelliğini gösteren hikayelerde ses tekrarları da sıkça yer almaktadır  Dede Korkut hikayelerinin tek ve tam nüshası Almanya’da Dresden Kütüphanesi’ndedir  a  Klasik Türk Edebiyatı ( Divan Edebiyatı ) Türklerin Arap-Fars etkisiyle oluşturdukları edebiyattır  Divan edebiyatında dil Arapça ve Farsçanın etkisiyle oldukça ağırlaşmıştır  Şiirler aruz ölçüsü ile yazılmıştır  Arap ve Fars edebiyatından alınan şiir biçimleri kullanılmıştır   b  Türk Halk Edebiyatı Halk edebiyatında düzyazıdan çok şiir görülür  Halk edebiyatı sözlü edebiyattır  Şiirler saz eşliğinde doğaçlamayla (o anda) söylenir  Şiirler işlenen konulara göre, güzelleme, koçaklama, taşlama; biçimlerine göre koşma, mani, semai, türkü gibi adlar alırlar  Dil, halkın konuştuğu Türkçedir  Anonim Halk Edebiyatı Yaratıcısı bilinmeyen, ağızdan ağıza yayılan ürünlerin oluşturduğu bir edebiyattır  Ortak edebiyatın ürünleri, halk masalları, halk hikayeleri (Dede Korkut Hikayeleri), efsaneler, mani, türkü, ağıt, bilmece, atasözü, fıkralar ve ninnilerdir   Dini- tasavvufi Halk Edebiyatı ( Tekke Edebiyatı ) Sanatçısı bilinen, Tanrı, insan, evren konusunu tasavvufi bakışla irdeleyen edebiyattır  Kurucusu 12  Yüzyılda yaşayan Ahmet Yesevi’dir  Yunus Emre, Hacı bektaş Veli, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal tekke edebiyatının temsilcilerindendir   Aşık Tarzı Halk Edebiyatı Sanatçısı bilinen, din dışı konuların işlendiği edebiyattır  Aşık edebiyatının temsilcileri: 16  Yüzyılda Köroğlu, 17  Yüzyılda Karacaoğlan, Ercişli Emrah, 18  Yüzyılda Gevheri, 19  Yüzyılda Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, 20  Yüzyılda Aşık Veysel   | 
|   | 
|  | 
|  |