08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Depresif Sikintilar Kültürle Şekilleniyor
DEPRESİF SIKINTILAR KÜLTÜRLE ŞEKİLLENİYOR
Gözlerimiz kapalı, parmaklarımızı bir dünya haritasının üzerinde gezindirip rasgele duraksatalım Seçtiğimiz o bölgeye ait yerli halk, depresyonu bir hastalık olarak tanımıyor bile olsa, o halk içinde depresif belirtiler gösteren bireylere rastlama olasılığımız oldukça yüksek Çünkü depresyon ya da benzer türevleri her kültürde gözlemleniyor Kültürden kültüre farklılık gösteren ise yalnızca bu sıkıntının kişi tarafından nasıl görülüp deneyimlendiği Örneğin, Nijeryalılar içinde bulundukları durumu "beynimde karıncalar yürüyor" gibi deyimlerle tanımlarken, Çinliler sinir yorgunluğu yaşadıklarını ve kalplerinin sıkışıp ağırlaştığını dile getiriyorlar Bu farklılığa genel hatlarıyla bakacak olursak, Batı kültürleri depresyonun kendi içlerinde çekirdeklendiğini düşünme eğilimindeyken geleneksel Asya toplumları, üzüntü gibi sıkıntı uyandırıcı duygusal durumların dış dünya kaynaklı olduğuna inanıyor
Peki, tüm bu örneklerden varacağımız çıkarım depresyona dair öznel deneyimlerin kültürler arası bir fark mı gösterdiği acaba Yanıtımız, evet gibi görünüyor Çünkü bireyselciliğin yaygınlaştığı toplumlarda depresyondan şikâyetçi olan kişiler içlerindeki çaresizlik, umutsuzluk, suçluluk ve kendine güvensizlik hislerine vurgu yaparken, daha az bireyselci toplumlar yorgunluk, iştah kapanması, hareketlerin yavaşlaması gibi davranışa yönelik belirtilere odaklanıyorlar
Depresyonda yoğun olarak deneyimlenen "suçluluk" hissi ise 16 ve 17 yüzyıllara değin bu hastalığa ait bir belirti olarak ortaya konmuyor Araştırmacılar, Endüstri Devrimi ile beraber adı depresyonla beraber anılmaya başlayan suçluluğun fark edilişindeki bu gecikmenin doğal olduğunu söylüyorlar Teknolojideki gelişim, beraberinde sosyal yapıda da farklılaşma getirerek bireyselleşme sürecine salık veriyor ve bireysel sorumluluk ön plana çıkıyor Bireysel sorumluluktaki bu öne çıkış, olumsuz sonuçlar karşısında bireysel suçluluk duygularını da tetikliyor
Sonuç olarak, tüm bu örneklerde de gördüğümüz gibi, kültür bir hastalıktan duyduğumuz sıkıntıyı hangi kelimelerle, nasıl ifade edeceğimizi etkilemekle kalmayıp, fiziksel deneyimlerimizin niteliğine bile yansıyabiliyor
|
|
|