08-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Darülfünun Kapatılışı
Kapatılışı
1932'de resmen ilan edilen Türk Dil ve Tarih Tezleri karşısında üniversitenin gösterdiği kuşkucu tutum, Darülfünun'un sonunu getiren başlıca etken olmuştur Prof İlhan Başgöz'ün deyimiyle,
"I Türk Tarih Kongresi'nde İstanbul Darülfünunundan bazı öğretmenler resmi dil ve tarih görüşlerini eleştirmek cesaretini gösterirler Mustafa Kemal'in öz ilgi ve desteği ile yürütülen ve hükümetin kültür politikası halini alan bu iki görüşün Üniversitede destek bulamaması bir yana, bir de eleştirilmesi Ankara'da şiddetli tepki yaratır "
Kongreden iki ay sonra, eski İstiklal Mahkemesi hakimi Dr Reşit Galip maarif vekili tayin edilerek, üniversiteye çeki düzen vermekle görevlendirildi Daha önce İsviçreli eğitimci Albert Malche ülkeye çağrılarak, Darülfünun'un aksayan yönlerini eleştiren bir rapor yazması sağlanmıştı 1933 Temmuzunda çıkarılan bir kanunla Darülfünun lağvedildi ve yerine aynı gün İstanbul Üniversitesi kuruldu Darülfünun'un toplam 114 müderris (ordinaryus profesör) ve muallimine (profesör) karşılık, yeni üniversite öğretim hayatına 78 profesör ve ordinaryus profesörle başladı Bu sayının 65'i Türkiye'ye yeni gelen ecnebi öğretim üyeleri idi Eski kadrodan 100 kadarı emekliye sevkedildi
Dr Reşit Galip, üniversitenin açılış konuşmasında Darülfünun'un kapatılma nedenlerini açıklarken, ağırlığı bu kurumun "siyasi, içtimai büyük inkılaplar karşısında btaraf bir müşahit [tarafsız bir gözlemci] olarak kalmasına" verdi; yeni üniversitenin en esaslı niteliğinin "milliyetçilik ve inkılapçılık" olacağını belirtti
Maarif Vekilinin 12 9 1933 tarihli Milliyet'te yer alan tebliğine göre atamalarda "ilimden ziyade idealistlik ön planda tutulmuş"tu
Yeni düzenleme ile üniversitenin idari ve mali bağımsızlığı kaldırılarak, üniversite yöneticileri ile profesör ve doçentleri tayin ve azil yetkileri Maarif Vekaletine verildi Bakanlık, siyasi kontrolü, profesörlerden derse devam cetvelleri isteyecek kadar sıkı tuttu Başgöz-Wilson'ın deyimiyle,
"üniversitenin cumhuriyet devri boyunca serbest eleştiri ve kontrol ödevini yerine getirememesinde öğretim üyelerinin şahsi kusurları ve bilgi seviyeleri ile birlikte, bu ağır siyasi kontrolun da rolü olduğu açıktır "
Kaynak : Wikipedia
|
|
|