Prof. Dr. Sinsi
|
Gökköy, Balıkesir Kültür
Kültür
Gökköy Camisi
Gökköy halkının dini Sünni İslam'dır Köyde bir tane Cami vardır Eski Cami'nin yıkılmasından hemen sonra 1 Ocak 1971'de, Eski Cami'nin bulunduğu mevkiide yeni bir Cami'nin yapımı başlamış, 1 Aralık 1971 tarihinde Cami'nin yapımı bitmiştir Cami'nin yapımı için köye Balıkesir'den ustalar gelmiştir Cami taştan yapılmış olup kubbesi bulunmamaktadır Cami ile birlikte şadırvan yani abdestlik, oturma odası ve Gökköy Kur'an-ı Kerim Kursu adlı 1974 yılında açılan Kur'an Kursu bulunmaktadır Caminin alanı alanı 195 m2 olup toplam alanı 744 m2'dir [18] Caminin imam hatibi Şerafettin Çetin'dir [19]
Bulgur, tarhana, çoban hamuru ve halka ekmek gibi köye özgü birçok yemek vardır Köyde düğün salonu vardır ve köy halkına açıktır Bu düğün salonunu köy halkından İsmail Kabak yaptırmıştır Bugün köydeki düğünler Balıkesir'deki düğünlere benzemektedir Geleneksel düğünler artık yapılmamaktadır Susuzluk olduğu zaman köyde Yağmur Duası yapılmaktadır Bu duadan önce belirli köylüler köy halkından un ve yağ toplamakta ve duanın ardından bu un ve yağdan bezdirme yapılıp köy halkına dağıtılmaktadır Köyde hıdrellez hayırları yapılmaktadır Bu hayırlara Balıkesir ve civarından insanlar gitmektedir Hıdrellez günü köy halkı tarlaya gitmeyip hiçbir şey ekmeyip dikmemektedir [20] Köyde ağalık, başlık parası ve töre cinayetleri yoktur Köyün Halil Kır adında gazisi vardır Köyde herkezin bir lakabı vardır Gölgeli Dağında'ki Gökköy Yatırı, Ese Olayı, Çakıl Çeşmesinde cinlerin olduğu, köy çobanlarının mezarlıkta ateş yandığını gördükleri ve mezarlıkta yer altı canavarının olduğu rivayeti gibi köye özgü efsaneler vardır
Köyde Gökköy Avcılar Kulübü Derneği isimli bir dernek bulunmaktadır 3 Ekim 2005 tarihinde başlayıp 12 Ekim 2005 tarihie kadar süren avcılık kursunda 27 kişi sertifika almıştır [21] Köy halkından olan Arif Çakal, seramik sanatçısıdır 1962 yılında doğmuş ve ilköğretimini köy okulunda tamamlamıştır Çocukluğunda el sanatına merak duymuştur Bugün köyde seramik ile uğraşmaktadır Kendisi Balıkesir'de seramik konusunda ünlüdür [22]
Giyim - kuşam
Köy halkının soyu köyün kurucuları olan Gökçe Yörükler'den gelmektedir Gökköylü kadınların başlarında mutlaka beyaz baş örtüsü vardır ve feracelerinin davudu yani feracenin sırt bölgesindeki dikiş yuvarlakdır Bu sadece Gökköy kadınlarına özgüdür
Mutfak
Çocuk Oyunları
Köye özgü Combuz, Sak, Kazık gibi çocuk oyunları vardır Combuz oyununda çocuklar ilk önce demir yolundan çıkardıkları bir vidayı bir tahta parçasının ucuna geçirip ve çocuklar çukurun içine bir taş dikerler Bir çizgi çizip bu çizgiden bu sopayı atarlar Oyunun amacı taşı çukurdan çıkarmaktır Taşı çukurdan çıkartamayan ebe olur Ebenin görevi combuzu sırası gelenin eline vermektir Sak oyununda combuz adlı sopa yerine yassı bir taş kullanılır Oyunun diğer kuralları Combuz oyunu ile aynıdır Kazık oyununda çocuklar evden getirdiği yarım metre uzunluğundaki tahta parçalarının ucunu kesici bir alet ile sivriltir Her çocuğun 10 adet tahta parçaları sivrilterek yapılmış tahta kazığı olur Çocuklar herhangi bir eve ait gübreliğe giderler Sırasıyla ellerindeki tahta kazıkları gübreliğe atarlar Bu tahta kazıklar gübreliğe saplanır Eğer attığı tahta kazık ile gübreliğe saplanmış herhangi bir tahta kazığı çıkarabilen çıkardığı tahta kazığı alır Bu oyunlarda artık çocuklar tarafından oynanmamaktadır
Düğünler
Gökköy'deki bir mahalle fırını
Eski zamanlardaki köy düğünleri, köyün bugünkü düğünlerinden farklıdır Köyün eski düğün adetleri şöyledir Erkek tarafı ilk önce uygun gördükleri kızı istemeye gelir Kız isteyen erkek tarafı mutlaka dünür olarak dört erkek getirir Kız tarafı kabul ederse dört veya beş gün sonra nişan yapılır Nişanda erkek tarafı kız tarafına üç bohça eşya getirir Bu bohçada; basmalar, terlik, ziynet eşyaları, yazmalar, gecelikler ve çerezler vardır Nişandan sonra erkek tarafı hazırlık yapıp kız tarafına sini getirir Sini; küçük sini ve büyük siniden oluşmaktadır İlk önce küçük sini sonra büyük sini getirilir Büyük sinide; kırk civarı yağlı susamlı kare şekilli pide, çörek, tahinli helva, yağlı helva, sütlaç, pilav, kumaş, yemeni, büyük bir tepsi baklava, yemekler ve çerezler vardır Küçük sinide; büyük sinide bulunanlardan az miktarda vardır, fakat baklava bulunmamaktadır Erkek tarafı sini gönderdikten sonra kız tarafı erkek tarafına çevre getirir Çevrede; fes, gömlek, çorap, sırça boncukdan yapılma bir süs olan çiçek, kumaşdan yapılarak süslenen kese ve yemekler vardır
Köye özgü bir yiyecek olan Halka Ekmek
Sini ve çevre getirildikten sonra nikah yapılır Nikahtan sonra düğün hazırlıkları yapılır Düğün salı gün başlar Salı gün kız ve erkek tarafı akrabalarını da çağırarak Balıkesir Merkez'deki Hamam'a gider Salı akşamı Hamam'dan gelen kadınlar, erkek evinde eğlence yaparlar Aynı akşam erkekler Kemrelik adlı köy meydanında toplanarak eğlence yapar Bu eğlenceye haynk denir Kadınlar eğlenceden sonra köy meydanına giderek erkeklerin eğlencesini izler Ertesi gün öğle vakti kız evine sepi serilir Sepi sermek; kız tarafının bahçesine bir ip gerip kızın çeyizlerini sermektir Erkekler öğle vakti kız evindeki sepinin altında eğlence yapar Erkeklerin eğlencesinden sonra ikindi vaktinde kız evinde kadınlar eğlence yapar Kadınların yaptığı eğlence kısa sürer Aynı gün erkek evinde keşkek, patatez yemeği, nohut yahnisi yapılır Sadıçlara börek ve yemek verilir Geri kalan yemekler köy halkına verilir Akşam erkek tarafında kadınlar, köy meydanında da erkekler ikinci haynkı yapar İkinci haynk dağılınca akşam saatleri erkek ve kadın tarafının akrabaları kız tarafında toplanır Kına yakılır Kınada ağıt yakılıp kız övülür
Kına gecesinin sabahı gelin kalkıp kınasını ve saçını yıkar Köydeki bir kadın geline gelinliğini giydirir Gelin süslenince erkek tarafı yenge denilen akrabalarını toplayarak kız evine gelir Kız evinde kadınlar haynk yapar Gelini kız evinden indirirler Sandalyeye gelin oturur köy halkı geline bakar ve kına tabağına köy halkı para atar Gelin eve çıkar Yeniden erkek tarafı kızı almaya gelir Kız büyüklerinin elini öper Baba kızını bahçeye indirir Baba kızın sırtını üç kez sıyazlar Kız arabaya biner Erkek evinde davullar çalınır Kızı damadın babası erkek evine çıkarır O gün gelin oruçlu olur Gelin orucunu akşam Ezan'ı ile açar Damadı sadıçları damatlığını giydirir Damat abdestini alıp Yatsı Namazı'nı kılar Sadıçlar ve Hoca tekbir ile damadı eve getirir Damat sadıçların elini öper Hoca dua okur Damat koşarak yukarı çıkar Sadıçlar damadın sırtına vurur Damat gelince gelin ayağa kalkar İkisi birbirinin ayağına basmaya çalışır Biri basar Damat geline altın verir Buna yüz görümlüğü denir Damat gelinin yüzünü açar Damat ile gelin gerdeğe girer
Efsaneler
Köyde, bir yatır bulunmaktadır Köyden bir çoban:"Ben burada zaman zaman ak sakallı, uzun boylu zayıf birisini abdest alırken görüyorum, aynı kişi şimdiki yatırın olduğu yere doğru gidiyor ve kayboluyor " demiştir Gökköy'ün yakınındaki Kabaklı'dan bir kadın, konu ile ilgili olarak şöyle bir olay yaşamıştır Bir gün ekmeği, yemeği, suyu ve çapası ile tarlaya gitmektedir İşinin uzun olmasından dolayı, yola çıktığı saat epey erkendir Yolun belli bir yerinde karşısına uzun boylu, zayıf, ak sakallı bir dede çıkar Kadına selam verip nereye gittiğini sorduktan sonra, kendisinin de Kabaklı'ya gitmekte olduğunu söyler ve kadından biraz ekmek, biraz da su ister O gün tarlada uzun süre çalışacak olan olmasından dolayı kadın Dede'ye su ve ekmek veremeyeceğini söyler Bunun üzerine Dede, "Senin köyün olan Kabaklı'ya gitmekten vaz geçtim Sen de, köyün de lanetlisiniz" der ve ortadan kaybolur O günden beri pişmanlık içinde olan kadının işleri de sürekli ters gitmekteymiş Gökköy'de çobanlık yapmakta olan birinin başından şöyle bir olay geçer Çoban her zamanki gibi koyunlarını otlatmaya gider, şu anki yatırın olduğu yerin yakınında, yanına uzun boylu, ak sakallı yaşlı bir dede gelir; onunla oradan buradan biraz sohbet eder, daha sonra aniden ortadan kaybolur Çoban bu dedenin yatırının olduğu yerde kaybolduğunu söylemektedir Aynı kişi daha sonra bu olayı diğer çoban arkadaşlarına anlatır Arkadaşı da aynı şekilde zaman zaman bir dedenin yanına geldiğini, kendisiyle kısa bir sohbetten sonra mezarına doğru aniden kaybolduğunu söyler Hemen hemen yöredeki bütün çobanlar aynı olayı benzer şekilde yaşadıklarını anlatmaktadır Geceleri de burada ışık ile dolaşırken köylülerce görülmüştür [23]
Köydeki diğer bir yatır Gölgeli Dağı'nın tepesinde bulunan yatırdır Bir efsaneye göre bu dede çok eski yıllarda bu dağa çıkarken taş olmuştur Şimdi ise burada dedenin türbesi vardır Ayrıca dedenin taş olmuş bedeni de görülebilir Yatırın dibinde birde mağara bulunmaktadır Balıkesir ve civarından birçok insan bu türbeyi ziyarete gelmektedir Köyün hıdrellez hayırında en çok ziyaret edilen yerlerden biridir
Köyün diğer efsanesi Ese Olayıdır Ese adında bir adam gece tarlasına bostan beklemeye gitmiştir Amacı gece bostanlarının çalınmasını önlemektir Sabah Ezanı okunacağı sıra, evine dönmeye karar verir Çünkü Sabah Ezanı'ndan sonra köy halkı tarlaya gittiği için hırsızlık olayları yaşanmamaktadır Ese atı ile Başpınar çeşmesinin dibinden geçerken at birden yürüyemez olmuş Ese ata kırbaç ile vursa da at gidememiş Ezan okununca at birden normalce yürümeye devam etmiş Yani Başpınar çeşmesinde şeytan olduğundan at gidememiştir Ama Ezan okununca şeytan atın üzerinden kalkıp kaybolmuştur Başpınar çeşmesinin şeytanlı olduğu tüm köylüler tarafından bilinmektedir
Çakıl çeşmesinde cinlerin olduğu rivayeti bazı köylüler tarafından ortaya atılmıştır Bir karı koca gece tarlada beklererken köyün Çakıl denilen çeşmesinde cinlerin düğün yaptığını gördüklerini söylemiştir Köy çobanları mezarlıkta ateş yandığını gördüklerini söylemiştir Ayrıca bazı köylülerde mezarlıkta yer altı canavarının olduğunu söylemiştir Yine bunlarında doğruluğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır
Ağız
Köy halkı Öz Türkçe konuşmaktadır Gökköy Ağzı'nda, İstanbul Türkçesi'ne göre ses farklılıkları vardır Gökköy Ağzı'nda çoğul eki "le, la, ne, na" 'dır Sadece "ne, na" çoğul eki, sonu "n" ile biten kelimelerin sonuna gelir İyelik eklerinde, Hal Eklerinde ve İlgi Ekleri'nde bir değişme yoktur
Sırf Gökköy halkının kullandığı sözcükler vardır Bunlara örnek verilecek olursa; "haynk" sözcüğü düğünlerde yapılan eğlenceye denir Köye özgü deyimler mevcuttur Ağzına kaygan kapamak deyimi ölen bir kişi için Kur'an okutulmaz mevlüt yapılmazsa söylenir Sındırgı'yı sıyartmak, garaja kandil asmak deyimi oğlunu evlendirmek için her türlü yolu deneyip oğlunu evlendiremeyenlere söylenir Gökköy için Sındırgı uzak bir yerdir Kız bulabilmek için uzaklara gitti, başka yerlere gidebilmek için de araba garajlarında konakladı anlamındadır
/ o / > / u / onlar > unna
/ k / > / g / karga > garga
/ u / > / ı / pamuk > pamık
İsim
Köyün dilinde isim
Habibe
Hapbe
Necati
Necatti
Yakup
Yakıp
İbrahim
İbram
Ayşe
Aşa
Hatice
Hatça
Vahide
Vade
Hüseyin
Hüsen
Nusret
Mişret
Sıtkı
Zıtkı
Ahmet
Amet
Mehmet
Mömet
Kadir
Gadir
Köy adı
Köyün dilinde köy adı
Ertuğrul
Eltuğrul
Kabaklı
Gabaklı
Kalaycılar
Galaycıla
Kesirven
Kesirfen
Çukurhüseyin
Çukurhüsen
Kutludüğün
Gutludüün
Macarlar
Macarla
Karamanlar
Garamanna
Karakavak
Garagovak
Karabeyler
Garabeyle
Naipli
Neyipli
Kavaklı
Govaklı
Deliklitaş
Deliklidaş
Kaynak : Wikipedia
|