|  | Fiziğin Tarihsel Gelişimi |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Fiziğin Tarihsel GelişimiDoğa olayların sorgulanmaya başlaması, yani fiziğin doğuşu, ilk uygarlıklann ortaya çıkmasıyla birlikte oldu  Mezopotamya'da IÖ 3000'lerde, Sümer ve Akad uygarlıklannda su değirmenleri kullanılıyor, ağır heykeller dikiliyor, piramitler yapılıyor, zaman, uzaklık ve hız ölçümleri gerçekleştirilebiliyordu  İÖ 2500'den sonra Mısır'daki uygarlıklar da, pratik kaygılan ağır basan mühendislik sorunlarının çözümünde fizik kurallanndan yararlanmışlardı   Ama bu pratik gereksinmelerden doğan tekniklerin ortak temellerini oluşturan ilkelerin aranışı, İÖ 6  ve 5  yüzyıllarda Ege kıyılannda yaşayan filozofların soyutlamalarla doğayı sorgulama yöntemlerinde ortaya çıktı: Bu dünya, kaostan nasıl doğdu? Çokluğun ve çeşitliliğin kökenleri nedir? Hareket ve değişim nasıl hesaplanabilir? Bazı temel kabullerden mantıksal olarak sistematik fizik kuramlan çıkarsamanın ilk örneği, Thales'in (İÖ 6  yy) suyu tüm varhklann temel maddesi saymasıdır  Tha-les, iki temel kuvvet olarak, büzülmeye yol açan merkezcil kuvvet ile genişlemeye yol açan merkezkaç kuvveti tanımladı   Antik Çağ filozoflanndan Herakleitos (İÖ y  540 - y  480), bütün nesnelerin sürekli hareket halinde olduğunu ve toplam madde miktarının sabit olduğunu öne sürerken, Empedokles (İÖ y  490 - 430), evrenin toprak, hava, ateş ve su dörtlüsünden oluştuğu görüşünü ortaya attı  Atom kavramının babası ise Anaksagoras (İÖ y  500 - y  428) oldu  Anaksagoras, tüm maddenin, "yaşamın tohumlan" olarak adlandırdığı atomlardan oluştuğunu, bunlann sürekli hareket ettiğini, havanın bir ağırlığı olduğunu belirtti  Demokritos (İÖ y  460 - y  370), atom kuramına "zorunluluk" ilkesini katarken, Leukippos (İÖ 5  yy) ve Epikuros (İÖ 341-270) atomcu okulun izleyicileri oldular   Platon'un öğrencisi Aristoteles, atom görüşünü yadsıyarak nicel madde kuramı yerine oldukça yalınkat ve nitel bir yaklaşımı yeğledi  Aristoteles, ilkel maddeyi sıcak ve soğuk, ıslak ve kuru gibi niteliklere indirgedi  Dirençli bir ortamda bir cismin hareketinin, harekete yol açan kuvvetle orantılı, ortamın direnciyle ters orantılı olduğunu belirleyerek bu bağıntıyı boşluğun varoluşuna karşı bir kanıt olarak kullandı  Aristoteles'in fiziği tüm ortaçağı etkiledi ve hatta Aquino'lu Tommaso tarafından Hıristiyan skolastiğinde kullanıldı   Syrakusa'lı Arkhimedes (İÖ y  290/280 -y  212/211), İskenderiyeli Heron (ü  İS 62), Ktesibios (ü  İÖ y  270) gibi araştmcılar ise deneysel araştırmalarıyla hidrostatik, mekanik gibi fizik dallarına önemli katkılarda bulundular   İlkçağ filozoflanndan Aristoteles'in düşünceleri, ortaçağdaki dünya görüşlerinin tümü üzerinde etkinliğini sürdürdü  Bilimin, felsefe ve dinin etkilerinden sıyrılıp kendine özgü bir araştırma disiplinine dönüşmesi eski çağdan hemen hemen 2 bin yıl sonra başladı  Rönesans'ın ve Reform hareketinin etkileriyle "niçin" sorusunun yerine "nasıl" sorusunun geçmesi, 16  yüzyıl içinde gündeme geldi   Gallei'nin mekaniğe kat kılan, Kopernikusçuluğun savunulmasıyla doğrudan ilişkiliydi  Düşen cisimlerin hızlanmalanyla ilgilenen Galilei, serbest düşme yasasını, yani düşmede alınan yolun cismin kütlesiyle değil, geçen sürenin karesiyle orantılı olduğunu ortaya çıkardı  Bunu, eylemsizlik ilkesiyle birleştirerek, bir merminin yörüngesinin paraboli biçiminde olacağım belirledi  17  yüzyılda RenĞ Descartes, özellikle madde kavramı üzerinde durarak doğadaki tüm olayları maddeye ve harekete indirgeyen mekanikçi felsefeyi kurdu  Ayrıca çarpma ve dairesel hareket üzerine çalışmalar da yaptı   17  yüzyılın sonunda Isaac Nevvton, Philosophiae naturalis principia   mathematica (1687; Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri) adlı yapıtında, mekaniğin temel sorunlarını çözen üç yasasını yayımladı  Bu yüzyılda hızla gelişen bir fizik dalı da optikti  Roger Bacon gibi'13  yüzyıl bilginlerinin yapıtlarını tarayan Kepler, teleskopların matematiksel incelemesini yaptı, mercekler için bir geometri kuramı geliştirdi, ışığın kırılma özelliğini açıkladı  Nevvton'ın beyaz ışığın bileşik ışık olduğunu ortaya çıkardığı renk  kuramı  ve  ışığın  parçacık  özellikli olduğunu  belirten  korpüskül  kuramı  ile Huygens'in dalga özellikli ışık kuramı optiğe en önemli katkılar oldu  Böyle, Torricelli,  Pascal,  Von  Guericke  gibi  bilginler, gazların basınç ve hacim ilişkilerine nicel yasalar getirdiler   18  ve 19  yüzyıllar bilimsel çalışmaların altın çağı olarak nitelenir  Değişen sosyoekonomik yapı var olan kuramlar içinde doğa biliminin en büyük atılımı yaparak bağımsız  bir  kurum  halinde  gelişmesine olanak sağladı   Elektriğe ilişkin çalışmalar, Leyden şişesinde yük birikimi sağlanmasından sonra deneysel araştırma alanına kaydı  1733'te du Fay ve Nollet, "reçinemsi" ve "camsı" olarak adlandırdıkları iki tür elektriktik olduğunu buldular, 1787'de de Coulomb, elektrostatiğin temel yasalarını yayımladı  Galvanik ve voltaik elektriğin bulunuşuyla elektrik üreteçlerinin doğuşu, bu alandaki araştırmaların hızla gelişmesini sağladı  1819'da 0rsted, elektrik akımına eşlik eden magnetik etkiyi buldu, 1827'de Ampere elektrodinamiğin yasalarını geliştirdi  1831'de ise Faraday elektromagnetik indük-siyonu ortaya çıkardı  1855'ten başlayarak J  C  Maxwell'in çalışmalarıyla klasik elek-tromagnetizma kuramı ortaya çıktı   Sanayi devriminin bilim üzerindeki en açık etkisi, ısının mekanik işe dönüştürülmesine yönelik çabalardır  Carnot, Clausius, Kelvin, Helmholtz gibi bilginler, termodinamik bilim dalının gelişmesinde önemli katkılarda bulundular  Maxwell ve Boltzmann gazların kinetik kuramım geliştirerek, maddenin atom yapısının tanımlanmasına yönelik çok önemli bir adım attılar  Işığın özellikleri ve esirin varlığına ilişkin olarak 19  yüzyıl sonunda gerçekleştirilen araştırmalar ise 20  yüzyılın devrimci kuramlarına temel oluşturdu   20  yüzyılda fiziğin yapısını temelinden sarsan iki kuram, Max Planck'ın 1900'de öne sürdüğü kuvantum kuramı ile Albert Einstein'ın 1905'te yayımladığı görelilik kuramıdır  Atomun, çekirdeğin ve temel parçacıkların bulunması, plazma fiziği ve elektroniğin hızla gelişmesi gibi deneysel ve uygulamalı atılımlar, kuramsal ve deneysel bilgilerin olağanüstü artmasının yanı sıra, fiziğin çeşitli alanlarında gerçekleştirilen eşgüdümlü araştırmalarla sağlanmaktadır  | 
|   | 
|  | 
|  |