| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Osmanlı Devletinde Hukuk Nasıldı? 
 
            
 osmanlı  devleti,  hukuk bakımından  şeriat´a dayalı, teokratik bir  devlet olarak tanımlanır
  Ancak, çok ırk, din, dil ve milletten oluşan  İmparatorluğun, yalnızca  şeriat´ta yer alan kuralar dahilinde idare edilmesinin pratikte mümkün olmayacağı aşikardır  Bu durum,  şeriat´ın esasına dokunmamak ve onunla mutabık olmak kaydıyla, padişahların insiyatifine bırakılan bir  karar alma yetkisini ve sahasını gerekli kılmıştır  Böylece, çoğu mahalli şartlardan ve günün ihtiyaçlarından kaynaklanan ve bunlara uygun olarak padişahlar tarafından  yapılan düzenlemeler, Örfi  hukuk denen ayrı bir  hukuk sahasını oluşturmuştur  19  yüzyıla gelinceye kadar  osmanlı  devleti´nde, Örfi ve Şer´i  hukukun, birlikte, fakat birbiriyle örtüşmeyen ayrı sahalarda yürürlükte olduğu görülmektedir  Zaman içinde değişen ihtiyaçlar karşısında yetersiz kalan yürürlükteki kanunların bıraktığı boşluklar, bir yandan, m evcut kanunların ıslahıyla, diğer yandan da,  avrupa´dan alınan kanunlarla doldurulmaya çalışılmıştır  Bu tür çalışmaların   dönüm noktası yine Tanzimat olmuş, modern anlamda kanunlaştırma (kodifikasyon) hareketleri bu  dönemde başlamıştır  Fransız ve İtalyan örneğinden faydalanılarak çıkarılan  ticaret, ceza ve arazi kanunları ile, Batı  hukukuna yönelme ivme kazanmıştır  Bir yandan Batı lı kanunların alınmasıyla Batı  hukukuna yönelinirken, diğer yandan da, m evcut yerli kanunlarda yapılan, ve biri diğerini geçersiz kılmayan düzenlemeler sunucunda, birbirinden kesin çizgilerle ayrılan, ikili  hukuk sistemi uygulaması ortaya çıkmıştır  Ancak, bu uygulama, değişik unsurlardan meydana gelen İmparatorluğun bütün teb´asının ihtiyaçlarına c evap vermeden uzak kalarak, bu unsurları bir arada tutmak için yükseltilen ideolojileri, özellikle de  osmanlıcılık ideolojisini,  boşa çıkarmıştır  Bu başarısızlığa rağmen, "kanunlaştırma" kavramının yerleşmesi, yargılama usullerinin geliştirilmesi ve yeni mahkemelerin kurulması gibi konularda ilk tecrübeyi teşkil ederek,   cumhuriyet  döneminde, bu sahada  yapılacak düzenlemelere zemin hazırlamıştır  cumhuriyet´e gelindiğinde, çok uluslu  osmanlı İmparatorluğu nun  hukukunun, tek uluslu  cumhuriyet için  geçerli olmadığı görülür, ve değişen toplumun ihtiyaçlarına yönelik, çağdaş   hukuk sisteminin getirilmesi için  düzenlemelere girişilir  Yukarıda da belirtildiği gibi, Tanzimat  dönemi ve sonrasında Batı  hukukundan iktibaslar yapılmıştır  Bu süreç,  cumhuriyet  döneminde, 1926´da  İsviçre medeni kanununun kabulü, İtalyan modelinden alınan ceza kanunu ve, İtalyan ve Alman modellerinden alınan  ticaret kanununun benimsenmesi ile hız kazanır  ticaret ve ceza kanunları  osmanlı  döneminde Batı örneğine göre düzenlenmiş olmasına rağmen, medeni kanun Şer´i olma özelliğini korumuştur  cumhuriyet  döneminde,  hukuk alanında en önemli değişiklik, medeni kanunun, dini zeminden uzaklaştırılması ile gerçekleştirilir: Çok kadınla  evliliğin yasaklanması,  evliliğin resmi makamlarca onaylanması (resmi nikah), boşanma konusunda kadın ve erkeğe,  miras konusunda kız ve erkek çocuklara eşit haklar tanınması  gibi aile hayatına ilişkin  düzenlemelerle, aslında  hedeflenen,  Türk ailesini, Batı modelinde yeniden yapılandırmaktır  
 |