Kıyamet Saati

“Kiyamet, filan tarihte kopacaktir” demek haddime olmadigi halde, burada size tarih tahmin etme cüretinde bulunacagim Elbette kimse yarin basina ne geleceginden emin olamaz Ama, ölüm yaklastikça, yakinligini hissedersiniz Yaratan, yaklasarak iyice açiklanma noktasina gelen kiyameti “Neredeyse gizleyecegim”(1) diyor Kiyamet iyice yaklastiginda da, geldi geliyor demeye baslarsiniz ve tahminleriniz dogruya yaklasir

Allah söyle uyarir: “Sana kiyametin ne zaman gelip çatacagini soruyorlar De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katindadir Onun zamanini Ondan baskasi açiklayamaz O göklere de, yere de agir gelmistir O size ansizin gelecektir”(2)“Kiyametin zamani hakkindaki bilgi, ancak Allah’in katindadir Hiç kimse yarin ne kazanacagini bilemez”(3)“Kiyamet yaklastikça yaklasmistir”(4)“Gülüyorsunuz da aglamiyorsunuz Habersiz oyalaniyorsunuz”(5)

26 Ekim 1992 gecesi rüyamda kiyametin kopusunu görmüstüm Kiyametin baslayacagini anlayinca, caddelere daldim; karsilastiklarimi kollarindan tutup, ahirete hazirlanmamiz gerektigini anlatiyordum Her kimi yakaladiysam, sözümü bitiremeden elimden siyrilip gitti Anlatamamamin üzüntüsüyle kosustururken, yikilis basladi ve ben köseme çöküp, ölümü izledim

Dünya dalgalaniyor; çatlayip parçalanan zeminlerden alevler fiskiriyordu Üzerime serpilecek kaya, dag veya alev yiginlarinin korkusu içerisindeydim Dizlerime kapanip beklerken, “Allah’im, bana aci verme!” diyordum

Karanlikta bedenimi kaybettim Ardindan, kömürlesmis harabeler üzerinde gözlerimi açtim; bir yerlere dogru ilerliyordum Içimden, “Neden dinlemedik, anlamadik” diye üzülüyordum Basimi çevirip, topragi siyah, gögü karanlik gördügüm anda uyandim

Sabahleyin, TBMM Sorusturma Komisyonlarindaki görevime gittim Bir elimde günün gazetesi, diger elimde çayi yudumlarken, rüyami anlamlandirmaya çalisiyordum Gazetenin rasgele bir sayfasini açtim Gözüm “Kiyametin tarihi belirlendi” seklindeki basliga takildi Heyecanlandim, ürperdim Haber söyleydi: “Herkesin merak ettigi kiyamet günü, sonunda açiklandi: 14 Agustos 2126 Ingiliz-Avustralya Rasathanesinde görevli ünlü gökbilimci Duncan Stell, üç mil genisligindeki Swift Tuttle adli bir kuyruklu yildizin saniyede 37 mil süratle üzerimize geldigini ve hesaplanan tarihte, bir milyon nükleer bombadan daha etkili bir patlamayla yeryüzüne çarpacagini açikladi”(6)

Haberin rüyamin üzerine gelmesinden etkilendim ve kiyametin tarihiyle ilgili arastirmalar yaptim Hz Muhammed’in (asm) “Ümmetimin ömrü bin seneyi geçecek; fakat bin bes yüz seneyi çok asmayacaktir”(7) dedigini okudum Ebced hesabiyla yorumlanan bir hadisten de Hicri 1545 (Miladi 2120) tarihinin kiyamet yili olabileceginin bulgulandigini gördüm(8) Bunlara benzer baska tarihleri de yan yana getirdigimde, ilginç bir örtüsmenin yaklasik ayni yillara isaret ettigini anladim

Bu rüyadan dokuz yil sonra, kiyamet hakkinda bir kitap yazmak istedim; verileri toparladim(9) Swift-Tuttle’la ilgili gelismeleri konunun uzmanlarindan Prof Brian G Marsden’e sordum Prof Marsden’in, 17 Nisan 2001 tarihli e-posta cevabi söyleydi: “Eger yörüngesi dünyanin yörüngesiyle kesisen Swift-Tuttle, gelecek geçisinde dünyaya çarpacak olsaydi, bu 14 Agustos 2126’da olacakti Kuyruklu yildiz her geçisinde gecikme yapiyor Çinlilerin MÖ 68 ve MS 188 yillarindaki gözlemlerini de dikkate alarak yapilan hassas hesaplamalarda, o tarihte dünyaya çarpma ihtimalinin çok düsük oldugu anlasildi” Prof Marsden’e, 2120’de herhangi bir çarpisma ihtimali olup olmadigini da sordum “O tarihte bir çarpisma olacaksa, bunun bizim henüz bilemedigimiz bir gökcismiyle olabilecegini” yazdi

Bilemedigimiz göktaslarinin dünyaya yaklasiyor olma ihtimalleri yüksekmis demek NASA bilim adamlarina göre, 2004 Haziran ayinda kesfedilen 400 metre çapindaki 2004 MN4 adi verilen göktasi 13 Nisan 2029’da üç yüzde bir ihtimalle dünyaya çarpabilirmis(10) Göktasi yaklastikça çarpisma ihtimali artiyor; hesaplanan son ihtimal otuz sekizde bir(11)… Daha böyle ne haberler okuyacagiz, hiç de ciddiye almadan…

Gerçekten de 2100 yilindan sonrasi tufan mi olacak? Artik önümüzdeki 50-70 yilin ardindan, kiyamet saatine kadar çevresel dengesizlikler birbirini kovalayacak mi? Kiyamet dünyayi ne zaman yakalayacak? Her uyanik vicdan kendi cevabini bulur

2004 yilinda, 50 bin isik yili uzagimizda patlayan Nötron yildizinin saniyede yaydigi enerjiyi, Günes’imiz ancak bir milyon yilda yayabiliyor Bilimcilere göre, bu patlama 10 isik yili yakinimizda yasansaydi, dünya hayatinin çogu sönecekti(12) Bundan böyle, kiyamet haberleri de firtinayi bildiren rüzgarlar gibi esip duracaktir Sonunda asil firtina ansizin, umulmaz ve beklenmezken gelip çatacaktir(13)

Alman Bild Gazetesinin mansetten verdigi bir haberde, bilim adamlari kiyamet uyarisi yapiyorlardi Bunlardan BBC’ye de konusan Prof Sir David King, “Eger dünyanin bu kötü gidisi daha da hizlanmazsa, bize geriye sag salim yasayabilecegimiz 60 yil kaliyor” demis(14) Hatta Washington Worldwatch Enstitüsüne bakilirsa, torunlarimizdan sonrasina dünya yok(15) Yani artik is isten geçmis demeye getiriyorlar

Dünyanin yasanmaz hale gelecegi yillar pek yakin diye korkmali ve çabayi terk etmeli miyiz? Aksine, sonsuzluga layik olmanin yolu, tamir etmeye, iyi izler birakmaya çirpinmaktan geçer Kiyamet bilgisi, çaliskanliga ve iyiliklere yönelmemizi saglamalidir

Evrenin Yikilisi

Kiyamet nasil kopacak? Sadece dünyayi ve günes sistemini mi kapsayacak; yoksa tüm evreni mi kusatacak? Dünyanin kiyameti ile günes sisteminin ve evrenin kiyameti ayni zaman kesitinde mi gerçeklesecek?

“Onlar, kiyamet gününün ansizin gelip çatmasini mi bekliyorlar? Süphesiz onun alâmetleri belirmistir Kendilerine gelip çatinca ibret almalari neye yarar!”(16) Fakat, ne yazik ki, “insanlarin çogu (kiyametin gelecegine) inanmazlar”(17)

“Göklerin ve yerin gaybi Allah’indir O saate / dünyanin sonuna iliskin emirse, bir göz açip yummak gibi, hatta ondan da yakindir Allah’in kudreti her seye yeter”(18) Yaratan evrene birden vücut verdigi gibi, kiyameti de birden baslatir Yolunda gider gibi görünen her is, aniden tersine döner

Dünyamiza yönelen tehditler artiyor Geçenlerde bir göktasi dünyanin yakinindan teget geçmis(19) Bilimciler bir göktasinin çarpacagindan emin olsalar, bunu bize açiklayabilirler miydi? Rusya Bilimler Akademisinden Mihail Smirnov “175 yil içinde dünyamiza göktasi düsmeyecegini” açiklamis Smirnov’a göre, “o zamana kadar zaten insanoglu, göktaslarini yok etmeyolunu çoktan bulurlarmis”(20)

Science dergisinde yayinlanan bir arastirmaya göre, 16 Mart 2880 tarihinde bir kilometre genisligindeki bir göktasinin dünyaya çarpacagi “belirlenmis” Bilim adamlari bu sürede göktasinin yörüngesini degistirme teknolojisini gelistirebilecegimize inaniyormus Hatta Jet Propulson Laboratuvarindan Jon D Giorgini önümüzdeki uzun zamandan yararlanarak çaresine bakacagimizi düsündügünden, endiselenmiyormus(21) Hep ayni kandirmaca ve ayni oyalanma…

Göktaslari, yer taslari isin bahanesidir Evrenin yikilisina yönelen Ilâhî Kudret, evrensel meleklerden Israfil’in (as) nefesi üzerinden evrene akar Israfil’in surundan yayilan enerji, evrenin enerji dengesini bozarsa sistem çökmeye baslar Dengesizlik her zerrecige ulasir; evren galaksileriyle ve gök katlariyla çökmeye baslar O gün Sur üflenir; göklerde ve yerde kim varsa, Allah’in diledigi kimselerden baska hepsi çarpilip yikilir(22)

Evren gerilen bir kauçuk çarsaf gibi her yandan genisliyor; atomlardan galaksilere kadar tüm zerreler birbirinden uzaklasiyor Bilimciler bu durumun evrenin içerisinde gizli kara enerjiden kaynaklanabilecegini düsünüyorlar(23) Evren, kendisinden onlarca kat büyüklükte gizli bir enerjinin elindeyse, o enerjinin geriye çekilmesinin sonuçlarini hayal edebilirsiniz

Ister gelmekte olan, isterse aniden yaratilan bir sebeple perdelenerek veya isterse de sebepsiz baslatilan yikilis süreci dünyayi kusatir Bir göktasi mi çarpar; evrenin enerji dengeleri mi bozulur; günes sistemi ve galaktik sistemler mi çöker? Nasil olacaksa, kiyamet baslar

Allah, göklerin ve yerin gaybindan elektronlara gönderdigi kuvveti geri çekiverse, o saniyede olacaklari hayal edin Evren saatinin tüm çarklari birbirinden kopar; madde makinesinin parçaciklari yay gibi yerlerinden firlar Tarifsiz bir basibosluk ve beraberinde köpük gibi sönüp yok olma yasanir

Dünyanin ölümü ürkütücüdür: “Yer o sarsintiyla sarsildiginda, yer agirliklarini çikardiginda…”(24) Yer siddetle sarsildigi, daglar serpildikçe serpildigi, hepsi dagilip toz duman haline geldigi, (zaman)…(25) O gün yer ve daglar sarsilacak, daglar erimis bir kum yiginina dönecektir!
Ölüm evrene yayilir “Hani o yildizlar silinip, o gök kubbe açildiginda,(27) gökyüzü çatlayip, yildizlar döküldügünde…(28) Gök onun dehsetiyle çatlamistir ve Onun vaadi yerine getirilmistir”(29) Ne zaman ki o göz kamasir, Ay tutulur, Günes ve Ay bir araya getirilir… O gün insan, “Kaçacak yer neresi!” diyecektir(30)

Günes’le aramiza bir perde girseydi karanliga düserdik Yaratan, nurunun, kudretinin yansimasini bir an durdursa, o an evren yoktur Bosuna kiyamet senaryolari üretiyoruz
Yazarin Nesil Yayinlarindan çikan "Sonsuzluk Yolculugu" isimli kitabindan alinmistir


Muhammed Bozdag (Dr)

Yokluga Dönüs

Kiyamet gününe ulasildiginda, dünyada sadece cisimsel zevklerine saplanmis, ilgisiz ve duyarsiz insanlar yasiyor olacak Tüm isaretleri gördükleri halde, hâlâ bir biçimde kurtulacaklarini hesaplayacaklar, oyalanacaklar, isyanlarini sürdürecekler

Öyle bir deprem gürültüsüyle sarsilacaklar ki, birçok kalp gögüs kafesinde patlayiverecek Pek çogunun beyin damarlari oracikta çatlayacak Ufkunuzdan Ay’a uzanan alevlerin üzerinize estigini düsünün Denizler göklerden bosalircasina üzerinize akiyor Daglar temellerinden parçalaniyor, zeminler çöküyor, topragin içinin disina çikisini izliyorsunuz Yer ölüm, gök ölüm haykiriyor

Kiyamet aninda melekler, cinler, seytanlar, ruhlar güçsüz ve çaresizdir, saskindir, ürperti halindedir Evren dogdu dogali, böyle inanilmaz bir dehsetle karsilasmamisti “Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kiyamet vaktinin depremi müthis bir seydir!”(31)

Her canli, ölünceye kadar kiyametin dehsetine taniklik eder Insanlar öldükten sonra da olaylari ruh gözleriyle görmeye devam ederler Yikilis berzahtaki ruhlarin huzurlarinda yasanir Berzah evreni de parçalanir Cehennemi umanlarin dehseti, cenneti bekleyenlerin müjdelesmelerine karisir

Hani gece vakti idamlik mahkumlari alip daragacina veya kursuna dizilecekleri meydana götürürler ya… Bir de, seçilmeyi basarmis liderlere büyük törenlerde taç giydirirler… O gün, herkes yakinda yasayacaklarini hissetmektedir Her sey herkesin huzurunda açiga çikacak; yakinda tarihin en büyük hesaplasmasi yasanacaktir

“O gün biz gögü kitaplarin sayfalarini dürüp büker gibi dürecegiz”(32) emri gerçeklesir Evrenin maddesi çöker, sistemler dagilir Galaksilerin çöküsünü gök katlarinin kapanisi izler Ruhlar ve melekler de birer birer söner ve “O (Allah’in) zatindan baska her sey yok olucudur (olacaktir)”(33) ayetinin nihaî hükmü gerçeklesir

Kiyamet kopmustur Zaman biter ve Allah’tan baskasinin vücudu yok olur Artik her sey sadece Allah’in bilgisindedir Muhtesem bir romanin son sayfasi da yasanmis ve tarihe gönderilmistir Madde ve vücut adina her sey köpük gibi sönmüs; evren mum gibi eriyip tükenmistir


Muhammed Bozdağ Nesil Yayinlarindan çikan "Sonsuzluk Yolculugu" isimli kitabindan alinmistir

teşşekürler

emeğine sağlık