08-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hegemonya
Hegemonya Yunanca "hegemonia" kelimesinden gelmektedir Bir sistem içerisindeki bir elemanın diğerlerinden üstün, baskın olduğunu belirtir Yunan dili 3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır Modern Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan'da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir
Marksist teoride daha teknik ve has olarak kullanılmıştır Antonio Gramsci'nin eserlerinde baskın sınıfın boyun eğenlerin izniyle gücü kazanması olarak bahsedilmiştir Zoraki bir yönetim olmayan hegemonya daha çok burjuvazi değerlerine göre işleyen kültürel ve ideolojik bir method olarak anlaşılır Politik ve ekonomik boyutu vardır: müsaade; maaş, ücret artması ve politik veya sosyal reform ile idare edilebilir
Bir toplumda hakim sınıf ya da yönetici sınıfın iktidarını doğal ve meşru göstermesi, kendi sınıfsal çıkarla*rını evrensel çıkarlar olarak ifade etmesi du*rumu; Marksist teorisyen Antonio Gramsci tarafından kapitalist bir toplumda, yönetici sınıfın ideolojisini kitlelere çok büyük bir çoğunlukla güce hiç başvurmaksızın empo*ze edişini açıklamada kullanılan kavram
Marxın tarihsel materyalizminde orta*ya çıkan hegemonya kavramı esas Antonio Gramscinin çalışmalarıyla daha büyük bir önem ve anlam kazanmıştır Burjuva hege*monyasının en önemli aracının sivil toplum olduğunu öne süren Gramsciye göre, hakim sınıfların tahakkümü, güç kullanımı ya da doğrudan kontrolden ziyade, bağımlı sınıf ya da kümelerin rızasıyla sağlanır Hakim sınıf alternatif bakışları, farklı söy*lemleri dışlar ya da marjinelleştirirken, belli düşünce ve bakışlar üretip, onları yerleşik hale getirir O, burjuva kapitalizminin inanç sisteminin, söz konusu ideolojinin ilkelerini kitleler için özlenen idealler olarak veya şeylerin doğal düzeni diye takdim eden sa*natlar ve kitle iletişim araçları tarafından iletildiğini savunur
Karl Marx
Antonio Gramscinin düşüncelerinden yola çıkan yapısalcı Marksist teorisyen Louis Althus*ser ise hegemonyayı açıklarken, Batı top*lumlarının çok çeşitli "ideolojik devlet ay*gıtları" (İDA) ile "baskıcı devlet aygıtı" (BDA)ndan meydana geldiğini söyler Ona göre, hakim sınıfın ideolojik ilkelerini, gün*delik yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelecek şekilde topluma yaymak, İDAların, yani eğitim sisteminin, sanatların, kitle ileti*şim araçlarının görevidir İDAların amacı*na ulaşamamaları durumunda BDA yani hükümet, polis ve ordu, düzeni şiddet ihtiva eden yollarla oturtmak ve yerleştirmek için vardır
Postmodernist düşüncede, hegemonya kavramı Ernest Laclou ve Chantal Mouffe tarafından yeniden ele alınıp gözden geçiril*miştir Buna göre, hegemonyanın olumsal doğasını vurgulayan düşünürler, Marksist teorinin aşikar başarısızlıklarını tashih etmek üzere geliştirilmiş bir şey olduğuna işaret ederler Klasik Marksist teorinin köşe taşlarından birini oluşturan tarihsel zorunlu*luğa göre, işçi sınıfının sonunda kendisini sömürenlere karşı ayaklanmaları gerekmek*tedir İşte hegemonya bunun niçin gerçek*leşmediğini açıklarken klasik Marksist ta*rihsel zorunluluk anlayışını kuşkulu hale getirir Onların gözünde hegemonya çoğul*cu bir Marksizmin geliştirilmesine duyulan ihtiyacın bir kanıtı olmak durumundadır 1891-1937 yılları ara*sında yaşamış olan ünlü İtalyan düşünür; Marksist felsefe geleneğindeki en özgün ve yaratıcı filozoflardan biri olan Croce, Geor*ge Sorel ve Hegel den yoğun bir biçimde etkilenmiştir
|
|
|