Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
mesnevi, şiir

Mesnevi Şiir

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mesnevi Şiir




Mesnevi özellikle Özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan şiir biçimidir

Arap,Araplar, anadili Arapça olan topluluklara denir Akdeniz'in güneyinde Afrika'da Büyük Sahra ve Sudan'a, doğusunda Irak'a ve Arabistan Yarımadası'na kadar uzanan bir coğrafyada yaşarlar Arapça konuşulan ülkeler Arap ülkeleri olarak adlandırılır Bu ülkelerde, Arapçanın dışında Kuzey Afrika'da Berberice , Irak'ta Kürtçe ve Türkmence, Güney Arabistan'da ise çeşitli yerel diller konuşulur

Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı Osmanlılar ile ilgili olarak aşağıdaki başlıkları kullanarak bilgi alabilirsiniz

beyitlerden oluşan ve Şiirde sonları uyaklı, iki dizeden oluşan, kendi içinde bağımsız bir yapısı ve anlam bütünlüğü bulunan birimdir Bir beytin her dizesi kendi içinde bir bütün olabildiği gibi, birinci dizedeki anlam ikinci dizede de sürebilir Beyit uzun şiirlerde anlatım birimi olarak sık kullanılır Güçlü ve özlü söyleyişlere uygun olduğu için bağımsız tek bir şiir olarak da yazılabilir Ya da başka şiir biçimlerinin bir parçası olarak da ele alınabilir Batı edebiyatında olduğu gibi Türk edebiyatında da yaygın

aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir


Nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak âhengin sağlandığı ölçü

Arapça`da "müzdevice" denilen mesnevi türü ilk olarak 10`uncu yüzyılda Hami-Sami Dil Ailesi'nin Sami koluna mensup bir lisan Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika'da halkın çoğunluğunca, Türkiye ve İran'da ise Arap azınlıklarca kullanılmaktadır

İran edebiyatında ortaya çıkmıştır İran İslam Cumhuriyeti Asyanın batısında yer alan bir devlet Kuzeyinde Ermenistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Hazar Denizi, doğusunda Afganistan ve Pakistan, batısında Türkiye ve Irak, güneyinde Basra ve Umman körfezleri bulunur

Türk edebiyatına girişi 11`inci yüzyılda Türkler'in tarih boyunca oluşturdukları sözlü ve yazılı edebiyat geleneğini ve bu geleneğin ürünlerini içerir Türk edebiyatı tarihsel gelişimi içinde üç ana bölümde incelenmektedir: İslamlık'tan önceki Türk edebiyatı, İslam uygarlığı etkisinde gelişen Türk edebiyatı, batı uygarlığı etkisinde gelişen Türk edebiyatı Bu sınıflandırma Türkler'in girdikleri din ve kültür çevrelerinin belirleyici etkisi göz önüne alınarak yapılmıştırİslamlık'tan Önceki Türk EdebiyatıTarih araştırma

Yusuf Has Hacib`in Kutadgu Bilig adlı yapıtıyla başlar Kutadgu Bilig mesnevî nazım biçimiyle kaleme alınmış hacimli bir siyasetnâme örneğidir


Her beytinin kendi arasında kafiyelenmesi hem yazma kolaylığı sağlar hem de daha uzun metinlerin bu şekle uygun olarak kaleme alınmasına imkân tanır Diğer nazım şekillerindeki kafiye bulma zorluğu şairleri uzun metinlerde bu şekli kullanmaya teşvik etmiştir Bu nedenle uzun aşk öykülerinde, destanlarda mesnevi kullanılmıştır Klasik düzende bir mesnevi; tevhid, münacat, na`t, miraciye, eserin sunulacağı büyüğe övgü, mesnevinin niçin yazıldığını açıklayan sebeb-i nazm ve hikâyenin anlatımı(ağaz-ı destan) bölümlerinden oluşur


Mesneviler aşk mesnevileri ( Fuzulî- Leyla vü Mecnun), dinî-tasavvufi mesneviler ( Süleyman Çelebi- Mevlit), ahlaksal ve öğretici mesneviler ( Şeyhî- Harnâme), savaş ve kahramanlık konusunu işleyen gazavatnameler, bir kentin güzelliklerini anlatan şehrengizler ve mizahi mesneviler diye ayrılabilir


Mesnevide konu ne olursa olsun , ilk dikkati çeken özellik olayın bir masal havasında anlatılmasıdır Akıl ve mantık ölçülerini aşan bir sürü olay birbirini izler Olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir Konuda birlik sağlanamamıştır Hikayenin bölümleri birbirine eklenmiş ilgisiz parçalar gibi görünür Çevre tasvirleri gerçeğe uygun değildir, hikaye kahramanları doğaüstü davranışlarda bulunur Hikayelerde cinler, periler, devler, cadılar, ejderhalar gibi masal motifleri sık sık işlenir

Divan şiirinde, her beytinin dizeleri kendi arasında uyaklı, aruzun genellikle kısa kalıplarıyla yazılan nazım biçimine ve bu biçimde yazılmış yapıtlara mesnevi denir Mesneviler konularına göre üçe ayrılır: Destansı nitelikteki mesneviler (Firdevsi`nin Şehname`si) ; öğretici nitelikteki mesneviler ( Nabi`nin Hayriye`si) ; din ve tasavvufla ilgili mesneviler ( Mevlana`nın Mesnevi`si, Fuzuli`nin Leyla ile Mecnun`u, Şeyh Galip`in Hüsn`ü Aşk`ı) Ayrıca, padişahların savaşlarını anlatan manzum yapıtlar (gazavatnameler) , kentleri ve kentlerdeki güzelleri anlatan yapıtlar (şehrengizler) , bazı yergi türündeki yapıtlar, mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır Mesnevi İran edebiyatında ortaya çıkmış (İran edebiyatında Genceli Nizami ve Cami bu türün başlıca adlarıdır) Genceli Nizami`nin beş mesnevisinden oluşan Hamse`si, sonradan Divan edebiyatı ozanları tarafından da örnek olarak alınmıştır Türk edebiyatında ilk mesnevi Yusuf Has Hacib`in Kutadgu Bilig adlı yapıtıdır Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidirBir anlamda Divan edebiyatında manzum hikayelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz Mevlânâ`nın ünlü tasavvufi mesnevisi 25700 beyitten oluşmuşturMevlana eserine ayrı bir isim koymamıştır; eser, nazım türü olan mesnevi adı ile bilinir


Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır Divan edebiyatında roman ve hikaye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır On bölümden oluşurAynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye "Hamse" adı verilirHamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevâi, Taşlıcalı Yahya, Nev`i-zâde Atâi`dir


Mesnevi türünün temeli Arap ve İran edebiyatlarına dayanır Diğer pek çok edebi türde olduğu gibi mesnevide de Divan şairlerimiz başlangıçta Arap ve İran edebiyatına ait belli başlı mesnevileri tercümeyle işe başlamışlar; ardından da müstakil ve orijinal mesneviler yazmışlardır Özellikle 17 yüzyıldan sonra artık şairlerimiz, yapılarını milli kimliğimizin oluşturduğu mesneviler yazmaya başlamışlardır Bu konuda Muhammet Kuzubaş`ın Mahzen-i Esrar ile Nefhatü`-lEzhar Mukayesesi adlı çalışması, mesnevilerimizin İran ve Arap kültüründen çıkarak yerli kaynaklara yöneldiğini ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir mesneviler yazıldıkları dönemi hiçbir zaman yansıtmamıstır

Edebiyat türleri



Bu makale, online kullanıcı topluluğu tarafından oluşturulan ve düzenlenen özgür ansiklopedi projesi Wikipedia'nın Türkçe versiyonu Vikipedi'deki Mesnevi Şiir maddesinden kopyalanmıştır Bu makale, GNU Özgür Belgeleme Lisansı ilkeleri kapsamında özgürce kullanılabilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.