Prof. Dr. Sinsi
|
Fener Rum Patrikhanesi
Ortodoks kilisesinin başpiskoposluğu Ortodoksluk Hristiyanlığın üç büyük mezhebinden biri Ortodoks (yunanca "orthos" doğru ve "doksa" inanç kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiş "doğru inanç" anlamını ifade eder "Doğu kilisesinin güttüğü mezhep, bu mezhebe uyan kişi" demektir Ortodoksluk dışındaki diğer iki mezhep, Katoliklik ve Protestanlık'tır Ortodoksluk 1054 yılında Roma'dan ayrılmıştır Herhangi bir alanda geleneklere sıkı sıkıya bağlı olan, vahye ve meşru kilisenin kararlarına uygun doktrin ve düşüncelerin tüm
İstanbulda Fener semtindeki Aya Yorgi kilisesinde bulunduğu için İstanbul, Marmara Bölgesi'nde il ve Türkiye'nin en büyük kenti Tarih boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik yapan, 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle Dünyada 34 sırada yer alır Türkiye'nin kültür ve finans merkezidir İstanbul, 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır Marmara kıyısı ve İstanbul Boğazı (Boğaziçi) boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur
Türkiyede Fener Rum Patrikhanesi adıyla anılmaktadır
Birinci Constantinusun (306-337) Roma İmparatorluğunun başkentini Romadan Bizansa taşıması ve şehre Konstantinopolis (İstanbul) adını vermesiyle buradaki kilise başpiskoposluk mevkiine yükseldi Böylece Bizansın daha önce bağlı bulunduğu Herakleia Perinthos Metropolitliği de Konstantinopolisin yetki alanına girdi Altıncı asırda piskoposun resmî ünvanı "Yeni Roma (Konstantinopolis) Başpiskoposu" ve "Ekumenik Patrik" idi Hıristiyanlık Doğu Avrupanın büyük bölümüne (Bulgaristan, Sırbistan, Romanya, Rusya) Konstantinopolisten yayıldı Bilhassa Osmanlıların akınlarına hedef olmaya başladıktan sonra zaman zaman bâzı Bizans imparatorlarının Doğu ve Batı kiliselerini birleştirme teşebbüslerine patriklik şiddetle karşı çıktı Fâtih Sultan Mehmed Han İstanbulun fethini gerçekleştirdiği sırada, son Patrik İkinci Athanasios, iki kilisenin birleşmesine karşı çıktığı için görevi bırakmış ve yerine tâyin yapılmamıştı
Fâtih Sultan Mehmed, İstanbulu aldıktan ve Ayasofyayı da câmiye çevirdikten sonra Ortodokslara dînî hayatta serbest olduklarını, bir patrik seçerek patrikhânenin faaliyete geçirilmesini bir fermanla bildirdi Fermanda patrikhâneye çok geniş haklar tanınıyordu Fâtihin hiçbir mecburiyeti yokken onlara bir takım dînî imtiyazlar tanımaktaki gâyesinin; doğu ve batı kiliselerini birbirinden ayırmak olduğu belirtilmektedir Esâsen, ikiye bölünmüş bir Hıristiyanlığı bu siyâsetiyle devam ettirmek istedi tezi akla ve mantığa uygun geldiği için kabul edilmektedir Halbuki İslamiyetin müdafii olarak hareket eden ve hazreti Peygamberin müjdesine mazhar olan Fâtih Sultan Mehmedin burada insana insan olma bakımından verdiği değer ortaya çıkmaktadır O târihe gelinceye kadar hiçbir hükümdara nasip olmayan ve bugün için dahi uygulanması mümkün görülmeyen bu büyük toleransı ile Fâtih, insanlığın en yüksek mertebesine erişmiş hârikulâde bir şahsiyettir
Patrik makamı, 1453-56 yılları arasında bugünkü Fâtih Câmiinin bulunduğu yerdeki Havâriyyûn Kilisesinde, 1456-1587de ise Manastır kilisesinde kaldı Buranın Fethiye adıyla câmiye çevrilmesinden sonra Fenerde Panakgia kilisesine (1587), buradan Balattaki Hagios Dimitrios kilisesine (1597) ve son olarak da günümüzdeki patrikhânenin bulunduğu Aya Yorgi kilisesine taşındı (1601)
On yedinci yüzyıldan itibaren bâzı patriklerin siyâsetle uğraştıkları ve merkezî otoriteyi sarsıcı hareketlerde bulunmaları üzerine patrikhânenin haklarına kısıtlama getirildi Devlete karşı tutum ve davranışları sebebiyle Patrik Porthenios IIIve Patrik Gregorios II asıldılar 1821de ise, Yunanistanın bağımsızlığı için ayaklanan Rum çetelerine para ve silâh yardımında bulunan ve Mora Ayaklanmasını açıktan açığa kışkırtan Patrik Gregorios, İkinci Mahmud Hanın emriyle patrikhânenin orta kapısında îdâm edildiler Patriğin göğsüne asılan yaftada kendilerine bahşedilen imtiyazlar belirtildikten sonra; "Allah tarafından müeyyed ve bekâsı, Âyât-ı semaviyye ile sâbit bulunan din ve devlet" aleyhinde işlediği hıyânetler sayıldıktan sonra, başkalarına da ibret olsun diye idam edildiği ifade ediliyordu Bu târihten îtibâren patrikhânenin ana giriş kapısı devamlı kapalı tutuldu Rumlar hâlâ bu kapıyı intikam hissi ile kapalı tutmakta ve burada bir Türk büyüğü asılmadıkça açmayacaklarını ifade etmektedirler
1829da Yunanistanın bağımsızlığını kazanmasından sonra patrikhane her geçen gün Yunan hükümeti ile işbirliğini arttırdı Osmanlı topraklarında yaşayan Rumları pâdişâha ve idareye karşı devamlı kışkırtmaya çalıştı Pâdişah aleyhinde çalışan gizli cemiyetleri destekledi Birinci Dünyâ Savaşından sonra (1918) Türk topraklarının bir bölümünü Yunanistana bağlamak ve Bizansı yeniden diriltmek gâyesiyle harekete geçti Bu amaçla Rum Matbuat Cemiyeti, Rum İttihadı Millî Cemiyeti, Etniki Eterya, Rum İzcilik Teşkilâtı, Rum Küçük Asya Cemiyeti ve Rum Trakya Cemiyeti gibi kuruluşları maddî bakımdan destekledi 16 Mart 1920de İstanbulun işgâli üzerine, patrikhâneye Bizansın çift başlı kartal armasını taşıyan bayrağı çekildi Ayrıca Ayasofyayı da ele geçirip kubbesine çan ve kapısına Bizans bayrağı asmak isteyen patrikhâne, Sultan Vahideddîn Hanın özel muhafız birliğini buraya yerleştirmesi üzerine bu arzusuna kavuşamadı
Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra Patrik Doroteos ile patrikhânenin önde gelen din adamları Yunanistana kaçtılar Türk milleti zor gününde kendisini arkadan hançerleyen patrikhânenin artık ülke sınırları dışına çıkarılmasını istiyordu Nitekim Lozan görüşmeleri sırasında Türk murahhas heyeti, patrikhânenin artık İstanbulda kalamayacağını kesin bir dille ifade etmişti Buna rağmen İngiliz diplomatı Lord Gürzonun İnönü ve Rızâ Nurla görüşmesinden sonra patrikhânenin Türk topraklarında kalmasına müsâade edildi Bu muahedeye göre patrikler TC uyruklu olarak ve Sen Sinot Meclisince seçileceklerdi
1987de patrikhâneye bağlı dört metropolitlik (Kadıköy, Adalar, Terkos, Bozcaada ve Gökçeada), 61 Rum Ortodoks kilisesi, 11 Rum manastırı faaliyet hâlindeydi Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke Ülke topraklarının büyük bir bölümü Anadolu yarımadasında, kalanı ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir
|