|  | Reasürans Anlaşması |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Reasürans AnlaşmasıReasürans anlaşması (trete), sigorta şirketleri ile reasürörler arasında yapılan ve risk devir esaslarını belirleyen anlaşma  Bir reasürans anlaşmasının iki tarafı vardır: Reasürör ve sigortacı  Sigortacı, anlaşma bağlamında risk devri yaptığı için devreden (sedan) taraf olarak bilinir  Reasürör, sigortacı tarafından kabul edilen ve anlaşmadaki tanıma uyan tüm riskleri devralmak, sigortacı da bunları devretmek zorundadır  Bu nedenle, anlaşma yoluyla yapılan reasüransa "zorunlu reasürans" da denir  Reasürans anlaşmaları, riskin paylaşılma yöntemine göre çeşitli gruplara ayrılır  Bölüşmeli reasürans anlaşmaları: Bu tür anlaşmalarda, sigorta primi ve hasarlar belli bir oranda sigorta şirketi ile reasürör arasında paylaşılır  Sonuç olarak sigortacının ve reasürörün devredilen risklerden elde edeceği kar veya zarar birbirine benzer olacaktır  Başlıca türleri, aşkın bedel anlaşmaları (eksedan, surplus) ile belirli paylı (kotpar) anlaşmalardır  Belirli paylı anlaşmalarda, sigorta şirketi, ürettiği her poliçede reasüröre önceden kararlaştırılmış bir oranda prim devreder  Buna karşılık, reasürör, bu poliçelere ait tüm hasarlara aynı oranda katkı sağlar  Belirli paylı anlaşmalarda sigortacı ve reasürörün kar/zarar durumu birbirine paralel gider  Aşkın bedel anlaşmalarında ise, sigorta şirketinin saklama payı (konservasyon) olarak maktu bir tutar belirlenir  Bu tutarı aşan primler reasüröre devredilir  Aşkın bedel anlaşmalarının belirli paylı anlaşmalardan en büyük farkı, reasüröre devredilen prim oranının poliçeden poliçeye değişebilmesidir  Bu tür anlaşmalarda genellikle saklama payının belli bir katıyla ifade edilen bir üst sınır belirlenir  Bu sınırı aşan hasarlar anlaşma kapsamında karşılanmaz  Bölüşmesiz reasürans anlaşmaları: Bu tür anlaşmalarda reasürör, sigortacının zararının belli bir tutarı geçmesi halinde, sadece aşan kısmı ödemekle yükümlüdür  Sigortacıya ödenen hasarla reasüröre devredilen prim arasında oransal bir bağlantı yoktur  Bölüşmesiz anlaşmalar, genellikle, bölüşmeli anlaşmalarla birlikte kullanılır  Bu anlaşmaların amacı, bölüşmeli anlaşmaların ardından sigortacının sorumluluğuna kalan saklama payının korunmasıdır  Örneğin, bir deprem felaketinde, çok sayıda poliçe hasar göreceğinden, sigortacının çok sayıda saklama payı için hasar ödemesi gerekecektir  Sigortacı, bölüşmeli reasürans anlaşması yapmış olsa bile, çok sayıda saklama payının bir araya gelmesiyle ortaya çıkacak toplam hasarı ödeyemeyebilir  Bu durumda, bölüşmesiz anlaşmalar devreye girerek sigortacının üzerinde kalan sorumluluğu azaltır  Bölüşmasiz anlaşmaların başlıca türleri hasar fazlası (excess of loss) ve stop loss 'tur  Hasar fazlası anlaşmaları, kaza, deprem, sel gibi belli bir olayda ortaya çıkan hasar saklama paylarının belli bir tutarı aşması halinde, aşan kısım için devreye girer  Bu anlaşmaların maktu bir üst limiti vardır  Ayrıca anlaşmalara belli bir yıl içinde gerçekleşecek olay sayısı sınırı konulabilir  Stop loss anlaşmaları, olay sayısına bakmadan, bir yıl içinde saklama payına isabet eden hasarın belli bir tutarı geçmesi halinde devreye girer  Bu noktadan sonra meydana gelen hasarların saklama payları, anlaşma limiti doluncaya kadar reasürörün sorumluluğunda olacaktır  Stop loss, genellikle, iklim değişiklikleri nedeniyle yıldan yıla hasar miktarı önemli ölçüde değişen tarım sigortalarında kullanılır  Reasürans anlaşmalarının üst sınırlarını aşan büyük tutarlı poliçeler düzenlenmesi gerektiğinde, sigorta şirketleri ihtiyari reasürans arayışına giderler  (bkz  reasürans maddesi) İhtiyari reasürans ile zorunlu reasüransı birleştiren ve zorunlu-ihtiyari (facob) adı verilen bir anlaşma türü de vardır  Zorunlu-ihtiyari anlaşmalarda, reasürör, kendisine devredilen riskleri kabul etmek zorundadır  Ancak sigortacı, her ürettiği poliçeyi reasüröre devretmek zorunda değildir  Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
|  |