![]() |
Cinlerin Gerçek Kimliği... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Cinlerin Gerçek Kimliği...Asrı Sââdet sonrası müslüman din adamlarının idrak edemediği çok önemli bir olay da, birçok din ve kültürlerde olduğu gibi Kur‘an’da da yer alan cinler olayıdır ![]() Kur‘an, birçok din ve kültürlerde yer alan ve zaman içinde çok yanlış bir çerçeveye oturtulan cinler olayına açıklık getirmesine rağmen, müslüman din adamları, Kur‘an’ın cinlerle ilgili âyetlerini, Kur‘an öncesi veya Kur‘an dışı kaynaklardan edindikleri yanlış bilgilerin tesiriyle anlayamamışlardır ![]() Halbuki Kur‘an, daha önce açıkladığımız gibi, Evren’in Kuzeyinde (Mescidi Aksâ’da) ikamet eden Ademoğullarını genel olarak cinler unvanıyla, özel olarak, inananlarını melekler, inkâr edenlerini de şeytanlar unvanıyla adlandırmaktadır ![]() Kur‘an, Evren’in Güneyinde (Yeryüzünde) ikamet eden Ademoğullarını da genel olarak insanlar unvanıyla; özel olarak, inananlarını müslimler (müslümanlar), inkâr edenlerini müşrikler unvanıyla adlandırmaktadır ![]() “Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım ![]() (51/Zariyat: 56, S ![]() ![]() Yukarıda verdiğimiz âyet ve benzeri birçok âyet, cinler derken Gökteki Ademoğullarına, insanlar derken, Yerdeki Ademoğullarına dikkat çekmekte ve iki ayrı bölgede yaşayan iki ayrı topluluğa aynı anda hitap etmektedir ![]() ![]() “Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi? ‘Kendi aleyhimize şahidiz’ dediler ![]() Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler ![]() (6/Enam: 130, S ![]() ![]() Âyet, hemen ölüm sonrası Gök’teki ilk yargılamaya, Kıyamet sonrası Yerdeki ikinci yargılamaya dikkat çekmektedir ![]() Âyet Dünya yaşamı sona erip Göğe dönen Ademoğullarının gökteki ilk yargılanışı ile, Kıyamet sonrası tekrar inecekleri Yerdeki ikinci yargılanışlarını birarada resmetmektedir ![]() Din adamları, Ademoğullarının önce Gökte, sonra Yerde yaşadıklarına, daha sonra tekrar Gökte, en sonunda da tekrar Yerde yaşyacaklarına dikkat çeken Kur‘an âyetlerini tertil edip, formüle edemedikleri için, Kur‘an’ın dikkat çektiği cinlerin, yani melek ve şeytanların Ademoğlu veya dünya öncesi ve dünya sonrası insanlar olduğunu anlayamamışlardır ![]() “And olsun, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık ki KALBLERİ var, fakat onlarla anlamazlar; GÖZLERİ var, fakat onlarla görmezler; KULAKLARI var, fakat onlarla işitmezler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âyet, cinlerin de kalpleri, gözleri, kulakları olduğuna dikkat çekerek, cinlerin ve insanların aynı fizyolojik özelliklere sahip olduklarını yani, cinlerin ve insanların esas itibarıyle aynı varlıklar olduğunu vurgulamaktadır ![]() Kur‘an’ın dikkat çektiği cinler esas itibariyle insan oldukları için, Kur‘an, cinlerin neden yaratıldıklarından, ne kadar yaşadıklarından, ne yeyip, ne içtiklerinden, cinsiyetlerinden hiç söz etmemektedir ![]() ![]() ![]() “Halakal can’ne min maricin min nar ![]() (Yarattı cann’ı görünmez bir ateşten) (55/Rahman: 15) Âyetin dikkat çektiği ve ateşin görünmeyeninden yarattık dediği can, daha önce de açıkladığımız gibi, cin ve insanların veya dünya ve Mescidi Aksâ’da yaşayan Ademoğullarının, ateş menşeli, ışın bir maddeden oluşan astral bedenleridir ![]() ![]() Din adamları, cinlerin ateşten yaratılmış, görünmeyen, fizik ötesi varlıklar olduğunu iddia etmelerine rağmen, bazı kişilerin, her nasılsa cinleri görebileceğini, onları etki altına alıp, onlardan yararlanabileceğini, hatta bu tür kişilerin, cinlerle evlenebileceğini, istedikleri takdirde cinlerin, bazı kişilerin evlerini yakabileceğini, bazı insanları çarparak, hasta, felç veya kötürüm yapabileceklerini söyleyerek, İslâm ve insanlık dünyasında istismara çok müsait bir konunun oluşmasına, bilinçsizce sebep olmuşlardır ![]() ![]() ![]() Halbuki daha önce de dikkatinize sunduğumuz gibi, cinlerle yani ölülerle, insanlar arasında aşılamayacak bir engel olduğuna ve cinlerin Kıyamete kadar dünya’ya dönemeyeceğine, aşağıda vereceğimiz âyet açıkça dikkat çekmektedir ![]() “Nihayet onlardan birine ölüm geldiği zaman: Rabb’im der, beni geri döndürünüz ![]() ![]() Hayır, bu onun söylediği bir sözdür ![]() ![]() Âyetin dikkat çektiği, perde diye anlaşılan ve anlamlandırılan kelimenin orijinali berzah kelimesidir ![]() ![]() ![]() “Ey cinler ve insanlar topluluğu, göklerin ve yerin bucaklarından geçip gitmeğe gücünüz yeterse geçip gidin ![]() Ancak delil ile gidebilirsiniz ![]() ![]() Âyet, cinler derken Mescidi Aksâ’daki Ademoğullarına hitap ediyor ve bir delil olmadan, onların yeryüzüne inemeyeceğine dikkat çekiyor ![]() Âyet, insanlar derken de, yeryüzündeki Ademoğullarına hitap ediyor ve bir delil olmadan, onların da Mescidi Aksâ’ya dönemeyeceğine dikkat çekiyor ![]() Âyetin dikkat çektiği delilden maksat, öncelikle daha önce de açıkladığımız gibi, ölüm meleği ve ölüm emridir ![]() ![]() Din adamlarının anlattığı ve halk arasında anlatılagelen ve birçoğu da yalana dayanan cinlerle, Kur‘an’ın tanıttığı cinlerin çok ayrı şeyler olduğuna aşağıda vereceğimiz ayet de dikkat çekmekte ve cinlerin, insanlar gibi mekânda yer tutan ve belli ağırlıkları olan, fizyolojik varlıklar olduğunu vurgulamaktadır ![]() “Ey iki SEKAL (yani yere ağırlık veren, yahut bir ağırlığı, şerefi olan iki toplum) sizin (hesabınızı görmek) için de boş vaktimiz olacak (sizin de hesabınızı göreceğiz) ![]() ![]() ![]() Baştan sona, hem cinlere hem insanlara birlikte ve aynı anda hitap eden Rahman Suresi’nin, yukarıda verdiğimiz âyetinin dikkat çektiği sekal ağırlık demektir ![]() ![]() ![]() Dikkatinize sunduğumuz âyetlerden, cinlerle (ölülerle) insanların ayrı ayrı gezegenlerde oldukları sürece, birbirleri ile irtibat kuramayacakları veya birbirleri ile haberleşemeyecekleri, daha önce dikkatinize sunduğumuz zikir ehli, yani peygamberler dışında mümkün olmadığı anlaşılmaktadır ![]() ![]() Birçok müslümanın, halk arasında anlatılagelen cinlere, cincilere inanmasına veya itibar etmesine, bazı insanların, bilhassa çocukluk dönemlerinde ve özellikle de yalnız kaldıkları sıralarda gördükleri bazı halüsinasyon(hayâl)lara makul ve mantıklı bir cevap verilememiş olmasındandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() RÜYA: Dünya öncesi ve dünya sonrası gerçek yaşama en güzel örnek, rüya olayıdır ![]() ![]() ![]() Dünya yaşamı da, Mescidi Aksâ’da yaşayan her Ademoğlunun uykusunda ve uyanıp (ölüp) kendine gelinceye dek gördüğü ve gerçek yaşam boyunca belleğinden silinmeyecek bir rüyadır ![]() ![]() Bize göre, bazı kişilerin rüya vasıtası ile dini nakiller yapması, rüyalardan dini deliller çıkarması, rüyalardan hareketle geleceğe yönelik tahminlerde bulunması, cincilik, büyücülük, falcılık vs ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|