Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
mineraller, vücudumuzdaki

Vücudumuzdaki Mineraller

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vücudumuzdaki Mineraller




Uzmanlar, su dengesiyle madensel madde dengesinin bozulmaması için çok dikkatli olunması gerektiğini, bu dengenin bozulması durumunda ise vücutta istenmeyen rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini ifade ediyor İnsan vücudunun en önemli kısmının su olduğunu, canlılığın olabilmesi için suyun vazgeçilmez bir madde olduğunu kaydeden uzmanlar, suyun görev yapabilmesi için tuza gerek olduğunu belirtiyor Uzmanlar, sofra tuzu olarak adlandırılan tuzun sodyum ve klor elementlerinden oluştuğunu, bu 2 elementin vücutta önemli yer tuttuğunu kaydediyor İnsan vücudundaki elementlerin hemen hepsinin önemli görevler yaptığını, ancak fazlalığında toksik etkiye neden olduğunu belirten uzmanlar, gerek eksikliği ve gerekse fazla birikmeyi önlemenin tek yolunun hemen her türlü gıdanın yer aldığı karışık bir beslenme uygulamak ve vitaminler de dahil olmak üzere hiçbir ilacı konunun uzmanı bir hekime danışmadan kullanmamak olduğunu söylüyor Uzmanlar, vücuttaki madensel maddeleri ve eksikliklerinde yaşanacak gelişmeleri ise şu şekilde özetliyor :

Sodyum: Gıdalarla alınan sodyumla böbrek tarafından atılan sodyum miktarına bağlı olarak kanda ve tüm vücutta belirli bir denge içinde bulunur Böbrekler, atılan sodyum miktarını değiştirerek belirli bir oranda bu dengeyi korumaya çalışır Aşırı terleme ve kusma ile tuz alınmadan aşırı miktarda su içilmesi kandaki sodyum oranını düşürür, bol tuz yenilmesi ve az sıvı alınması da bu miktarı normalin üzerine çıkarır Bunların dışında, öncelikle böbrek ve böbrek üstü bezi olmak üzere bazı organların hastalıklarında da bu denge bozulabilir Vücuttan tuz ve su eksildiğinde, ağız kuruluğu, halsizlik, tansiyon düşüklüğü, çarpıntı ve şok görülebilir Tuz alınmaksızın bol su alınması halinde de, su zehirlenmesi olarak adlandırılan, adale kasılmaları, çırpınmalar, şuur kaybı ve komayla ölüme kadar varabilen bir tablo görülebilir

Potasyum: Hücrelerin içinde bol miktarda bulunup, kanda ve doku arası sıvılarda daha az miktardadır Böbrek ve böbrek üstü bezi hastalıklarının dışında, kanda potasyum azalması aşırı ishal ve kusma ile idrar söktürücü ilaçların uzun süre kullanılması halinde görülür İlk belirtisi kas güçsüzlüğüdür İleri derecelere vardığında bağırsaklara ve solunum kasları dahil olmak üzere tüm kaslarda hareket kısıtlılığı olacak ve bu da hayati tehlikeye neden olacaktır Potasyumun kanda yüksek düzeylerde bulunması, böbrek hastalığı, ciddi yanıklar, kanamalar gibi etkenlere bağlı olarak idrar miktarının azalması hallerinde görülebilir Genellikle fazla bir belirti vermeden kalp üzerinde toksik etkiler gösterebilir Bu etki de bazen hayati tehlikelere yol açabilir

Fosfor kalsiyum ile birlikte hareket eder

Kalsiyum: Sağlıklı insanların kanının 100 mililitresinde 88 ile 104 mg arasında kalsiyum bulunur İnsan vücudunda kalsiyum dengesi, paratiroid bezleri ve D vitamini tarafından düzenlenir Öncelikle kemik metabolizması ve kaslar için gerekli bir madensel maddedir Eksikliği halinde, dilde, dudaklarda, parmaklarda duyu değişiklikleri, kaslarda ağrı ve kramplar görülür Kalp de bir kas olduğu için kalsiyum metabolizmasından çok etkilenir Uzun süreli kalsiyumdan fakir beslenme, kemiklerin zayıflaması gibi bir sonuç yaratır Kalsiyumun kandaki düzeyinin gerektiğinden fazla olması hali, genellikle, paratiroid bezinin hastalıklarında görülmektedir Hafif dereceli yükselmeler, fazla bir belirti vermez Bu hastalarda sık böbrek taşları görülür Kalsiyum yükseldikçe kas güçsüzlüğü, böbrek kireçlenmesi, kemiklerde gereğinden fazla kireç toplanması gibi durumlar belirir

Fosfor: Kalsiyumla birlikte hareket eden bir elemandır Böbrek, paratiroid bezi ve hormon düzensizliklerinde, vücuttaki fosfor dengesinde de bozulmalar olur Kronik açlıklar, bağırsaklardaki emilim bozuklukları, alkolizm, devamlı idrar söktürücü kullanılması gibi hallerde kandaki düzeyi düşer Tıp dilinde hipofosfatemi olarak adlandırılan fosfor eksikliklerinde, sinir ve kas ilişkisinde aksaklıklar, kas güçsüzlüğü, kas hücresi yıkımı, beyin fonksiyonlarında bozulma, koma ve hatta ölüm bile görülebilir

Magnezyum: Magnezyum da vücudun önemli elementlerindendir Kanın bir litresinde 16 ile 21 miliekivalan magnezyum bulunur Eksikliğinde, iştahsızlık, bulantı, kusma, uyuklama, güçsüzlük, titreme, kas seyirmeleri ve kasılmaları gibi belirtiler görülür Yüksekliği, böbrek yetersizliği olan hastalarda, sindirim sistemi tedavisi amacıyla magnezyumlu ilaçlar verilmesi halinde görülür Kas refleksleri kaybolur, kalp elektrosunda bozukluklar görülür, solunum ve dolaşım aksar, şok ve hatta ölüm bile görülebilir

Demir: Toplam olarak erkeklerde 345, kadınlarda ise 245 gr kadar demir, tüm vücuda dağılmış olarak bulunur Bunun yüzde 60-70 kadarı kan hücrelerinde hemoglobin içinde, yüzde 10-12 kadarı kaslarda miyoglobin içinde ve enzimlerde, yüzde 15-30 kadarı da, karaciğer, dalak ve kemik iliğinde depolanmış olarak bulunur Gıdalarla alınır Kadınlar her ay adet kanamalarıyla kan kaybettikleri için, gıdalarında daha fazla demir bulunmalıdır En önemli demir kaynağı, et, karaciğer ve dalak gibi gıdalardır Gıdalarla az alınması, sindirim sisteminde demir emilimiyle ilgili sorun olması, kan kaybı gibi hallerle vücutta demir azalması, kendini demir eksiklği kansızlığı şeklinde gösterir Bazı hastalıklarda ya da ilaç şeklinde gereğinden fazla demir alınmasında vücutta aşırı demir birikir Zamanında tedavi edilmezse, karaciğer sirozu, şeker hastalığı, ciltte bronz rengi, kalpte büyüme ve tahribat gibi hayati önemi olan sorunlar çıkarabilir

İyot eksikliği guatıra neden oluyor

İyot: Vücuttaki iyodun yüzde 80 kadarı tiroid bezinde bulunur En önemli kaynağı, deniz ürünleridir Denizden uzak, deniz ürünlerinin yenmediği ortamlarda, eğer içme sularında da yeterli iyot yoksa, iyot eklenmiş sofra tuzları kullanarak gereken miktarı almalıdır Yeterli iyot alınmadığı taktirde, iyot eksikliği guatrı denilen bir tür guatr görülür Eksikliğin ciddi olduğu hallerde, tiroid yetersizliğine bağlı ciddi sorunlar görülebilir İyot fazlalığının sorun oluşturabileceği için, alınması gereken dozun 20-30 kat fazla çok uzun süreler için alınmalıdır Bu da, ters bir etki yaratarak tiroid bezinin çalışmasını durdurabilir

Çinko: İnsan vücudunda toplam olarak 1-25 gram çinko bulunur Kemiklerde, dişlerde, saçta, deride, kaslarda, testislerde ve karaciğerde depolanmış haldedir Toprak yiyenlerde, bağırsak paraziti olanlarda ve devamlı olarak lifli besinleri çok bol tüketenlerde çinko eksikliği görülebilir Eksikliği özellikle gelişme çağındaki çocuklar için önem taşır Yeterli çinko alamayanlarda, gelişme bozukluğu, saç, deri ve tırnak sorunları görülür İleri boyutlu eksikliklerde, çocukların cinsel gelişmesi de aksar

Fluor: Kemiklerin ve dişin yapısındaki önemli maddelerdendir Çay ve deniz balıklarında bol miktarda bulunursa da en önemli kaynak içme sularıdır İçme sularına fluor katılması, o suyu içen toplulukta diş çürüğü ihtimalini büyük oranda ortadan kaldırır Fluor alınması aynı zamanda osteoporoz denilen kemik zayıflaması hastalığını da önleyici ve tedavi edici etki yaratacaktır Gereğinden fazla alındığında da zarar verebilir Kalıcı dişler üzerinde sarı-kahverengi lekeler ortaya çıkar ve diş minesi bu bölgelerde tahrip olmaya başlar aşırı fluor yüklenmesi kemiklerde de normal dışı gelişmeler ve eklemlerde çarpılmalar gibi belirtiler ortaya çıkarır

Bakır: Normal bir erişkin insanda 100-150 mg kadar bakır bulunur Bunun yüzde 90 kadarı kas, kemik ve karaciğerde depolanmış haldedir İleri derecede beslenme ve bağırsakta emilme bozukluğu olanlarda bakır eksikliği görülebilir Bu durumda kansızlık, cilt ve kemik kusurları ve zeka gelişme bozuklukları görülür Bakırın da fazlası zehirleyicidir 15 mgdan daha fazla elementel bakır yutulması halinde, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, yaygın kas ağrıları gibi belirtiler ortaya çıkar Zihinsel kusurlar ile koma ve ölüm de görülebilir

Kobalt : B 12 vitamininin yapısına katılır Eksikliği, bir çeşit kansızlık yapar Kobalt eksikliği bulunanların kansızlık amacıyla kullanılan ilaçlarına mutlaka kobalt katılmalıdır Ancak kobalt tedavisi, bu zehirli bir madde olduğu için çok dikkatle sürdürülmelidir Aşırı miktarlar, özellikle çocuklarda tiroid eksikliği ve kalp yetersizliği gibi tehlikeli durumların ortaya çıkmasına neden olabilir

Aşırı selenyum tehlikeli

Krom: Kromdan zengin bir madde olan bira mayası kullananlarda, kolesterol ve trigliserit gibi kan yağlarında düşme, şeker toleransında düzelme görülmektedir Şeker hastalarında ise insülin ihtiyacı azalmaktadır Ani kilo kaybı, sinir uçları tahrişi ve şeker toleransı bozukluğu olanların tedavisinde en etkili madde kromdur

Selenyum: E vitaminiyle birlikte, antioksidan bir madde olarak tanınır Böylece hücre yıkımını yavaşlatmak gibi bir etkiye sahip olur Selenyumdan eksik beslenmenin çok uzun süreler devam etmesi, vücuttaki selenyumun da azalmasına neden olur Özellikle Çin'in bazı bölgelerinde çocukluk döneminde görülen kalp kası hastalıklarının nedeni selenyum eksikliğidir Daha düşük boyutlu selenyum eksikli Yeğinde tırnak yatağfdnında beyazlanma, kaslarda ağrı ve hassasiyet görülür Selenyumun da aşırısı zarar verir Özellikle hücre yaşlanmasını yavaşlatıcı etkisinin belirlenmesinden sonra, selenyum haplarını gereğinden fazla kullanan kişilerde zehirlenme belirtileri görülebilmektedir Aşırı selenyum alındığı hallerde saç ve tırnak dökülmeleri, deri döküntüleri ve polinevrit denilen sinir rahatsızlığı ortaya çıkar

Manganez: Kemiklerin ve bir çok enzimin yapısına giren manganez, kepekli tahıllarda, yeşil yapraklı sebzelerde ve çayda bol miktarda bulunur Manganez zehirlenmesi ise beslenmeyle fazla manganez alınmasıyla oluşmaz Nadiren, manganez üretimde çalışan kişilerde ortaya çıkabilir ve Parkinson hastalığı benzeri sinir sistemi belirtileri ortaya çıkarır

Molibden: Çok uzun süre, sadece damardan beslenmek zorunda kalınılan bir hastada molibden eksikliği görülmüş Bu hastada çok hızlı bir nabız, hızlı solunum, gece körlüğü, görme bozukluğu, aşırı uyarılma ve koma ortaya çıkmış Ancak bu durumun çok seyrek olduğunu da bilmek gerekir

Silisyum: Hayvan deneylerinde, silisyum eksikliği, gelişme geriliği, kemik, kıkırdak ve bağ dokusu bozukluklarına neden olmaktadır Ancak şu ana kadar insanlarda silisyum eksikliği ile ilgili bir tespit yapılamamıştır Fazlalığı ise magnezyum trisilikat yapısında olan antiasitleri, mide rahatsızlığı nedeniyle uzun yıllar boyunca kullanan kişilerde görülür Bu kişilerde silikat yapısında olan böbrek taşlarına sık rastlanılmaktadır
alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.