Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antik, çağda, kültürler, savaş

Antik Çağda Savaş Kültürler

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antik Çağda Savaş Kültürler




Kültürler
Eski Mısırlılar




II Ramses'in Cheta halkını yenmesi ve Dapur kuşatması II Ramses'in Thebes'teki tapınak duvar resimlerinden


Uzun tarihinin büyük bölümünde Eski Mısır uygarlığı tek hükümet tarafından yönetilmiştir Ulusun ana asker hedefi düşman işgalini önlemekti Mısır'ı çevreleyen kurak topraklarda ve çöllerde yaşayan göçebe kabileler verimli Nil vadisine yerleşmek için sık sık akın ve yağma yapıyordu Mısırlılar Nil Deltası'nın doğu ve batı sınırları boyunca, Doğu Çölü'nde ve güneydeki Nubya'da kaleler ve ileri karakollar inşa etmişlerdi Küçük garnizonlar ufak çaplı ayaklanmaları engelleyebiliyordu Büyük kuvvetler ortaya çıktığında gönderilen mesajlarla asıl ordu kuvveti çağırılıyordu Birçok Mısır şehrinde şehir surları ve diğer savunma yöntemleri bulunmuyordu
İlk Mısır askerleri, temreni bakır mızrak ile deri kaplı büyük tahta kalkandan oluşan basit *****larla donatılmıştı Eski dönemlerdeki taş topuzun yerine bronz savaş baltası geçmiş ve taş topuzlar sadece törensel amaçlarla kullanılmıştır Mızrakçılara destek olarak çakmaktaşı ya da bakır uç taşıyan okları kullanan ve bileşik yaylara sahip okçular da bulunuyordu MÖ üçüncü binyıl ile ikinci binyılın başlarında hiç zırh kullanılmamıştır ***** teknolojisinde ve savaş tarzındaki en önemli gelişme MÖ 1600 yıllarında Mısırlıların kendilerini Aşağı Mısır'ın hakimi ilan eden Hyksos halkıyla savaşıp yenmesiyle başlamıştır At ve savaş arabaları bu dönemde Mısır'a girmiştir Diğer yeni aletlerin arasında orak kılıç, gövde zırhı ve geliştirilmiş bronz döküm sayılabilir Bir sonraki sıçrama Geç Dönem'de (MÖ 712-332) atlı birliklerin ve demirden yapılmış *****ların kullanılmasıyla gerçekleşmiştir Büyük İskender tarafından fethedildikten sonra Mısır Yunanlılaştırılmış ve ana asker güç falanks olmuştur Eski Mısırlılar ***** teknolojisinde büyük yenilik yapmamış, ***** konusunda tüm gelişmeler Batı Asya ve Eski Yunan dünyasından alınmıştır
MÖ ikinci binyılda Mısır toplama ordudan, profesyonel askerlerin oluşturduğu iyi örgütlenmiş orduya geçmiştir Nubya gibi yabancı toprakların fethi, ülke dışında sürekli bir garnizon tutmayı gerektirmiştir Mitanniler, Hititler ve sonraları da Asurlular ile Babilliler gibi yakın doğunun güçlü krallıklarıyla olan karşılaşmalar nedeniyle Mısırlılar kendi vatanlarından uzakta sefere çıkma gereksinimi duymuşlardır
Bu askerlere ailelerinin istihkakı için toprak verilerek ödeme yapılıyordu Hizmet süresini bitiren kıdemli askerlerin emekliye ayrılmasına izin veriliyordu Generallerin saray üzerinde büyük nüfuzu olmasına karşılık diğer feodal devletlerin tersine Mısır ordusunun kontrolü tamamen krala aitti Yabancı paralı askerler de bulunduruluyordu Bunlar ilk olarak Nubyalılar (Medjay), sonraları da Yeni Krallık'ta Libyalılar ve Sherdenlerdi Persliler döneminde, Eski Yunanlı paralı askerler başkaldıran firavunların emrine girmiştir Elephantine'deki Yahudi paralı askerler MÖ 5'inci yüzyılda Mısır'ın yöneticileri olan Perslere hizmet etmiştir Aynı paralı askerler MÖ 6'ncı yüzyılda da Mısır Firavunlarına hizmet etmiştir
O zamanın kraliyet propagandasına bakıldığında Mısır birliklerine savaşa giderken kralın ya da veliaht prensin şahsen önderlik ettiği görülür Ordu onbinlerce askerden oluşabilir, dolayısıyla 250 askerden oluşan ve bir subay tarafından önderlik edilen küçük taburlar idarenin anahtar noktasını oluşturur İzlenen taktik, önce yoğun ok atışı ardından bozulan düşman hatlarına piyade ile birlikte savaş arabalarının hücum etmesiydi Mısır asker sefer kayıtlarına göre düşman büyük Mısır kuvvetine karşı pusu kurarak ya da yolları bloke ederek şaşırtmacaya kalkışabiliyordu
Nil vadisinde gemi ve mavnalar önemli asker elemanlardı Gemiler asker birliklere erzak sağlamak için vazgeçilmez unsurlardı Nil nehrinde sığ geçişler olmadığı için mavnalar kullanılıyordu Nehirde hüküm sürebilmek için kuşatma yapabilmek gerekliydi, aynı Hyksos başkenti Avaris'in Mısırlılar tarafından fethi gibi Geç Dönem'den önce Mısırlıların denizde savaşmak için donanmaları yoktu MÖ 12'nci yüzyılda III Ramses ile Deniz halkı arasında Mısır kıyılarında gemilerin de yeraldığı bir savaş geçmiştir
Türkler










Antik çağın Göktürk toplulukları dünya üzerindeki hakimiyetin Göktanrı tarafından kendi Türk hükümdarlarına buyrulmuş olduğu inancı ile çok kez "gök'ün altındaki bütün topraklara" sahip olmak için harekete geçmiştir, ve bu hedeflerine ulaşamamış olsalarda atlı orduları ve iyi gelişmış savaş yöntemleri ile çok kez kısa ömürlü büyük devletler kurmuş ve tarihte önemli rol oynamışlardırAntik Türklerin hakkında bulunan en eski kalıntılar bile iyi organize edilmiş ordulara sahip olduklarına işaret eder
Göktürk ve Moğol boyları , bu dönemde ilk olarak Hun Hükümdarı Teoman Yabgu önderliğinde Hiung-nu İmparatorluğu'nu kurarak, büyük bir devlet örgütlenmesine girmişlerdi Daha önceki İskit ya da Saka yönetimi, daha çok boylar birliği idi
Sakalar, İran'da Medler ve daha sonra Perslerle sürekli savaş halinde olmuştur Ayrıca Sakaların, Kuzey Karadeniz kolu da, İllirya, Makedonya ve Yunanistan'a sürekli akınlarda bulundu Sakaların Medlerle olan savaşları, Türklerde "Alp Er Tunga", İranlılarda ise "Şehname"nin oluşumunu sağlamıştır Saka Hükümdarı Alp Er Tunga'yı tuzak kurarak öldüren Medlere karşı, onun yerine tahta geçen Tomiris (Demir), Med ülkesini istila ederek, intikamını almıştır Ayrıca yine Saka Hükümdarı Şu ile Makedonya Hükümdarı İskender arasındaki ilişki de önemlidir Türkeli'ne yönelen İskender, düşmanının gücünü belirlemek için birkaç öncü birlik göndermiş, ancak iki tarafta, denk olduklarını anlayınca savaşmamışlardır
Sakaların bölgeden çekilmesinin ardından bölgede çeşitli Türk boyları egemen olmaya başlamıştır MÖ 1000'li yıllardan beri Çin ile ilişki içinde olan Hunlar, Teoman Yabgu zamanında bir devlet örgütlenmesine girmişlerdir Her ne kadar, MÖ 1558 yılında Çin'e elçi de göndermiş olsalar, devlet örgütlenmesi çok sonraları olmuştur
Motun Tanhu (Mete) (MÖ 209-180) zamanında gücünün zirvesine çıkan Hunlar, Çin'i vergiye bağlamış ve bütün Türk boylarına egemenliklerini kabul ettirmişlerdir Ordularda "onlu" sistem kurulmuş, savaş teknolojisi geliştirilmiş ve dünyada dönemin en büyük gücü olmuştur
Hunların zayıflaması ile birlikte Çin'in etkisi artmış ve bir süre sonra ikiye bölünmüşlerdir Kuzey ve Güney Hunları adı ile bölünen Hunlar, daha sonra Çi-çi Yabgu önderliğinde göç etmiş ve bugünkü Aral Gölü bölgesinde Batı Hun Devleti'ni kurmuşlardır Ancak Çin baskını ile bu devlette tarihe karışmıştır
Çinliler


Ana madde: Çin'in asker tarihi


Shang Hanedanı zamanındaki antik çağ Çin'i savaş arabalarından oluşan ordularıyla bir Bronz Çağı uygarlığıydı Anyang yakınlarındaki Shang sitlerindeki arkeolojik çalışmalarda, çok sayıda savaş arabasına ve bronz *****lara rastlanmıştır Shang hanedanının Zhou Hanedanı tarafından devrilmesiyle asker açıdan soylu savaş arabaları savaşçıları (士) sınıfına dayanan bir feodal sosyal düzen kurulmuştur
İlkbahar ve Sonbahar Döneminde savaşlar önemli derecede artmıştır Zuo zhuan bu dönemde feodal lordlar arasındaki savaşları tanımlar Savaş hem daha şiddetli ve kesin sonuca götüren hale gelmiş hem de törensel ögelere bürünmüştür Asker hükümran kavramı (é?¸) ve onun "etkileme tarzı" (é?¸é") Çin toplumuna egemen olmuştur
Savaşan Beylikler Dönemi'nde savaş daha da yoğun, acımasız ve kesin hale gelmiştir Büyük sosyal ve siyasi değişikliklere, savaş arabalarından vazgeçilip yoğun piyade gücünün kurulması eşlik etmiştir Elbise giyen Çinli erkekler bir kültürel meydan okuma olsa da kuzey sınırlarının etkisiyle süvariler de ortaya çıkmıştır Asker strateji artık kandırmaca, haberalma ve Sun Tzu'nun Savaş Sanatı kitabında düzenlendiği üzere savaş hilelerine dönüşmüştü
Hintliler


Ana madde: Hindistan'ın asker tarihi


MÖ 1500-500 yılları arasındaki Vedalar dönemi'nde "Vedalar" da ve diğer bağlantılı yazılarda savaşlardan bahsedilir Belirli bir savaşa ait ilk kayıt Rigveda'nın 7'nci Mandala'sında bahsedilen On Kral Savaşıdır Savaş fillerinin ilk asker kullanımı da eski Hindistan'da MÖ 1100 yıllarındadır ve birçok Sanskrit Veda ilahisinde bahsi geçer
Hindistan'ın iki büyük destanı Ramayana ve Mahabharata (MÖ 1000-500 yılları) anlaşmazlıklar üzerine kurulmuştur ve asker düzenlere, savaş teorilerine ve ezoterik *****lara değinir Valmiki'nin Ramayanası Ayodhya'nın ordusunu, saldırgan olmaktan çok savunmaya yönelik betimler, şehrin çok iyi korunduğundan ve derin bir hendek ile çevrelendiğinden bahseder Ramayana Ayodhya'yı şu sözlerle tanımlar: "Şehir korkusuz, ***** kullanmakta becerikli, dağ inlerindeki aslanlara benzeyen yenilmez savaşçılarla doludur Mahabharata Chakravyuha gibi değişik asker tekniklerden sözeder




Hydaspes Nehri Savaşı'nda André Castaigne'in resmi (1898-1899)


Savaş filleri Hindistan'dan Pers İmparatorluğu'na geçti MÖ 331 yılında Büyük İskender'e karşı Gaugamela Savaşı'nda Pers kralı III Darius yaklaşık 50 savaş fili kullanmıştır Hydaspes Nehri Savaşı'nda Pencab'ta hüküm süren Hintli kral Porus 200 savaş fili, 2000 süvari ve 20000 piyadeden oluşan küçük ordusuyla Büyük İskender'in 4000 süvari ve 50000 piyadeden oluşan güçlü ordusuna büyük zorluk yaşatmış olsa da sonunda Porus yenilmiştir Aynı zamanlarda daha kuzey ve doğuda bulunan Magadha İmparatorluğu 6000 savaş fili, 80000 süvari, 200000 piyade ve 4000 *****lı savaş arabası ile muazzam bir orduya sahipti Eğer Büyük İskender Hindistan seferini sürdürmeye karar verseydi bu büyük ordunun güçlü karşı koymasıyla yüz yüze kalacaktı
Chanakya (MÖ 350-275 yılları) Takshashila Universitesi'nde bir siyasal bilgiler profesörüydü ve sonraları Maurya İmparatorluğu'nun kurucusu imparator Chandragupta Maurya'nın başbakanlığını da yapmıştır Chanakya Arthashastra adlı, eski Hint savaş tekniklerini ve savaş stratejilerini detaylı anlatan bir kitap yazmıştır Arasında casusluk ve suikastin ilk örnekleri de bulunan bu teknikler Chanakya'nın öğrencisi olan Chandragupta Maurya ve sonraları da Büyük Aşoka (MÖ 304-232) tarafından uygulanmıştır
Chandragupta Maurya Magadha İmparatorluğu'nu fethetti, sınırları Arap Denizi'nden Bengal Körfezi'ne kadar uzanan ve tüm kuzey Hindistan'ı içine alan Maurya İmparatorluğu'nu kurdu MÖ 305 yılında Seleucid İmparatorluğu'nu yöneten Seleucus I Nicator'u yenen Chandragupta, Büyük İskender'in fethettiği ülkelerin büyük kısmını idaresi altına almıştır Seleucus sonunda güney Afganistan dahil olmak üzere Güney Asya'daki topraklarının tamamını Chandragupta'ya kaptırmıştır Seleucus İndus nehrinin batısındaki toprağı 500 savaş filiyle değişmiş ve kızını da Chandragupta ile evlenmek üzere sunmuştur Bu evlilik ile oluşan ittifak sonucu düşmanlık dostluğa dönüşmüş ve Seleucus, Pataliputra'da ki Mauryan tahtına Megasthenes'i elçi olarak göndermiştir Bu antlaşmanın sonucunda Maurya İmparatorluğu Eski Yunan Dünyası tarafından büyük bir güç olarak tanınmış ve Mısır ile Suriye kralları da kendi elçilerini göndermiştir Megasthenes'e göre Chandragupta Maurya 30000 süvari, 9000 savaş fili ve 600000 piyadeden oluşan ve Antik Çağ'da bilinen en büyük orduyu kurmuştur Büyük Aşoka, Maurya İmparatorluğunu genişletmiş, Afganistan ve İran'ın büyük kesimiyle tüm Güney Asya'yı idaresi altına almıştır Aşoka Budizmi seçtikten sonra savaşmayı bırakmıştır
Persler
Eski Persler ilk defa Büyük Keyhüsrev zamanında önemli asker güç olarak ortaya çıkmışlardır Savaş tarzları, hafif zırhlı piyadenin yoğun saldırısıyla düşmanı hareketsiz kılıp süvarinin ölümcül darbeyi indirmesini sağlamak şeklindeydi Ağır zırhla donatılmış süvariler muazzam sayıdaydı İlk dönemlerde kullanılan savaş arabalarının yerini Pers İmparatorluğu'nun son zamanlarında atlılar almıştır Pers İmparatorluğu'nun zirvede olduğu zamanlarda Kuzey Afrika ve Hindistan'dan gelen savaş filleri de kullanılmıştır Pers ordusunun seçkin kuvvetleri mızrak, kılıç ve yay ile donatılmış 10000 profesyonel askerden oluşan ünlü Pers Ölümsüzleridir Okçular da Pers ordusunun önemli bölümünü oluşturur
Taktikleri oldukça basitti Geriden düşman üzerine yoğun ok atışından sonra muazzam sayıda piyade ve süvariyle saldırılırdı Pers okçularının güneşi kapatacak kadar çok ok attığı söylenir Bu kadar çok asker kullanılmasının nedeni korku uyandırmaktı Yüzbinlerce askeri gören düşmanın cesaretini yitirip teslim olması kaçınılmazdı Eğer düşman teslim olmazsa Pers komutanı herhangi bir gücü yenebilecek sayıda askerden oluşan ilk dalgayı düşman üstüne sürer, eğer bu başarılı olmazsa ikinci dalgada daha kaliteli birlikleri gönderir, bunun da başarısız olması durumunda önderliğini şöhretli Ölümsüzlerin yaptığı üçüncü dalgayı gönderirdi Bu taktikler Orta Doğu'da genellikle başarılı oluyordu ancak Persler batıya doğru ilerledikçe karşılarına çıkan Eski Yunanlıların daha iyi eğitilmiş ve daha ağır zırhla donatılmış â??'Hoplite''leri tarafından katledildiler
İlliryalılar
İllirya asker taktikleri hakkında çok az şey bilinmektedir İllirya kralı Bardyllis MÖ 4'üncü yüzyılda İllirya'yı zorlu bir yerel güç haline getirmiştir İllirya krallığının başlıca şehirleri Lissus ve Epidamnus'tu Şiddetli rekabet ve kıskançlık nedeniyle güçleri zamanla yokolmuştur
Genel olarak hiçbir zaman birleşmeyen ve herhangi bir işbirliğine girmeden dövüşen savaşçı kabileler olarak tanınırlar Dövüş teknikleri örgütlü bir birlikten çok kişisel başarıya dayanıyordu MÖ 359 yılında Makedon Kralı III Perdiccas İlliryalılara saldırırken öldürülmüştür MÖ 358 yılındaysa Büyük İskender'in babası II Philip İlliryalıları yenmiş ve Ohri Gölü'ne kadar olan toprakları yönetimi altına almıştır
İllirya uygarlığı Romalılar, Makedonyalılar ve daha sonraları Osmanlılar (artık bu bölge halkına Arnavut deniyordu) tarafından fethedilmiştir
Eski Yunanlar
Eski Yunan asker teknolojisi ve taktikleri, tarlalarda ihtiyaç duyulmadığı zaman savaşa gidebilecek olan çiftçi yurttaşlara dayanarak oluşturulmuştur Bu askerler zırh ve mızrak taşıyarak, birbirine geçen kalkanlarla korunan sık bir düzende savaşmaktaydılar Bu düzenin adı falankstır
Çoğu Yunan şehri çok iyi tahkim edilmiş olsa da, Yunan teknolojisi bu korumayı aşmaya yetmediğinden savaşların çoğu açık alanda yapılırdı Bunun bir diğer nedeni Yunanlı askerlerin tarlalarına dönmeden önce ancak sınırlı süre için askerlik yapabilmeleriydi Bir şehri savunanları dışarıya çıkarabilmek için tarlaları yakıp yıkma tehdidi yapılırdı Kışı kıtlık içinde geçirmek istemeyen savunmacılar teslim olmak ile savaşmayı kabullenmek arasında seçim yapmak zorunda kalırlardı
Bu tarz Peloponnez Savaşı sırasında işe yaramamıştır Tarlaları yakıp yıkmakla tehdit eden Spartalılara karşı Atinalılar, deniz hakimiyetine sahip olduklarından, gemilerle Kırım'dan tahıl getirmişlerdir Bu, anlaşmaya varmaksızın her iki tarafın tekrar eden baskınlarla birbirine saldırmak zorunda kaldığı bir tarza dönüşmüştür Aynı zamanda deniz savaşını da önemli bir noktaya taşımıştır Yunan deniz şavaşları triremeler arasında geçerdi Bunlar uzun ve hızlı gemilerdi ve birbirlerine saldırarak bordalama ile savaşırlardı
Makedonyalılar




Sarissa ile Makedonya falanksı


Eski Makedonyalılar o zamanlar dünyanın en düzenli ve örgütlü asker kuvvetine sahipti Büyük İskender'in zaferleriyle tanınsalar da, bu mükemmel dövüş gücünü tasarlayan ve hayata geçiren babası II Philip (Makedonya)'tir Eğer bu ordu daha önce hazırlanmış olmasaydı, Büyük İskender'in fetihlerinin hiçbiri gerçekleşmeyebilirdi
Philip Falanks düzenindeki askerlerine 6 metre uzunluğundaki sarissa denen mızrağı verdi Sarissa, falanksın arka sırasındakiler tarafından (genelde sekiz sıra olurdu) dik bir şekilde yukarıya doğru tutulduğunda gerideki manevralar düşman tarafından görülmezdi Ön sıradakiler tarafından ileri doğru uzatıldığında ise, uzaktan düşmanı delip geçecek acımasız bir ***** oluyordu
MÖ 358 yılında tekrar örgütlenen Makedonyalı phalanxlarla İlliryalılarla karşılaşan II Philip, onları yenilgiye uğratmıştır İlliryalılar, savaş alanında 7000 ölü (kuvvetlerinin dörtte üçünü) bırakarak kaçtılar Dolayısıyla, bir gecede sayısal olarak büyümüş gibi görünen Makedonya ordusu tüm İllirya'yı fethetti ve Makedonya'nın sınırları Adriyatik Denizi'ne kadar ilerledi




British Museum 'da bulunan Büyük İskender büstünün Andrew Dunn tarafından çekilmiş fotoğrafı


İlliryalıların yenilmesinden sonra Makedonya daha da saldırgan davranmaya başladı Paeonia Philip zamanında zorla Makedonya yönetimi altına girmişti MÖ 357 yılında Philip Atinalılarla olan antlaşmayı bozarak iktidara geldikten sonra Yunanlılara teslim etmek zorunda kaldığı Amphipolis'e saldırdı Yoğun bir kuşatmanın ardından şehir tekrar Makedonyalıların eline geçti Bundan sonra, gelecekteki savaşları finanse edecek olan hemen yakındaki Pangaeus Dağı altın madenlerini de güvence altına aldı
MÖ 356 yılında daha da doğuya ilerleyen Makedonya ordusu günümüzdeki Drama şehrinin yakınlarında Traklar'ın elinde bulunan Crenides şehrini ele geçirdi ve Philip kendi ismini şehre vererek adını Philippi olarak değiştirdi Makedonya'nın Trakya ile olan sınırı artık Nestus nehriydi
Philip daha sonra kuzey Yunanistan'a doğru yürüdü Thessaly'de düşmanlarını yendi ve MÖ 352 yılında tüm kuzey Yunan bölgesini kontrolü altına aldı Makedonya ordusu Yunanistan'ı ikiye ayıran Termofil geçidine kadar ilerledi Ancak burayı ele geçirmeye çalışmadı çünkü, Atinalılar, Spartalılar ve Akalardan oluşan ortak bir güçle çok sıkı olarak korunmaktaydı
Makedonya'nın sınır bölgelerini güvence altına aldıktan sonra büyük bir ordu toparlayan Philip uzun sürecek bir fetih seferi için Trakya'ya girdi Bir dizi savaşta Trakları yenilgiye uğrattıktan sonra MÖ 339 yılında en doğudaki Byzantium ve Perinthus kıyı şehirleri haricinde Trakya'nın tamamı Makedonya'nın kontrolü altına girmişti Eğer bu iki şehir değişik Yunan şehirlerinden ve Pers İmparatorluğu'ndan destek görmeseydi kesinlikle düşeceklerdi Pers kralı Makedonların yükselişini ve doğuya doğru yayılışını endişeyle izliyordu En az bir yüzyıldır Yunanistan'da en nefret edilen halk Persler olmasına rağmen, Yunanlılar Makedonya'ya karşı savaşmak üzere Persleri davet edip ittifak teklif etmiştir Yaklaşık 150 yıl kadar önce Persler tarafından işgal edilmiş olmalarına rağmen Yunanlıların Makedonlara karşı nefreti bunu unutturmuştur
Daha sonraları oğlu Büyük İskender Yunan savaş tarzını geliştirerek bir süvari savaş tarzı yaratacak ve fetihler yapacaktı Büyük İskender, bu tarzla uzun süre askerlik yapacak insanları toplayarak Perslere karşı seferlerde kullanmıştır Özellikle elit Yoldaşlar (süvariler) Büyük İskender'in savaş tarzında önemli yer tutmaktadır
Romalılar


Ana madde: Roma'nın asker tarihi


Roma ordusu dünyanın ilk profesyonel ordusudur Bu ordunun temelinde, Roma için zorunlu hizmet yapan yurttaşların oluşturduğu Roma Cumhuriyeti ordusu yatmaktadır Gaius Marius'un MÖ 100 yılındaki reformları orduyu profesyonel bir yapıya oturttu Askerler hala yurttaşlardan oluşuyordu ama ordudan ayrılmadan önce 25 sene hizmet ediyorlardı
Romalılar aynı zamanda destek kuvvetlerini kullanan ilk ordudur Bunlar Romalı olmayanlardan oluşan ve geleneksel Roma ordusunun dolduramadığı boşlukları dolduran hafif çarpışma birlikleri ile ağır süvari gibi birliklerdir İmparatorluğun sonraki dönemlerinde, yabancı paralı askerlerle bu destek birlikleri Roma ordusunun belkemiğini oluşturmuştur İmparatorluğun son dönemlerinde ise Vizigotlar gibi kavimler paralı asker olarak dövüşmek için ayartılmıştır
Roma donanması geleneksel olarak pek önemli değildi Ancak birliklerin ve erzakların taşınmasında önemli rol oynuyordu MÖ 1'inci yüzyılda Büyük Pompey tarafından Akdeniz'in korsanlardan arındırılmasında önemli rol oynamıştır Roma savaşlarının çoğu karada geçiyordu İmparatorluk zirvede iken Akdeniz bir Roma gölü haline gelmişti, çünkü çevreleyen toprakların hepsine Roma İmparatorluğu hakimdi
Dikkate değer istisnalar da vardır MÖ üçüncü yüzyılda Roma ile Kartaca arasındaki önemli bir çatışma olan I Pön Savaşı genel olarak bir deniz savaşıdır Actium Savaşı da Roma'yı Augustus'un idaresine sokmuştur
Cermenler
Ren nehrinin doğusu ve Tuna nehrinin batısındaki Cermen kabileleri hakkındaki tarihsel kayıtlar antik dönemin sonlarına doğru başlamıştır ve ancak MÖ 100 yılından sonraki dönem incelenebilmektedir Açık olan, Cermen savaş tekniklerinin Roma ve Yunan savaş tekniklerinden çok farklı olduğudur Cermenler daha çok küçük ya da büyük baskın gruplarıyla savaşmayı tercih ediyorlardı
Bu tarz savaşmanın amacı toprak kazanmak değil kaynakları ele geçirmek ve prestij sağlamaktı Bu baskınlar 10 kişilik aile gruplarından 1000 kişilik köy gruplarına kadar düzensiz gruplarla gerçekleştirilirdi Olağanüstü kişisel güçleriyle uzun süreler etrafında asker toplayabilen liderler vardı, ama ne asker toplamanın ne de eğitmenin sistematik bir yöntemi olmadığı için karizmatik bir liderin ölümü o ordunun yokolması demekti Ordular sıklıkla yüzde 50 çarpışmaya girmeyenlerden oluşuyordu Yerlerinden olan yaşlı, kadın ve çocuklar askerlerle birlikte yolculuk ediyorlardı
Tarih kitaplarında sözü edilen büyük asker birlikler antik savaş tarzının genel kuralı değil, istisnasıydı Dolayısıyla tipik bir Cermen kuvveti 100 kişiden oluşurdu ve hedefleri komşu Cermen ya da başka halka ait bir köyü yağmalamaktı Eski Roma kaynaklarına göre Cermen kabileleri savaşmak zorunda kaldığında, piyadeler genellikle kama düzeninde hareket eder, her kamanın başını bir klan lideri çekerdi
Romalılar tarafından sıklıkla yenilmiş olsalar da, Cermen kabileleri Roma kayıtlarında vahşi ve acımasız savaşçılar olarak gösterilmiştir Cermen halkının başarısızlığının sebebi tek komuta altında birleşmiş tek kuvvet oluşturamamış olmalarıdır Halefleri en sonunda antik dünyayı yenecek ve fethedecek, böylece modern Avrupa'nın ve ortaçağ savaş tarzının doğmasına önayak olacaklardı

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.