08-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye’Nin Tarihi Ve Doğal Varlıkları
Türkiye’nin Tarihi ve Doğal Varlıkları
ALTINBEŞİK DÜDENİ
Dünyanın en ilginç mağaralarından birisidir Toros Dağlarının altındaki bu ilginç yeraltı Dünya’sını görmek için özel hazırlık ve gereçler gereklidir Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır Bu göllerin su seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar
Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur Bu mağara ve göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa harikasıdır
DAMLATAŞ MAĞARASI
Alanya‘dadır Sarkıt ve dikitler ihtiva eder Mağara içindeki havanın nemlilik oranı % 90 civarındadır Tedavi amacıyla da kullanılmaktadır
KARAİN MAĞARASI
Yapılan kazılardan bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır Türkiye‘nin içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır
KAPADOKYA
Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır apadokya bölgesi doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken tarihi süreçte insanlar da bu peribacalarının içlerine ev kilise oymuş bunları fresklerle süsleyerek binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlar Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biridir
FALEZLER
Antalya’nın iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı arasında kalan bölgedir Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal arıtma sistemi işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı sağlamaktadır Antalya’nın iki büyük plajı olan Lara ve Konyaaltı arasında kalan bölgedir Bu ilginç jeolojik yapı aynı zamanda doğal arıtma sistemi işlevi ile körfezin temizliğine önemli bir katkı sağlamaktadır
Antalya ile Fethiye arasında bulunan “Likya Bölgesi” tarihi ve turistik birçok değerlerinin yanısıra Bakırdağları yöreyi tümüyle kaplayan ve kendi aralarında 4 bölüme ayrılan “BEYDAĞLARI” ile ünlüdür En yüksek noktasının 3070 metre ile”Kızlarsivrisi” nin olduğu Beydağları “Tahtalıdağlar” “Bakırdağları” “Merkezi Beydağları” ve “Güneybatı Bölümü Beydağları” gibi alt katagorilere ayrılmaktadırlar
Kızlarsivrisi
Bölgedeki akarsuların ortak amacı Akdeniz‘e ulaşmaktadır En güzelleri Antalya’nın;
15 km kuzeyindeki DÜDEN ŞELALESİ
18 Km batısındaki KURŞUNLU ŞELALESİ
ve Manavgat‘ın 3 Km kuzeyindeki MANAVGAT ŞELALESİ’dir
ALTINBEŞİK DÜDENİ
Dünyanın en ilginç mağaralarından birisidir Toros Dağlarının altındaki bu ilginç yeraltı Dünya’sını görmek için özel hazırlık ve gereçler gereklidir Yer altında çok sayıda mağara ve göl vardır Bu göllerin su seviyeleri farklı olup aralarında çağlayanlar oluştururlar
Mağaralarda dev boyutlarda sarkıt ve dikitler mevcuttur Bu mağara ve göllerin milyonlarca yıllık bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir Konu ile ilgilenenler ve cesur tırmanıcılar için eşi bulunmaz bir doğa harikasıdır
DAMLATAŞ MAĞARASI
Alanya’dadır Sarkıt ve dikitler ihtiva eder Mağara içindeki havanın nemlilik oranı % 90 civarındadır Tedavi amacıyla da kullanılmaktadır
KARAİN MAĞARASI
Yapılan kazılardan bölgenin günümüzden 50 000 yıl kadar öncede yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır Türkiye’nin içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır
SAKLIKENT
Sadece 45 km uzaklaşılınca 3000 m yüksekliğe ulaşan Saklı Yaylasında kurulu Saklıkent’e varılır Kış sporlarına elverişli bir yerdir Saklıkent Aynı gün içinde Antalya plajlarından denize girebilir ya da Saklıkent’te kayak yapabilirsiniz
İNSUYU MAĞARASI
Burdur İnsuyu Mağarası Burdur-Antalya Karayolu üzerinde Burdur’a 15 km uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme ilk açılan mağaradır 597 m Uzunluğundadır Su yüzeyine paraleldir İçinde akarsular ve göller bulunmaktadır
Mağara ilk kez mağarabilimci Jeolog Dr Temuçin AYGEN tarafından bulunmuş ve dönemin Valisi Vefik KİTAPÇIGİL’in çabalarıyla 1966 yılında turizme açılmıştır
597 metrelik bölümü gezilebilen mağaranın içinde birbirleriyle bağlantılı irili ufaklı dokuz göl vardır Bunlardan “Büyük Göl” adıyla anılanı 512 m2’lik alanıyla Türkiye’nin en büyük yer altı gölüdür
Oluşumu 10 milyon yıl öncesine dayanan mağara yukarıdan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla oluşan kolonlar ve tavandan aşağıya sarkan kalker birikintileriyle bir saray görünümündedir Dilek Gölü’nde bulunan dikit 6 metrelik boyuyla Türkiye’nin en büyük dikiti ve bir doğa harikasıdır
Nilüfer Çayı
Nilüfer İlçesi’ne adını veren ve Bursa’nın en önemli akarsuyu olan 103 km uzunluğundaki Nilüfer çayı Uludağ’ın güney yamaçlarında 850 metre yükseklikteki 2 mağaradan çıkar Başlangıç bölümünde adı Aras Suyu’dur Bu su batı doğrultusunda akarken çeşitli kollarla birleşerek “Nilüfer” adını alır
Doğancı köyü yakınlarında önüne kurulan bir barajla Bursa kent içme suyunun önemli bir bölümünü depolar Ayrıca kentin içme suyu gereksinimini karşılamak üzere daha yüksekte Karaıslah dolaylarında Nilüfer Barajı yapımı sürmektedir
Antik çağ kaynaklarında adı “Odrys” çayı olarak geçen Nilüfer Bursa Ovası’nı suladıktan sonra Uluabat Gölayağına dökülür Bursa Ovası ve çevresinin derelerini ve Çayırköy Ovası’ndan Ayvalı Dere’yi alarak Uluabat Gölü’ne ulaşan Nilüfer daha sonra Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne dökülür
Soğukpınar Kaplıkaya Değirmendere ve Madendere ile dağın kuzeyinden doğan Gökdere Kaplıkaya Kırkpınar ve Balıklı derelerinin tümü Nilüfer’e karışarak Marmara Denizi’ne dökülür 1930′lu yıllarda Bursa ovasına açılan Almankanalı Cenupkanalı ve Anakanal gibi kanallar da Nilüfer’e bağlıdır 1671 tarihli bir kadı sicilinden anlaşıldığı üzere o dönemlerde Nilüfer Deresi ile çam ağaçları taşınmıştır “Velhasıl Bursa sudan ibarettir” diyen Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de bu suyun asla geçit vermediği yazar
Uluabat Gölü (Apolyont Gölü)
Türkiye’nin 10 büyük gölü olan ve Nilüfer ilçe sınırlarında bulunan Uluabat Gölü kentin en gözde doğal güzelliklerinden biridir
Yüzölçümü 156 km2 olan gölün kuzey ve batı kıyıları sazlık ve bataklıktan oluşmaktadır Doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 25 en geniş kesiminde genişliği 14 kilometredir Göl havzasının büyüklüğü yaklaşık olarak 10 bin 500 kilometrekare göl alanı 13 bin 500 hektar derinliği ise ortalama 2 4 en çok 4 metre dolayındadır
En önemli beslenme kaynağı göle saniyede ortalama 64 metreküp su getiren Mustafakemalpaşa Çayı’dır Çayın mevsimlere göre getirdiği su miktarında görülen değişiklikler göl su düzeyinin alçalıp yükselmesinde neden olmaktadır Ayrıca gölün güneybatısındaki tarım alanlarının drenaj suları da göle verilmektedir Gölün fazla suları gölün batısındaki Uluabat Deresiyle Susurluk Çayı’na ve bu çayla birlikte Marmara Denizi’ne ********tadır
Gölde irili ufaklı 9 ada vardır Bunların en önemlisi Gölyazı köyünün üzerinde kurulu olduğu ada ile Halilbey (Alyos) ve Nailbey (Manastır) adalarıdır Gerek Alyos gerekse Manastır adalarında Bizans döneminden kalma örenler bulunmaktadır
Uluabat Türkiye’nin önemli balıkçılık alanlarından biridir 21 balık türünün bulunduğu ve daha önceleri kerevitin bol olduğu gölde şimdilerde daha çok sazan ve turna avlanmaktadır
Uluabat Gölü sucul bitkiler yönünden de ülkemizin en zengin sulak alanlarından biridir Gölün hemen hemen bütün kıyıları geniş sazlıklarla sığ kesimleri ise su içi bitkileriyle kaplıdır Göl Türkiye’nin en geniş nilüfer yataklarına sahiptir
Anadolu’ya kuzeybatıdan giren kuş göç yolu üzerinde yer alması ve önemli kuş alanlarından Kuş Gölü’ne çok yakın mesafede bulunması nedeniyle Uluabat Gölü kuş varlığı yönünden sadece ülkemizin değil Avrupa ve Ortadoğu’nun da en önemli sulak alanlarından biridir Türkiye’deki 97 önemli kuş alanından biridir Uluabat Gölü dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan kuş türlerinden Küçük Karabatağın ve Tepeli Pelikan’ın önemli beslenme ve kışlama alanıdır
Antik çağda çok daha büyük olan Uluabat Gölü ile Marmara Denizi arasında deniz taşımacılığı yapıldığı bilinmektedir
1980’li yıllardan sonra göl yakınlarında kurulmaya başlanan sanayi ve Orhaneli Çayı’nın taşıdığı kömür atıkları dolayısıyla gölün suyunda büyük ölçüde kirlenme ve göl alanında daralma başlamıştır
Göl ve havzasındaki yaşamın tehlike altına girmesi üzerine bölge 1998 yılında uluslararası “Ramsar Sözleşmesi” kapsamında koruma altına alınmıştır 2000 yılında ise uluslararası ‘yaşayan göller’ kapsamına alınan Uluabat Gölü çevresindeki biyolojik çeşitlilik nedeniyle de doğasever ve çevreci bakışların buraya yönelmesine yol açmıştır
Ayvaini Mağarası
Uluabat Gölü yakınlarındaki pekçok şirin köyden biri olan Bursa’ya 40 km uzaklıktaki Ayva Köyü eşsiz bir özelliğe sahip
Dünyanın en inatçı aşıkları: Galata Kulesi & Kız Kulesi
Kız Kulesi’yle Galata Kulesi, tarih sayfalarını karıştırdıkça dile geldiler Hezarfen’in çöpçatanlıklarını, zindanlardan eğlencelere uzanan aşklarını, gerçekten yaşıyor olmak için nefes almanın şart olmadığını, yaşadıklarını anlattılar
Depremler, yangınlar, zaman, yaş farkı, uzaklıklar engelleyememiş birbirlerini uzaktan seyretmelerini, sevmelerini Değişiklikler de… Kız Kulesi ile Galata Kulesi, yüzyıllar boyu çok değişiklikler yaşamışlar; ülke yönetimleri değişmiş, görevleri değişmiş; bir eskimişler, bir yenilenmişler Tarih boyunca kâh zindan olmuşlar, kâh karantina Birinden boğazdaki gemiler gözlenmiş, diğerinden şehirdeki yangınlar Onlar, belki de dünyanın zamana ve mekâna karşı direnen en inatçı aşıkları
Haydarpaşa Tren İstasyonu

Haydarpaşa

Balıkpazarı
1930′larda Balıkpazarı
(Selahattin GİZ arşivi)
Dedik ki Kapalıçarşı “Kuyumcuların”, Mısır Çarşısı ise “gıdacıların” ve “şifalı otların” buluştuğu bir merkezdir…
Balık Pazarı ise, adından da anlaşılacağı gibi devasa bir balık marketidir İstanbul Balık Hali dahil olmak üzere Balık Pazarı’nın çeşit zenginliği ile hiçbir emsali güreş tutamaz Bodrum’un ahtapotu, Antalya’nın kalamarı, Çanakkale’nin karidesi, Saroz’un Orfozu ve daha niceleri her dem taze müşterilerin beğenisine sunulur
Sadece bu kadarla kalsa gene iyi… Aklınıza gelebilecek her türlü içki mezesini, özellikle de deniz mahsulü olanları Balık Pazarı’nda bulmanız mümkündür
Ürünlerinin yanısıra, atmosferi ile de ziyaretçilerini büyüleyen Balık Pazarı aynı zamanda İstanbul’un en büyük ve çeşit zenginliği bakımından da en önemli sebze ve meyve pazarıdır
Üstelik… Kentin en ünlü bir mekanı ile de “komşu”dur Tarihi Çiçek Pasajı ile… Birbirinden hoş mezeleri, keyifli atmosferi ve ünlülerin neşeli sohbetlerine kucak açan Çiçek Pasajı, hani deyim yerinde ise “Meyhaneler Çarşısı”dır Geçirdiği büyük yangından sonra restore edilen ve görüntüsü “yenilenen” Çiçek Pasajı, yine de eski müşterilerine, o eski keyifli günleri vaadetmekten ve sunmaktan geri kalmamaktadır
Adres: Dolmabahçe Cad Beşiktaş
Telefon: 0212 236 90 00
Dolmabahçe Sarayı girişine Sultan II Abdülhamid tarafından 1890-1895 yılları arasında yaptırılmıştır Saray mimarı Sarki Balyan tarafından Neobarok ve Ampir tarzında yapılmıştır 2 metre yüksekliğinde ve 4 katlıdır Iki tarafında Sultan 2 Abdülhamid`in tuğrası bulunur Saatçibaşı Johann Meyer tarafından takılan Paul Garnier markalı saat 1979`da kısmen elektronik sisteme çevrilmistir ve çalışır durumdadır
Kapalıçarşı
Kapalıçarşı, aslında tek başına bir kente bedeldir Bir yandan yayıldığı muazzam alan, bir yandan içindeki dükkanların sayısı ve çeşitliliği ile dünyanın önde gelen merkezlerinden biridir Doğal olarak bu görkemine bir de tarihsel önemini ekleyecek olsak, sanırız Kapalıçarşı’nın konumunu bir nebze de olsa özetleyebiliriz
Nuruosmaniye ile Beyazıt’ı bağlayan iki ana kapısı arasında büyük bir ana cadde ve bu ana caddeye açılan irili ufaklı onlarca sokak, Kapalıçarşıyı aslında onlarca kapı ile çevresine bağlamaktadır
Kapalıçarşı aynı zamanda dünyanın en büyük kuyum çarşısıdır Dünyada bir eşi daha bulunmayan el emeği ve göz nuru kuyumlar, çevresindeki hanlarda şekillenir ce Çarşı’nın vitrinlerinde ziyaretçilerini bekler Bir dönem göz kamaştıran müzayedelerin yapıldığı Büyük Bedesten ile yanı başındaki Sandal Bedesteni, bugünlerde Halıcıların mekanı olmuştur Sandal Bedesteni’nin hemen gerisinde ise “Bitpazarı” olarak da anılan 2 el ev eşyalarının satıldığı dükkanların sıralandığı galeri yer alır
… Ve, Türkiye ekonomisine bile adını verdiği, serbest piyasanın kalbinin attığı döviz piyasası yine Kapalıçarşı’da doğmuş ve adı ile özdeşleşmiştir
Döviz bulundurmanın yasak olduğu günlerde, el altından dövizlerin bozulduğu yan sokaklar, artık Türkiye ekonomisinde “resmi” adıyla anılmaktadır
HİDİV KASRI

Hidiv, Osmanlı’nın Mısır valilerine verdiği ünvandır 19 yüzyılın sonlarında, genç yaşta Mısır Valisi olan Abbas Hilmi Paşa, Osmanlı devletinden Mısır’daki İngiliz nüfuzunu kırabilmek için destek sağlayabilmek için uzun süreli İstanbul’da kalması gereken genç Paşa,1903 yılında Çubuklu’da iki ahşap yalı satın alır Zamanla yalılarının arkasındaki yamaçları ve üst düzlüğü kapsayan 270 dönümlük bahçeyi de alan Paşa,1907 senesinde İtalyan mimar Delfo Seminati’ye o devrin mimari modasına uygun olarak art nouveau tarzındaki muhteşem saray yavrusunu yaptırır 1000 m2 alan üzerine yapılan, Boğaz tepelerinden iki kıtayı birleştiren, masmavi kanalı ve yeşil ormanları seyredin kulesi ile müstesna bir yapıdır
Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı Sunnet Odası

Topkapı Sarayı Harem

Ayasofya Camii

Yerebatan Sarnıcı
Kız Kulesi
Şanlıurfa – Balıklı Havuz

|
|
|