Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
türkler, türklerde, yaşam, şekli

Ön Türkler Ön Türklerde Yaşam Şekli

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ön Türkler Ön Türklerde Yaşam Şekli




Ön Türklerde yaşam şekli





Tarihte Ön Türklerin yaşamış olduğu Selenga bölgesinden bir görüntü



Bozkır

Coğrafi zorunluluklar ve iklim değişikliklerin gibi sebeplerle Sibirya ve bugünkü Rus düzlüklerinden Orta Asya bozkırlarına indiği düşünülen Türkler, orman avcılığından göçebe çobancılığa geçiş süreci yaşamıştır Türk dilinde ormancılık ve orman yaşamıyla ilgili sözcüklerin, bozkır yaşantısındaki sözcüklerden daha eski olması ve Pazırık Kurganında ren geyiği görünümü verilmiş atlar çıkartılmış olması bu süreci doğrulamaktadır Coğrafi şartlar ve iklim değişiklikleri veya bilinemeyen nedenlerden ötürü Türk kabilelerinin büyük bir kısmı yerleşik ve ormancılık hayatından bozkır hayatına geçmişlerdir ve bir şekilde bozkır hayatına adapte olmuşlardır

Bugünkü Doğu Türkistan, Moğolistan ve Altay bölgelerinin İlkçağ'da ve Orta Çağ'ın başlarında Türkler'in anayurdu olduğu düşünülmektedir Bu alan; 1200 ila 1400 metre arasında değişen bir yayladır Büyük çöküntüler ve yüksekliklerden oluşan bu arazide Altay Dağları'nın yüksekliği 4600 metreden fazladır Ötüken'in bulunduğu bölge 4000 metre civarındadır Cungarya ve Gobi Çölü'nün bulunduğu alan yılda 100 milimetreden az yağış alır Bugünkü Doğu Türkistan, Moğolistan ve Altay bölgelerin de yıllık yağış 200 milimetreyi geçmez Kışın soğuk şiddetlidir: -50 dereceye kadar düşer Kışın büyük bölümü toprak karlar altındadır Yazın hava çok sıcak olabilir ya da kötü geçen yıllarda fırtına da görülebilir Sık ladin, çam, köknar ormanlarıyla kaplı yüksekliklerin eteklerinde çayırlar vardır Çukur yerlerde ise ağaçlıklı otlaklar ve çalılıklar vardır Bu bölgelerden Çin'e doğru giden topraklar ve İran'a doğru giden topraklar uçsuz bozkırlarla ve çöllerle kaplıdır Altay'a yakın Sibirya bölgelerinde ise tayga iklimi vardır

Böyle bir alanda İlkçağ ve Orta Çağ'da yaşayan topluluklarda ekonominin temeli hayvancılığa dayanmaktadır Geniş steplerde en çok at ve koyun yetiştiriciliği yapılmaktadır Bunlardan başka deve ve sığır da beslenmektedir Koyunun yünü eğilerek ip yapılır ve bundan halı, kilim üretilmektedir Andronova ve Afanasyevo Kültür kalıntıları sebebiyle, bilim adamları halının ana yurdu olarak Orta Asya'yı göstermektedir

Özellikle Orta Asya nüfusunun çoğunluğunu teşkil eden göçebe toplumlarda hayvancılık ön plandaydı Bu yüzden Orta Asya bozkırlarında göçebe hayatı yaşayan insan toplulukları yazlık alanlar ve kışlık alanlar belirleyerek belirli bir yol üzerinde göç ederlerdi Göçler rasgele değildi Göç edilecek yerler ve takip edilen yollar önceden belirliydi Böyle bir Bozkır hayatına bağlı olarak On iki Hayvanlı Takvimi gelişmiştir Bu takvim güneş ile ay arasındaki döngüye ve "geyik böğürtüsü", "bir hayvanın doğması","bir göçmen kuşun geri dönmesi" gibi doğa olaylarına bağlıdır

Bozkır hayatında, sebzeye karşı fazla istek duyulmazdı Sütlü darı, peynir, yoğurt ve kısrak sütünden yapılan kımız, Orta asya topluluklarının başlıca besin maddeleriydi At ve koyun etinin saklama ihtiyacı "ilkel konserveciliğin" gelişmesine yol açmıştır Göçebe topluluklarda "yonca"nın ve "darı"nın oldukça önemi vardı

Arabalar ve Çadırlar





Orta Asya'da bir yurt



Herhangi bir vesileyle ya da mevsimsel olarak yapılan yolculuklar,"iki hörgüçlü deve" olarak adlandırılan soğuğa dayalı develer, arabalar ya da "kızaklar"la yapılırdı "Kızaklar"dan yazıtlarda söz edilmiş olup, oyma resimlerle de tasvir edilmiştir Develer daha çok ticarette kullanılıyordu Yaylak ve kışlak arasında göçlerde, hayvan koşulan arabalar yeğleniyordu Bu taşıt araçları, bozkır hayatında rakipsiz hüküm sürüyordu Bu arabalar öküzler ve daha da seyrek olarak develerle çekiliyordu Pazırık Kurganında bir mezarda bulunduğu gibi bu arabaların boyutları oldukça büyük idi Eldeki bir örnekten anlaşıldığına göre, yüksekliği 3 metre, genişliği 335 metre, tekerleklerin çapıysa 215 metreydi Çin kayıtlarında olduğu gibi, "yüzlercesi aynı zamanda düz bir çizgi halinde ağır ağır ilerler" durumundaydı Hun döneminde ailelerin taşınması için iki tekerlekli Çinliler'in "tie-lo" ya da "ting-ling" dediği arabalar da kullanılmaktaydı

Tam anlamıyla birer göçebe arabası olan bu arabalar, içinde ev tanrılarının taht kurduğu, kadınların yün eğirdikleri, dikiş diktikleri, gerçek birer konuttu Bu arabaların kullanılması "keçe çadır"dan yararlanılmasını ortadan kaldırmamıştır ya da ikame edilen bir gereç değildi Göçün sonunda toprağa "keçe çadırları" kurulurdu

Devlet erkanı için dikdörtgen ya da kare tabanlı çadırlar ve halk arasında yuvarlak çadırlar kullanılıyordu Bu çadırlara "yurt" denilirdi Yurt bugün Türkçe'de, "ülke, konaklama yeri, kişinin üzerine evini inşa ettiği toprak parçası"anlamına gelmektedir

Birbirine yan yana bağlanmış keçe kaplı, esnek odunlardan yapılan yurtlar, yuvarlak tabanlı ve büyük bir çan şeklindeydi Üst ucunda bir duman deliği vardı Çadırın ortasındaki ocağın üstüne açılan ve aşağıdan kapatılabilen bu delik, çadırın ana eksenini oluşturmaktaydı Çadırlarda kapı "güneşin doğduğu yöne saygı" nedeniyle doğuya açılırdı Eski Türkler tarafından kesin şekilde uygulanan bu kural, 10yüzyıla doğru güneşin geçtiği en yüksekteki nokta göz önüne alınarak güneye açılacak şekilde yapılmaya başlanmıştır Evin yönleri, dört ana renkle adlandırılırdı: Ak, Kara, Sarı, Kızıl Çadıra girişte "kapı girişine basmak ve oturmak" ata ruhlarının giremeyeceği inancıyla yasaktı

Yerleşik olmayan halk "yurt" ya da "otağ" adı verilen çadırlarda kalırdı Yerleşik halk ise kerpiç ve ahşap malzemeden yapılan evlerde kalıyordu

Atın önemi

Bozkır hayatında hayvan yetiştiriciliği temel uğraştı Orta Asya düzlükleri ve çayırları hayvan yetiştirmek için uygun şartları sunmuştu Devletlerin başkentleri için at ve deve yetiştiriciliğinin en uygun yapıldığı yer olan Orhun vadisi tercih edilirdi Orta Asya bozkırlarında at yetiştiriciliği yaygın bir faaliyet haline gelmiştir Ama çöllerde, ormanlık bölgelerde, tarım bölgelerinde, Sibirya'da, Çin'de, Avrupa'da, ırmak vadilerinde, Mısır'da at yetiştiriciliği imkansızdı Çünkü yerleşik ülkelerin hiçbirinin büyük sürüleri beslemeye yetecek kadar otlağı yoktu Bu nedenle Türkler, yerleşmektense buralara konaklamayı tercih edeceklerdir Atlı gücün varlığı ve bekası bozkırlardı

Çin kayıtlarına göre, Asya Hunlarının sürülerindeki hayvan sayısı normal zamanda kişi başına onbeş ila yirmibeş büyükbaş hayvan arasında değişiyordu Bu sayı yokluk yıllarında en yoksul boylarda kişi başına ikiden aza düşer Refah döneminde en zengin boylarda kişi başına yaklaşık üç yüze çıkardı (MÖ127 Çin kayıtları)

Asya Hunlarının sayısı 15 milyon olduğu tahmin edildiğine göre, 30 milyon hayvan bulunuyordu Ve bunların 4 milyon kadarı attı Bu sayı bolluk dönemlerinde 12 milyon ata çıkmaktaydı (MS 46 Tarihi kayıtları)

Bu rakamlar, göçebelerin savaşa en az kişi başına üç at götürdükleri ve bunun oranla her zaman yorgun olmayan bineklere sahip olmak olanağı sağladığı yolundaki görüşleri doğrular niteliktedir Bir milyon at, 300000 kişilik ordu için yeterli olmanın yanında aşırı bir sayıdır

Bir milyon atı beslemek Çin ve Hindistan'da imkansızdır Macaristan ve tüm Avrupa otlakları bir milyon at için yetersizdir Bu nedenle Türkler gittiği her ülkedeki araziyi otlağa çevirmeye çalışmış ve tarımı ikinci plana atmıştır Çinliler, bu kadar atlı güçten korunmak amacıyla akıldışı fiyatlarla çok sayıda at satın alınarak Orta Asya gücünü kırmaya çalışmıştır (MS Çin kayıtları) İleri dönemlerde at yetiştiriciliği sebebiyle Türkler'in uygarlık topraklarında (Avrupa-Mısır-Irak-İran-Anadolu-Karadeniz'in kuzeyi) tutunmaları iki yüz yılı almıştır

Ticaret

Hayvancılık, avcılık, savaş ve istilalar gibi insanlığın temel gereksinimleri Orta Asya'daki Türklerin ekonomik faaliyetlerini fazlasıyla karşılamaktaydı Ticaret genel olarak Türkler'in yapısıyla uymuyordu Ancak İpek Yolu ve Kürk Yolunun varlığı, Türkler için vazgeçilmezdi Bu yolları tam denetim altına alınması, ülkenin refaha kavuşması anlamına gelmekteydi

İpek yolu'ndan geçen maddeler: Baharat, misk, kürk, madenler, deri, tekstil ürünü, değerli taşlar, porselenler ticari açıdan ipekten değerliydi Kervanlar Türk kabileleri için büyük gelir kaynağıydı

Pekçok kabile bu ürünlerin taşımacılığını yapıyordu Devasa kervanlar ve kervan ticareti ekonomik hayatın büyük kısmını oluşturuyordu Çin kayıtlarına göre, Çinliler Orta Asya topluluklarından canlı hayvan, deri, kürk ve hayvani gıdalar alırlari onlara giyim eşyası ve tahıl satarlardı

Şehirlerde yaşayan halk, ticaretle uğraşmaktaydı Kürk Yolu ve İpek Yolu üzerinde pekçok şehir ve kasaba kurulmuştur Çin yıllıklarına göre kürk yolundan "sincap, sansar, samur, kunduz ve vaşak" kürkleri ticareti yapılıyordu Uygur döneminin önemli şehirleri; Karabalgasun, Beşbalık, Turfan, Hoça, Karaçar'dı

Tarım ve Sanayi

Türk topluluklarının bir kısmı da köylerde ve şehirlerde yaşamaktaydı İklim ve toprağı elverişli bölgelerde tarımla uğraşılmaktaydı Yerleşik topluluklarda ipek böcekçiliği oldukça yaygındır Çin kaynaklarında, Hunlar'ın buğday ve darı yetiştirdiklerinden bahsedilir Altay ve Sayan Dağları'nda, buğday üretiminin enaz üç bin yıldır yapıldığı arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır Göktürk Kağanı Kapgan Kağan'ın Çinle yaptığı anlaşmanın bir maddesi "Göktürklere tarım aletleri ve tohumluk verilmesiyle" ilgiliydi Hunlar ve Göktürkler zamanında tarımın geliştiğini gösteren kanıtlardan birisi de "Tötö kanalları"dır Kanalın uzunluğu 10km kadardır ve Altay bölgesindedir

Uygurlar döneminde tarımla uğraşan halk Çin kayıtlarına göre "bakla, bezelye, karpuz, kavun ve üzüm" üretmekteydi Üzümden "şarap ve pekmez" yapılmaktaydı Bu dönemde tarlaya "tarıglag", çiftçiye "tarıgçı" denmekteydi Sakalar'ında kullandığı "Saban" kelimesi Türkçe'nin en eski sözcüklerinden birisidir

Bilge Kağan'ın Çin'deki örneklerine bakarak bir kent kurmayı düşlediği günler, Uygurlar'la birlikte bir Türk realitesi haline gelmiştir

Orta Asya halklarının bir sanayisi olduğundan söz etmek elbette mümkündür Bunlar: Keçe ve halı maden sanayi (demir-tunç-altın vb) alanındaki üstünlüğü çevre ülkelerle kıyaslandığında yadsınamaz Göktürkler zamanında Bizanslılara bile demir satmışlardır

Sanat

Çoğu göçebe olan Orta Asya topluluklarında demircilik ve maden işçiliği gelişmiştir "Eyer" ve "koşum takımları" yapımı çevre kültürlere göre oldukça gelişmişti Yapılan eşyaların çoğu pars, kaplan, geyik, kurt, koyun, keçi ve at figürleriyle süslenmekteydi Realistik sanat anlayışı egemendi Tekstil ürünlerinde geometrik şekiller ve damgalarda bulunmaktaydı

Çin kayıtlarına göre Hun başkentinde usta marangozlar ve tahta oymacılar vardı Masa, sandalye, koltuk, dolap, yatak gibi eşyalar Hun saraylarında ve aristokrat kesimde kullanılıyordu

En eskisine Pazırık kurganında rastlanan halılar, göçebe ve yerleşik hayatın bir parçasıydı

Savaş

Karşı tarafca "Yenilmez" olarak kodlanan Orta Asya halkları, bu duygunun güvencesi altında başarılar elde etmiştir Üzerine yüklenen "Yenilmezlik" vasfını çok iyi kullanmışlardır Bu sıfat, sürdürdükleri savaşın korkutucu görünmesi gerçekliğe ve düşmanları üzerinde yarattıkları kaygıya uygundu

İlk Türk toplulukları, başıbozuk ve öfkeli vahşi bir grup değil, düzenli ve iyi yönetilen ordulara sahiptiler Herkes askerdi MÖ tarihlerden beri ordular tümen sistemiyle kurulurdu Dönemlerindeki tüm gözlemciler, bu orduların azla yetinme özelliklerine hayran kalmışlardır Atlı süvariler yanında piyade askerler de vardır Çin kayıtlarına göre, sefere çıkan Tonyukuk'un askerlerinin 1/3'ü piyadeydi Ordular aynı zamanda arkasından sürüklediği ekonomi demekti Ordu sürekli yenilenen ve dinamik bir güçtü Hareket kabiliyeti genişti

Savaş aletleri, kalkan, kargı, kılıç, temrendi Kılıç kabzaları çoğunlukla hayvan figürleriyle süslenmiştir

Kurganlarda çıkan kalıntılarda, eyerler, at zırhları, koşum takımları, zırh, kılıç, kalkan, oklar vardı Türk sanatıyla işlenmiştir Gözetleme kulesi kalıntıları bulunmuştur

Çin kayıtlarına göre Hunların ve Göktürklerin bir milyon civarında askeri vardı Çin kayıtlarına göre, en iyi süvariler ve en iyi okçular Orta Asya halklarınınkiydi

Türklerin kullandıkları savaş taktikleri arasında Geri çekilme taktiği, Hilal taktiği, Kurt kapanı taktiği, Çöle sürme taktiği gibi taktikler sayılmaktadır

Kutlamalar

Çin kaynaklarına göre, Hun müziği Çin müziğinden oldukça farklıydı Çin kayıtlarında "28 çeşit Hun halk türküsü"nün kaydı vardır

Giyim ve Beslenme

Gerek Ön-Türk kültürlerinde gerekse Hun ve Göktürk kurganlarında günlük hayatta kullanıldığı anlaşılan, düğme, kemer, kemer tokası, ilkel pantolon, ilkel ceket, çizme, şemsiye bulunmuştur

Çevre medeniyetlerle karşılaştırıldığında (Çin-Hindistan) ketenin ilk Orta Asya bozkırlarında kullanıldığı görülmektedir Bunun yanında pamuk, kenevir, yün ve ipek kullanımı da mevcuttur

Din

İlk Türk topluluklarında dini açıdan ise Tengricilik (Göktanrı dini) ön plana çıkıyordu Göktürkçede cennet, "uçmak"; cehennem "tamu" olarak tanımlanıyordu Din adamlarına "kam" deniyordu Bunun yanında "Atalar kültü" adı verilen ritüeller de toplum yaşantısında öne çıkyordu Orta Çağ'ın sonlarıyla farklı dinlerle de tanışmışlardır Ölen kişi adına "yuğ" adı verilen cenaze töreni yapılırdıFakat bazı kaynaklarda da Şamanizm ya da Kamcılık (şamanlar tarafından "deneyim" olarak ifade edilir), varlığı tüm insanların tarihinde erken taş devrine ve daha da geriye kadar kanıtlanabilen, inisiyasyon içeren bir vecd ve trans tekniği olan bu din inancı belirtilir

Şamanizmi en uzun süre ayakta tutmuş olan toplulukların arasında hiç şüphesiz Türkler de vardır Eski Türk inancı Tengricilik'te de hep varolmuş olan şamanizm geleneği, Kuzey ve Orta Asya'nın bazı Türk topluluklarında günümüze kadar hala sürdürülmektedir

Günümüzde bazı Batılıların ilgi duyup tekrar uygulamaya başladıkları şekline ise Neo-Şamanizm denir


Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.