|  | Bülent Ersoy Hayatı |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bülent Ersoy HayatıHayatı Kariyerine başlangıcı 1952 yılında istanbul'da doğdu  Sanat hayatına özel müzik dersleri alarak başladı  Ardından İstanbul Belediye Konservatuvarı'nı bitirdi  1960 yılında ailesi ile birlikte Malatya'dan İstanbul'a göç ettiler  Sahneye ilk adımını 1970 yılında Üsküdar Fıstıkağacı'nda bu gün Oya Düğün Salonu olarak bilinen, o devrin ilk aile gazinolarından birisi olan Özlem Aile Gazinosu'nda, Sunar Konser Bürosu-Fikret Torun tarafından düzenlenen ses yarışmasına katılarak,bu yarışmada birincilği kazanmış,1000 lira para ödülünü ve birincilik şiltini almış ve akabinde bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmıştır  Bülent Ersoy'un ilk sahne çalışması deneyimleri bu yerde başlamıştır  Daha sonra 1971 yılında ilk 45'liği Saner Plak'tan çıktı  (Lüzûm Kalmadı ve Neye Yarar Gelişin)  1974'te Büyük Maksim Gazinosu'nda sahneye çıktı  Çıkardığı klasik uzun çalar "tuti-i mucizeyi guyem ne dersem laf değil" adlı Plakla tüm müzik piyasasını alt üst eder ve rekor satış elde eder  İçkili gazinolara Klasik Türk Müziğini getiren ilk sanatçıdır  Fahrettin Aslan tarafından Müzeyyen Senar'a dinletildikten sonra Maksim Gazinosuna çıkması an meselesidir  Müzeyyen Senar, "Bu çocugu sakın kaçırma, eğer kaçırırsan, Türk Müziği büyük bir değer kaybedecek" der  Bülent Ersoy Maksim'e hemen alınır  Fahrettin Aslan, Bülent Ersoy'u assolist olarak çıkarmaya karar verir  Ancak gercek soyismi Erkoç olan Ersoy'un Soyadı Müjgan Gezen tarafından yumuşatılarak Ersoy olarak değiştirilir  Bülent Ersoy,sahnelere bomba gibi düşer  Hiç kimsenin altında çıkmayan ender assolisterden biridir  Artık Müzeyyen Senar'ın gölgesinden çıkmış kendi ekolünü yaratmıştır  Bir cok yorumcu onu taklit eder, hatta yasakli dönemini firsat bulup her taraftan bir Bülent Ersoy taklidi ortaya çıkar  Ancak yerini hiç kimse dolduramaz  Tüm yaşadığı olaylara karşın bügüne kadar zirvede kalmayi başarır ve hala çıktığı yerleri tamamen dolduran bir assolisttir  Klasik Türk müziği dalında eğitim görmüştür  Üstün müzik bilgisi ile diğer müzik türlerinden eserleri bile direkt notadan seslendirebilmektedir  Tangodan türküye, aryadan operaya, mehter marşından rock müziğine kadar) az sayıda da olsa popüler eserler de seslendirdi ve onlarca albümü yayınlandı  1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru unvanıyla ödüllendirildi  Ulusal ve uluslararası birçok konser vermiş olup, otuzyedi yıla yaklaşan sanat yaşamında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi  Kariyerinin devamı 1980 yılında London Palladium'da ve 1983 yılında Madison Square Garden'da sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu  Dario Moreno ve Ajda Pekkan'dan sonra Olympia'da konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu  Bulent Ersoy, Paris Olympia'da sahne almadan önce Fransız Devlet Televizyonu'na bir röportaj vermiş ve bu röportajda kendisine yöneltilen Türkiye sizin gibi bir sese yıllarca yasak koydu, nasıl yorumluyorsunuz? şeklinde bir soruya O bizim ülkemizin iç işi  şeklinde yanıt vermiştir  Ayrıca Bülent Ersoy'a Olympia Konseri'nin ardından Azerbaycan; Devlet Sanatçılığı ünvanını vermiştir  Son dönemler Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihi'ne ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı  Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı  Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi, Japonya'da ses laboratuvarlarında yapılan testler sonucu yüzde yüz kusursuz bulundu  ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirild Sahneye çıktığı yıllardan itibaren, cinsel tercihi doğrultusunda görüntüsü hızla değişti  O yıllarda bu konumuyla ilgi çektiği kadar tepkilerle de karşılaştı  Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
|  |