Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ateş, hastalığı, kanamalı, kkka, kırımkongo

Kırım-Kongo Kanamalı Ateş (Kkka) Hastalığı

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırım-Kongo Kanamalı Ateş (Kkka) Hastalığı





2002 yılından itibaren ülkemizde görülen, kene ısırığı ile oluşan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi son günlerde yine gündeme gelmiştir Bununla ilgili basında ölümle dahi sonuçlanana vakalar yer almaktadır

Kırım-Kongo Kanamalı Ateş (KKKA);

İnsanlarda başlıca ensefalit (beyin zarı iltihabı), kısa süren ateşli hastalıklar, kanamalı ateşler, poliartrit (eklem iltihapları) ve raş(cillte kırmızı döküntüler) ile ön plâna çıkan sendromlar şeklinde görülür

Bu hastalık , virüslerin meydana getirdiği, şiddetli bir seyir gösteren ve ölüm oranı oldukça üksek (yaklaşık % 30) olan bir hastalıktır Hastalık hayvanlarda, insanlara nazaran daha yaygın olarak görülmekle beraber belirtisiz seyretmekte olup tek tek vakalar veya salgınlar şeklinde insanlarda da görülebilmektedir
KKKA ilk olarak 1944 yılında Kırım’da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır Daha sonra 1956 yılında Kongo’da görülen hastalığın, 1969 yılında Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğunun farkına varılmış ve hastalık bundan sonra bugünkü bilinen ismiyle anılmaya başlamıştır
Hastalık sıklıkla Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da salgınlar yapmaktadır

Virüs, bir çok evcil ve yabani hayvanı enfekte etmekte ve hastalık hafif seyretmektedir Bir çok kuş virüse karşı dirençli iken, virüsün yayılmasında önemli rol oynarlar Hayvanlardaki hastalık enfekte kenelerin ısırması ile başlamaktadır

KKKA’nın bulaşmasında Hyalomma soyuna ait keneler daha büyük bir yere sahip olmakla birlikte, 30 kene türünün bu hastalığı bulaştırabileceği bildirilmektedir Keneler, insan veya hayvanlardan kan emerken virüsleri de bulaştırırlar

Küçük omurgalılar ve özellikle yerde beslenen kuşlar, keneleri enfekte eden en önemli konak grubunu oluşturmaktadır

Hyalomma soyuna ait keneler Ülkemizin de içinde bulunduğu çok geniş bir coğrafik alanda yerleşmişlerdir Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir Türlere göre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur

Hastalık daha çok hayvancılıkla uğraşanlarda, mezbaha çalışanlarında ve kırsal alanda yaşayanlarda görülebilmektedir Enfekte hayvanların kan ve dokuları ile temas sonucu da geçiş olabilmektedir

Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KKKA’da da korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir

Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma önlemleri (eldiven, önlük, gözlük, maske vb) alınmalıdır
Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zordur Keneler yumurta dönemleri hariç diğer biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan emebilir Hem mera keneleri hem de mesken keneleri gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için konakçılarından kan emmek zorundadırlar; genel olarak da konakçı ayırdetmezler Coğrafik bölgelere ve türlere göre değişmekle beraber, KKKA’yı bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak nisan ve ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki salgınların sebebi de budur

Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması gerekmektedir Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır

Piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir

Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir

Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun ilaçlarla ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilâçlanmalıdır

Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak için repellent olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir Aynı maddeler hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir;
Kenelerin çevrede çok olması halinde mera, çayır, çalı, çırpı ve gür otların bulunduğu yerler gibi kenelerin yaşamasına müsait alanlarda, diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, insektisit uygulamalarına başvurulabilir Açık alanlara insektisit uygulamalarının uygun görüldüğü durumlarda sırtta taşınan pompalar kullanılabilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.