Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akciğer, belirtileri, kanseri, tedavisi

Akciğer Kanseri Belirtileri Ve Tedavisi

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Akciğer Kanseri Belirtileri Ve Tedavisi





Akciğer Kanseri Belirtileri ve Tedavisi


Akciğerde başlayan kanserler iki ayrı tipe ayrılırlar Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri Bu kanserlerin birbirinden ayırımı, hücrelerin mikroskoptaki görüntülerine göre yapılır Her iki tip kanserde değişik şekillerde gelişip yayılır ve tedavi edilirler






Küçük Hücreli Olmayan Akciğer Kanseri


Küçük hücreli akciğer kanserlerinden daha yaygındır ve genel olarak daha yavaş gelişir ve yayılırlar Bu kanserin 3 ana tipi vardır:Bu tipler arasında tedavi ve yaşam süresi açısından fark yoktur

Küçük Hücreli Akciğer Kanseri


Bu kansere bazen de yulaf yulaf hücresi kanseride de denir Küçük hücreli olmayan akciğer kanserine göre daha az yaygındır Bu tipdeki kanserler daha hızlı gelişir ve vücudun diğer organlarına yayılması da daha fazladır


Akciğerlerde başlayan kanserler 2 tipe ayrılırlar Mikroskop altında hücrelerin görüntüsüne göre küçük olmayan hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri Her tip akciğer kanseri farklı şekilde büyür, gelişir ve tedavi edilir


Akciğer Kanserinde Risk Elementleri



Akciğer kanser oluşumu tek bir sebebe bağlanamaz Yapılan araştırmalar sonucu akciğer kanserinin bir çok nedeni bulunmuştur Çeşitli faktörler akciğer kanser oluşumunda rol oynayabilir Bunların çoğu tütün kullanımıyla ilişkilidir Kanser bulaşıcı değildir Bazı insanların akciğer kanser olma riski diğerlerinden daha fazladır Aşağıdaki durumlarda kanser riski artmaktadır


Sigara içmek akciğer kanserine neden olur Tütündeki zararlı maddeler (karsinojen) akciğerdeki hücrelere zarar verir Zamanla bu zararlı etkiler hücrelerde kansere neden olabilirler Bir sigara içicisinin akciğer kanseri olması; hangi yaşta sigara içmeye başladığı, ne kadar süredir sigara içtiği, günde içtiği sigara sayısı, sigarayı ne kadar derin içine çektiğiyle alakalıdır Sigara içmeyi bırakmak bir kişinin akciğer kanseri olma riskini büyük ölçüde düşürür


Puro ve pipo;puro ve pipo kullananlar bunları kullanmayanlara göre daha çok akciğer kanseri olma riskine sahiptirler Kişinin kaç yıldır puro veya pipo içtiği , günde kaç adet içtiği ve ne kadar derin içine çektiği, kanser olma riskini etkileyen faktörlerdir İçlerine çekmeseler de puro ve pipo içicileri akciğer ve ağız kanserinin diğer tipleri için de risk altındadırlar

Pasif içiciler (tütün dumanına maruzkalanlar); akciğer kanseri olma riski pasif içicilik durumunda da artmaktadır

Asbest; Belli bazı endüstrilerde kullanılan ve doğal olarak fiberlerde bulunan bir mineral grubudur Asbest fiberleri partiküllere ayrılmaya meyillidirler ve havada dolaşıp kıyafetlere yapışırlar Bu partiküller solunduğu zaman akciğerlere yerleşirler ve orada akciğer hücrelerini zarara uğratırlar ve böylece kanser gelişme riskini artırırlar Çalışmalar asbeste maruz kalan işçilerde akciğer kanseri gelişme riskinin maruz kalmayanlara göre 3-4 kat daha fazla olduğunu göstermiştir Bu artış gemi inşası, asbest madenleri, izolasyon işi ve fren tamiri gibi endüstrilerde çalışanlarda gösterilmiştir

Akciğer kanseri olma riski asbest işçileri sigara içiyorlarsa daha fazladır Asbest işçileri iş verenleri tarafından temin edilen koruyucu malzemeleri kullanmak ve tavsiye edilen iş ve güvenlik prosedürlerini takip etmek zorundadırlar


Hava Kirliliği; Akciğer kanseri ile hava kirliliğine maruz kalmak arasında bir ilişki bulunmuştur Ama bu ilişki açıkca tarif edilememiştir ve daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir

Akciğer Hastalıkları; Verem gibi bazı akciğer hastalıkları kişinin kanser olma riskini artırırlar Akciğer kanserinin veremle etkilenen bölgelerde daha fazla gelişme eğilimi vardır


Hastanın hikayesi; Bir kere akciğer kanseri olan kişinin tekrar ikinci akciğer kanseri olma riski, hiç kanser olmamış kişiye oranla daha fazladır Akciğer kanseri tanısı aldıktan sonra sigara içmeyi bırakmak, ikinci bir akciğer kanseri gelişmesini önleyebilir

Riskli meslekler; madenciler, tekstil, izolasyon ve tersane işçileri, petro-kimya, baca temizleyiciler, plastik sanayi işçileri, maden ve kaynak işçileri, çamaşır suyu üreticileri,cam seramik,muşamba ve batarya işçileri,boya,dökümhaneler,çelik işçileri


Akciğer kanserinden korunmanın en iyi yolu sigara içmeyi bırakmak veya hiç başlamamaktır



BULGULARIN FARKINA VARILMASI


Akciğer kanserinin belirti ve bulguları:


1- Bitmek bilmeyen ve zamanla daha kötüye giden bir öksürük

2- Kalıcı göğüs ağrısı


3- Kan tükürmek

4- Nefes darlığı


5- Hırıltılı nefes alıp-vermek


6- Sık sık zatürre veya bronşit olması ve geçmemesi


7- Boyun ve yüzde şişkinlik


8- İştahsızlık ve kilo kaybı


9- Yorgunluk


Bu bulgular akciğer kanserinden veya daha az ciddi durumlardan kaynaklanabilirBulguların bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir


AKCİĞER KANSERİNİN TANI KONUMU



Belirtilerin nedenlerini bulmaya yardımcı olması için doktor kişinin geçirdiği hastalıkları, tütün kullanma ( sigara,pipo,puro vs) durumunu, çevresel veya mesleki olarak maruz kaldığı maddeleri ve diğer aile fertlerinde kanser olup olmadığını sorgular Göğüs röntgeni ve bazı testler isteyebilir Eğer akciğer kanserinden şüpheleniyorsa balgam tetkiki (sputum sitoloji ; akciğerlerdeki mukozadan derin öksürükle çıkan materyalin mikroskopta incelenmesi) isterBu tetkik akciğer kanserini tespit etmek için basit ve yararlı bir testtir Doktorun kanserden emin olmak için akciğer dokusunu incelemesi gerekebilir

Biyopsi ile alınan küçük bir doku parçasının patolog doktor tarafından mikroskop altında incelenmesi kişinin kanser olup olmadığını gösterir


Bu doku parçasını almak için bir çok yöntem vardır


1)Bronkoskopi: İnce ve ışıklı bir tüp ( bronkoskop) hava yollarını görmek için ağızdan sokulur, hava yolları incelenir ve buradan küçük bir doku parçası alınır


2)İğne aspirasyonu: Göğüsten bir iğne sokularak tümörden küçük bir doku parçası alınması işlemidir


3)Torasentez: Bir iğne kullanılarak akciğerleri çevreleyen sıvıdan biraz alınıp bu örneğin incelenmesidir

4)Torakotomi: Kanseri tanımak için tümörden bir parça almak amacıyla göğüs kafesinin cerrahi müdahale ile açılmasıdır


HASTALIĞIN EVRELENDİRİLMESİ:



Yapılan tetkikler sonucu hastada kanser saptanırsa doktor hastalığın hangi evrede olduğunu öğrenmek isteyecektir Bu evrelendirme kanserin yayılıp yayılmadığını yayılmış ise vücudun hangi bölgesine yayıldığını bulmak için yapılır


Akciğer kanseri genellikle beyin ve kemiklere yayılır Hastalığın evresini bilmek doktorun tedaviyi planlamasına yardımcı olur Kanserin yayılıp yayılmadığını bulmak için kullanılan bazı tetkikler şunlardır:


Bilgisayarlı tomografi

Magnetik Rezonans İncelemesi

Kemik sintigrafisi; Kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığını gösterir Az bir radyoaktif madde kan dolaşımına verilir ve anormal kemik gelişimi olan yerde toplanırTarayıcı denilen alet bu alanlardaki radyo aktif seviyesini ölçer ve bunu röntgen filmine kaydeder


Mediastinoskopi / Mediastinotomi: Mediastinoskopi kanserin göğüsteki lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını gösterir



AKCİĞER KANSERİ TEDAVİSİ



Tedavi bir çok faktöre bağlıdır Bunlar akciğer kanserinin tipi, hastalığın evresi ve hastanın genel sağlık durumudur Bir çok değişik tedaviler ve tedavi kombinasyonları tedavide kullanılır

Ameliyat sonrası gözle görünür, tespit edilecek düzeyde kanseri kalmayan hastalara verilen ek tedaviye adjuvan tedavi denir Adjuvan tedavi ameliyat sonrası gözle görülmeyen ancak geride kalmış olması muhtemel az sayıdaki kanser hücrelerini öldürmek amacı ile verilir Adjuvan tedavi verilip verilmeme kararı patoloji raporundaki özelliklere, hastanın yaşına, ve genel durumuna göre belirlenir Hastalar ameliyat sonrası adjuvan tedavi olarak sadece kemoterapi veya sadece radyoterapi veya hem kemoterapi hem radyoterapi tedavisi alabilirler Bazen, çok erken evrede olan hastalarda ameliyat sonrası adjuvan tedavi gerekmeyebilir

Cerrahi Kanseri yok etmek için yapılan operasyondur Cerrahi müdahalenin tipi kanserin akciğerdeki yerleşimine bağlıdır Akciğerdeki küçük bir parçayı almak için yapılan operasyon ?wedge? veya ?segmental? rezeksiyon olarak adlandırılır


Eğer cerrahi olarak tüm lob alınırsa (lobektomi), sağ veya sol akciğerin biri alınırsa (pnomonektomi) olarak adlandırılır Bazı tümörler yerleşimi, büyüklüğü ve hastanın genel sağlık durumu nedeniyle ameliyat edilemez


Kemoterapi kanser hücrelerinin ilaçlarla öldürülmesidir Genellikle birden fazla ilaçtan oluşur Kemoterapiyi yalnız bu konuda özel eğitimi olan hemşireler verir Kemoterapinin verilme sayısı kür diye ifade edilir (1 kür, 2 kür gibi) ve genellikle aynı ilaçlar 21 veya 28 günde bir tekrarlanarak verilir Kemoterapi çoğunlukla damardan sıvı şeklinde ayaktan tedavi merkezlerinde veya ağızdan hap olarak verilir Bazen hastanın genel durumundaki bozukluk , verilen ilaçlar veya ilaçların veriliş şekillerine göre hastaların tedavilerini hastanede yatarak almaları gerekebilir Her kür sonrası hastalar medikal onkoloji polikliniğinde kontrol edilirler Bu kontrollerde hastalar muayene edilir, şikayetleri dinlenir, ilaçların yan etkileri sorgulanır ve vücuttaki diğer organlara bir zarar verip vermediğini araştırmak için bazı kan tetkikleri istenir Her kür öncesi kan sayımının yapılması ve bu sayımın kemoterapiyi veren yetkili hemşirelere gösterilmesi gerekmektedir Bir hastanın ameliyat sonrası kemoterapi alıp almayacağını, eğer alacaksa kaç kür alacağını patoloji raporundaki tümöre ait özellikler belirler Ancak bu kararların verilmesinde hastanın yaşı, genel durumu da önemli rol oynar

Bir gün içinde 12 saatten fazla zamanını yatarak geçirecek kadar genel durumu kötü olan hastalara kemoterapi verilmesi, yan etkilere tahammül edeme yeceklerinden uygun değildir Kemoterapi yapılması planlanan hastalar, ameliyat olmuşlarsa ameliyattan sonraki 3 hafta içinde kemoterapinin başlanması tercih edilir


Kemoterapi alan hastalar her kemoterapiden yaklaşık bir hafta kadar sonra medikal onkoloji polikliniğinde doktor kontrolünden geçmelidir Bu kontrolde hastalar muayene edilir, şikayetleri dinlenir, kemoterapinin yaptığı yan etkiler değerlendirilerek gerekirse ilacın dozunda yeniden ayarlama yapılır

Işın tedavisi:Aynı zamanda radyoterapi de denir Kanser hücresini öldürmek için yüksek enerjili ışınlar kullanılmasıdır Sınırlı her alana uygulanır ve bu alandaki kanser hücrelerini etkilerRadyoterapi bir tümörü küçültmeye yönelik olarak cerrahiden önce veya kanser hücresini yok etmek için yapılan bir müdahaleden sonra uygulanabilir Doktorlar radyoterapiyi genellikle kemoterapi ile birlikte cerrahi tedaviye karşı birinci alternatif olarak kullanırlar Nefes darlığı gibi belirtilerin giderilmesi için de kullanılabilir


Foto dinamik terapi Bu özel bir kimyasal maddenin kan dolaşımına verilmesi ve hücreler tarafından alınmasıdır Bu kimyasal madde normal hücreleri hızla terk eder Fakat kanserli hücrelerde daha uzun bir süre kalır Daha sonra bu hücrelere lazer ışığı uygulanarak maddenin aktif hale geçmesi sağlanır ve hücreler öldürülür


Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri tedavisi:


Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hastaları bir çok değişik yolla tedavi edilebilirler Tedavinin seçimi hastalığın yaygınlığı ile ilgilidir Cerrahi müdahale en yaygın tedavi şeklidir Radyoterapi ve kemoterapi de hastalığın süresini yavaşlatma ve semptomları kontrol etmede kullanılabilir

Küçük hücreli Akciğer kanseri tedavisi:


Küçük hücreli akciğer kanseri hızlı yayılır Bir çok vakada hastalık tanı konduğunda vücudun diğer bölümlerine de yayılmıştır Doktorlar vücuda yayılmış kanser hücrelerine ulaşmak için hemen hemen her zaman kemoterapi kullanırlar Kemoterapi içeren tedavi de akciğerdeki tümörler veya vücudun diğer bölümlerindeki tümörler hedeflenerek uygulanabilirlerBazı hastalara beyine yönelik radyoterapi orada kanser olmasa da uygulanabilir Bu tedaviye koruyucu beyin ışınlaması denir Bu beyinde tümör oluşmasını engellemek için verilir Cerrahi tedavi küçük hücreli akciğer kanserinde çok az uygulanır


YAN ETKİLER



Kanser tedavisinin yan etkileri tedavi tipine bağlıdır ve her hasta için farklı olabilir Doktor ve hemşireler tedavinin muhtemel yan etkilerini hastalara açıklarlar Yan etkilerden korunmak için tedavi öncesi ve sonrası yollar önerirler


Cerrahi Akciğer kanseri için temel tedavi yöntemidir Akciğer cerrahisinden sonra göğüste hava ve sıvı birikme eğilimindedirHastalar genellikle dönmekte, öksürmekte ve derin nefes almada yardıma gerek duyarlar Bu hareketler tedavi için önemlidir Çünkü geri kalan akciğer dokusunun genişlemesine yardımcı olur ve fazla hava sıvı birikmesine engel olurlar Göğüste ağrı, nefes darlığı akciğer cerrahisinin yaygın yan etkileridir Hastalar eski enerji ve güçlerine kavuşmak için hafta-aylara ihtiyaç duyabilirler


Kemoterapinin yan etkileri verilen ilaca göre değişir Genel bir kural olarak kemoterapi hızla çoğalan hücreleri etkiler Kanama sırasında pıhtılaşmayı sağlayan, hastalıklara karşı savunmamızı yapan ve vücudumuzdaki organlara oksijen taşıyan kan hücreleri hızlı çoğalan hücrelerdir Bu kan hücreleri kemoterapi aldıktan yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra sayıca azalırlar ve bu nedenle çabuk morarma veya diş fırçalama gibi küçük işlemler sonrası kanama olabilir Normalde vücudumuza girdiklerinde savunma sistemimiz güçlü olduğundan hastalık yaratmayan mikroplar kemoterapi sonrası savunmamızı sağlayan hücreler azaldığından kolaylıkla ateşli hastalıklara yakalanmamıza neden olabilirlerBu dönemde yıkanarak yediğimiz çiğ sebze ve meyvelere (örneğin salata gibi) en az 10 gün kadar yemekten kaçınmalısınızUnutmayınız ki bu yasak meyve ve sebzelerin hastalığınız üzerine olan herhangi bir etkisinden dolayı değil, ne kadar temiz yıkasanız da yiyeceğiniz sebze veya meyvenin üzerinde kalmış olması muhtemel mikroplardan kaçınmak içindir Yiyeceklerinizin bu zaman dilimi içinde pişmiş olmasına dikkat ediniz Eğer 3850C in üstünde bir saati geçen ateşiniz olursa mutlaka doktorunuza ulaşınız Ateşiniz var ve kan hücreleriniz kan sayımında düşük bulunursa antibiyotik tedavisi almanız gereklidir Kan hücrelerinizin sayısında meydana gelen bu azalma bir hafta ila 10 gün içinde kendiliğinden geçer ve hücreler normal sayılarına ulaşır


Bir başka hızlı çoğalan hücre grubu sindirim sistemi hücreleri ve kıl kökü hücreleridir Bu nedenle kemoterapi sonrası genellikle ilk haftadan sonra saçlar dökülür Hastalarda iştah kesilmesi, bulantı, kusma, ishal ve ağız yaraları gelişebilir, bu yan etkilerin hemen hepsi ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir Bu yan etkiler kısa sürelidir, hastaların şikayetleri bir sonraki kemoterapi başlamadan önce geçmiş olur

Kemoterapinin bahsettiğimiz bu yan etkilerinin şiddeti hastadan hastaya değişir Günümüzde modern kemoterapilerle uzun, kalıcı yan etkilere rastlamak nadirdir Ancak bazı kemoterapi ilaçları kalp üzerinde olumsuz etkiler yapabilir, bu tür ilaçları kullananlarda doktor periyodik olarak kalbinizin etkilenip etkilenmediğini anlamak için tetkikler ister Bugün kullanılan kemoterapi ilaç dozları ve kemoterapi kür sayıları kalp üzerinde olumsuz etki yapacak boyutta değildir Bazı kemoterapi ilaçlarını aldıktan yıllar sonra kan kanseri yani lösemi gelişme riski vardır

Ayrıca bazı kanser ilaçları yumurtalıkları etkileyerek yumurta hücrelerini öldürürler, böylece yumurtalıklar kadınlık hormonu olan estrojeni üretemez ve hastalar menopoza girerler Adetler seyrekleşir yada durabilir ve bu durumda kadınlar hamile kalamazlar Özellikle 35-40 yaşın üzerinde kemoterapi ile meydana gelen kısırlık kalıcıdır Daha genç hastalarda kemoterapi süresince kesilen adetler bir süre sonra normale dönebilir


Sağlık personeli kemoterapi sonrasında tedavinin olası yan etkilerini açıklarlar ve şikayetleri yok etmeye yönelik yollar önerirler


Kemoterapi ilaçları çoğunlukla damardan verilir ve verildikleri damara zaman içinde zarar verip, damarın sertleşmesine ve dışarıdan bakıldığında gözle fark edilebilir hale gelmesine neden olabilirler Kemoterapi alırken veya aldıktan sonraki gün ilacı aldığınız kolda kızarıklık şişme ve yanma olursa hemen doktorunuza haber vermelisiniz

Kemoterapi alırken herhangi bir nedenle ağrı kesici kullanmanız gerekirse doktorunuza danışınız Çünkü bazı ağrı kesiciler vücuttaki kan hücrelerinde sayıca veya işlevce azalmaya neden olabilirler Bunun dışında kalp, akciğer ve böbrek hastalığınız için kullandığınız ve hayati önemi olan ilaçlarınıza kemoterapi süresince devam edebilirsiniz Kullanmak zorunda olduğunuz bu ilaçları doktorunuza yaptığınız ziyaretlerde göstererek bir sakınca olup olmadığını sormanız uygun olur

Radyoterapi kemoterapi gibi hem kanserli hem de normal hücreleri etkilerRadyoterapi aldıkları süre içinde hastalar mümkün olduğunca istirahat etmelidir

Tedavi gören bölgedeki cilt kızarabilir, kuru, hassas ve kaşıntılı olabilirTedavinin sonuna doğru aynı bölge daha ıslak ve akıntılı hale gelir Bu derinin ışına karşı verdiği bir reaksiyondur Bu alan mümkün olduğunca hava ile temas edecek şekilde olmalı, sıkı iç çamaşırı ve kıyafetlerden bu dönemde kaçınılmalıdır Işın tedavisi aldığı süre içinde bu bölge suyla temas ettirilmemelidir Doktora sormadan bu bölge için herhangi bir losyon ya da krem kullanılmamalıdırIşın tedavisinin deri üzerindeki etkileri geçicidir Fakat etkilenmenin derecesi hastadan hastaya değişir Bazen ışın tedavisi almış alan bölgede cilt rengi normale göre daha koyu renkte kalabilir

Metastatik hastalıkta özellikle beyin metastazlarında beyin ışınlaması yapılırBu işlem 1 hafta veya 10 gün kadar sürer, ışın tedavisine bağlı bulantı ve kusma gibi yan etkiler gelişebilirBu durumlar için radyoterapist tedavi öncesinde ve tedavi devam ederken alınması gereken ilaçları hastaya anlatır


Beyine radyoterapi alan hastalar baş ağrısı, deride değişiklikler, yorgunluk, bulantı, kusma, saç dökülmesi, hafıza ve düşünme süresiyle ilgili problemle karşılaşalabilirlerBir çok yan etki zamanla geçer


Radyoterapinin diğer yaygın yan etkileri boğazda kuruluk ağrı, yutma zorluğu, yorgunluk, tedavi olan bölgede doku değişiklikleri ve iştah kaybıdır



DİĞER YAN ETKİLER



Kanser iştah azalmasına neden olabilir Bazı hastalarda ağızda tatsızlık oluşur Çoğunlukla tedavilerin yan etkileri olan bulantı, kusma ve ağızda yaralar hastanın yemek yemesini güçleştirir Fakat beslenme çok önemlidir Öğünler mutlaka yeterli kalori ve protein içermelidirler Böylece kilo kaybı ve dokuların kendini tekrar tamir etmesi sağlanabilir Tedavi alan hastalar, düzenli ve yeterli beslenirlerse kendilerini daha enerjik ve iyi hissedeceklerdir ve ilaçların yan etkileri daha az görülecektir


Verilen tedavi ile iyileşme şansı nedir?

Bazen hastalar iyileşme şanslarının rakamlarla ifade edilmesini isterler Aslında yapılan büyük çalışmalarda hangi evredeki hastanın ortalama ne kadar süre yaşayabileceğine dair rakamsal yüzde değerleri mevcuttur Ancak unutulmamalıdır ki bu istatistiksel değerler binlerce hastaya ait değerlerin bir ortalamasıdır, yani herhangi bir kanser hastasına ne olacağını önceden kestirmek için kullanılması tam olarak doğru olmaz Kanseri olan iki hastanın gelecekte ne olacağı birbirinden farklıdır, tümörün ve hastanın kendisine ait bugün henüz bilemediğimiz pek çok faktör aynı hastalığa yakalanan iki kişinin farklı seyirler göstermesinde etkili olmaktadır Bu nedenle kendinizi başka hastalarla kıyaslamayınız



HASTALARIN TAKİBİ :


Akciğer kanseri tedavisinden sonra hastanın takibi de çok önemlidir Düzenli kontroller sağlık durumundaki değişiklikleri ortaya çıkarır Böylece eğer kanser tekrarlar ya da yeni kanser oluşursa bu mümkün olduğunca çabuk tedavi edilebilir Bu kontroller muayene, göğüs filmi ve çeşitli laboratuar testlerini içerir Kontroller arasında ortaya çıkan herhangi bir sağlık problemi hemen doktora bildirilmelidir

Tedavi sonrası önerilen özel bir diyet yoktur, dengeli beslenme, fazla yağlı yiyeceklerden kaçınma, düzenli egzersiz yapmak yani normal şartlar altında her sağlıklı insanin uyması gereken kurallar sizin için de geçerlidir

Kilo kaybı, iştahsızlık, aşırı yorgunluk, bulantı-kusma, baş dönmesi, karın ağrısı ve dolgunluk, kemik ağrısı, iki haftadan fazla süren öksürük, baş ağrısı olduğunda normal periyodik kontrol zamanınızı beklemeden doktorunuza ulaşmanız gereklidir


Tedavi sırasında ve sonrasında cinsel yaşamınıza eskiden olduğu gibi devam etmenizde bir sakınca yoktur Kemoterapinin yumurtalık hücreleri üzerinde olan mutajenik (bebekte ciddi anormallikler olabilmesi) etkileri nedeni le tedavi süresince gebeliği önlemek için doğum kontrol yöntemlerinden biri tercih edilmelidir Verilen kemoterapi ilaçlarının çoğu yumurtalıkların çalışmasını bozar ancak bu etkilenmenin derecesi hastadan hastaya değişirGenç erkek hastalar gelecekteki yapay döllenme yada invitro fertilizasyon için kemoterapiden önce spermlerinin saklanmasını isteyebilirlerBazı kemoterapik ilaçlar periferik sinirlerdeki duyuları etkilediğinden ereksiyon yeteneğini yada ereksiyon sağlamayı ve sürdürmeyi engelleyebilirler


Tanı sonrası tedavi planı ile yaşadığınız fiziksel ve ruhsal sıkıntılar, hastalığa veya tedaviye bağlı yorgunluk, halsizlik hissi, cinsel yaşamınızın, istek ve heyecan duyma gibi duygularınızı etkileyebilir Cinsel yaşamınız ile ilgili bu tür sorunlar , bu dönemde yaşadığınız ve tedavi sonrası geçen diğer sorunlar gibi zaman içinde geçecektir

Cinsel yaşamınıza yönelik kaygılarınız olduğunu ve bu konuda yardım almak istediğinizi tedavi aldığınız kemoterapi ünitesindeki doktor ve hemşirelere belirtmekten çekinmeyiniz


KANSER HASTALARINA DESTEK


Ciddi bir hastalıkla beraber yaşamak kolay değildir Kanser hastaları tıbbi ve fiziksel değişikliklerle baş etmek bir yana hayatlarını zorlaştıran bir çok endişe, duygu ve düşüncelere sahiptir Kanser hastaları işlerini sürdürebilme, ailelerinin geleceği ve günlük aktivitelerini yapabilme konusunda endişelidirler Yapılan tetkikler, tedaviler, hastanede yatma gerekliliği, tedavi ücretleri onları endişelendirir Bu duygusal durumla baş etmek içinde yardıma ihtiyacı vardır Aslında bir hastanın bu duygusal durumuna dikkat etmek tedavinin bir parçasıdır Sağlık personelinin desteği, destek grupları, hastadan hastaya ilişkiler kişinin kendisini daha az yalnız hissetmesini önler ve az stresli olmasını sağlar Hayatlarının kalitesini artırır Kanser destek grupları kanser hastalarının tecrübelerini paylaşmak ve konuşmak için güvenli ortamlar sağlar Hastalar sağlık personeline böyle bir grup bulmak için danışabilirler


Doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları onların tedavi, çalışma ve diğer faaliyetleri konusundaki sorularına yardımcı olurlar Bunun yanı sıra dernekler, danışmanlar, dini topluluklar ve üyeleri hastaların kişisel problemleri ve gelecekleri ile ilgili olarak onların kaygılarını giderici yaklaşımlarda bulunabilirler

Arkadaşlar ve akrabalar hastalara destek olabilir Hasta, onunla dertleşecek diğer kanserli hastalarla tanışabilir Kanser hastaları destek grupları oluşturup onlarla tedavinin etkileri ve kanser konusunda bildiklerini paylaşabilir Bu konuda akılda tutulması gereken her hastanın farklı olduğudur Her ikisi de aynı kanser hastası olmasına rağmen bir hasta için doğru olan tedavi ve yaklaşım diğeri için yanlış olabilir Daima doğru olan arkadaşların ve diğer aile üyelerinin önerilerinin doktora danışıldıktan sonra uygulanmasıdır


YAZAN: Prof Dr Serdar Turhal Onkoloji Uzmanı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi




alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.